arkadaşlarım size de sorayım..size bir şey danışmak istiyorum.. kelebek konulu güzel bir şiir lazım bana gösterişli güzel.. çok aradım ama genelde kelebekle ilgili rontlar var .. elinde olan varsa paylaşabilir mi?
bir de armutla ilgili güzel bir şiir..
şimdi çıkmam gerek döneceğim ama teşekkür ederim şimdiden..
Bunlar işinizi görür mü bilmiyorum. Günlük için biraz uzun bir mesaj olacak ama arkadaşlar kızmaz umarım.
KELEBEK
Yel estikçe uçuşan
Yapraklara benziyor.
Durmadan, yorulmadan
Daldan dala geziyor.
Kanatları ipektir,
Bozulur dokununca.
Sanki canlı çiçektir
Açar bahar olunca.
Üstündeki renkleri
Seyretmeğe doyamam.
Yapamaz böylesini
Benim diyen her ressam.
Ben onu çok severim,
Koşup tutmak isterim.
Fakat kaçar yaramaz,
Uçmadan yaşayamaz.
KELEBEK
İlkyazda uçar kelebek
Kanatları benek benek
renkler yer kokular içer
Doydum demez kelebek
Bir çiçekten bir çiçeğe
Durmadan uçar kelebek
Çok sever yaz sıcağını
Soğuktan kaçar kelebek
Menekşe açan çiçektir
Kokular saçan çiçek
Kuşlar ve kelebekler
Öten ve uçar çiçek
İlkyazda uçar kelebek
Uçar yerde sürünmez
Kanatları som altın
Som güneş ayakları
Zenginim diye övünmez
Ali YÜCE
ARMUT AĞACI
Kimi olgun, kimi tatlı, kimide acı
Nede güzel sunmuş armut ağacı
İyisini yemek, bir tek amacı
Ben bu ayıları hiç mi hiç sevmem
Onun ağzında sadece lezzettir
İçinde köpüren nefsi izzettir
İyisini yemek ona namzettir
Ben bu ayıları hiç mi hiç sevmem
Dalına asılıp yer şapur, şupur
Bir kez bile demez, Ya Rabbi şükür
Sonra etrafına dönüpte tükür
Ben bu ayıları hiç mi hiç sevmem
Şarkılar yazarım, güzelim derim
Okşayıp koklarım, farklı severim
Ayı gibi değil , gönülden yerim
Ben bu ayıları hiç mi hiç sevmem
Armut Ağacı
Seni her kim diktiyse rahmetle anıyorum
Evimizin önünde duran armut ağacı
Dedemden daha büyük yaşın var sanıyorum
Kalmadı mı halini soran armut ağacı
Çocukken dallarından çıkar armut toplardım
Küçük bir maymun gibi daldan dala zıplardım
Gövdene nişan alıp bıçağımı saplardım
Kalmadı mı halini soran armut ağacı
Eskiden insanları ne çok mutlu ederdin
Yıllarca karşılıksız bize meyveni verdin
Her bahar o bembeyaz gelinliği giyerdin
Kalmadı mı halini soran armut ağacı
Dallarından ne güzel bir koku yayılırdı
Ninem armutlarından yemeye bayılırdı
Çevrende çocukların sesleri duyulurdu
Kalmadı mı halini soran armut ağacı
Bak sonbahar yaklaştı şimdi rüzgarlar başlar
Anlat bakalım hele nasıl geçiyor kışlar
Artık eskisi gibi uğramıyor mu kuşlar
Kalmadı mı halini soran armut ağacı
Neden boynunu bükmüş derinlere dalmışsın
Belli ki benim gibi hayattan ders almışsın
Yaşlanınca nasıl da yapayalnız kalmışsın
Kalmadı mı halini soran armut ağacı
İbrahim Yavuz