Haziran 2008 TRT4 Gelecek Eğitimle Gelecek Programı Raporu
Gelecek, Eğitimle Gelecek" Canlı Yayın Programı
16. 06. 2008 Pazartesi
Konu: e- okul
Konuk: MEB Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Prof. Dr. Nizami AKTÜRK
17. 06. 2008 Salı
Konu: Mesleki Teknik Eğitim
Konuk: MEB Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürü Hüseyin ACIR
18 Haziran 2008 Çarşamba
Konuk: Millî Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK
19 Haziran 2008 Perşembe
Konu: Yaz tatilini verimli değerlendirme.
Konuk: Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri PDR Ana Bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Yaşar ÖZBAY
20 Haziran 2008 Cuma
Konu: Okuma alışkanlığı
Konuk: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat SEVER
----------------------------------------------
16.06.2008 Pazartesi
Konu : e- okul
Konuk : MEB Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Prof. Dr. Nizami AKTÜRK
Programda e-okul sisteminin kullanılışı ve yararları ile ilgili bilgiler verildi. Sistemin öğretmen, öğrenci ve veliler açısından getirdiği kolaylıklar vurgulandı.
Sistem sayesinde öğretmenlerin evrak yükünün azaltıldığı, internet üzerinden öğrencilere ait bütün bilgilerin kaydedilip saklanabildiği anlatıldı.
Sistemle ilgili aksaklıkların giderilmeye çalışıldığı gelecek yıllarda sistemin daha verimli olacağına değinildi.
17. 06. 2008 Salı
Konu: Mesleki Teknik Eğitim
Konuk: MEB Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürü Hüseyin ACIR
Tarım, inşaat, endüstri sektörlerinde mesleki ve teknik eğitimi Erkek Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü üstlenmiştir.
Mesleki ve teknik eğitim iç içe olan kavramlardır. Hem ulusal hem de evrensel boyutta aynı anlam ifade ederler. Mesleki eğitim ulusal, teknik eğitim ise tarım, inşaat, endüstri alanlarını ifade etmektedir.
Mesleki ve teknik eğitimde son 5 yılda öğrenci sayısı artmıştır. Mesleki ve teknik eğitimi özendirmek amacı ile 4207 sayılı kanunla değişiklik yapılmıştır. Fiziki alt yapı, kalite, yönlendirme, eğitimin geliştirmesi ve artırılması hedefleniştir. Askeri okullar ve polis okulları kendi kurumları bünyesinde bırakılarak, daha önce MEB bünyesinde olamayan okular da MEB bünyesine alınmıştır. Bu okular donanım, alt yapı ve öğretmen eğitim durumu sil baştan değiştirilmiştir. 2002 yılında 2 büyük proje oluşturulmuş ve AB fonlarından destek alınmıştır. Ayrıca bu okullarda çalışan öğretmenler AB projeleri kapsamında hizmet içi eğitimden geçirilmiştir. Okulların da donanımları yenilenmiştir Amacına ulaştığı için tüm okullarda uygulanmaya başlanmıştır. Çeşitli anketler uygulanarak AB standartlarına uygun hale getirilmiştir.
Mesleki eğitim 4 yıla çıkarılarak, uzmanlık alanları oluşturulmuştur. 9. sınıfa kadar normal liselerdeki dersler işlenmektedir. 9. sınıfın sonu ve 10. sınıfta meslek liselerinden düz liseye, düz liselerden meslek liselerine yatay ve dikey geçiş hakkı vardır. Bu uygulamalar 2004 yılında 145 pilot okulda başlatılmıştır. 42 alan, 197 dalda uzmanlıklar oluşturulmuştur. 5700 modül oluşturulmuştur(modül: bir mesleğin tam öğrenilebilmesi için basamak basamak oluşturulan derslerin her birine denir.). Bu modüllerin 5000’i yazılmış, 700’ü yazım aşamasındadır. Bir modül öğrenilince bir üst modüle geçilerek o ders veya alandan başarılı olunmaktadır. Böylece uzmanlık alanları oluşmaktadır.
Sertifikalar işe girmede alternatif olacaktır. Son zamanlarda öğrenciler iş olanağının fazla olması nedeniyle bilişim alanlarına yönelmişlerdir. Bu alandaki en büyük sorun katsayıdır.
Anadolu Meteoroloji Meslek Liseleri : Bu okullar sınırlı sayıda öğrenci almaktadır.Bu okulların istihdam sorunu yoktur. Bu okulları bitirenler askeri ve sivil hava alanlarında, hava tahminlerinin yapıldığı analiz ve bilgi işlem alanlarında teknisyen olarak çalışmaktadırlar. KPSS’ye girerek işe girebilmektedirler.
Endüstri otomasyon alanı: Japonya - Türkiye’nin işbirliği ile makine, bilgisayar, elektrik,elektronik gibi 4 alan açılarak oluşturulmuştur. Günümüzde her şey otomasyona dayalı olduğu için öğrenciler kolaylıkla iş bulabilmektedirler. Bu alanlar SBS ile öğrenci almaktadır. Bu alanları seçen öğrencilerin alan değiştirme hakkı vardır. Bu kurumlarda karma eğitime devam edilmektedir.
18 Haziran 2008 Çarşamba
Konuk: Millî Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in katıldığı programda meslek liselerinin önemi, mesleki ve teknik eğitim ile ilgili gelişmelere yer verildi.
Programa telefonla katılan konuklardan meslek liselerinin programının ağır olduğu, ihtiyaca cevap vermediği şeklinde yapılan eleştirilere cevap verildi.
Meslek liselerinde mesleğe yönelik müfredat uygulandığı, sektörlerin ihtiyacını karşılayacak şekilde uygulamalı eğitime yer verildiği belirtildi. Türkiye’de halen 600–650 civarında meslek yüksekokulu bulunduğu ve buralarda bölge potansiyeline göre eğitim yapıldığına dikkat çekildi.
Turkcell’in sponsorluğunda “Gönül Köprüsü Projesi” kapsamında Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinden 80.000, batıdan 20.000 öğrenci doğuya ağaç dikeceği anlatıldı.
Eskişehir Demiryolu Meslek Lisesi’nden görüntülere yer verildikten sonra ülkemizde demiryolu sektörünün önemi vurgulandı.
İstihdam paketi ile ilgili bilgiler verildi. Bu pakete yönelik olarak meslek yüksekokulları açıldığı ve kalifiye eleman yetiştirilmeye çalışıldığı vurgulandı.Açılan kurslarda diplomadan ziyade sertifikalar verildiği ve meslek sahibi olmaya yönelik eğitimin ağırlıklı olduğu açıklandı.
Ayrıca 2007-2008 Eğitim-Öğretim Yılı hakkında genel değerlendirme yapıldı. Sözleşmeli öğretmenlerin durumu konuşuldu. Orta Öğretimde Ders Geçme Yönetmeliği hakkında bilgi verildi.
19 Haziran 2008 Perşembe
Konu: Yaz tatilini verimli değerlendirme.
Konuk: Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri PDR Ana Bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Yaşar ÖZBAY
Yaz tatilini verimli değerlendirme ile ilgili açıklamalarda bulundu. Tatilin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatla belirlediği sürenin dışında değerlendirilmesi gereken boş zamandır. Uzun ya da kısa olsun tatil çocuk için gereklidir.
Bireylerin değişik ihtiyaçları vardır. Çocuğun da eğlenmeye ve özgürlüğe ihtiyacı vardır. Eğlenme boş zaman olarak ele alınmamadır.
Tatil planlı olmalıdır. Ama plansızlığa da açık olmalıdır. Planlama çocuk ve ailenin ihtiyaçları, ailenin koşulları doğrultusunda; çocukla beraber yapılmalıdır. Çocuğun görüşünün alınmasının çocuk için tatil yapıp yapmamaktan daha önemlidir. Çocuğun tatilde kendini özgür hissetmesine yardımcı olunmalıdır. Çocuk eğlenebileceği şekilde, kendi isteğiyle tatilde de ders çalışabilmelidir.
5.GÜN:(20 Haziran 2008 Cuma)
KONU: Okuma alışkanlığı
KONUK: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat SEVER
Niçin kitap okumamız gerekir?
Kitap duygu ve düşüncenin aracıdır.Çocukta düşünsel gücün gelişmesini sağlar.Gelişim yaşam boyu süren,aşamalara bölünmüş süreçtir.Her aşama bir önceki aşamadan etkilenir.Öğrenmek yaşamın vazgeçilmez en temel uğraşıdır.
Çocuk aslında doğduğu andan itibaren çevresiyle etkileşime girer.Öğrenmek için.O yüzden çocuğa bir yaşından itibaren kitap okumaya başlanmalıdır.Çocukların öğrenme istemlerini yanıtlamamız gerekir.Çocuğun öğrenme isteğini yazınsal ürünlerle yanıtlamalıyız.Bunlar çocuğun dil ve anlam evrelerine uygun kitaplar olmalı.Öğrenme gereksinimini nitelikli sanatçılar tarafından sanatsal biçimde,sanatsal kurgularla yazılmış kitaplarladesteklemeliyiz.Öğr enmegereksinimleribastırılmas ın,desteklensin.
Sürekli öğrenme istekleri uyarılsın.
Piyasada çok sayıda kitap var.O kitapların içinden anne baba nasıl doğru kitabı seçecek?
Her kitap nitelikli değildir.Türkçemizin anlatım gücünü gösteren kitaplar niteliklidir.Mesela “Ölçmeye Başlamak,Sayılar,Ben Bir Çizgiyim,Arkadaşım Gökyüzü” kitapları kavramları nesneleri görsel kimliğiyle ortaya koyan kitaplardandır.Okuma alışkanlığı ardışık bir olaydır.Anne ve babaların da yeni öğrenmelerin olduğu kitaplarla buluşma zamanının geldiğini düşünüyorum.
Bilişsel gelişim çocuğun dilsel gelişimini belirleyen temel bir etkendir.Dil sadece anlama anlatım aracı değildir.Dil düşünme aracıdır.Çocuğun kavramsal gelişimini destekleyen en önemli araç kitaptır.Okula gelen çocuk okuma bilmez;fakat doğduğu andan itibaren kavramsal gelişimi desteklenen çocuk daha iyi düşünür.Nitelikli kitaplarla desteklenen çocuğun kelime dağarcığı 4-5 yaşında 900 kelime olur.Çocuğu desteklemezseniz çocuk gerilemeye başlar.4-5 yaşlarında nitelikli, ,görsel metinlerle,renk ve çizginin olanaklarıyla insanı anlatan kitaplarla tanışmışsa, bilmecelerle, sayışmacalarla,tekerlemelerle desteklenmişse çocuk ilerde öykünün,romanın,şiirin kapısını da aralayacaktır.Düşünen,anlayan ,kendisini ifade edebilen bir birey olacaktır.Okul eğitiminde de başarılı olacaktır.
6-12 yaş gurubunda okumayı öğrenirken hangi kitaplar saydığımız niteliklere sahip kitaplardır?
6 yaşına geldiğinde çocuk kitaba karşı duyusal birikim oluşturmuş olmalı.Okulla birlikte çocuk aşina olduğu simgeleri adlandırmaya başlar.6 yaşına kadar bunları alırsa bundan sonra da eleştirel okuma becerisini kazanacaktır.Eleştirel okumayla çocuk duygu ve düşüncelerine bağlı olarak yaşamını yönlendirecek birikime sahip olacak demektir.Çocukların kendilerini tanımaları,kendilerini başkalarıyla karşılaştırmaları ve özdeşim kurmaları için kitapla tanışmaları lazım.Ayrıca yaşamda karşılaşacakları sorunların çözümlerini sezinletici dönütlerle bulmaları gerekir.Çocuğun yaşama, insana yönelik özlemlerini yanıtlamalıyız.
Okul türü öğrenme kuramsal araçlıdır.Kurallar tartışılmaz,doğrudur.Oysa kitaplar çocuğun dünyasına yapılan gezilerdir.Yaşamı ve insanı anlatır.Hiçbir yazınsal metin düz bir okumayla anlaşılamaz.Yazınsal nitelikli kitaplarda herkes kendi zihninin çapında farklı tatlar alır.Kitap belleğin,yüreğin eğitim sürecidir.Yine hiçbir Edebiyat kitabı çocuğa ders verircesine ,parmak sallarcasına doğruyu aktarmaz.Doğruyu bulma konusunda çocuğu yönlendirir.Çocuk kendisi doğruyu bulur.Keşfeder. Kitap kültürüyle yetişmiş bir çocuk televizyonu ,bilgisayarı amacına göre kullanır.Seçicidir.Çünkü çocuğun merakını ,ihtiyacını uygun şekilde doldurmazsanız çocuk şiddet eğilimli programlara ya da oyunlara yönelecek,kendini geliştirmeyecek körelecektir.Bu konuda anne ve babaların çok duyarlı olmaları gerekir.
Farklı yaşlara göre uygun olan kitapları nereden bulacağız?
Anadolu Üniversitesinin yayınlamış olduğu “ilköğretimde Çocuk Edebiyatı
ve Okul Öncesi Dönemde Çocuk Edebiyatı” kitaplarında uygun kitapların adları var. Çocuklara Türkçeyi tanıtmak ,güzel kullanımını sağlamak istiyoruz. Duygu ve düşüncelerini aktarmasını istiyoruz. Kitap bütün bunları yapmada kullanılacak en doğru ,en iyi araçtır.
Kitaplar Türkçe’nin anlatım olanaklarıyla kurgulanmalıdır.Yabancı sözcükler olmamalıdır.Duru ve içten bir dille yazılmalıdır.Görsellik olmalıdır.Konular çocuğa göre olmalıdır. Karma bir dille Edebiyat olmaz.
Okullarımızda düzenlenen okuma saatlerinin okuma kültürünün oluşmasına katkıları vardır.
Sonuç olarak herkesin yaşama sevinciyle dolması için başvuracağı en etkin araç kitaptır.