Bakın yine aynı şeyi yaptınız ve yine beni haklı çıkardınız. Pek bilinmeyen değil, herkes tarafından gayet iyi bilinen bir kuraldır bu(bence).
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Sizinde belirttiğiniz gibi
size göre "herkes tarafından gayet iyi bilinen bir kuraldır."
Sizin düşüncelerinizin doğru olup, olmaması, benim düşüncelerimin yanlış olduğunu göstermez.Bilmek, bilginin
FARKINDA OLMAKTIR. Kırmızı ışıkta geçen biri, kırmızı ışıkta geçilmemesi gerektiğinin FARKINDA DEĞİLDİR. Diğer bir deyişle kırmızı ışıkta geçilmemesi gerektiğini bilmemektedir.
O zaman avukatlara ihtiyaç yoktur ve sanıkların savunma yapmasına gerek yoktur öyle mi? Kadılık sistemi mi oluyor bu? O çok gerilerde kaldı diye biliyorum.
A şahsının öldürüldüğünü varsayalım.
Bunu duyduğunuz anda avukatı yanınıza alıp, karakola / mahkemeye gidip A şahsını ben öldürmedim,
doğruyu söylediğimi avukatım ispat edecek mi diyorsunuz?
Polis, yargıç
araştırma yapıp, deliller bulup A şahsını sizin öldürdüğünüz kanaatine ulaşırsa hakkınızda suçlamada bulunur, dava açar.
O zaman
avukatınızın yapacağı suçsuz olduğunuzu ispat etmek değildir. Polisin / savcının elindeki delilleri çürütmektir.
Gözlemime dayalı bilginin yanlış olduğunu (araştırma yapıp, deliller bulup) iddia eden kişiler olursa ben de o delilleri çürütmekle mükellef olurum.
Eğer çürütemezsem düşüncemin yanlış olduğunu itiraf ederim.
Tekrar etmekte fayda görüyorum :
A şahsını ben öldürmedim.
Doğruyu söylediğimi ispat etmekle mükellef değilim. Yalan / yanlış söylediğimi düşünen varsa ispat etmekle mükelleftir.