Çocuk Eğitimi

Çevrimdışı coffiner

  • B Grubu
  • 178
  • 185
  • 178
  • 185
21 Şub 2007 00:09:06
--------

Çocuk yetiştirmek en büyük sanattır . Çocukların genel davranış özelliklerini anlamak , onların ruh dünyalarına inmek gerçekten her anne babanın yapabildiği bir şey değildir . Bazı anne babalar çocukların sadece fiziksel bakımlarına yönelik beslenme , barınma , sağlık problemlerini gözetip onların olaylar karşısındaki düşündükleri şeyler , tepkileri , yorumları , üzüntüleri , sevinçleri hesaba katmazlar . Kişisel görüşme ile haberleştiğimiz Amerikalı bir sağlık mensubu şunu söylüyor '' acil sağlık müdahaleleri yaparken olaylardan çocukların etkilendiğini , bazı psikolojik problemlerin oluştuğunu görüyorum , anne babalara veya bakım veren kişilere çocukların sıkıntılarını bahsettiğimde , onlar çocuk ne olacak ki diyorlar ,ben buna dayanamıyorum ,onlarında ruh dünyası var '' şeklinde yakınıyordu.

Hatta günümüzde bırakın ruhsal sorunları , 2000 yılına girdiğimiz bu günlerde, dünyada milyonlarca çocuk kötü bakımdan , basit sağlık sorunlarından , kazalarda , salgın hastalıklarda , anne baba ihmaline bağlı nedenler ile hayatını kaybediyor.

Herbir çocuğu ayrı bir dünya olarak kabul edip , onların ruhsal sorunlarına inebilmek , ancak eğitim ve anne baba bilinçlendirilmesi ile olacaktır .Ayrıca çocukların yaşadıkları ortamların , çevre imkanlarının , devletin sağlayacağı imkanların çeşitliliği ve kalitesi bu sorunların oluşması ve sürecinde etkili olabilmektedir .

Çocuk eğitiminde çocuğun gerektiği şekilde yetiştirilmesi ve onun topluma hazırlanması büyük oranda , anne babanın hayatın ilk gününden itibaren çocuk ile etkileşimi , konuşmaları , eğitim açısından vermeye çalıştıkları , ev içerisindeki tutumları ,etkili olmaktadır .

Anne babaların çocuklarının normal bir şekilde sosyal , kişilik ve mental motor gelişimin olması ve sağlıklı bir psikolojik yapıya sahip olmaları için yapmaları gerekenler :

Dengeli eğitim ve yönlendirme

Anne babanın kendi aralarındaki söz ve davranış birliği

Çocuğa karşı aşırı hoşgörü veya aşırı disiplin uygulamalarından kaçınmaları

Olaylar ve ilerleyen süreç içerisinde davranış olarak tutarlı olmaları ve farklı farklı tepki vermemeleri

Çocuğa tepkilerinin yersiz ve abartılı olmaması

Güzel ve faydalı şeylerde çocuğun davranışlarının onaylanması

Hatalı durumlarda uygun bir şekilde cezalandırılmaları

Yapılan yanlışları sadece kızarak değil nedenini mantık çerçevesinde açıklamaları

Onlara değer vermeleri

Kişilik yapılarına saygılı olmaları

Onlara söz hakkı tanımaları

Sevildiklerini hissettirmeleri

Onlara güven duygusunu aşılamaları

Sosyal ve psikolojik gelişimini yakından takip etmeleri

Gösterilen davranış problemlerine karşı duyarlı olmaları

Kendi psikolojik çatışmalarını çocuklara yansıtmamaları

ile daha sağlıklı çocuk yetiştirme mümkün olacaktır.

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 01 Nis 2007 16:32:50
Bilgilendirme amaçlıdır, evde-okulda denemeyin

GELECEĞİN SUÇLUSUNU YETİŞTİRMENİN 10 BASİT KURALI

1- Daha küçükken çocuğa istediği herşeyi vermeye başla.
Bu şekilde o, bütün dünyanın onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna
inanacaktır.
2- Kötü sözler söylediği zaman gül. Böylece o kendisinin akıllı olduğuna
inanacaktır.
3- Ona manevi ahlaki hiçbir eğitim verme. 21 yaşına geldiğinde kendisi
karar versin diye bekle .
4-Yerde bıraktığı herşeyi kaldır. Kitapları , ayakkabılarını ,elbiselerini. Onun için herşeyi sen yap ki, o bütün sorumlulukları başkalarına yüklemeye çalışsın.
5- Onun önünde sık sık kavga edin . Bu sayede bir gün aile parçalanırsa o
da o kadar şaşırmayacaktır.
6- Çocuğa istediği kadar harçlık ver. Hiçbir zaman kendi parasını kazanmasın . Hayatta karşılaştığın güçlüklerle onun da karşılaşmasına ne
gerek var.
7- Yiyecek , içecek ve konforla ilgili bütün arzularını yerine getir.
İstediklerini yapmamak tehlikeli soğukluklara neden olabilir.
8- Komşulara , öğretmenlere , polislere karşı daima onun tarafını tut. Onların hepsinin çocuğa karşı peşin hükümleri vardır.
9- Günün birinde başına gerçekten bir bela gelirse , ona bir şey yapmadın
diye kendinden özür dile.
10- Onu felaket ile dolu bir hayat için hazırla . Mutlaka onu bulursun.

(alıntıdır)Hazırlayan :Houston Polis Müdürlüğü

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 01 Nis 2007 16:55:24
Siyahın siyah olduğunu,beyazı göstermeden anlatmak...
Çok güzel ve ders alınması gereken bir paylaşım...

Çok teşekkürler Mtdemirci Öğretmenim :)

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 01 Nis 2007 19:42:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Siyahın siyah olduğunu,beyazı göstermeden anlatmak...
Çok güzel ve ders alınması gereken bir paylaşım...

Çok teşekkürler Mtdemirci Öğretmenim :)

Bazen çocukları severken kötülük yaptığımızın farkında olmuyoruz. İpin ucu kaçınca da çareler arıyoruz.

Çevrimdışı dehliz

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 7.715
  • 29.501
  • Müdür Yardımcısı
  • 7.715
  • 29.501
  • Müdür Yardımcısı
# 01 Nis 2007 19:51:29
Bir çocuğu suçlu olarak  yetiştirmek o kadar kolay ki yeterki bunu isteyelim ama kim isterki bunu değil mi

Çevrimdışı emine öğretmen

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 164
  • 33
  • 164
  • 33
# 01 Nis 2007 20:03:17
mtdemirci öğretmenim paylaşımınız için teşekkür ederiz. çocuğu olanlar bana hak verecektir. BENİM İKİ KIZIM VAR. biri 5 diğeri 1 yaşında yukarıdaki zorlukların hepsini şimdiden yaşıyoruz. Telvizyondan kaçıralım diyoruz , bilgisayar oyunları karşımızda hadi başında oturayım diyorum çocuk sitelerinde bile tuhaf reklamlar. Kreşteki olumsuz örnek sergileyen arkadaş tipleri .Yani bataklıkta gül yetiştirmek kadar zor bu devirde çocuk yetiştirmekAllah hepimize hayırlı, şuurlu dinini vatanını seven evlatlar yetiştirmeyi nasip etsin.

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 Nis 2007 15:11:00
Arkadaşlar bunlar da çocuklara öğrettiğimiz bilgiler, boşuna dememişler "Öğrenmek çocukken başlar"
İYİ YAPILMIŞ BİR İŞİ TAKDİR ETMEYİ
"Bana bakın, gidin birbirinizi dışarda gebertin, evi daha yeni temizledim...!!!"

DUALARIN GÜCÜNÜ:
"Yat kalk dua et ki baban müzik setinin bozulduğunu farketmedi..."

ZAMANA KARŞI YARIŞMAYI:
"O oyuncaklarını topla yoksa bi tekme attığım gibi hepsini karşı sahilden toplarsın.."

MANTIKLI DÜŞÜNMEYİ
"Ben öyle diyosam öyledir...!!!"

İLERİ GÖRÜŞLÜ OLMAYI:
"Çıkmadan önce temiz bi çamaşır giy.. yolda Allah korusun başına birşey gelir kirli çamaşırla etrafa rezil olursun."

HAYATIN TRAJİKOMİK YANLARINI:
"Sen daha orda gülmeye devam et, birazdan ben seni tam güldürücem..."

HAYATIN ÇELİŞKİLERLE DOLU OLDUĞUNU:
"Kapa çeneni ve çorbanı iç ..!!"

DAYANIKLI OLMAYI:
" O ıspanak bitene kadar sofradan kalkmak YOK..!!!"

HAVA RAPORU TAHMİNİ YAPMAYI:
" Şu dağınıklığa bak... yabancı biri görse odanın ortasından kasırga geçmiş sanır..."

ABARTMAYI:
"Sana 500 bin defa söyledim kirli ayakkabılarınla içeri girme diye..!!"

DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİNİ:
"Babana çekeceğine biraz bana çekseydin noolurdu ..."

OLAĞANÜSTÜ DURUMLARA HAZIRLIKLI OLMAYI:
"Dinleme bakalim anne sözü dinlemee...!!! 'Kafana meteor düşecek kenara çekil" diye bağırsam onu bile dinlemezsin di mi......!!!!"

KISKANMAYI:
" Dünyada senin annen baban gibi mükemmel bi aileye sahip olmayan, kaç milyon çocuk var biliyor musun..."

SABIRLI OLMAYI;
"Baban eve gelsin, sen görürsün''

HAKKIMIZI ALACAĞIMIZI;
"Eve vardığımızda ben bilirim sana yapacağımı"

DIYALOG KURMAYI;
"Sana bir şey sorduğumda cevap ver...!!"
"Ne söyleyeyim anne?"
"Sus!! Bana cevap verme!!!"

TIP BILGİLERİNİ:
"Gözlerini şaşı yaparken bir gün öyle kalıvereceksin"

OLGUN OLMAYI;
"Bu tabağın hepsini bitirmezsen asla büyüyemezsin."

GENETİK BİLGİLERİ; "Sen de o lanet olası babana çektin."
BİLGELİĞİ "Benim yaşıma gel de anlarsın o zaman."

VE ...ADALETİ;
"Bir gün senin de çocukların olacak.. İnşallah onlar da sana senin şimdi bana yaptıklarını yaparlar..."

Çevrimdışı sibella

  • Uzman Üye
  • *****
  • 329
  • 91
  • 329
  • 91
# 04 Nis 2007 02:36:14
     Çok güzel örneklemeler yapılmış öğrendiklerime karşılık ben de küçük bir paylaşımla katılayım istedim.

“ Sen dünyanın harikasısın, benim yavrum asla hata yapmaz,  o her şeyin en iyisine layık, bir dediğini iki etmem, o beni yönetir, evde merkezde çocuk vardır, Çocuğum üşür ayakkabısını bağlayamaz, o yorulur, o sınıfın birincisi, en güzel hep o yapar, Benim öğrencim yapmamıştır, Benim sınıfımda asla olmaz, üzerine baharat olarak eklenince gerçekleri söyleyenlere de “aaaa yavrumu kıskanıyor” dedik mi işlem tamam... Hatalar zincirine her yıl yenileri eklenerek çıkılmaz virajlarda  ciddi davranış kayıpları gelişmektedir. Öğretmenlik çok zevkli ama çok zor, anne babalık çok zevkli ama çok zor diye düşünüyorum. Saygılar...

Çevrimdışı ali002

  • Uzman Üye
  • *****
  • 762
  • 227
  • 762
  • 227
# 04 Nis 2007 07:08:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
     Çok güzel örneklemeler yapılmış öğrendiklerime karşılık ben de küçük bir paylaşımla katılayım istedim.

“ Sen dünyanın harikasısın, benim yavrum asla hata yapmaz,  o her şeyin en iyisine layık, bir dediğini iki etmem, o beni yönetir, evde merkezde çocuk vardır, Çocuğum üşür ayakkabısını bağlayamaz, o yorulur, o sınıfın birincisi, en güzel hep o yapar, Benim öğrencim yapmamıştır, Benim sınıfımda asla olmaz, üzerine baharat olarak eklenince gerçekleri söyleyenlere de “aaaa yavrumu kıskanıyor” dedik mi işlem tamam... Hatalar zincirine her yıl yenileri eklenerek çıkılmaz virajlarda  ciddi davranış kayıpları gelişmektedir. Öğretmenlik çok zevkli ama çok zor, anne babalık çok zevkli ama çok zor diye düşünüyorum. Saygılar...
sibella hocam çok güzel tarif etmişsin. bunun üzerine ne söylenebilir ki? bana göre çocuk yanlış bi hareket yapınca o hareketin yanlış olduğunu ona hissettirmeliyiz. ceza kavramı bana göre biraz katı olur çocuk için. ama gerekirse hafif cezalar da vermek gerekiyor.

Çevrimdışı maddox

  • Uzman Üye
  • *****
  • 467
  • 1.374
  • 467
  • 1.374
# 06 Nis 2007 11:04:28
mtdemirci öğretmenim konuya çok güzel açılık getirmişsiniz. Paylaşımınız için teşekkürler

Çevrimdışı ayşegülaslanlı

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 May 2007 16:49:29
Çocuğum olduğunda kesinlikle yukarıda da geçiyor :verdiğim sözü tutarım ne dersem yaparım bu da en başta güven duygusunu geliştirir iletişim sorunu ortaya çıkarmam.şimdi sınıfımda öğrencilere ödev verdiğimde yarın bakıcam diyorum eğer o gün bakmazsam derse başlayamıyorum.

Çevrimdışı coffiner

  • B Grubu
  • 178
  • 185
  • 178
  • 185
# 11 May 2007 19:54:04
ÇOCUĞUNUZUN DAVRANIŞLARI

Çocuğunuzun, ağlama, çığlık atmadan başka, çıkardığı ilk “agu” sesini nasıl karşıladınız? Sanırım elinizde tabak varsa yere düştü,  maç izliyorsanız televizyonu kapattınız.  Çocuk “agu” dedi. Hemen çocuğun başına toplandınız gözlerinin içine bakarak, sesinizi incelterek, biraz da yalvarır bir ifadeyle “agu” deyip aynı sesi tekrar etmesini beklediniz.
           Bir süre sonra çocuğunuz agu demeyi öğrendi. İşte belli bir zamanda ortaya çıkan davranışı ilgi göstererek ödüllendirdiniz. Sonra “baba” dedi. Aynı şaşkınlık, telaş ve sevinç kapladı evinizi. Emin olmak için bir kez daha duymak istediniz. Evet, bebeğiniz gerçekten “baba” diyordu. Aynı olumlu ilgiyi “baba” dediğinde almaya başladı. Bir süre sonra da ilgi görmeyen bu davranışı kendiliğinden terk etti. Bir ödülle desteklenen davranış güçlenerek tekrarlanır. İlgi görmeyen ya da bir ödülle desteklenmeyen davranış söner. Burada gözden kaçırmamanız gereken bir ayrıntı var. Siz ilgi ya da ödülle çocuğunuzun davranışlarını değiştirirken aslında o da sizin davranışlarınızı değiştiriyordu. Onun ağzından çıkanlara dikkat kesilmeniz, sesinizi değiştirerek onunla konuşmaya çabalamanız, ona daha yakın olmanız, başına gitme sıklığınızın artması vb. gibi.         

Bir davranış oluştuktan sonraki tutumunuz, davranışın devamı veya yok olması açısından önemlidir. Çocuklarınızın olumsuz davranışları karşısında paniğe kapılmanız aslında o davranışların yapılma sıklığını artırmaktan ve hatta bunları size karşı bir silah olarak kullanmalarından öteye bir getiri sağlamaz. Anne babalar “olumsuz” davranışı ödüllendirmesi, “olumlu” davranışı önemsemesi çocukların olumsuz davranışa neden olurlar.
           Çocuklarınız “olumsuz” davranışı öğrendikleri gibi, “olumlu” davranışı da sizin yönlendirmeniz neticesinde öğrenebilirler. Eğer siz çocuğunuzla problem yaşıyorsanız problem tek taraflı yaşanamayacağı için bunun bir parçasısınız demektir. Eğer problemin parçası iseniz çözümün de parçası olmalısınız. Çözüm için sizin de davranışlarınızı değiştirmeniz gerektiğinin farkında olmalısınız. Bir sıvı içinde bulunduğu kabın şeklini alır, aynen bir sıvı gibi çocuğunuz da sizin anne-baba olarak verdiğiniz eğitimle şekillenecektir.
            Arabanız düzgün çalışırken kaputu kaldırıp kontrol etme ihtiyacı duymazsınız, umursamazsınız bile. Fakat arabanız garip sesler çıkardığında görmezlikten gelemezsiniz. Tıpkı arabadan gelen sesler gibi çocuğunuzun olumsuz davranışları ve yaramaz tavırları da onunla ilgilenilmesi gerektiğini, çözülmesi gereken bir problemi olduğunu göstermektedir. Öyleyse her şey yolunda gittiğinde çocuğunuzun olumlu davranışlarını güçlendirerek önleyici bakım yapın. Ona ilgi ve dikkat gösterin; harekete geçmek için problemlerin oluşmasını ve çoğalmasını beklemeyin.
             Bu aşamada anne-baba bir aile toplantısı düzenleyerek çocuğun birçok olumlu davranışı olduğunu, bunlardan dolayı çok hoşnut ve mutlu olduklarını fakat onları rahatsız eden bir takım davranışlardan ötürü kendilerini kötü hissettiklerini söyleyebilirler. Beklenen olumlu davranış şekli birlikte kararlaştırılır. Bu davranışların uygulanabilmesi ve takibi için bir proje çalışması hep birlikte geliştirilir. Beklenen davranışlar gerçekleştiğinde bunun farkına varıldığı belli edilmeli ve çocuk ödüllendirilmelidir.

Çocuğunuzun olumsuz davranışlarını değiştirmek için gösterdiği çabası ve başarısı konusundaki güzel duygularınızı kendinize saklamayın. Ona davranışı ile ilgili bu duygularınızı iletin. Buna geri bildirim diyoruz. Geri bildirimlerin etkili olması için olumlu davranışın hemen ardından olması gerekir. Olumsuz davranışların geri bildiriminin de davranışın hemen ardından olmalıdır. Annelerin çok sık kullandığı “akşam baban gelene kadar bekle” sözü hem geçersiz ve etkisiz bir sözdür. “Sen iyi bir çocuksun”, “Aferin” gibi ifadeler yeterli bilgi içermezler. Bu nedenle geri bildirim verilirken hangi davranış ile ilgili olduğu açıkça belirtilmelidir. “Yavrucuğum ben konuşurken beni sessizce dinlemen çok hoşuma gitti” gibi. Olumsuz davranışı görmezden gelmenize rağmen durum kötüye gidiyorsa bu durum doğru yolda olduğunuzun bir işareti olabilir. İnsanlar alıştıkları ilgiyi yitirdiklerinde tipik olarak sinirlenir, dayatmalarını, olumsuz davranışlarını şiddetlendirirler.

Davranışın olumsuzluğunu iletmeniz gerektiğinde bunu olumlu bir şekilde yapın. Eğer kişiliğine saldırıya geçerseniz daha fazla öfke ve iletişim eksikliğine neden olur. Bunun yerine “Bu doğru değil yavrum, daha iyi nasıl yapacağını sana göstereyim” demek uygun olacaktır. Olumsuz davranışlar karşısında görmezden gelme etkili olmazsa cezaya alternatif olarak ödülleri ve ilgiyi geri çekerek olumsuz davranışların sönmesi sağlanabilir. Sağlıcakla kalın.

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 31 Tem 2007 22:00:56
ÇOCUĞUMUZU KÖTÜ EĞİTMENİN YOLLARI

1.Bölüm

Çocuğun Duygusal Dünyası


1- cesaretsiz ve güvensiz çocuk yetiştirmenin yolları

— Çocuklarınızdan her şeyin en mükemmelini yapmalarını isteyin.
— Yaptıkları her işte mutlaka bir hata bulun ve bir daha hata yapması için uyarın.
— Onları başarılı komşu ya da akraba çocukları ile kıyaslayın.
— Herkesin önünde hatalarını yüzüne vurun,utandırın.
— Çabalarını küçümseyin.

‘Her yaptığına bir hata bulun!’

Daniel, ilgili bir anneye sahip olmasına rağmen, babası ile bir türlü sağlıklı bir ilişki sürdüremiyordu. Ne zaman okulda bir sorun olsa ya da sevindirici bir haber gelse hemen annesine koşuyor, onunla her şeyi paylaşıyordu.
Yine bir gün okul öğretmeninin verdiği resim ödevini odasında yapıp annesine göstermek için mutfağa geldi. Babası elinde kahvesi akşam haberlerini izliyordu.
Babası resmi görür görmez alaylı bir gülme ile:
‘bu da ne daniel, hiç boynuna tasma takılı bir tavuk gördün mü? Tasma köpeklere takılır oğlum’ dedi. Daniel kendisini savunmadı, öylece kaldı. Tavuğa tasma takılmayacağımı o da biliyordu. Halbuki tavuğa tasmayı resmin öbür ucundaki yaramaz çocuk takmıştı.


2.Beceriksiz ve pısırık çocuk yetiştirmenin yolları

—Yemeğini siz yedirin, elbisesini, ayakkabılarını siz giydirin.
—Kendi baslarına iş yapmasına izin vermeyin.
— Sizin yardımınız olmadan bir iş beceremeyeceğini söyleyin.
‘Fiziksel şiddetle/dayakla korkutun.’

Bir gün bana, ilkokula giden, aptal görünüşlü iki erkek kardeş gösterdiler. Her şeyden korkan ürken bir halleri vardı ilk bakışta geri zekalı kanaati veriyorlardı. Birinin adı Kely diğerinin Wendy’ydi. Arkadaşları, onları çok basit şeylerle korkutup alay ediyorlardı.
Aileyi incelediğimizde, bütün gerçek ortaya çıktı. Çocukların çok zalim babası vardı. Her fırsatta onları dövüyordu. Kely, bir hatamı yaptı hemen üzerine yürüyordu, ben şimdi senin gözünü açarım aptal çocuk!’ deyip tokatı basıyordu. Wendy de bu tokatlardan sık sık nasibini alıyordu. Adamın attığı tokatlar ekseri kulağa isabet ettiği için, çocuklarda işitme güçlüğü de vardı.
Kalbinde bir damla acıma duygusu olmayan bu adamın elinde, en zeki çocuklar bile aptal olup çıkardı.
Diğer taraftan bunun aşırı bir ucu da tehlikelidir. İşte bir örnek:
Bob adında, çocuklarına çok düşkün bir adam tanımıştım. Karısı da ondan aşağı kalmazdı. Çocukların bir dediğini iki etmezler, ne isterlerse hemen koşturur, yerine getirirler. Onları gözleri gibi korur başlarına bir kaza gelmemesi için gölge gibi peşlerinden ayrılmazlardı. ‘Koşmayın terlersiniz, atlamayın düşersiniz. Sokağa çıkmayın kaybolursunuz!’ çocukların duymaya alışık oldukları sözlerdi. Pikniğe gittikleri veya kırda dolaştıkları zaman çocukların elinden tutar, onları serbest bırakmazlardı.
Çocuklar öylesine tembel, öylesine beceriksiz olmuşlardı ki anne-baba, hangisinin yardıma koşacağını şaşırıyorlardı. Her birine bir hizmetçi gerekiyordu. Gerçi evde iki hizmetçi gerekiyordu ama hizmeti görülecek altı çocuk vardı.
Anne komşularına hep dert yanardı: ‘Sizinkiler ne güzel kendi işlerini kendi yapıyor. Bizimkiler nazlı oldu çıktılar. Ben olmasam dolaptan bir tabak çıkarıp önlerine koymuyorlar. Bir saat geç uyansam açlıktan kıvranıyorlar’.

3-Çocuğa aşağılık duygusu tattırmanın yolları

v Dürüstlüğün karın doyurmadığını paranın her kapıyı açtığını, fakirliğin utanç veriri bir hayat olduğunu anlatın.
v Babalarının mesleğini beğenmiyorlarsa söylememelerini, gerekirse iyi bir meslek söylemelerini tembih edin.
v Kendilerinde ne olursa olsun, hep başkalarında olanın iyi olduğunu vurgulayın.

4- Çocukları inatçı yapmanın yolları

v Çocukların her istediğini yerine getirin.
v Onları oyuncak ve hediye yağmuruna tutun.
v Hiçbir arzularını geri çevirmeyin.
v Her işi mutlaka bir ödül karşılığı yaptırın.

5- Çocukları kendinize karşı kinli yapmanın yolları

v Çocuğunuza karşı daima aksi ve asık suratlı olun.
v Arkadaşlarının yanında kabahatlerini yüzüne vurun.
v Niyetinin ne olduğuna bakmadan en küçük kabahatte cezalandırın.

BİR ÖRNEK OLAY
Ilık bir ilkbahar günüydü. Rose evlerinin ön bahçesinde rengârenk çiçekleri görünce aklına çok güzel bir fikir geldi. ’Annem menekşeleri sever.’ diye geçirdi içinden. Yüreği sevinçle doldu. ‘Bir demet menekşe toplayıp götürsen annem ne kadar sevinir; kızım beni hatırlamış diye yanağıma bir teşekkür öpücüğü kondurur” diye düşündü.
Bu mutlu hayal içinde bir etek dolusu menekşe topladı. Onları küçücük elleriyle bir araya getirip bir demet yaptı. Anneciğini daha da memnun etmek için mutfağa koştu. Rafdan bir bardak aldı. Çiçek demetini içine yerleştirdi. Çeşmeden içine su ilave etti.
Sevinçle zıplayarak mutfaktan çıkarken ayağı kapı eşiğine takılıp sendeledi. Elindeki bardak kayıp yere düştü ve paramparça oldu. Çiçekler etrafa dağıldı. Yan odada olan annesi kırılan bardağın sesini duyup dışarı çıktı. Küçük Rose korkudan ne söyleyeceğini bilemedi.
Anne, yerdeki cam kırıklarını görünce, sinirden kan beynine çıktı; gözleri yerinden fırladı. Geriye dönüp oradan bir sopa aldı. Küçük kızın niyetini ve bardağın neden kırıldığını sormadan dövmeye başladı. Kızcağız neye uğradığını şaşırmış, can acısıyla yalvarıyordu;
‘ Anneciğim yeter, ne olursun vurma!’
Kızgınlığı geçmeyen anne hem bağırıyor hem de vurmaya devam ediyordu;
‘ Benim en sevdiğim bardağı kırarsın ha! Seni sakar seni! Dayağı yede aklın başına gelsin’.
Rose teşekkür ve öpücük beklerken, hem dayak yemiş hem de hakarete uğramıştı. Bu haksızlık karşısında annesine kin besledi. Ona bir daha çiçek getirdiğini gören olmadı.

Çocuğunuzu kendinize düşman etmek istyorsanız: Daima onu arkalayın
Çocuğuna iyi eğitim verdiğini zanneden anne tanımıştım. İki yaşında bir oğlu vardı. Bu çocuk, bir yere çarpıp veya düşüp canı acıdığı zaman kıyametler koparır, ev halkını etrafına toplar, siniri geçinceye kadar tepinirdi. Anne onu sakinleştirmek için ne yapacağını şaşırırdı: ‘ne oldu benim cici oğluma? Ah seni hain masa şimdi görürsün!’ der gibi bir sopa bulur, çocuğun eline verir masayı dövdürür. O yaşta çocuklarda canlı cansız ayrımı olmadığı için, Daniel gerçekten suçun masada olduğunu zanneder; yoruluncaya kadar elindeki sopayı masaya vururdu.
Oyundan döndük den sonra, kirlenen elini yıkatmak bir problem olurdu. Annesi, ona elini yüzünü yıkatmak için bin dereden su getirirdi:
‘Biliyorum; benim cici oğlumun elini yüzünü üstünü başını o pasaklı çocuklar kirletmiştir. Ben onlara gösteririm!’ derdi. Daniel de gerçekten buna arkadaşlarının sebep olduğuna inanır, onlara içinden kin beslerdi.
Daniel büyüdükçe huzursuzlaştı ve çekilmez bir delikanlı oldu. Kızdığı zaman evde masa sandalye bırakmıyor, kırıyordu. Anne-baba da korkudan ses çıkarmıyordu, bir köşede onun sakinleşmesini bekliyorlardı. Çünkü çok kızdığı zaman onları da dövüyordu.
Zavallı anne-baba ellerinde büyüyen, bir dediğini iki edilmeyen, evin tek çocuğunun nasıl olup da kendilerini dövebildiğini bir türlü anlayamadılar.

6- Çocukları yalana alıştırmanın yolları

—Onlara yerine getiremeyeceğiniz sözler verin.
—Başkalarına yalan söyleyerek çocuklarınıza örnek olun.
— Küçük bir suç işledikleri ve bunu dürüstlük söyledikleri zaman
Basın dayağı.
‘Yalanlarını görmezden gelin’

Emma isminde saf görünüşlü bir kadın vardı. Bakkala veya komşuya çıkarken çocuklarına sıkı sıkı tembih ederdi:’ Ben dönünceye kadar evde uslu uslu oturun, sokağa çıkmayın.’ Aslında çocukların bu emre uymayacaklarını oda biliyordu. “Belki daha az yaramazlık yaparlar veya en azından geldiğim zaman onları evde bulurum” diye düşünürdü.
Çocuklar, pek tabii olarak anneleri evden çıkar çıkmaz sokağa fırlar doyasıya oynar, onun döneceğine yakın eve girer, uslu uslu otururlardı. Eve dönen anne, onları sessiz oturur görünce çok sevinir, dışarı çıktıklarını bilmezden gelirdi.’ Aferin benim söz dinleyen çocuklarıma. Ne de uslu uslu oturup annelerini bekliyorlar! der, onlara iltifat ederdi.
Çocuklar ne cevap vereceğini bilemezler, birbirlerinin yüzüne bakarlardı. Yalan söylemeye en yatkın olan büyük çocuk, annesinin beklediği cevabı verir, şöyle derdi: “Elbette bizler söz dinleyen uslu çocuklarız anneciğim. Hiç dışarı çıkmadık, yaramazlık yapmadık uslu uslu oturup seni bekledik’.
Hâlbuki kim baksa, koşturmaktan derlemiş pancar gibi kızarmış yüzlerinden eve yeni girdiklerini anlardı. Kirlenmiş üst başları da ayrı bir fiyaskoydu. Nedense anne bu yalanlara kanmış olmayı tercih ediyordu.
Çocuklar zamanla yalanın işe yaradığını fark edince, başka yalanlar söylemeye başladılar: “Hayır anneciğim o bardağı biz kırmadık”. “Mutlaka kedinin işidir. Pastaları da o yemiştir”. Yaşları ilerledikçe yalan söyleme işinde o kadar ustalaştılar ki, annelerini kukla gibi oynatır oldular. anne oynadığı saflık rolüne çoktan pişman olmuş ancak iş işten geçmişti.

7- Tembel ve sorumsuz çocuk yetiştirmenin yolları

v Onlara görev vermeyin sorumluluk almasınlar.
v Hayatta çalışşarak kazanmanın en zor iş olduğunu anlatın.
v Çalışmadan daha rahat hayatın olduğunu sık sık ifade edin.

8- Asık suratlı ve nankör çocuk yetiştirmenin yolları

v Devamlı, hayatın kötü yönlerini anlatın çevrenizdenörnek verin.
v Her gün hayatınızdan şikayetçi olun.
v Bazılarının doğuştan şanslı olduğunu söyleyin.

9- Dağınık ve intizamsız çocuk yetiştirme

v Altını ıslatınca değiştirmek için acele etmeyin, öylece dolaşsın.
v Odasının dağınıklığına ses çıkarmayın dağınık bir odada oynasın.
v Elbisesini kirlettiği zaman değiştirmeyin, kirlilerle dolaşsın.

10- Hayattan bıkmış, gayretsiz ve enerjisiz çocuk yetiştirmenin yolları

v Çocuklarınıza zorla ders çalıştırın.
v Başlarına dikilip ödev yaptırın.
v Zorla kitap okutun.
v Yeteneklerine ve ilgileri olup olmadığına bakmadan onları sizin sevdiğiniz bir mesleğe yönlendirin.

11- Sağlıksız çocuk yetiştirmenin yolları

v Onların üstüne titreyin. Hastalanmaması için hiçbir yere çıkarmayın.
v En küçük bir rahatsızlıkta ilaca sarılın.
v Temiz havadan, kır gezilerinden uzak tutun.
v Hazır yiyecekler verin, tembel bağırsaklara sahip olsunlar.

12- Obur çocuk yetiştirmenin yolları

v Yemek aralarında canları ne isterse verin yesinler.
v Sık sık harçlık verin bakkala gönderin.
v Canları sıkıldıkça yemek yemelerini söyleyin.
v Çantalarına abur cubur koyun.
v Hazır yiyeceklerden onları tombul çocuk haline getirin herkes sizi alkışlasın.

‘Bol harçlık verin’

Semtimizde Chanie adında, çocukluğu fakirlik içinde geçmiş bir adam vardı. Bir pideciye çırak olarak girmiş, işi öğrenmiş, sonunda ustalığa kadar yükselmişti. Evlenirken, kendi kendine ‘çocuklarıma hiç yokluk çektirmeyeceğim!’ diye söz vermişti.
Chanie, gerçekten sözünü unutmadı. Her akşam eve gelirken bakkala uğrar; çikolata, bisküvi, şeker, çerez, sakız türü ne varsa alır, çocuklarına getirirdi. Bunlar yetmiyormuş gibi çocukları bol harçlığa da alıştırmıştı. Onlar da paralarını canlarının dilediği gibi harcar, yetmediği zaman arkadaşlarından borç alırlardı.
Öyle bir zaman geldi ki; aldıkları harçlık borçlarını ödemeye yetmedi. Baba, ancak cebinden para eksilmeye başladığı zaman acı gerçekleri anlamaya başladı. Çocuklar hırsızlığa başlamıştı. Adam bir türlü buna anlam veremiyordu; “ben hiçbir şeylerini eksik etmediğim halde, neden hırsızlık yaparlar” diyordu.
Çocuk eğitiminden hiç anlamayan bu iyi niyetli adam nerede hata yaptığını bilmediği için, nasıl tamir edeceğini de bilmiyordu.


2.Bölüm


Çocuğun sosyal dünyası


—Bir anne, çocukları babalarından soğutmak istiyorsa, onları babaları ile korkutsun.
‘baba ile korkutun’

Betty, babası tarafından uyarıldığı veya azarlandığı zaman annesi hemen atılır, onu savunurdu. “Sen ne hain babasın! Küçücük çocuğu azarlamaya utanmıyor musun? Demek benim yerinde olsan, akşama kadar kızcağızımıza neler yapacaksın” derdi. Anne betty’ye arka çıktıkça, o da şımarır; akla gelmedik yaramazlıklar yapardı.
Bazen baba çok kızdığı ve ceza vermek istediğini zaman annesi hemen betty’yi yanına çağırır, ona harçlık verir: “Haydi bakkala git kendine bir şeyler al” diyerek evden uzaklaştırırdı.
Betty, annesinin koruması altında büyüdü gelinlik kız oldu. Her genç kız gibi, oda evlenip baba evinden ayrıldı. Ancak gidişinin haftasında kocası ile anlaşamadı ve annesinin yanına geldi. Kocasının babası gibi geçimsiz biri olduğunu, ona işkence yaptığını bire bin katarak anlattı.
Betty iki sene içinde üç kez evlendi. Üçüncü kocası onu kendi eliyle getirip annesine teslim etti “Sizi tebrik ederim efendim, tam bir baş belası yetiştirmişsiniz” dedi.

2.Çocukların size olan güvenini kırmanın yolları

v Onlara yerine getirmeyeceğiniz boş vaatlerde bulunun
v Gösterdikleri başarıları küçümseyin
v Onunla dalga geçin
v Onların gözü önünde birbirinizi eleştirin ve işi kavgaya kadar götürün.
v Birbirinize hakaret etmekten çekinmeyin
v Yerine getirip getirmeyeceklerini düşünmeden çocuklarınıza bol bol emirler yağdırın
v Bir suç işledikleri zaman” şimdilik affediyorum” diyerek cezayı sürekli erteleyin
v Sözünüzü dinlemedikleri zaman kuru bir tehtit savurun

‘Emirler yağdırın’


Çocuklarını iyi terbiye ettiklerini zanneden bir anne baba tanımıştım çocuklar daha kahvaltılarını bitirmeden anne emirler yağdırmaya başlardı:
Babie yatağını toplamayı pijamalarını yerine asmayı unutma! Alice sen de odanı toparla her gün oyuncaklarını toplamaktan bıktım. Bak yine yüzünüzü yıkamadan sofraya oturmuşsunuz
Bu istekler ilk bakışta her çocuğun yerine getirmesi gereken işlerdir. Ancak, ne anne ne de baba bir gün olsun bunların yapılıp yapılmadığını kontrol etmezler. Çocuklar bozuk bir plak gibi her gün aynı şeyleri dinler hiçbir gün yapmazlar.
Baba kuru tehtidler ile meşhurdur; “Alice bir daha kitaplarını dağınık görürsem; hepsini çöpe atarım bilmiş ol”. “Babie, sen de oyuncaklarını sobada yanar görürsen şaşma. Bu dağınıklığa bir son verin artık
Çocuklar yağdırılan emirlerin ve savrulan tehditlerin boşa çıktığını çoktan öğrenmişlerdi onun içindir ki bir gün olsun odalarını topladıklarını eşyalarını yerli yerine koyduklarını gören olmadı.

3 Çocukların size hakaret etmelerini sağlamanın yolları
v Çocukların kendilerini savunmalarına izin vermeyin
v En küçük kabahatlerini cezalandırınher davranışını eleştirin
v Konuşmak istedikleri zaman azarlayarak susturun
v Başkalarının yanında suçlarını bir bir sayarak onları mahcup edin.

4 Kardeşlerine karşı kıskanç yapmanın yolları
v Çocuklardan birini cezalandırırken diğerini ödüllendirin.
v Birbirlerine hakaret ettikleri zaman ses çıkarmayın
v Birini daha çok sevdiğini kasıtlı olarak belli edin.
v Başarılarını kıyaslayın.
v Kavga ettikleri zaman suçun kimde olduğunu araştırmadan hepsine birden sıra dayağı çekin.

5 Çocukları insanlardan soğutmanın yolları
v Onlara daima kötü örneklerden bahsedin.
v Herkesin menfaat için birbirine aldattığını dünyada güvenecek insan kalmadığını sık sık ifade edin.
v İnsanları acımasızca eleştirin.

6 Başkalarını kıskanmasını sağlayan yollar
v Çocukların yanında ekonomik ve sosyal durumu sizden iyi olanları konuşun.
v Devlet memurlarının rüşvetsiz iş yapamayacaklarını tekrar edip durun.
v Okul yönetimi ve öğretmenleri her zaman suçlayın ve eleştirin.

7 Okuldan ve okumaktan soğutmanın yolları
· Çocuğunuza küçük yaşlarda okuma yazma öğretin.
· Önce ders sonra oyun kurallarını hiç ihmal etmeden uygulayın.
· Ders çalışmadığı zaman oyun oynamasına izin vermeyin.
· Ona yaşının üstünde bilgi yükleyin.

8 Korkulu rüya görmelerini sağlamanın yolları
· Onlara hortlak ve cadı masalları anlatın.
· Sihirbazlardan büyücü ve hortlaklardan bahsedin.
· Uyumak istemediği zaman çingenenin kapıyı tıkladığını söyleyin sesler çıkarın.

9 Dedikoducu çocuk yetiştirmenin yolları
· Çocukların yanında daima başkalarını eleştirin.
· Arkadaşlarını çekiştirdikleri zaman onlara destek verin.

10 Gösterişe meraklı yapmanın yolları
· Dış görünüşün iç görünüşten daha önemli olduğunu vurgulayın.
· Ekonomik durumu iyi olmayan insanlarla samimi olmamalarını tembih edin.
· Arkadaş seçerken zengin çocuklardan seçmelerini öğütleyin.
· Her fırsatta giyimin en önemli gösterge olduğunu anlatın. Bütçenizi sarssa da pahalı giysiler almaktan kaçınmayın.

11 Cimri çocuk yetiştirmenin yolları
· Hayatta en değerli şeyin mal ve para olduğunu söyleyin
· Zengin arkadaşlarınıza diğerlerinden daha çok değer verdiğinizi vurgulayın
· Kimseye bu zamanda parasal yardım yapılmaması gerektiğini söyleyin
· İhtiyacı olanlara yüz vermeyin ve bunu çocuğunuza da alıştırın

12 Küfürbaz çocuk yetiştirmenin yolları
· Kızdığınız insanlara küfredin
· Çocukların yanında açık saçık fıkralar anlatın
· Evinize cinsel ağırlıklı gazete ya da dergi eklerini alın
· Ahlaklı akrabalarınızı çekiştirin onlarla alay edin
· Bir yanlışları olduğu zaman herkesin önünde onları azarlayın



[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] dan alıntı

Çevrimdışı muhtare

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 92
  • 56
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 92
  • 56
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 01 Ağu 2007 00:34:47
valla bugünkü yazdıklarınız çok güzel ve bilgi dolu şeyler elinize sağlık hocam.
paylaşımınız için teşekkürler!

Çevrimdışı aladag44

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 184
  • 86
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 184
  • 86
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 01 Ağu 2007 10:03:08
Paylaşımlar için tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.Sağolun.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK