Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.143
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.143
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Şub 2016 22:35:54

  müzik; kronik ağrıları %20, depresyonu %25 azaltırmış...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.352
  • 28.795
  • 227.352
# 02 Mar 2016 18:44:56
Yavuz Sultan Selim Han'ın Vefatı...
Yavuz Sultan Selim Han tekrar sefere çıkmıştı. Çıkmadan öncede sırtında çıkan çıbanı hamamda tellağına sıktırdı. Aslında Sultanın kadim dostu Hasan Can o çıbanı sıktırmaması için uyarmıştı. Lakin Gazi Sultan dinlememişti dostunu. Ordu Çorlu Muratlı Düztepe mevkiine gelince Sultanın artık yürümeye takati kalmamıştı. Otağını kurdurdu. Sultan istirahat için çadırına çekildi. Ve bir daha oradan çıkamadı.
Hasan Can durumun farkındadır ve padişahın başından bir an ayrılmamaktadır. Kan ter içinde ki Gazi Sultan nedimine dönerek;
"Hasan bu ne hâldir?" diye sorar. Hasan Can hüzünlü bir ses tonuyla;
"ALLAH ile olma zamanıdır Hünkarım!" cevabını verir. Sıkıntılı durumdaki Sultan yattığı yerden kükrercesine;
"Ya sen şimdiye kadar bizi kimle bilirdin!" diyecektir. Vuslatın yaklaştığını anlayan Gazi Hünkâr can dostundan kendisine Yasin-i Şerif okumasını ister. Sonuna kadar dinler. Bittiğinde ikinci kez okumasını ister ve kendiside tekrar ederken "Salemûn kavlen min Rabbi'r-Rahim" ayeti okunduğu sırada ruhunu RAHMANA teslim eder...
RABBİM ona rahmet etsin!.

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Mar 2016 19:08:52
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Yavuz Sultan Selim Han'ın Vefatı...
Yavuz Sultan Selim Han tekrar sefere çıkmıştı. Çıkmadan öncede sırtında çıkan çıbanı hamamda tellağına sıktırdı. Aslında Sultanın kadim dostu Hasan Can o çıbanı sıktırmaması için uyarmıştı. Lakin Gazi Sultan dinlememişti dostunu. Ordu Çorlu Muratlı Düztepe mevkiine gelince Sultanın artık yürümeye takati kalmamıştı. Otağını kurdurdu. Sultan istirahat için çadırına çekildi. Ve bir daha oradan çıkamadı.
Hasan Can durumun farkındadır ve padişahın başından bir an ayrılmamaktadır. Kan ter içinde ki Gazi Sultan nedimine dönerek;
"Hasan bu ne hâldir?" diye sorar. Hasan Can hüzünlü bir ses tonuyla;
"ALLAH ile olma zamanıdır Hünkarım!" cevabını verir. Sıkıntılı durumdaki Sultan yattığı yerden kükrercesine;
"Ya sen şimdiye kadar bizi kimle bilirdin!" diyecektir. Vuslatın yaklaştığını anlayan Gazi Hünkâr can dostundan kendisine Yasin-i Şerif okumasını ister. Sonuna kadar dinler. Bittiğinde ikinci kez okumasını ister ve kendiside tekrar ederken "Salemûn kavlen min Rabbi'r-Rahim" ayeti okunduğu sırada ruhunu RAHMANA teslim eder...
RABBİM ona rahmet etsin!.
+++++

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.352
  • 28.795
  • 227.352
# 02 Mar 2016 21:55:42
ÇOCUĞUNUZA SÜREKLİ NE YAPMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEMEK GEREKİR Mİ?
5 yaşında olduğunuzu ve ebeveynlerinizin gün boyunca size şunları söylediğini düşünün:
Tabağındaki fasulyeyi ye. Sebze sağlığa yararlıdır.
Gel buraya, fermuarını çekeyim.
O çocukla oynamanı istemiyorum. Küfürlü konuşuyor.
Tuvaletin olmadığına emin misin?
Bunları duyan siz olsaydınız, ne tepki verirdiniz? Lütfen bize yazar mısınız? Çocuklar her geçen gün, kendi başlarına bir şey yapmayı öğrenirlerse, iyi hissederler. Ve dolayısıyla siz de.
Çocukların iyi hissedeceği ve bizden çok kendilerine güvenmelerini sağlayacak bazı yöntemler ise aşağıda:
1.Seçim yapmalarına izin verin.
2.Çocuğun çabasına saygı gösterin.
3.Fazla soru sormayın.

Çevrimdışı caki1910

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.869
  • 6.805
  • 1.869
  • 6.805
# 03 Mar 2016 11:48:45
Göz çekikliği kulak hizasında ise Çinli, yukarı doğru ise Japon, aşağı doğru ise Koreli'dir.

Çevrimdışı nicholai_hel

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 107
  • 920
  • 107
  • 920
# 03 Mar 2016 18:42:25
Dunya turk havlu ve bornoz gunuymus

Kutlu olsun hepimize  :D

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Mar 2016 23:05:18
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dunya turk havlu ve bornoz gunuymus

Kutlu olsun hepimize  :D
cidden mi :)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.352
  • 28.795
  • 227.352
# 04 Mar 2016 06:53:08
“İstişare eden pişman olmaz”
Buhârî'nin Sahih'inden:
“Allah Teâlâ 'Onların (müslümanların) işi aralarında danışma ile yürür' buyuruyor (Şûrâ: 42/38). Danışma gerçeğin ortaya çıkmasından ve karar vermeden önce olacaktır; çünkü Allah Teâlâ, Peygamberi'ne (s.a.) hitaben 'Bir kere azmettin mi artık Allah'a güven' buyurmaktadır (Âl-i İmrân: 3/159). Allah Rasûlü (s.a.) kararını verince, insanların Allah ve Rasûlü'nün (s.a.) önüne geçmesi (kararına karşı çıkmaları) mümkün değildir. Hz. Peygamber (s.a.), Uhud savaşı öncesinde, şehirde kalıp savunma yapmak, yahut şehirden çıkıp düşmanı yolda karşılamak konusunda ashâbı ile istişarede bulundu; onlar çıkmasını uygun bulduklarını söylediler; zırhını giyip çıkmaya karar verince de, şehirde kalalım, dediler. Rasûlullah (s.a.) kararını verdikten sonra onlara eğilim göstermedi ve 'Bir peygambere, zırhını giydikten sonra -Allah aksini hükmedinceye kadar- onu çıkarıp koyması yakışmaz' buyurdu. İftirâcıların Hz. Âişe'ye attıkları yalan konusunda Ali ve Üsâme ile istişarede bulundu, onların söylediklerini dinledi; sonunda Kur'ân (ilgili âyetler) gelince farklı görüşlere aldırmadan Allah'ın emri ile hükmetti ve iftiracıları cezâlandırdı. Rasûlullah (s.a.)'den sonra gelen imamlar (başkanlar, halîfeler) de, en uygun ve kolay yolu bulmak ve uygulamak üzere güvenilir ilim sahipleri ile serbest (mübâh, ictihada açık) konularda istişarede bulunurlardı. Ancak Kitâb ve Sünnet'in açık hükmü ortaya çıkınca, tıpkı Allah Rasûlü (s.a.) gibi, onlar da hiçbir kimsenin farklı görüşüne aldırmadan onu uygulamaya koyarlardı... Genç olsun yaşlı olsun Kur'ân âlimleri (kurrâ), Hz. Ömer'in danışma meclisinin üyeleri idiler. Allah'ın hükmü ortaya çıkınca Hz. Ömer orada durur, bir milim öteye geçmezdi.” (Buhârî, İ'tisâm, 28)
İmam Buhârî'nin naklettiği âyetler ve hadîsler ile örnek neslin uygulaması, İslâmî şûrânın prensiplerini koymaktadır. Buna göre müslümanların her işleri danışma ile yürütülecektir, sorumluluk taşıyan yöneticiler güvenilir ve âlim kişiler ile istişare edecek, yakın çevrelerinde bu kişileri bulunduracaklardır. İstişare Allah ve Rasûlü'nün (s.a.) hükümlerini, maksatlarını ortaya koymak, hakkında özel talimat (âyet, hadîs) bulunmayan konularda müslümanlar için en uygun, en faydalı düzenleme ve uygulamayı bulmak için yapılacaktır. Allah'ın ve Rasûlü'nün (s.a.) hükmü apaçık ortaya çıkınca, yahut istişareden sonra karar verilince artık muhâlefete kulak asılmayacak, uygulamaya geçilecektir. Muhâlifler de -kendi şahsî kanâatlerini muhâfaza hürriyetine sahip olmakla beraber- cemâatten ayrılmayacak, ortak hareket edeceklerdir.
Şûrâyı oluşturacak kişilerin üç önemli vasıfları olacaktır: İlim, güvenilirlik ve müslümanlık. Ülkemizde müslüman, İslâma hizmette samîmî ve güvenilir, konusunda âlim kişiler elbette vardır. Bunlara, diğer İslâm ülkelerinden aynı vasfı taşıyan başka âlimler de katılabilir. Böyle bir şûrâ oluştuktan sonra çeşitli grupların temsilcileri de bu şûraya -belli statülerde- katılabilirler. İslâm'ın ve müslümanların önemli meseleleri bu şûrada tartışılır, karara bağlanır, bu karar din ve vicdan açısından bağlayıcı olur. Aksine fikirler geçerliliğini kaybeder, asla baş çekme, bölünme sebebi olamaz.
Siyasette ve mevcut şartlarda:
Tamamen veya şartların imkan verdiği ölçüde İslam'ı yönetimde uygulamak isteyen iyi niyetli kimselerin, tek başına edindikleri fikir, tespit ve ictihad yanında iki sınıf insanla istişare etmeleri şarttır:
1. Konunun uzmanları, bilim adamları,
2. Din alimleri.
Hakikati bulmaya ve mevcut durum ve şatlarda Şâriin maksadına en uygun olanı uygulamaya niyetli olan siyasetçilerde taassup ve istibdad olmaz; iyi niyetle ve tevazu ile dinlerler, raporları gözden geçirirler, istişare sonunda ittifak hasıl olmayan konularda yetkileri içinde sorumluluğu yüklenerek tercihlerini yapar ve uygularlar.
İslâmî sistemde muhalefet, iktidarın hataya düşmemesi için en önemli ve değerli bir kurumdur ve istişare organıdır; çünkü takva sahibi muhalif müminlerde ihtiras olmaz, tenkitlerini ortak değerler ve erdemler içinde kalarak yaparlar, hedefleri iktidarı yıpratıp onun yerini almak değil, yanlış ve zararlı kararları ve uygulamaları önlemek olur.
Bütün bu ilkeler, değerler ve kurallardan günümüz siyasetçilerine, iktidarlara ve muhalefetlere bakınca insanın içi kararıyor, İslam'ın hikmet ve rahmetini temsil bakımından nerelerde olduğumuz konusunda derin düşüncelere dalıyoruz.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.352
  • 28.795
  • 227.352
# 04 Mar 2016 15:52:51
Bir arkadaşı O'na (asm) annesini şikâyet eder.

"Huyu ve ahlakı kötü." der. O (asm) cevap verir.

"Ama seni dokuz ay karnında taşırken kötü huylu değildi." Arkadaşı tatmin olmamıştır.

"Ey Allah’ın Elçisi! Gerçekten kötü huylu."

"Ama seni iki sene emzirirken kötü huylu değildi." Adam yine de ısrar eder. O (asm) da devam eder:

"Senin yüzünden uykusuz kalırken kötü huylu değildi." Arkadaşı dayanamaz.

"Ama ben de karşılığını ödedim."

“Ne yaptın?”

“Sırtımda taşıyarak hac yaptırdım.” Hz. Muhammed (asv)'in dudaklarında acı bir tebessüm belirir.

“Bir tek doğum sancısının bile karşılığını ödemiş olmadın.”
(İbrahim Refik, Güllerin Efendisi, s.32.)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.352
  • 28.795
  • 227.352
# 04 Mar 2016 19:33:57
OSMAN GAZİ'NİN OĞLU ORHAN GAZİ'YE VASİYETİ
Oğul Biricik vasıyetim şudur ki, Allâh buyruğundan başka bir iş işleme Bilmediğini ehlinden sorup öğren! İyice öğrenmediğin bir şeyi yapmaya kalkışma! Askerlerine in’âm ve ihsânını eksik eyleme! Bil ki insan, ihsânın kuludur. Oğul! Dîn işlerini her şeyden öne al! Çünkü bir farzın yerine getirilmesini sağlamak, dîn ve devletin güçlenmesine sebep olur! Bunun için ulemâya hürmette ve onların hakkına riâyette kusûr etme ki, şerîat işleri düzgün yürüsün! Nerede bir ilim ehli duyarsan, ona rağbet et; ikbâl ve yumuşaklık göster!
Ancak dînî gayreti olmayanları, sefih hayat yaşayanları ve tecrübe edilmeyen kimseleri, sakın devlet işine yaklaştırma! Zîrâ yaradanından korkmayan, yaradılanlara merhamet etmez! Zulüm ve bid’atlerden son derece uzak dur ki, seni yıkılışa sürüklemesin!. Bil ki bizim mesleğimiz, Allâh yoludur ve maksadımız da O’nun dînini yaymaktır. Bizim dâvâmız, kuru bir kavga ve cihangirlik dâvâsı değil, “i’lâ-yı kelimetullâh”dır, yâni Allâh’ın dînini yüceltmekdir!. Cihâdı terketmeyerek rûhumu şâd et!
Oğul! Benim hânedânımdan her kim doğru yoldan ve adâletten ayrılırsa, mahşer günü Peygamberimiz’in (s.a.v.) şefâatinden mahrûm kalsın!.. Oğul! Allâh -celle celâlühû- rızâsı için devlet hizmetlerinde ömrünü tüketen sâdık adamlarına dâimâ vefâkâr ol! Onları gözet! Vefatlarından sonra da onların âilelerini koru! Devlete mânen güç veren fazîlet sahibi sâlih âlimlere hürmet, ikrâm ve ihsânda bulun.
Diğer bir ülkede olgun bir âlimin, bir ârifin, bir velînin bulunduğunu duyarsan, onu nezâket ve tâzimle memleketine dâvet et! Dîn ve devlet işleri, onların bereket ve himmetleri ile istikâmetlensin! Sakın orduna ve zenginliğine mağrûr olma! Benim şu hâlimden ibret al ki, şu anda güçsüz bir karınca gibiyim. Hiç lâyık olmadan, Allâh -celle celâlühû-’nun birçok lutuflarına mazhar oldum!.. Sen de benim yolumdan yürü!. Allâh’ın ve kullarının hakkını gözet! Beytülmaldeki gelirin ile kanâat et! Devletin zarûrî ihtiyaçlarının dışında sarfiyatta bulunma! Senden sonra gelecek nesil, seni kendilerine örnek alsın! Zulme meydan verme! Dâimâ adâlet ve insaf üzere ol! Her türlü işinde Allâh’a sığın, O’ndan yardım iste ve O’na ilticâ et!.

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.143
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.143
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Mar 2016 21:59:16
eğer..

Çevrimdışı asumanöz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Mar 2016 22:07:13
Çok doğru esra hocam.. Oğlum saat 06.30 da okula gidiyor. Asla kahvaltı ettiremiyorum.

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.143
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.143
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Mar 2016 22:35:49

   
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çok doğru esra hocam.. Oğlum saat 06.30 da okula gidiyor. Asla kahvaltı ettiremiyorum.
 
     ben kendi çocuklarımda ve okulumda yaşamadım bu durumu ama  çevremde gördüklerim ve duyduklarım,  maalesef böyle.. aç ve uykusuz çocuklardan, öğrenme bekliyoruz..

Çevrimdışı zeynepgulsu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 23.288
  • 42.288
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 23.288
  • 42.288
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 04 Mar 2016 23:12:02
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
eğer..
Cok dogru.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.352
  • 28.795
  • 227.352
# 05 Mar 2016 10:25:20
Süleymaniye Camiinin temel atma törenine devrin padişahı Sultan Süleyman ile birlikte bütün devlet erkanı gelmişti. Bu muhteşem mabede ilk taşı da Şeyhülislam Ebus Suud Efendi koymuştu.Bir vakt-i şerif ve bir saat-i saîd-ü latifde ol camî-i münîfe temel uruldu diyerek işe başlayan Mimar Sinan bu büyük eseri yedi yılda tamamladı. Fakat caminin inşaatına bir türlü başlanamıyordu. Dedikodular yayılmaya başlandı. Halbuki bu yüce mimar temellerin iyice zemine oturması için uzun bir süre beklenmesi gerektiğini düşünüyor ve bu yüzden de inşaata başlamakta acele etmiyordu. Dedikoducular Sinan’ın bu işi başaramayacağını anladığını ve İstanbul’dan kaçmaya hazırlandığını iddia ediyorlardı. Bundan sonrasını Koca Sinan’dan dinleyelim: Benim o söylentilerden haberim yok iken bu sözler Padişahın kulağına gitmiş. Bir gün caminin projeleriyle meşgul iken inşaata geldiler ve: Temel atılalı seneler geçti sen hâlâ lüzumsuz işlerle meşgulsün. Şimdi bana söyle bu bina ne zaman bitecek diye bağırdılar. Padişahın böyle hiddetle sormasından ne diyeceğimi şaşırdım ve: Padişahımın devletinde iki ayda tamam olur deyiverdim. Ağalar dahî: Mimar Ağa Saâdetlû Padişah ne buyurdular işitir misin? Ben dahî tekrar: İki ay tamam olunca bu bina da tamam olur dedim. Padişah Mimar hele iki ay sonra tamam olmazsa senünle söyleşiriz diyerek sarây-ı hümayunları na revan oldular. Saraya vardıklarında hazinedarbaşı ve ağalara buyurmuşlar ki: Mimar aklını oynattı. Hiç iki ayda bir nice yıllık iş yapılabilir mi? Herif başının korkusundan aklını aldırdı. Çağırıp siz de sual ediniz görün ne cevap verir. Eğer halt-ı kelam ederse bina ahvali müşkil olur. İNŞAALLAHÜ TEÂL iki ayda tamam ederiz dedim. Koca Sinan, ALLAH’ın inayetiyle temelden itibaren o koca camiyi iki ayda bitirmeye mu vaffak oldu. Açılışta yine Padişah ve Ebussuud Efendi bulundular. Kanuni camiye hayranlıkla bakarken iki ayda böyle bir eserin nasıl tamamlandığına akıl erdiremiyordu. Sıra camiyi kimin açacağı meselesine gelmişti. Anahtarı Padişaha verdiklerinde o da Mimar Sinan’a uzattı ve: Bu bina eylediğin beytullahı sıdk-u safa ve dua ile yine sen açman evlâdır dedi. O da “Y FETTÂH” diyerek Süleymaniye camiinin kapısını açtı.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK