Dilimizi Kullanırken Özen Gösterelim!

İstanbul'da İstanbul Türkçesi konuşan kalmamış.Adana'daki Türkçe İstanbul'dan daha iyi.   Dil bir ülkenin kimliğidir.Dilimizi kurallarına uygun kullanmalı.

Yakında herşeye bir sözlük çıkarırlar bizde cebimizde sözlük taşırız.Bir ara gençlerin kullandığı dil diye bir makale yayınlanmıştı hatta .
Örneğin çok güzel  yerine manyak oldum be abi buraya

Liseli sözlüğü

Oki: Tamam
Ok: Okey
Manyak olmak: Çok güzel
Otlamak: Ders çalışmak
Atar yapmak: Tavır
Kop gel: Düz gitmek
Mal: Hayvan
Apaçi: Ortama aykırı kişi
Cadde kızı: Süslü
Tikican-Mikican: Konuşma ve giyim tarzıyla farklı olan
Bb: Bay bay
Hg: Hoş gelmek
Hb: Hoş bulmak
Ciks olmak: Yakışmak
Ayık olmak: Adam ol
Artiz: Artist
Beyin bedava: Çalışmak
Kalp yağmak: Sevenlerinin çok olması
Atarcı gençlik: Tavır yapan.

Ben bir veli olarak yazım kurallarının uygulanmasını istiyorum.Karalama yaparken bile yazım kurallarına dikkat etmek gibi bir takıntım var.Mesajları okurken  yapılan yazım hatalarını görünce üzülüyorum.Bu  hataların sebebini merak ediyorum.Neden bu kadar çok hata yapılıyor?

Ben bir veli olarak yazım kurallarının uygulanmasını istiyorum.Karalama yaparken bile yazım kurallarına dikkat etmek gibi bir takıntım var.Mesajları okurken  yapılan yazım hatalarını görünce üzülüyorum.Bu  hataların sebebini merak ediyorum.Neden bu kadar çok hata yapılıyor?

Silgi kullanmaya alışmışız ondan olabilir mi? Ben bu sene 2. sınıfta sadece tükenmez kalem kullanacağım.1. sınıf 2. döneminde çok faydasını gördüm .Silgi kullanma olmayınca daha dikkatli yazıyorlar 

Hata: İstemeyerek ve bilmeyerek yapılan yanlış, kusur, yanılma, yanılgı olarak geçer Türk Dil Kurumunun sözlüğünde. Yani dilimizi kullanırken yapılan yanlışlar hata değil aymazlıktır. Herkes dilimizin kurallarını bilir de bile bile uygulamaz ve bu çok ama çok acıdır. Öğretmenlerin dikkat etmeyişi ise çok daha vahimdir gelecek adına.

Tükenmez kalem konusundaki  fikrinizi daha önce okumuştum.Çok da mantıklı geldi bana.
 Benim sorumun cevabı bu değil galiba öğretmenim.Ben insanlarımızın bu konuyu umursamadıklarını düşünüyorum.Yazım kurallarına uymadan yazışmayı rahatlık ve samimiyet kabul edenler var.

Virgülün değeri -alıntı bir hikayedir-

Vaktiyle Eğitim Bakanlığı da yapmış olan tarihçi Abdurrahman Şeref Bey, Galatasaray Lisesi’ nde müdür iken , birgün Sultan Abdülhamid’ in hizmetkarlarından bir paşanın oğluna kızar. Öğrencilerin arasında çocuğa;
“Adam ol” der, “baban gibi eşek olma!”
Çocuk bunu babasına anlatır.
Babası:
“Vay, demek ben bugüne bugün padişahımın mahiyetinde bir paşa olayım da, bana eşek desin. Bunu ona soracağım” der.
Ertesi gün okula gidip hocayı bularak;
“Beyefendi, sizin bana eşek demeye ne hakkınız var? Ben, padişahın mahiyetinde paşayım” deyince, Abdurrahman Şeref bey;
“Ne münasebet ben sizi tanımıyorum. Ne zaman eşek dedim”, diye sorar.
Paşa;
“Geçen gün okulda oğluma “adam ol, baban gibi eşek olma” diye bağırmışsınız” der.
Bunun üzerine Abdurrahman Bey;
“Doğru, çocuğunuzu payladım. Çalışmıyordu. Sizi örnek göstererek, “adam ol baban gibi, eşek olma. diye söyledim“ der.
Bu cevap üzerine paşa, hem özür diler, hem de teşekkür eder ve oradan ayrılır.

Üniversitedi Türkçe Öğretimi dersi hocası, kendisini saygıyla anıyorum, Mehmet Ercan beyefendi şöyle demişti:"DİL, BİR MİLLETİN NAMUSUDUR." Bu sözü düstur edinip öğrencilerime de benimsetmek için elimden geleni yapıyorum. tabi ki öğrenciler farklı uydurma cümleler kullanmayı seviyor. Ama ben bu kuralları öğreterek ilerde onların bilinçli bir Türkçe kullanmalarını sağlayacağımı biliyorum. Uydurma dilden hevesleri geçiyor. Türkçeyi doğru kullanmayı erdem olarak, elit olmanın bir göstergesi olarak görmeye başladıkları bir yaş geliyor ve o zaman benim öğrettiğim kuralları hatırlıyorlar. Öğrencilerime 3.4. ve5. sınıfta Nihat Sami Banarlı'nın "TÜRKÇENİN SIRLARI" kitabını okutuyorum. Tavsiye ederim.

Şu ana kadar yazdıklarınıza katılıyorum öğretmenlerim.Artık öyle bir durumdayız ki dilimizi neden bu kadar dikkatsiz kullanıyorsunuz,biraz daha dikkat desek burun kıvrılıyor.Artık Türkçe'yi katledenler değil de korumaya çalışanlar suçluymuş gibi bir durum ortaya çıktı.

Hele hele bunu, işi ülkeye insan yetiştirmek olan öğretmenlerimin yapması çok düşündürücü, bir o kadar da üzücü.

Evet Alev Alatlı'nın kitabında dediği gibi bir mık kaybettik naldan olduk, bir nal kaybettik attan olduk, bir at kaybettik atlıdan olduk,bir atlı kaybettik savaştan olduk , bir savaş kaybettik ülkeden olduk. Dilimize özen gösterelim

Ben de dahil olmak üzere pek çok üye yeğen  kelimesini  yiğen şeklinde yazıyor.Yiğen şeklinde yazmak yanlış mıdır ?Çünkü bu şekliyle de çok karşımıza çıkıyor.

Ben de dahil olmak üzere pek çok üye yeğen  kelimesini  yiğen şeklinde yazıyor.Yiğen şeklinde yazmak yanlış mıdır ?Çünkü bu şekliyle de çok karşımıza çıkıyor.

Yöresel deyişten kaynaklanıyor sanırım. Şivenin yazı diline aksettirilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Bazen konuşurken hecelerde bozulmalar oluyor, hatta bu  diksiyon kuralı imiş. Yazı dilinde değiştirilmeden konuşmaya aksettiriliyor.

"Yaşamak şakaya gelmez,
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın."

Konuşurken:

"Yaşamak şakaya gelmez,
Büyük bir ciddiyetle yaşıycaksın."
N.Hikmet

Saygılarımla...

Cevap için çok teşekkür ederim Sina05  Öğretmenim.

Cevap için çok teşekkür ederim Sina05  Öğretmenim.

Rica ederim Aslı Öğretmenim. Nacizane fikrimi söyledim.

Bu başlık müdavimi olduğum yerlerden birisi.Kim ne derse desin (aman ne var bunda dilimiz de gelişmekte ve değişmekte gibi  yorumlar yapılıyor bazen)Türkçe'nin güzel kullanılması ve korunmasından yanayım.

Her geçen gün Türkçe'nin biraz daha yozlaştırıldığını görüyoruz. Dilimizdeki yabancı kökenli sözcüklerin istilası artarak sürüyor. Aşağıda yıllar içinde Türkçe'de nasıl bozulmalar olduğunu gösteren çarpıcı bir metin var! Umarım yazının tümünü okursunuz...

Yıl: 1965
"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim.."

Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim,heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum,yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim.."

Yıl: 1985
"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım.. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonrakendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim.."

Yıl: 1995
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Fenâ hâlde kal geldi yâni..Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim..Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selâm' dedim.."

Yıl: 2011
"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni.. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni.. Ama concon muyum ki ben,baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav ar
yu yavrum?'"

Yıl: 2026
"Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden.. Off, ay dont nov âbi yaa.. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita.. 'Hay beybi..'