2. Sınıf Öğretmenlerinin Günlüğü

     Yeni ilköğretim programları uygulanmaya başlayalı yedi yıl oldu. İl merkezinde olmam ve programlarda ve uygulamada yaşanan eksiklikleri bir yerlere iletme fırsatını okul ve okulun bölge zümresi üstüne taşıyabileceğim düşüncesiyle; iki kez il zümre başkanlığı istedim; diğer il zümreleriminde kabulleriyle il zümre toplantılarına başkanlık ettim. Yukarıda belirtilen ders kitapları içerikleri ve ders kitapları- Öğrenci çalışma kitapları ile ilgili ilimden doğru eleştiri ve önerilerde bulunduk.
    Ancak; şunu yine, yeniden öğrendim ki: program geliştirme, ders kitabı ve öğrenci çalışma kitabı geliştirme bizim eleştiri ve önerilerimize göre değil; ÇOK BİLEN TALİM TERBİYEde yer alanların hayal güçleriyle sınırlı kalıyor. Bizlerde kendi çözümümüzü üretiriz ONLARIN ÇÖZÜM ÜRETMEMELERİNE, BİZİM DÜŞÜNCELERİMİZİ DİKKATE ALMAMALARINA KARŞI.

Yanlış hatırlamıyorsan Süleyman DEMİREL ne demiş: Benim vatandaşım işini bilir. Bende diyorum ki  benim öğretmenim işini bilir ne bakan ne talim terbiye ne de kitaplar bizi yıldıramaz. Ben artık okuma parçası böyle bu okuma parçası şöyle diye eleştirmeyi bıraktım. Bildiğim metotlarla işi götürüyorum. Kitap güzel değilse çalışma hazırlıyorum. Piyasada da bir çok ürün var. İşime geleni kullanıyorum. İllaki kitap kitap diye diretmiyorum. Arkadaşlar sorun değil çözüm üretme zamanı. Benim öğretmenim işini bilirrrrrrr.

    Dersleri işlerken hiç aklım karışmıyor. Şu an verilen ders kitabı ve öğrenci çalışma kitaplarında yer alan etkinlikleri; 1 hafta verilen etkinlikleri 2-3 günde bitirip kendi etkinliklerimi; öğrenciler sıkılmadan yapıyorum. ( Ben böyle bir yol tutturdum bu program ve kitaplara karşı.)

ben de aynısı yapıyorum hocam

Türkçe kitabının öğrenci seviyesine uygun olmamasının yanında Hayat Bilgisi dersinde kimi konular da bana çok soyut ve anlamsız geliyor. Özellikle kulüp konuları. Hayat Bilgisi dersini bir öğretmen olarak çok gereksiz ve sıkıcı buluyorum. Çoğunlukla soyut olaylar üzerine konular ve çocuğun hayatına çok çok uzak, absürd konular. Aile içinde tatil için plan yapılması kadar saçma bir konu olamaz. Çocuklarım zaten köyden dışarı çıkmıyor. Bunlar şehirlerde yaşayan çocuklar gibi değilki, ailelerin tatil alışkanlığı yok ve zaten tatil yaşadığım yöredeki aileler için uçuk bir fikir. Onlar için tatil yılda bir kez kıra, bayıra, denize gidip mangal yakmaktan ibaret. Şimdi gel bu konuyu çocuğa anlat, bir de bu karar alınırken ailede çocukta dahil her bireyin fikri dikkate alınacak. Böyle saçma bir şey var mı? Tatil kültürü Türkiye'de yaşayan kaç ailede var? Ve ben bu kazanımı yüzeysel de olsa vermek zorundayım. Açıkçası yararlılığına inanmadığım bu tür konuları anlatmak, çocukların boş gözlerle bakışını izlemek zulüm geliyor bana. Mevcut eğitim programlarında bazı bölümler hala bizim kültürümüzden uzak ve bizim bu konudaki fikirlerimiz hiç bir şekilde dikkate alınmıyor. Böyle olunca da insanın şevki kırılıyor...

arkadaşlar van depremini yaşamış bir öğretmenim artık.bugün evimize geçebildik sonunda.okullar tatil olduğu için konularım hep yarım kaldı.(

Yanlış hatırlamıyorsan Süleyman DEMİREL ne demiş: Benim vatandaşım işini bilir.

Hocam bu sözü Turgut Özal, "Benim memurum işini bilir." şeklinde söylemişti.

arkadaşlar van depremini yaşamış bir öğretmenim artık.bugün evimize geçebildik sonunda.okullar tatil olduğu için konularım hep yarım kaldı.(

Hocam öncelikle geçmiş olsun, Allah bir daha o acıları göstermesin. İnşallah en kısa sürede telafisini yaparsınız. Kendinizi üzmeyin, zaman içerisinde yetiştirirsiniz müfredatı, yeterki Allah sağlık, sıhhat ve salim bir hayat  versin.

Öğretmenlerim benim bir öğrencim var.Öğrencim bana pek normal gelmiyor nedense. Bilmiyorum kendim de abartıyor olabilirim.Mesela etkinliklere çoğu zaman cevap veremiyor.Matematikte anca çok basit şeyleri anlıyor.Mesela toplama,çıkarma gibi.Ama eldesizleri.O kadar yaptırmama rağmen hala ikisini bile  birbirine karıştırıyor.Bazen yanıma çağırıp bir şeyi 5 kez tekrar ettiğim oluyor.Ama yine anlamıyor.Ben de artık pes ediyorum.Bir çok yolu deniyorum ama olmuyor.Hele ki problemi hiç çözemiyor.Ben ona bir şey anlatırken çok değişik,boş bir bakışı var.İnanın ben şimdiye kadar kimsede görmedim öyle bir bakış.
Arkadaşları ile arası da pek iyi değil.Çocuklar bile az çok nerede nasıl konuşacaklarını biliyor ama o hiç bilmiyor
Bazen böyle konuşunca arkadaşları bile çok şaşırıyorlar.Sonra arkadaşlarına da olmayacak şeyler söylüyor.Onlar da bu küçüğümü pek sevmiyorlar.Onunla bir şey yapmak istemiyorlar.Sözün özü onu dışlıyorlar.
Bazen çocukların ona çok kaba davrandıklarını görüyorum.Bir de sürekli uyarmama rağmen.Bu da beni çok üzüyor. Onu seviyorum ve dışlamalarını istemiyorum.Şimdi soruma geleyim:
1-)Öğrencimdeki problem ne olabilir?
2-)Ve bu problemi nasıl çözebilirim?
3-)Arkadaşları ile arasını nasıl düzeltebilirim?
Bu konuda tecrübeli öğretmenlerimden cevap bekliyorummm.

İskete öğretmenim öğrencim için ne önerirsiniz?Bana ne tavsiye edebilirsiniz?Şimdiden çok teşekkür ederim.

arkadaşlar van depremini yaşamış bir öğretmenim artık.bugün evimize geçebildik sonunda.okullar tatil olduğu için konularım hep yarım kaldı.(

geçmiş olsun öğretmenim.. Allah kolaylık versin...   konular çok da önemli değil öğretmenim bence siz gelecek nesillere verilmesi gereken dersleri verirseniz bu bile yeter...

sizlere çok geçmiş olsun
hayatını kaybeden arkadaşlarımızın ruhları şad olsun
 bu durumda bile eğitim öğretimi düşünüyorsunuz,işte bu meslek böyle bi meslek

geçmiş olsun öğretmenim.. Allah kolaylık versin...   konular çok da önemli değil öğretmenim bence siz gelecek nesillere verilmesi gereken dersleri verirseniz bu bile yeter...

her kese iyi akşamlar arkadaşlar

van da hayatını kaybeden arkadaşlarımıza allah tan rahmet diliyorum .Allah böyle felaketlerden hepimizi korusun

Sizlere bir ŞİİR armağan etmek istiyorum..
Bu ŞİİR beni,özellikle deprem sonrası çok etkiledi..
Selda Bağcan ise çok güzel yorumlamış..
Hayırlı akşamlar...

          BENİ UNUTMA
bir gün gelir de unuturmuş insan
en sevdiği hatıraları bile
bari sen her gece yorgun sesiyle
saat on ikiyi vurduğu zaman
beni unutma

çünkü ben her gece o saatlerde
seni yaşar ve seni düşünürüm
hayal içinde perişan yürürüm
sen de karanlığın sustuğu yerde
beni unutma

o saatlerde serpilir gülüşün
bir avuç su gibi içime, ey yar
senin de başında o çılgın rüzgar
deli deli esiverirse bir gün
beni unutma

ben ayağımda çarık, elimde asa
senin için şu yollara düşmüşüm
senelerce sonra sana dönüşüm
bir mahşer gününe de rastlasa
beni unutma

hala duruyorsa yeşil elbisen
onu bir gün benim için giy
saksıdaki pembe karanfilde çiy
ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
beni unutma

büyük acılara tutuştuğum gün
çok uzaklarda da olsan yine gel
bu ölürcesine sevdiğine gel
ne olur tanrıya kavuştuğum gün
beni unutma

(ümit yaşar oğuzcan)

METİNÖĞRETMENim her şeyi o kadar çabuk unutuyoruz ki

METİNÖĞRETMENim her şeyi o kadar çabuk unutuyoruz ki

Evet hocam..Unutmak en büyük hastalığımız..
Şair bile dertli bu konudan ki bakalım ne demiş;

UNUTURSUN MİHRİBANIM
Unutmak kolay mı deme
Unutursun Mihribanım
Oğlun kızın olsun hele
Unutursun Mihribanım

Hayat böyle bu gemide
Eskiler yiter yenide
Beni değil kendini de
Unutursun Mihribanım

Yıllar sineme yaslanır
Hatıraların paslanır
Bu deli gönül uslanır
Unutursun Mihribanım

Zaman erir kelep kelep
Meyve dalda durmuyor hep
Unutturur bir çok sebep
Unutursun Mihribanım

Gün geçer azalır sevgi
Değişir herşeyin rengi
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihribanım

Süt emerdin gündüz gece
Unuttun ya büyüyünce
Bu işte tıpkı öylece
Unutursun Mihribanım

ABDURRAHİM KARAKOÇ

Aynen umutzorlu ve svcn-85 öğretmenlerime katılıyorum türkçe metinleri banada cok sıkıcı gelıyor ne işlediğimi ne anlattıgımı bilemiyorum cocukların akıllarındada birsey kalmıyor bencede davranış eğitimi üzerine olsaydı bu metinler

Haklısınız öğretmenim.Akıllarında kalmama durumu ilgi çekmediği anlamına geliyor sanırım öğrencilerimizin açısından....