Görüşlerime fikirleriyle değil de uslüpsal bağlamda tepki veren kıymetli dostlara söyleyeceğim şudur ki on beş yıldır uzmanlık maaşı alan meslektaşlarına tekrarı olmayan bir sınavla öğretmenler arasında unvansal hiyerarşi görünümüne sebep olan bu durumu sorgulama cesaretini gösterebildiler mi?
Bunca sene uzman niteliğini haiz kıymetli meslektaşım elbette ki başöğretmenlik sınavına da girecektir.
Bu sınav iptal ol-ma-ya-cak.
Çalışan arkadaşlarımız halen uzman olan meslektaşlarıyla aynı vasfı taşıyıp aynı maaşı almak istiyorlar.
Gelecek yıl sınav şartı kaldırılıp mülakat şartı getirilirse, aynı zümre adalet için sınav olsun naraları atacaklarmış gibime geliyor.
Diyanet işleri baskanliğinda da uzmanlık var.Ve işin ilginç olan tarafı uzmanlık basamağı a yükselmenin maaşı önceki maaşının altında kalıyor .İnanmayan araştırsın.
Sınav olmasın,iptal olsun diyenler duygu ve düşüncelerini daha açık ifade edebilirler mi.
Mesela;
konular sade olsun,
Sınav geçme puanı 45 olsun,
Video izleme zorunluluğu bulunmasın,
Yıl şartından başka kriter olmasın,
vb.
Sayın hocam, biz de tam olarak sana bunu anlatmaya çalışıyoruz, Diyanet İşleri Başkanlığı örneği vermişsiniz ya, bu ve diğer örneklerde uzman ünvanı alanların veya sınavla terfi edenlerin yaptığı iş ve görev tanımı değişiyor, şu an bilinene göre ise bizim meslek kanununda böyle bir ayrım yok, yani bizim işleyiş farklı olduğu için de sistem de farklı olabilir, sınav olmamalı. Ayrıca bizdeki uzmanlık genel meslek dalında, yoksa alanda uzmanlık değil. Örneğin kendi alanında belki de çok üst düzey olamayan bir fizik öğretmeni bu sınavı geçerek uzman fizik öğretmeni olacak. Ama normal fizik öğretmeniyle aynı işi yapacak. Ama yine bir kariyer meslek grubu olan müfettişlikte, müfettiş yardımcısı sınavı geçip müfettiş olduğunda yaptığı iş ve sorumluluğu veya yetkisi değişecek. Bizde şimdi uygulanacak uzmanlık, başka meslek gruplarındaki sınavla olan görevde yükselmelerle âlâkası olmadığı için insanlar sınava karşı. Bu noktanın iyi anlaşılması gerekiyor. Yoksa sınavdan korkulduğu için karşı çıkılmıyor.Bu nedenle yıla göre terfi şeklinde olmalıydı. Alan dışı veya formasyon anlamında yüksek lisansın kabulü ise ayrı bir garabettir. Şimdi eğitim fakültesi mezunu bir öğretmen sınava girmek zorunda, ama başka bölüm okuyup yüksek lisans şekkinde formasyon tamamlayan sınavdan muaf! Ya da alanıyla hiç âlâkası olmayan tezsiz yüksek lisans yapanlarda sınavsız uzman öğretmen olabilecek. İşte bu uygulamalardan dolayı insanlar sınava karşı. Örneğin sınıf öğretmenliği mezunu, uzaktan eğimle "pazarlama yönetimi tezsiz yüksek lisans " yapmış biri uzmanlık sınavından muaf! O zaman sınava girmek olanlar şunu sorguluyor; uzman öğretmen demek ne anlama geliyor? Pazarlama yönetimi alanında tezsiz yüksek lisansla öğretmen uzman olabiliyorsa, niçin uzman öğretmenlik sınav var? Yani bu sınav neyi ölçüyor? Hani izlediğimiz videolardaki ölçme değerlendirme modülünde, bir ölçme aracının geçerlilik ve güvenirliliği konusu var ya, tam bu noktada uzman öğretmenlik sınavı bir ölçme aracı olarak neyi ölçüyor? Daha anlaşılır olması için, bir ölçme aracı olarak uzman öğretmenlik sınavından 70 puan almakla, pazarlama yönetimi alanında( veya eğitim bilimleri ile ilgisi olmayan her hangi bir alanda) uzaktan eğitimle tezsiz yüksek lisans yapmak aynı değeri taşımaktadır. İşte bu durum sınavın geçerlilik ve ölçme değerlendirme anlamında güvenirliliğini sorgulanır hâle getirmektedir. İşte bu yüzden insanlar sınavı anlamsız bulmaktadır. Yoksa olayı derinlemesine düşünmeden "Aa, bak öğretmenler uzmanlık ünvanı alacak ama sınav istemiyorlar, bedavadan uzman olmak istiyorlar, öğretmenler sınavdan korkuyorlar ." gibi yaklaşımlar doğru değildir.