Yorumsuz! : Haberler

ADSL'deki büyük tehlikeye dikkat
Infonet Genel Müdürü Taner Özdeş, ADSL kullanıcılarını bekleyen en önemli tehlikenin, genişbantta daha hızlı hareket edebilen virüs ve solucanlar olduğunu bildirdi.

Özdeş, hızla düşen internet erişim ücretleri ve genişbant servis hizmetlerinin yaygınlaşmasının, interneti diğer iletişim araçlarının önüne taşıdığını belirten Özdeş, 1.5 milyon kişiye yaklaşan ADSL abonelerini de bir çok tehlikenin beklediğini ifade etti.

Söz konusu tehlikelerin başında, virüs ve solucanların bulunduğunu anlatan Özdeş, e-posta yoluyla veya internet üzerinden indirilebilecek bu zararlı programların, bilgisayarı çalışamaz hale getirerek önemli bilgilerin kaybolmasına yol açabileceğini söyledi.

Casus yazılımlara dikkat
İnternet üzerinden gelebilecek diğer önemli bir tehlikenin ise casus yazılım (spyware) ve trojanlar olduğunu belirten Özdeş, bu ajan programların bilgisayarda bulundurulan her türlü parola, kredi kartı bilgileri gibi değerli kişisel bilgileri çalabildiğine dikkati çekti. Özdeş, trojanların ise bilgisayarın uzaktan ele geçirilmesine ve başka kişilerin amaçları doğrultusunda kullanılabilmesine imkan sağlayabilecek ''arka kapılar'' olduğunu kaydetti.

Özdeş, son yıllarda bir genişbant kullanıcısını bekleyen bir başka tehlikenin ise ''Olta saldırısı'' (phishing) adı verilen bir yöntem olduğunu anlattı. Özdeş, bu yöntemle kullanıcının kandırılarak, önemli bilgilerinin çalınmasının hedeflendiğini belirtti.

Olta saldırılarında en çok kullanılan yöntemin ''e-posta yolu ile kullanıcıların yanlış sitelere yönlendirilmesi'' olduğuna işaret eden Özdeş, özellikle internet bankacılığı kullanımının yaygınlaşmasının, olta saldırılarının bu alanda yoğunlaşmasına neden olduğunu söyledi.

'Geleneksel antivirüs programları yetersiz'
Infonet Bilgi Teknolojileri Bilgi Güvenliği Danışmanı Murat Kültür ise eskiden beri kullanılan ve sadece virüslere karşı önlem alabilen geleneksel antivirüs programlarının bugün yetersiz kaldığını bildirdi.

Saldırı tiplerine göre çok amaçlı güvenlik yazılımlarının kullanılmasının önemine işaret eden Kültür, genişbant kullanıcılarına; ''düzenli olarak güncellenen bir virüs, solucan, spyware ve trojan veri tabanına sahip olan, zararlı programları tespit edebildiği gibi, temizleme işlemini yapıp sistemi ilk haline getirebilen, Web üzerinde zararlı kod içeren sitelere erişimi engelleyen, olta saldırılarının yapıldığı sitelerin güncel bilgisini bulundurup bu sitelere erişimi engelleyen, etkin ve kolay kullanılabilir güvenlik duvarı (firewall) ve atak tespit sistemi (IDS) özelliklerini bulunduran yazılımlar'' önerdiklerini belirtti.

Uyku pozisyonunuz kişiliğinizi belirliyor 
Uyku üzerine araştırma ve analizler yapan uzmanlara göre, 6 ortak uyku pozisyonu ile farklı kişiliklerle ilişkili

Yatış pozisyonu uykuya dalma ve sağlıklı uyku üzerinde oldukça etkili..

İşte uyurken yatış pozisyonunuzun anlamları..



Fetus / cenin yatışı..
Cenin şeklinde yani anne karnındaymış gibi kıvrılarak yatmak, dışa dönük ancak duygusal, hassas bir kalbe sahip olduğunuzu gösteriyor. Bu tür kişiler birisiyle ilk buluşmalarında utangaç olabilir ancak kısa sürede rahatlarlar. Araştırmalarda 1000 kişiden % 41'i bu şekilde uyuduğu belirlenmiş. Kadınların erkeklerden 2 kat daha fazla bu poziyonda uyuduğu da tespit edilen diğer bir bulgu..

Kollar yanda dik yatış..
Çoğu kişi kollarını her iki tarafa sarkıtıp dik şekilde uyuyamaz. Bu şekilde uyuyunlar rahat, kalabalığa alışkın, yabancılara güvenen, sosyal insanlardır.. Buna rağmen, bazen kolay aldanabilirler..

Yaşlı duruşunda yatış..
Her iki kolunu kıvırarak ellerini yastığın yanına veya omuz hizasına koyan kişiler doğal insanlardır. Şüpheci, kuşkucu, iyiliğe şüpheyle bakan özellikler taşıyabilirler. Düşünceleri zor veya yavaş değişir. Bir karar aldıklarında, bunu değiştirmekten hiç çok hoşlanmazlar.

Asker yatışı..
Kollar vücudun yanlarında rahat bırakılmış yüz yukarı şekilde, sadece baş sağa sola dönecek şekilde yatanlar, sakin, sessiz, vakur, ağzı sıkı kişilerdir. Gereksiz yere konuşanlardan, ortalığı velveleye veren insanlardan hoşlanmazlar. Kendilerini diğer kişilerden yüksek olarak konumlandırırlar.

Yüzü koyun (serbest düşüş) yatış..
Yüzü koyun yani bacaklarınız aralık ve düz, kollar baş hizasında yastığın üzerinde olacak şekilde, başını sağa-sola çevirerek yatanlar, topluluk, sürü halinde yaşamayı sever. Başkalarından çok kendilerini önemserler.. Bunun yanında sinirli, huzursuz ve içli, kolay incinen kişilerdir. Eleştirilmeyi veya uç durumları sevmezler.

Deniz yıldızı yatışı..
Yüz yukarı, kollar başın her iki yanına yastığa konulmuş açık, bacakları sağa ve sola açık biçimde yatanlar iyi arkadaş olurlar. Bu tür kişiler her zaman başkalarını dinlemeye hazırdır ve yardım istediğinizde yardımcı olurlar. Genellikle ilgi odağı olmaktan hoşlanmazlar.

Hangi pozisyon sağlıklı?
Sağlık açısından yüzü koyun yatmak sindirimi durdurur, deniz yıldızı ve asker pozisyonlarında horlama ile sıkça karşılaşılır, kötü uyunmasına neden olur. Midenin baskılanmadığı, kolay nefes alınan düz bir yatış gece boyunca sağlıklıdır. Rahat uyku sağlar, horlamayı azaltır. Uyuyan kişiler nasıl yattığının farkında olmadığı için, bu şekilde yattıklarında bile çok iyi yku uyumaları her zaman mümkün olmayabilir. Bu tür araştırmalarda ayrıca, çoğu insanın uyku pozisyonunu değiştirmekten hoşlanmadığını da ortaya koyuyor. Buna göre insanların sadece % 5'i her gece farklı bir pozisyonda uyuduğunu belirtiyor.

 

AB'den Diyarbakır'a 17 okul

AB, "Temel Eğitime Destek projesi" kapsamında Diyarbakır'da 17 ilköğretim okulu yaptırıyor.



Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü Temel Eğitime Destek Projesi (TEDP) Koordinatörü Ahmet Özmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Temel Eğitime Destek Projesi kapsamında AB tarafından yaptırılan 17 okuldan 3'ünün tamamlandığını söyledi.

Tamamlanan bu 3 okulun yarın düzenlenecek törenle AB TEDP Proje Müdürü Richard Beckham tarafından Milli Eğitim Müdürlüğüne devredileceğini belirten Özmen, şunları kaydetti:

"AB tarafından Merkeze bağlı Tavuklu, Güzelköy ve Kırklardağı köylerinde yaptırılan ve toplam 21 derslikten oluşan 3 okulun teslimi yapılacak. Kalan 14 okulun yapımı da kısa sürede tamamlanarak, yeni eğitim ve öğretim döneminde hizmete girecek. Böylece AB tarafından Diyarbakır'da yaptırılan ve toplam 183 derslikten oluşan 17 okul sayesinde derslik sıkıntısı biraz daha azalmış olacak."



(bunun altından birşey çıkar ama .......)

Maden suyundan sakız çıktı

Serinlemek için büfeden meyveli maden suyu aldı. Ama içinden sakız çıktı...
Atatürk Havalimanı'nda satılan ünlü bir markaya ait maden suyu şişesinden çiğnenmiş sakız çıktı. Şişeyi satın alan Abdullah Karaman, firmayı mahkemeye vereceğini söyledi.

Karaman, serinlemek için iç hatlar terminalindeki bir büfeden, aromalı maden suyu aldı. Karaman, şişeyi açmaya hazırlandığı sırada içerisinde bir cisim olduğunu fark etti. Karaman, incelediğinde cismin çiğnemiş bir sakız olduğunu gördü. "Çok iğrençti, şok oldum" diyen Karaman, "Ben bunu eğer açıp içmiş olsaydım. Ve o sakız da hastalıklı olsaydı bunun vebali kimde olacaktı?" tepki gösterdi.

Firma yetkilisine ulaştığını belirten Karaman, "Şişenin kapalı olduğundan eminim. Yetkili bana sanki normal bir durum gibi, 'şişeleme hatası olduğunu ve yapabilecekleri bir şey olmadığını' söyledi. Normal bir şey gibi algıladılar" diye konuştu.

Karaman, bu durumların önüne tüketici duyarlılığıyla geçilebileceğine dikkat çekerek, "Bu Avrupa'da olsa kim bilir neler olur. Herkes duyarlı olsun ki firmalar yaptıkları hatalardan kendilerini alıp, bir daha yapmasınlar. Şikayetçiyim, dava açacağım" dedi.

AB'den Diyarbakır'a 17 okul

AB, "Temel Eğitime Destek projesi" kapsamında Diyarbakır'da 17 ilköğretim okulu yaptırıyor.



Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü Temel Eğitime Destek Projesi (TEDP) Koordinatörü Ahmet Özmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Temel Eğitime Destek Projesi kapsamında AB tarafından yaptırılan 17 okuldan 3'ünün tamamlandığını söyledi.

Tamamlanan bu 3 okulun yarın düzenlenecek törenle AB TEDP Proje Müdürü Richard Beckham tarafından Milli Eğitim Müdürlüğüne devredileceğini belirten Özmen, şunları kaydetti:

"AB tarafından Merkeze bağlı Tavuklu, Güzelköy ve Kırklardağı köylerinde yaptırılan ve toplam 21 derslikten oluşan 3 okulun teslimi yapılacak. Kalan 14 okulun yapımı da kısa sürede tamamlanarak, yeni eğitim ve öğretim döneminde hizmete girecek. Böylece AB tarafından Diyarbakır'da yaptırılan ve toplam 183 derslikten oluşan 17 okul sayesinde derslik sıkıntısı biraz daha azalmış olacak."



(bunun altından birşey çıkar ama .......)

AB ye teşekkürler bizi ve insanlarımızı okadar çok seviyorlar ki iyi eğitim alabilmemiz için okul bile yaptırıyorlar.Ama anlamadığım neden hepsi Diyarbakır a?Ordu nun mahrum bölgeleri yok mu Manisa nın mahrum bölgeleri yok mu?Bitlis in,Erzurum un Yozgat ın Tokat ın mahrum bölümleri yok mu.
Bu sorunun cevabı ile Diyarbakır Belediye başkanı nın Avrupa Parlementosunda nasıl konuşma yapabildiği sorusunun cevabı sanırsam aynıdır.

AB ye teşekkürler bizi ve insanlarımızı okadar çok seviyorlar ki iyi eğitim alabilmemiz için okul bile yaptırıyorlar.Ama anlamadığım neden hepsi Diyarbakır a?Ordunun mahrum bölgeleri yok mu manisanın mahrum bölgeleri yok mu?Bitlis in,Erzurum un Yozgat ın Tokat ın mahrum bölümleri yok mu.
Bu sorunun cevabı ile Diyarbakır Belediye başkanı nın Avrupa Parlemennosunda nasıl konuşma yapabildiği sorusunun cevabı sanırsam aynıdır.

yurt dışından gelen "buyuk adamlar" neden Diyarbakırı ziyaret ederler. çok merak ediyorum.

yoksa sözde kürdistanın başkenti olacak diye olmasın.

Vatanımız bir bütündür asla bölünemez.

yurt dışından gelen "buyuk adamlar" neden Diyarbakırı ziyaret ederler. çok merak ediyorum.

yoksa sözde kürdistanın başkenti olacak diye olmasın.

Vatanımız bir bütündür asla bölünemez.
[/quote]
Olur mu hocam onlar bizim dostlarımız sadece Türkiye nin başkentini Diyarbakır sanıyorlar ondan.PKK leşlerine ambulans tahsis eden Diyarbakır belediye başkanını da Türkiye başbakanı sanıyorlar sanırım.Türkiyede hiçbir siyasi perti lideri Fransız televizyonlarına çıkamazken Şırnak Belediye başkanı 10 dakika program yapıp PKK lıların kürt savaşçıları olduğunu ve gerekirse demokrasi için onlarla birlikte kendisinin de savaşacağını söylüyor. NASIL OLUYOR ACABA.
Bu adamlar adamda sayılmazlar ama maaşlarını Türkiye Cumhuriyeti nden alıyorlar.
Ne söylesek boş Balık baştan kokar.Biz kendimizi yırtsakta başımızda bizi temsil edenler,Barzani den posta yemeye alışmışlar.
TÜRK MİLLETİ ni BU DURUMA DÜŞÜRENLERE YAZIKLAR OLSUN.

BAGIMSIZ VEKİL ADAYIN bir kısmı internette dolaşan maillerden alındığı anlaşılan broşüründeki diğer vaatler ise şöyle:

“Hamilelik 9 aydan 4 aya indirilecek.
 Bütün şahinler mercedes görünümünde olacak.
 Tülin'le Caner evlendirilecek.
 Ekonomi simit ve çayla kıyaslanacak.
Hayat bayram olacak.
Halkı cumhurbaşkanı seçecek.
 Çöller, kutup ayılarından arındırılacak. Beslenen karga, gözü oymadan devlet tarafından vurulacak.
Dolardan, 6 sıfır atılacak.
 Denizlispor, ligden hiç düşmeyecek.
Tüm köylere trafik lambası konulacak.
Eşek, sudan koşarak gelecek.
 Çitlediğiniz çekirdeklerin hiçbiri acı çıkmayacak.
Denizli'ye Deniz gelecek.
Beyazlar daha beyaz, renkliler ilk günkü gibi pırıl pırıl olacak.
İftar vakti, en erken Denizli’ye gelecek. Matematik dersleri kolaylaştırılacak, tüm denklemler birinci dereceden bir bilinmeyenli olacak.
 Basamakta durulacak, otomatik kapı çarpmayacak.
 Erkeklerde çocuk doğurabilecek.
 El elin eşeğini türkü çağırarak aramayacak. Yalandan kim ölmüş, lafı kaldırılacak.
1 litre mazot alana 1 YTL para verilecek. Sadece çarşamba günleri çalışılacak.
Rio karnavalı, Türkiye'de düzenlenecek.
3 korner, 1 penaltı olacak.
İddia kuponları yatmayacak.
 Parti liderleri geri gelmemek üzere Antartika'ya gönderilecek.
 Sakızlar kaybolmayacak.
Kızların, ‘Biz arkadaşız’ demesi yasaklanacak. Düğünlerde zorla halaya kaldırmak yasaklanacak.
Neşenin kepek sorununa müdahale edilecek. Arabayı yıkattığınız gün, yağmur yağmayacak.
Dışardan alınan borçlar inkar edilecek. Fener'in Avrupa maçları oynanmadan mağlup sayılacak.
Para vermeden de düdük çalınabilecek. Sigara, zararsız olacak.
Tüm vatandaşlarımız, istedikleri ideal kilolarına ulaşacaklar.
Eve tellak gelecek, her hafta vatandaşın sırtını keseleyecek.
  Tuttuğunuz altın olacak.
Size sarı laleler alacağım, çiçek pazarından. Minibüsten inmek için müsait bir yer bekleme kabusuna son verilecek,
Yazlar ılık ve yağışlı, kışlar kurak olacak. Günler 28 saat olacak.
 Artık, 4 saat fazla uyunacak.

İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI YARIŞMA SINAVI SONUCUNDA
BAŞARILI OLANLARA İLİŞKİN DUYURU
Yarışma Sınavı (Yazılı-Sözlü) sonucunda başarılı olan adayların İlköğretim
Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliğinin 14. Maddesi gereğince; “Görevini yapmasına engel
olabilecek özrünün bulunmadığını, sağlık durumunun iklim değişikliklerine ve her çeşit
yolculuk şartlarına uygun olduğunu” devlet hastanelerinden alınacak heyet raporu ile
20/07/2007 tarihine kadar belgelendirilmeleri halinde atamaları gerçekleştirilecektir.
Bu nedenle söz konusu sağlık kurulu raporlarının en geç 20/07/2007 tarihinde
Personel Genel Müdürlüğünün aşağıda belirtilen adresine tesliminin adaylar tarafından
sağlanması gerekmektedir.

11-29 Haziran 2007 tarihlerinde yapılan İlköğretim Müfettişleri Yardımcığı Sözlü Sınav Sonucun göre branşlar bazında yarışma sınav sonuçları için tıklayınız

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Öğretmenlik yaptığı okulu onaracak

Adıyaman'ın Besni ilçesinde iş adamı Mehmet Kaban, 39 yıl önce öğretmen olarak görev yaptığı Burunçayır İlköğretim Okulunun bakım ve onarımını üstlendi.

Uzun süre öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olup iş hayatına atılan Mehmet Kaban, Besni Kaymakamı Hulusi Şahin ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Cevdet Arslan ile 39 yıl önce öğretmen olarak görev yaptığı ilköğretim okulunu ziyaret etti.

Mehmet Kaban, fiziki yönden kötü durumda olduğunu gördüğü okulun bakım ve onarımını üstlenmeye karar verdi.

Mehmet Kaban, ilköğretim okulundaki öğrencilerin daha iyi şartlarda eğitim alabilmesi için okulu 2 derslikten 4 dersliğe çıkaracağını ve çatı, kapı, pencere ile tabanlarını yeniden yaptıracağını söyledi.

Kaban, okul bahçesine basketbol sahası ve oyun alanı da yaptıracaklarını kaydetti.

Kaymakam Hulusi Şahin ise eğitime verdiği destekten dolayı Mehmet Kaban'a teşekkür etti

 AA

Ölen 62 bin kişiye maaş ödenmiş!..
12 Temmuz 2007 13:37
AK Parti Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur, ölen kişilere maaş ödenmesi de dahil, sosyal güvenlik kurumlarından yapılan haksız ödemenin devlete maliyetinin, yıllık 630 milyon YTL olduğunu bildirdi.

Cantimur, yaptığı yazılı açıklamada, 5 yıl sosyal güvenlik kurumlarının alt komisyon başkanlığını yaptığını, bu süre içinde sosyal güvenlik kurumları tarafından ölmüş kişilere halen maaş ödendiğini tespit ettiğini ve gerekli yasal takipleri başlattığını kaydetti. Maaş bağlanmaması gerektiği halde maaş bağlanan, maaşı kesilmesi gerekirken maaş ödemesine devam edilen binlerce kişiyi de belirlediğini ifade eden Cantimur, bu rakamları kamuoyuyla paylaşmak istediğini bildirdi.

Cantimur, "Ne zaman ki bu usulsüzlükler düzelir, o zaman emeklimiz daha fazla maaş alabilir. Ölülere ödenen maaşların hesabını sordum" dedi.

Cantimur’un verdiği bilgilere göre, haksız ödeme yapılan 176 bin 915 kişinin, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı ve SSK’ya maliyeti yıllık 630 milyon YTL oldu. Bu kurumlardan, 62 bin 624 kişiye öldüğü halde maaş ödendi.

SSK’dan 31 bin 426 kişiye öldüğü halde maaş ödendi, 6 bin 61 kişiye de evlendiği için maaşı kesilmesi gerekirken, ödenme yapılmaya devam edildi. 7 bin 800 kişinin de birden fazla dosyadan gelir almasıyla, SSK’dan toplam 45 bin 287 kişiye yapılan haksız ödemenin yıllık maliyeti 165 milyon 540 bin YTL oldu.

BAĞ-KUR’dan, ölmüş 15 bin 678 kişiye maaş ödendi, 21 bin 449 kişiye haksız ödeme yapıldı. Toplam 37 bin 127 kişiye yapılan haksız ödemenin yıllık maliyeti, 120 milyon 500 bin YTL olarak gerçekleşti.

Emekli Sandığında da 94 bin 501 kişiye çeşitli sebeplerle yapılan haksız ödemenin yılık maliyeti 344 milyon 650 bin YTL oldu. Buna göre, 2 bin 303 kişiye öldüğü halde aylık ödendiği, 408 kişinin yetim aylığı aldığı

ve sandık iştirakçisi olduğu, 14 bin 8 kişinin evli görünmekle birlikte dul ve yetim aylığı aldığı, 1309 kişinin yetim aylığıyla birlikte yaşlı aylığı aldığı, 711 kişinin muhtaç yetim aylığı aldığı ve SSK’dan geliri olduğu, 11 bin 403 kişinin hem yaşlı aylığı, hem SSK’dan emekli aylığı aldığı, 14 bin 188 kişinin yaşlı aylığı aldığı ve SSK’ya tabi çalıştığı, 130 kişinin mükerrer aylık aldığı, 36 bin 824 kişinin aynı kurumdan iki aylık aldığı, 13 bin 217 kişinin yaşlı aylığı aldığı ve öldüğü halde maaşlarının ödendiği tespit edildi.

Türkiye Kamu-Sen, memurların sadece yüzde 5.6'sının yoksulluk sınırının üzerinde yaşadığı belirterek, “En düşük dereceli memur maaşı 703 YTL'dir ama çalışan tek kişinin açlık sınırı 859 YTL'dir. Kamu görevlilerini açlık sınırından kurtarmak için en düşük dereceli memur maaşlarına 300 YTL zam yapılmalıdır” açıklamasını yaptı.


Kamu-Sen'den yapılan yazılı açıklamada, yılın ilk altı ayı için açıklanan enflasyon rakamının yüzde 3.87 olduğu anımsatılarak, zorunlu mal ve hizmetlerdeki artışın açıklanan rakamlardan yüksek olduğu savunuldu. Açıklamada, TÜİK verilerine göre son altı ayda ulaşım araçlarına yüzde 6, tavuk etine yüzde 48, barbunyaya yüzde 17, beyaz peynire yüzde 72, limona yüzde 82, elmaya yüzde 86, kiraya yüzde 9 oranında zam yapıldığı kaydedildi. Zorunlu harcama kalemlerinde ortaya çıkan yüksek fiyatlar karşı en düşük memur maaşına yüzde 4 ve diğerlerine yüzde 3 oranında zam yapıldığı anımsatılan açıklamada, 703 YTL olan en düşük memur maaşının 732 YTL'ye yükseltildiği bildirildi. Açıklamada, memur maaşlarına yapılan sınırlı artışın ülke genelinde yaşanan fiyat artışlarını karşılayamadığı vurgulandı. Açıklamada ayrıca ortalama işçi ücretine yapılan artışla 1550 YTL seviyesine ulaştığı hatırlatılarak, şunlar kaydedildi:

“Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi'nin yaptığı araştırmaya göre Haziran 2007 itibariyle kamu görevlilerinin yüzde 28.4'ü açlık sınırının altında maaş alıyor. Açlık ve yoksulluk sınırı arasında maaş alan kamu görevlilerinin oranı ise yüzde 66'dır. Buna göre ülkemizdeki mamur maaşlarının yüzde 5.6'sı yoksulluk sınırının üzerinde maaş alıyor. En düşük memur maaşı 703 YTL'dir ama çalışan tek kişinin açlık sınırı 859 YTL'dir. Memur maaşlarına derhal 300 YTL zam yapılmalıdır.”

Sevgiliye afişli 'çılgın' teklif! 
 
ADANA'da kimliğini açıklamayan çılgın aşık, sevgilisine afişle çılgın bir teklift bulundu YENİ


Kentin işlek caddelerinden olan Mustafa Kemal Paşa Bulvarı'ndaki bilboarda sevgilisinin adının ve soyadının baş harfleriyle hitap eden aşık, "MY Seni Seviyorum, Benimle Evlenir misin?' afişini astırdı.

Bilboard ihalesini alan firma yetkilileri de, ilanı veren kişinin adını müşterisi istemediği gerekçesiyle açıklamadı. Evlenme teklifinin yapıldığı bilboardun bulunduğu yerden geçenler, "Çocuk gerçekten çılgın aşıkmış" demekten kendilerini alamadı.

62 bin ölüye maaş verildi

62 bin kişi, Emekli Sandığı, BAĞKUR ve SSK'dan haksız ödeme aldı.
5 yıl boyunca Sosyal Güvenlik kurumlarının alt komisyonunun başkanlığını yapan Ak Parti Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur'un verdiği bilgiler inanılmaz...

Ölüler ile eşinden ayrılanlar yıllarca devleti dolandırmış... Rakamlara göre 176 bin 915 kişiye haksız ödeme yapıldı. Bu kişilerin BAĞ-KUR, Emekli Sandığı ve SSK’ya maliyeti yıllık 630 milyon YTL oldu.

Bu kurumlardan, 62 bin 624 kişiye öldüğü halde maaş ödendi.  6 bin 61 kişiye evlendiği için maaşı kesilmesi gerekirken, ödenme yapılmaya devam edildi. SSK’dan toplam 45 bin 287 kişiye yapılan haksız ödemenin yıllık maliyeti 165 milyon 540 bin YTL oldu.

BAĞ-KUR’dan, ölmüş 15 bin 678 kişiye maaş ödendi, 21 bin 449 kişiye haksız ödeme yapıldı. Toplam 37 bin 127 kişiye yapılan haksız ödemenin yıllık maliyeti, 120 milyon 500 bin YTL olarak gerçekleşti.

Emekli Sandığında da 94 bin 501 kişiye çeşitli sebeplerle yapılan haksız ödemenin yılık maliyeti 344 milyon 650 bin YTL oldu.

PKK'nın mayın terörüne son

Mayınlar askeri öldüremeyecek. Türksat'tan umut veren bir öneri geldi.
Türksat Genel Müdürü Dur, uzaktan kumandalı patlamalar için “O bölgelerde frekansları bozacak frekans göndermek çok rahat” dedi. Dur, Genelkurmay’la bir çalışmaları olduğunu, ancak ayrıntı veremeyeceğini söyledi.

Uzaktan kumandayla patlatılan mayınlar nedeniyle hemen her gün Güneydoğu’dan şehit cenazeleri gelirken, sorunun neden çözülemediği tartışılırken, Türksat Genel Müdürü Osman Dur, “Biz bu sorunu çok rahat çözeriz” dedi.

Türksat Genel Müdürü Dur, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, GSM, uydu ya da karasal hatlarla da olsa uzaktan kumandalı mayın patlatmalarının bozucu frekanslarla önüne geçilebileceğini söyledi. Dur, şöyle konuştu:

“Hangi frekanslarla hangi cep telefonlarını kullandıkları belli. GSM baz istasyonlarını kullanıyorlar. Uydudan çalışanları da biz biliyoruz. Hangi frekanslarda bu işlerin yapıldığı belli. O bölgelerde bu frekansları bozacak frekans göndermek çok rahat. Nerelerde iletişim engellenir, bölge iyi tespit edilip, bunlar çok rahat yapılabilir.”

7 SANTİMETRELİK CİSMİ UYDUDAN BULUYORUZ

Bölgelerde frekansların ölçülerek, karıştırma yapılabileceğini ifade eden Dur, teröristlere karşı havacılık ve uzay teknolojilerinden yararlanmak gerektiğini kaydetti.

Dur, bu alanda insansız hava araçlarının yanı sıra 7 santimetre çözünürlüğe kadar görüntü toplayan uyduların bulunduğunu, bu sayede 7 santimetre büyüklüğündeki bir cismin çok rahat tespit edilebildiğini söyledi.

Türksat Genel Müdür Dur, geçen ay başlattıkları yeni uygulamayla artık gözlem yapabildiklerini de belirtti.

Dur, “Uluslararası bir uydu operatörüyle anlaştık ve şu anda çektiğimiz fotoğraf başına kritik projelerde askeri ve özel sektörle işbirliği yapıyoruz. Bize, şu bölgenin fotoğrafını çekin, gönderin dediklerinde biz anında çekip gönderiyoruz” dedi.

GENELKURMAY’LA ÇALIŞMAMIZ OLDU

Türksat Genel Müdürü, uzaktan kumandayla mayın patlatılması olaylarına karşı Türksat’tan güvenlik güçlerinin bir talebinin olup olmadığı konusunda, Genelkurmay Başkanlığı ile çalışmaları bulunduğunu ancak ayrıntı veremeyeceğini ifade etti.