İlginç Kelime Kökleri
Yegâne
Bu kelime, Farsçadaki “yek” kökünden geliyor. “Bir” ve “tek” anlamına gelen yek kelimesinden, yegâne, biricik kelimesi türetiliyor.
Çarmıh
Çarmıh da Farsça kökenli hem de birleşik bir kelime. Farsçada çar – dört anlamına geliyor. Mıh ise, birçoğumuzun bildiği gibi çivi demek. Çar-mıh, böylece dört çivi kelimesini oraya çıkararak, Hz. İsa’nın öldürülmesinden bile daha önceden itibaren kullanılan bu işkenceyle öldürme işlemi için kullanılıyor!
Çerçeve
Hazır çar kelime köküne bulaşmışken, bundan bahsetmemek olmazdı. Tam tahmin ettiğiniz gibi, çar-çevre, dört çevre anlamına gelen ve dil içinde değişerek (ya da herkesin dediği gibi, halk arasında söylene söylene) çerçeve halini alıyor. Ve elbette, dört tarafı çevrili anlamına geliyor.
Çarşı
Evet, ben şahsen çar kökünü seviyorum, yalan yok. Çarşı da, çar ve sû kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuş bir başka kelime. Sû, Farsçada yol, yön anlamına geliyor. Böylece anlamını sormayı unutacak kadar uzun zamandır kullandığımız, çarşı yani dört-yol kelimesi ortaya çıkıyor.
Haftanın Günleri
Neredeyse tamamı Farsçadan birebir alınmış. Aslında bizim çoğunlukla ve hatalı olarak Batı medeniyetlerine atfettiğimiz ve bir türlü anlam veremediğimiz haftayı Pazar ile başlatmak, Ortadoğu’da da (en azından bir zamanlar) oldukça yaygınmış! Haydi bütün günlere bir göz atalım:
Pazar
ba: yemek, zar: yer. Yemek yeri. (Yeri gelmişken, lalezar: lale bahçesi, gülizar: gül bahçesi demek!)
Pazartesi
Pazar’ın ertesi. (Ertesi ise tamamen Türkçe kökenli)
Salı
İbranicede üçüncü anlamına geliyor. Ayrıca Arapçada da “selase” üç, üçüncü anlamında kullanılıyor.
Çarşamba
Çar’ı şimdiye dek defalarca konuştuk, bunu kendiniz çıkardınız diye umuyorum. Ama “şenbe” Farsçada gün demek, ki bu birçok şeyi açıklıyor. Çar + şenbe= Çarşamba, dördüncü gün!
Perşembe
Yine Farsça kökenli, penç + şenbe= Perşembe; beşinci gün demek.
(Minik bir tavla hatırlatması gelsin o zaman: “Penc-ü-se, severler güzeli genç ise!” Zarlarda 5 ve 3 geldiğinde, kapı alınabildiği için duyulan tarifsiz keyiften ötürü türetilmiş bir deyim😊
Cuma
Toplanmak, birleşmek, bir araya gelmek anlamlarına gelen bu kelime, ibadet amaçlı toplanmayı anlatıyor. Bir küçük ipucu da buraya gelsin; c ve m seslerinden oluşan Arapça kelime kökü, genellikle bu anlamlarda kullanılıyor. Örneğin, Cem, Cemiyet, Cemaat.
Cumartesi
Tıpkı Pazartesi gibi, kolaya kaçılmış bir gün daha. Cuma ve ertesi kelimelerinden oluşuyor. Halk tarafından önemli bulunan yeme alışverişi ve ibadet toplanması gibi günlerden sonraki günler, genellikle “sonraki, ertesi” günler olarak geçiştirilmiş, fark ederseniz ortamlarda hava atabilirsiniz.
Kitap
Arapça “ktb” kökünden gelen bu kelime, yazılı şey, belge anlamına geliyor. Aynı “ktb” kökünden, ufak müdahalelerle kütüp(hane), kâtip gibi kelimeler de türetilmiştir.
Kalem
Kamıştan yapılmış yazı aracı anlamına gelecek şekilde, “klm” kökünden türetilmiştir. Arapça kökü, kelam (söz) ile ortak olabilir. Ayrıca, şu an okuduklarınıza inanmakta güçlük çekebilirsiniz, ama kalamar, yani mürekkep balığı kelimesinin bütün bunlarla bir ilgisi olduğu iddia edilmekte! Çünkü henüz endüstriyel mürekkep yokken, yazı için bu balığın koyu renkli salgısından faydalanılırmış.
Cambaz
Bu da Farsça kökenli, can + baz bileşmesinden oluşmakta. Canı ile oynayan anlamına geliyor. Tıpkı “düzenbaz”ın düzen ile oynayan, “kumarbaz”ın kumar oynayan demek olması gibi.
Sarhoş
Farsça kökenli sar, ser – yani baş, kafa kelimesinden başlanmış ve iyi, güzel anlamına gelen hoş ile bitirilmiştir. Yani sarhoş, bildiğimiz, sokak jargonunda kullanılan “kafası iyi, kafası güzel” anlamına geliyor!
Ahtapot
Ahtapot acht (Almanca) – octo (Latince); yani sekiz kelimesinin yanına yerleşen -pod, yani ayak kelimesinden türetilmiştir. Tıpkı tripod gibi!
Yoğurt
Bu kelimenin kökeni, yoğun ile aynı. Katılaştırılmış, yoğunlaştırılmış süt anlamına geliyor. Birkaç saniyelik bir düşünsel emekle, yoğurmak kelimesinin de bu niyetle türetildiğini keşfetmek mümkün!
Yeşil
Bu kelime ise, öz Türkçeden türetilmiş güzide kelimelerimizden biri. Islak, taze, henüz suyunu yitirmemiş anlamına gelen “yaş” sözcüğünden türetilmiş. Yeşil bitkilerin taze olduğunu anlatmak için sıkça kullanılıyor.
Bir ufak bilgi daha – kayısı, kiraz, dut gibi henüz olgunlaşmamış, hala yeşil, kızarmamış anlamına gelmesi için ise gök kelimesi tercih ediliyor. Yani renk skalasında, yeşilden bir derece daha soğuk kabul edilen mavi kelimesine atıfta bulunuluyor! Kelimelerin dünyası çok acayip!
Güzel
Bu da tamamen eski Türkçe kökenli bir sözcük, göze hoş gelen göze hitap eden, şekilde türetilmiş ve Gözel – güzel olarak zaman içinde dönüştürülmüş.
Kaynak: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]