Anlamlı Yazılar

Kaldı ki hasret, insanın elinde olan bir şey değil, içinde olan bir şey.
Buruşturup atamıyoruz.

Vahap Osmanlı

Sabahattin Ali'nin "Acaba kafamı bir çalı süpürgesiyle temizlemek mümkün müdür?.." dediği yerdeyim.

Çabuk unutuyoruz  her şeyi ,
Ve kaybediyoruz bizi insan yapan bir çok şeyi...

Mesela ,
Vefalıyız ama bir yanlış görene kadar ,
Değer veriyoruz insan eşya herşeye ,
Ama yerine daha değerlisini bulana kadar..

Önce düşünmeden konuşuyoruz ,
Konuştuktan sonra düşünüyoruz ...

Hayata insanlara sığ bakıyor derine inmeye gerek duymuyoruz ,
Derine inmek sorumluluklarımız dan kurtarıyor çünkü ...

Hâl den düşmeden hâl den anlamıyoruz ,
Başa gelmeden başına gelmişe sadece bakıp geçiyoruz...

Dua etmek için milyonlarca sebep varken
Biz derde düşünce paçalar tutuşunca sadece dua ediyoruz...

Yetinmeyi unuttuk ,
Ekmeği buluyoruz şükretmek yerine tazesini , tazesini bulunca da yanına başka şeyler arıyoruz ..

Velhasıl kelam biz bizi kaybettik ama
Daha ne aradığımızı bilmiyoruz..


Alıntı

Gücün yeterse ara
Ama dışarıda değil
Kendinde ara
Hz.Mevlana

Yaprak ağaçtan sıkılmıştı
Sonbahar bahaneydi
                 N.Fazil Kısakürek

İNSAN NİMET DEĞİL MİDİR ? 

"Yere düşen ekmeğin üstüne basan insan pek görmedim
ama yere düşen insani tekmeleyen çok kisi gördüm".

Yerdeki ekmeğe saygılı olma konusunda
Ülkemizde neredeyse bir mutabakat vardır.
Kimse basmaz, ayağıyla dürtüklemez
ya da öper koyar bir kenara.

Ekmek nimettir kabul
Peki insan nimet değil mi?

"Baharda kışı, kıșın da baharı özler insan. Ne uzaksa onu özler. Kavuşmak șart mı? Boșver.. Bazı şeyler yokken daha güzel."


(Özdemir Asaf)

"... 6 Haziran 1880 günü Moskova'da Puşkin 'in heykelinin açılılış töreni yapılacaktı. İlk defa Rusya'da bir Rus şairine heykel dikiliyor. Üç gün sürecek bu törene pek istekli olmasa da Dostoyevski' yi de konuşmacı olarak kattılar. Toplantılar edebiyattan ziyade siyasi tutumlar içinde gerçekleşeceği belliydi. Şenliklerin ikinci günü konuşan Turgenyev'e Batılılaşma taraftarlarının sözcüsü gözüyle bakılıyordu. Slavcıların adına konuşmak da Dostoyevski' ye kalmıştı... " Alıntı

Doğru insanı bulmanın yolu..
Yanlış insanı bilmekten geçer.
Senin herseyini yanlış anlayan insan ,
Senin için herşeyiyle yanlış insandır....

                     ATAKAN KORKMAZ

Bu sözlerim sana....

Kötü şeyler yaşadıgini biliyorum insanlara ve hayata verdigin seylerin karsiligini tam olarak alamadigini da biliyorum. hatta zaman zaman yaptigin iyiliklerin karsiligini sirtindan cikardigin bir bicakla aldigin bile oluyordur anlayabiliyorum.
 Uzerine basmisken sana konuyla alakali Mehmet Akif in su sozunu hatirlatayim
 "yuzsuzdur insanoğlu kimse bilmez fendini.
Kime iyilik yaptiysan ondan koru kendini."

Sabir ceke ceke sabir tasina dondum dedigini de duyuyorum ama senin de sunu unutmamani istiyorum. Sana yapilanlarin karsiliginda sabretmen yenildigin anlamina gelmiyor.
Boyun egdigin anlamina hic gelmiyor.
 Yasadiklarina karsi mucadelen devam ediyor. Bu hayatta her sey anini bekliyor.
 Vaktinden once ne gunes doguyor ne de cicek aciyor.

İnsan yasadiklari yuzunden an geliyor sanirim bir daha sevemem diyor da bir kalbi oldugunu unuttugu ve hissiz kaldigi gunlerin acisini cok sever cikariyor.
Umutsuz olma senin hikayen en guzel yazar tarafindan yaziliyor.
 Bugun mutsuz olabilirsin ama hayat senin icin guzel planlar yapiyor. Sabret vaktinden once cicek acmiyor...

Kaybetmemek için çabalayınca  hiç vazgeçemezsin sanıyorlar

Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:
-Kimsin?
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce bu defa Hoca sormuş:
– Sen kimsin?
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş gene Nasrettin Hoca.
– Herhalde vali olurum.
– Daha sonra?
– Vezir
– Daha daha sonra ne olacaksın?
– Bir ihtimal sadrazam olabilirim.
– Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş: “Hiç.”
– Daha niye kabarıyorsun be adam! Ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: “Hiçlik makamında!”

Bir insan kızgın ya da kırgın olduğunda şefkat görmek ister. karşısında telaşlanan, mahcup olan bir insan görmek, çaba görmek ister.bunlar talep edilmez böyle şeyler zaten içten gelir.

Yıkılmak bir binaya mahsus birşey  değil ki ,Züleyha
Bir insanın bir cümleyle yıkıldığını gördüm ben.
Cahit Zarifoğlu

Kurt ile eşek, tartışmalarını kavga boyutunda sürdürüyormuş.

Eşek; çimen sarıdır diye anırmakta.

Kurt; çimen yeşildir diye ulumaktaymış.

Çözüm için sonunda ormanlar kralı aslana gitmişler.

Aslan konuyu bilgece dinledikten sonra eşeğe özgürlük, kurt’a da bir ay hapis cezası vermiş. Kurt oldukça içerlemiş ve aslana sormuş;

-Hakikaten çimeni sarı mı görüyorsun kralım?

-Hayır demiş ormanlar kralı, ben de senin gibi çimeni yeşil görüyorum.

-O halde neden bana bir ay hapis verdin?

-Ben sana eşekle tartışmaya girdiğin için bir ay ceza verdim…