Adı üzerinde hizmet puanı hizmette geçen süre,yıllarını çalışarak hizmet ederek geçiren öğretmenlere verilen puan.Yüksek lisans yaparak alınan hizmet puanı olmamalı.Çalışarak kazanılan ,üniversite ile kazanılan değil.Öğretmen dağ köylerinde çalışacak imkanlar kısıtlı olacak,sen merkezde yüksek lisans yaptın diye ondan daha çok puan alacaksın tayin istemeye sıra gelince sen avantajlı olacaksın adalet bu mu?Eminin ki görev süreniz boyunca köy okulu bile görmemişsinizdir, o da sınıf öğretmeni iseniz.Branş öğretmeni iseniz zaten bunu anlayamazsınız.Yıllarca KÖYLERDE çalışan biri olarak bunları yazıyorum.Şimdi merkezi okullar oldu herkes idealist öğretmen oldu?Kılavye başında sözde idealist öğretmen olmak ne kolay değil mi?Şimdi gelelim Yüksek lisans kolay herkes yapabilir sizde yapın dedinizya bu bile sadece kendinizi düşünmekten başka nir şey değil.55-60 yaşında hayat şartları yüzünden emekli olamamış bir öğretmene kalk yüksek lisans yap diyorsun .Belki de sizin yaşınız kadar öğretmenlik yapmış birine neden hizmet yılınızdan dolayı siz de uzman olmayı hak ettiniz.Yıllarca çalıştınız, köylerde şehirlerde umut oldunuz bu sizin de hakkınız diyemiyorsunuz değil mi?
Hocam nasıl bir kafaya sahip olduğunuzu umarım geç olmadan fark edersiniz. Bir öğretmen olarak ben sizin adınıza üzüldüm. Çünkü sözleriniz aşırı peşinhükümlü yargılar, hoş olmayan ithamlar içeriyor. Ve ben size, sizin bana yazdığınız dilden cevap vermeyeceğim. Zira bir başkası, açık açık fütursuzca yazdığınız "Kılavye başında sözde idealist öğretmen olmak ne kolay değil mi?" sözünüze karşılık size okkalı yanıtlar verirdi.
Kendi adıma devam edeyim; öncelikle hizmet süreniz benden fazla ve sınıf öğretmenisiniz anladığım kadarıyla. Hizmet sürenizin fazlalığına rağmen branş öğretmenlerinin köylerde görev yapmadığını/çok az yaptığını öne sürebilecek kadar bilgisiz olduğunuzu ifadelerinizden anlamak mümkün. Köy okullarında sadece sınıf öğretmenleri çalışıyorMUŞ GİBİ.
Ben bir branş öğretmeni olarak 5 yıl boyunca doğuda en zor şartlar altında öğretmenlik yaptım. Ybo'da. Fikir sahibi olmadan önce adamakıllı bilgi sahibi olmakta fayda var. Eleştirdiğiniz konuya dönecek olursam, kendi deneyimimden yola çıkarak yazıyorum, 300 öğrenciyle pansiyonda tek başına kalanlara da +12 ekpuan yetersiz öyleyse. Buna ses çıkarmıyorsunuz neden? Çünkü sizler yatılıda çalışıp doğunun en içler acısı en tenha, en tehlikeler altında olan yerlerinde/okullarında 300 öğrenci ile bir başınıza nöbet tutmadınız. Farelerin cirit attığı, sinmiş ve ömür boyu ne kadar yıkanırsa yıkansın kokusu asla çıkmayacak olan halı ve diğer pansiyon eşyaları arasında her şeyinizden ödün vererek nöbet tutmadınız. Size pansiyon kokusunu kelimelerle anlatabilmeme imkan yok. Tarifi yok bu acının, zorluğun. Sizler saat 6:00 olduğunda doğunun buz gibi kışında tek tek öğrencileri uyandırmak için ses tellerinizi kaybetmediniz. Gecenin bir vakti hastalanıp saat 1-2'lerde taksi çağırıp öğrencileri acile götürmediniz. Benim binlerce vakam var. Hastaneden pansiyona gece 3'lerde döndüğümü bilirim. Yemekhanede 300 öğrenciyi hizaya sokma, yiyenleri çıkartma, diğerlerinin sorunsuz yemesini sağlama, koku, gürültü, kaos... Bunlardan şikayet ettiğimden değil, geçmişimde kalmış ama bana çok şey katmış "zorlukları" kimse benim hafızamdan silip emeğimi hiçe sayamaz. Hak ettiğimiz +12 değil iken buna sessiz kalmak zorunda bırakılmak...O şartlarda çalışanlar ancak anlayabilir birbirini. Peki biz neden +12 (kadınlarda) yetersize odaklanmayıp "lisansüstü yapmış adama hizmet puanı mı verilir. Bu haksızlık!!!" diyoruz? Bir düşünün bakalım. Ben size söyleyeyim: bencilliğimizden/bencilliğinizden.
Ayrıca, lisansüstüne hizmet puanı verilmesine karşı çıkılmasını bir nebze anlayabilirim ama l.üstülü olanların uzman öğretmen olabilmek için sınavdan muaf tutulmalarına, hatta sınavsız +ücret alabileceklerine de karşı çıkılıyor. Lisansüstü mezunu olmayan bütün öğretmenler konu lisansüstü öğretmenler ise HER ŞEYE KARŞILAR. Anlamak mümkün değil bence. İşin temelinde onlara +hizmet puanı verilmesinin haksızlığının yatmadığı ÇOK AÇIK. Temelde yatan şey tamamen lisansüstü'lülere baş kaldırı. Yani, kötü niyet, kıyas.Sadece kıyas yaparak o öğretmen beni sırf lisansüstü yaptı diye hizmet puanı ile geçemez'e odaklanıldığı sürece eğitimde düzelme/iyileşme, birlik beraberlik beklenmez. Şu kafadan sıyrılmamız gerek. Ben doğunun en berbat yerlerinde, 300 öğrenci ile ayda 8-10 nöbet tutmuş biriyim. Ybo diye +12 puan verilmesini yetersiz buluyorken ben, kimse bu konuda yanımızda durup ses çıkarmadı/çıkarmıyor. Çünkü kendisi ybo'da çalışmamış, kendisi sürünmemiş ki. Öğretmenler olarak o kadar bencil, çıkarcıyız ki. Ben başkasının sorunlarına da kafa yorarım ama çoğumuz asla böyle değil. Herkes çıkarının kıyasının derdine düşmüş bu meslekte. Bence artık herkes bir özeleştiri yapmalı. Bir diğer garipsediğim/şaşkınlıkla izlediğim durum da, lisansüstü yapanlara saldırıldığı kadar 10-20 gibi komik puanlarla mazeret tayinleri ile en merkezi, en güzel yerlere ataması yapılanlara ses çıkarılmaması.
Bir insanın iyi/kötü niyeti önce, durum koşullara nesnel olarak bakabilip bakamadığı ile ölçülür bana göre. Bizler nesnel bakamıyoruz hiçbir şeye. Size örnekledim. Ybo dedim, en zor şartlara hiçbir şekilde başka seçenek giremez. Ybo'da çalışmamış bir öğretmen gözümde en zor şartı görmüş öğretmen değildir. Siz o öğrencilerin annesi, babası, abisi, ablası, öğretmeni, hemşiresi, rehberi, psikolojik danışmanı her şeyisiniz. Okuldan çıktım evime geldim oh mis ayakları uzatıp yattım DEĞİL. Üstelik, ertesi günü yine dersiniz varken.
Artık anlamak zorundayız, hiçbir şey "göründüğü" gibi değil. Bencil düşüncelerden, sadece kendimize odaklanmaktan vazgeçmek zorundayız.
Gerçek öğretmenlik, diğer meslektaşının ayağına çelme takmamaktır. Onun haklarını da kollamak, mağduriyeti üzerine ses çıkarabilmektir. Bunu üzülerek söylüyorum; biz öğretmenlik mesleğine yaraşır olmayı uzun bir zaman önce bırakmışız. Ve, bu kıyas kafalarıyla bir şeyleri düzeltebileceğimizi de hiç sanmıyorum.
Ben doğu görevimi "doğuda" en zor şartlar altında yaparak, diğer normal köy/merkez okullarındaki öğretmenlerden +12 gibi az bir ek puanla ayrılmışsam, daha zor şarta sadece +12 puan verilebiliyorsa; yine doğuda görev yapıyorken doktora eğitimini de bir şekilde yürütmüş, mezun olmuş, öğretmenlikten idareciliğe geçmiş bir eğitimciysem; evet diğerlerinden bir + 'yı fazlasıyla hak etmiş oluyorum. Uzman öğretmen ünvanını da yıl şartını sağlıyorsam "sınavsız" hak ediyorum demektir.
Bu sorgulamalar, tepkiler, yargılar tamamen kötü niyetten.
Başka açıklaması yok. Bizler, hak hukuk adaleti, kendi çıkarımızın önüne geçen bir engel gördüğümüzde arıyoruz.
Bu yüzden bir adım öne gidemiyoruz.