Ben seni hiç üzdüm mü annem.
Sancılar içinde beni dogurduğundan başka.
Belki istemeden kızdırmışımdır seni, Çocukken pazarda istedigim oyuncağı almadığında.
Anlayamazdım ki işsiz kaldığını babamın, çocuk aklımla..
Evet biraz zordu çocukluğum ,
Çabuk hasta olurdum, hem iştahsızdım da.
Peşimde çok koşturdun elinde tabagımla..
Büyüdüm genç kız oldum.
Belki üzdüm seni, sevdiğim kazağımı yıkamadığında, okulda arkadaşlara mahcup olacağım diye.
Gençlik de, cahillik de, ne dersen de sen buna
Hani arkadaşlığın ağır bastığı zamanlar olur ya..
Yordum mu seni annem!
Saçındaki aklarda payım ne kadar, bilemedim hiç.
Ne zaman bıraktın gamzeli gülüşlerini.
Şimdi sen yaşlı, ben yolu yarılamış, yetişkin bir kadın!.
Kaç yaşında olursa olsun insan hep çocukmuş ve anne şefkatine muhtaçmış ya.
Sen benim soguklarda hırkam, yaz sıcağında gölgem, hasta yatağımın başucunda duran bir tas çorbamsın. Varlığında bunları söylüyorum, yokluğunu düşünemiyorum annem...
İnan durak taş