Haklısınız hocam fakat benim dediğim neden öğretmenleri böyle sınıflara ayırdıkları idi ama bir arkadaşımız ben yaptım siz de yapsaydınız dediği için. Bir de Yüksek lisansını yapanların birçoğunun öğretmenliği bırakıp kendilerini başka kurumlara atmak için çalıştıklarını unutmamak gerekir. Eğitim için yapanlara, öğrencilerine daha faydalı olmak için çalışanlara can kurban .Siz dediniz ya sınıfına girip çıkan hiçbir şey yapmayan öğretmenler var doğrudur bende katılıyorum ,ama kendisi için çalışan öğretmenliği bırakıp başka bir kuruma geçmeye çalışan, öğrencisine faydası olmayacak olanın yüksek lisans yapmış ,doktora yapmış ne önemi var. İşin özeti ben kimseye sen yüksek lisanslısın neden yaptın demiyorum. Yapanların çok iyi öğretmen yapmayanların kendini geliştirmemiş öğretmen olarak ayrıştırılması. Kendini geliştirmek yüksek lisanla oluyorsa ona da diyeceğim yok. Saygılarımla.
"...başka bir kuruma geçmeye çalışan, öğrencisine faydası olmayacak olanın yüksek lisans yapmış ,doktora yapmış ne önemi var."
İşte bu söylediğinizin lisansüstü eğitim almak isteyen öğretmenle bir ilgisi yok. Bu tanınmış bir hak. Yönetmeliğe karşı duran siz oluyorsunuz bu durumda. Bana kalırsa bu çok gereksiz bir tartışma. Lisansüstü eğitim yapmak çok zor bir şey değil, neden herkes yapmıyor? Siz de yapın. Misal, bir öğretmenin yabancı dil puanının olması onun dört dörtlük yabancı dil bildiği anlamına gelmese de yabancı dile aşinalığı olduğunu, az buçuk da olsa bir bilgisi olduğunu gösterir. Lisansüstü eğitim hiçbir surette öğrenciyi de öğretmeni de zarara uğratmaz. Ben bir ayrıştırma yıllardır görmüyorum. Lisansüstü mezunu olanlara verilen hizmet puanını sizin gibi düşünenler "sayesinde" geri aldılar. Şimdi durup sorgulanmalı: Özünde gerçekten en büyük ayrıştırmayı hangi tarafın yaptığı.