Dilimizi Kullanırken Özen Gösterelim!

Öğretmenim içeriye giricim.
Hamiiiiid gelsene çıkıcik.
Öğretmenim ben resim yapmıcim.

Bu fiilleri düzeltemiyorum ben arkadaşlar.Her defasında uyarıyorum öğrencilerimi.Sınıfta yanlış bir biçimde asla konuşmuyorum.Doğru söylediklerinde ödüllendiriyorum.Ancak nafile...Eve gidip,sabaha döndüklerinde tekrar başa dönüyoruz.Yapıcim,görücim,edicim,çıkıcim,yapık,edik,oluk,...

Var mı fikriniz ?

Öğretmenim içeriye giricim.
Hamiiiiid gelsene çıkıcik.
Öğretmenim ben resim yapmıcim.

Bu fiilleri düzeltemiyorum ben arkadaşlar.Her defasında uyarıyorum öğrencilerimi.Sınıfta yanlış bir biçimde asla konuşmuyorum.Doğru söylediklerinde ödüllendiriyorum.Ancak nafile...Eve gidip,sabaha döndüklerinde tekrar başa dönüyoruz.Yapıcim,görücim,edicim,çıkıcim,yapık,edik,oluk,...

Var mı fikriniz ?

Bunu şiveden dolayı mı yapıyorlar, bilmek lazım öğretmenim... Eğer öyleyse ayrımını yapabilmeli, okulda Türkçe kullanması gerektiğine kendi karar vermeli. Kendimi düşünüyorum, şivemiz ve okul ayrıydı. Kafam çok karışıyordu. Ama bir müddet sonra ortama göre konuşmaya başladım.

Oktay SİNANOĞLU'NUN "Atatürk'ün Son Sözü" adlı yazısını okumanızı tavsiye ederim. Hatta fırsat bulursanız Türkçe'nin önemine dair yazılmış eserlerini de..

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Dilimizi kullanırken özen gösterelim !

Bu yürüyüşü destekliyorum 

Oktay SİNANOĞLU'NUN "Atatürk'ün Son Sözü" adlı yazısını okumanızı tavsiye ederim. Hatta fırsat bulursanız Türkçe'nin önemine dair yazılmış eserlerini de..

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Verdiğim link hatalı imiş, yineliyorum..
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

"Atatürk’ün Son Sözü

Atatürk ölüm döşeğindeydi, üç gün komada kalmıştı. Kendine geldi, “Arkadaşlar selam, dil çalışmalarını sakın gevşetmeyin.” dedi ve kendinden geçti"

Bu full olayını ne yapacağız peki? tam mı diyeceğiz?

Karamanoğlu Mehmet Bey'i Arıyorum!

Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı:
Bu günden sonra, divanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste, meydanda
Türkçeden başka dil konuşulmaya diye
Hatırlayanınız var mı?


Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri, fermana uyanınız var mı?
Nutkum tutuldu, şaşırdım

Merak ettim,
Dolandığımız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showmen, radyo sunucusunun diskjokey,
Hanım ağanın, firstlady olduğuna
Şaşıranınız var mı?

Dükkânın store, bakkalın market, torbanın poşet,
Mağazanın süper, hiper, gross market,
Ucuzluğun, damping olduğuna
Kananınız var mı?

İlan tahtasının illboard, sayı tablosunun skorboard,
Bilgi alışının rifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın, uğrasın hobby olduğuna
Güleniniz var mı?

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde welcome çıkışında goodbye
Okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın, body guard,
Sanat ve meslek pirlerinin duayen,
İtibarın, saygınlığın, prestij olduğunu
Bileniniz var mı?

Sekinin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin hasretin,
Nostalji olduğunu
Öğreneniniz var mı?

İş hanımızın plaza, bedestenımızın galeria,
Sergi yerlerimizi, center room, show room,
Büyük şehirlerimizi, mega kent diye
Gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın fast food,
Yemek çeşitlerimizin menü,
Hesabını, adisyon diye
Ödeyeniniz var mı?

İki katlı evinizi dubleks,
Üç katlı komşu evini ripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye
Koklayanınız var mı?

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkıyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa, sponsorluk
Diyeniniz var mı?

Mesireyi, kır gezisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air bag,
Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı, okey diye
Konuşanınız var mı?

Çarpıcı önemli haberler, flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri, oley oley,
Yıldızları, star diye
Seyredeniniz var mı?
Virvirik dağının tepesindeki köyde,
Cafe show levhasının altında,
Acının da acısı
Kahve içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı,
İnancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığına, talan edildiğine,
Özün el diline özendiğine,
İçi yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi,
Ata sözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımızı, türkülerimizi,

Ninnilerimizi kaybettik,
Türkçemiz elden gidiyor,
Dizini döveniniz var mı?

Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum,
Göreniniz, bileniniz,
Duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı ...
Hayal meyal hatırlayıp da,
Sahip çıkanınız var mı?

Yusuf YANÇ

Dilimiz de sadece yerel agiz problemi olduğu gibi cevremizde ki bir cok alışveriş yerlerinin,kafelerin isimleri vs.hep yabancı isim yabanci dil öğrenmek iyidir ama hayatimizin her yerinde olmasi yabanci dil olmaktan öte bizi yabancı yapiyor.alışveriş te bir alışveriş çılgınlığı olduğu gibi yabancı dilde de böyle bir çılgınlık var.

    Bir çocuğun içinde büyüdüğü yörenin şivesiyle konuşmasını kınayamayız, bile bile yapmıyor en azından, üstelik de Türkçe konuşuyor zaten ama yöresel...
    Bile bile dilini katledenlere ne demeli? Üstelik öğretmen olduğu halde bunu yapan, sitede bile sürekli cep mesajı ya da msn sohbeti tarzında mesajlar gönderen, alfabemizde olmayan "w, q, x" harflerini bilinçli şekilde Türkçe sözcüklerde kullanan, "güzel"  yazmaya erinip " güseeel" yazan arkadaşlarımıza ne demeli? İmlâ hatalarına hiç girmiyorum bile...
     "Sınıfta farklı olayım, yazılıda çocuklardan doğrusunu isteyeyim ama ben gündelik hayatta dilediğimce kullanırım Türkçe'yi"...   Bu bize yakışmaz.

Aslinda yavas yavas asimile ediliyoruz farkina varmadan çocuklarımızın izlediği çizgi filmlerin çoğu yabancı.bir gun oglum oyun oynarken hayali arkadaşının ismi yabanci isim vermis artık o çizgi filmleri cok izletmiyorum .Çoğunlukla. Türk yapimi oyuncaklarda yabanci çizgi karekterler .bizim cocuklugumuzda hep yabanci hikayeler okuduk pamuk prenses kül kedisi rapunzel vs. simdi de tv de bir moda akimi dizilerde olsun reklamlarda olsun yabanci özentisi icindeyiz yasam tarzim yemeklerimiz kültürümüz hepsi değişiyor.

güzel yazmazsan türkçeyi kimse anlamaz ne dediğini hele bir de noktalama işaretleri yoksa yazıda ne anlam çıkar orada nedesekki hadi nokta virgül marş marş yerlerinize mi desek gidecek mi ki baktimki olmuyor yapıyorum kopyala yapıştır bakıyorum o da olmuyor hemen yazıveriyorum ama ne nerde kim ne anladı anlamadım bu işten bugün yazıyorum ama yarın ne yazdığıma bakınca şaşırıyorum hani diyorum nokta nerde virgül nerde ama ben onları kullanmıyorum cümle büyük harfle başlar diyorum aman diyorum kim bakacak yazver gitsin ne diyelim hadi kendi kendinize düzelin yazılarımmı

. , ! ?  : ; " '

Çocukların yöresel ağız farklılıklarıyla konuşmasını düzeltmenin tek yolu çok kitap okumalarını sağlamak. Sınıfınıza bakın. Çok okuyan çocuklar hem daha düzgün konuşur hem de daha düzgün ve anlamlı yazar. Kendini sözlü olarak ifade edemeyen ve doğru düzgün, kurallı olarak yazamayan çocuk ya da yetişkinler kesinlikle eline doğru düzgün kitap almayan, bu tür bir alışkanlığı olmayan kişilerdir. 
Keşke sorun sadece çocuklarda olsa. Ne yazık ki eğitimhaneden indirdiğim bir çok çalışma kağıdını hatta sınav kağıdını anlatım bozuklukları ve yazım hataları yüzünden kullanamıyorum çoğu zaman. Forumlarda yazılan mesajlardan bahsetmeye gerek bile yok. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu sitede, forumlarda Türkçe'yi katlediyor diye kızıyoruz ama onlar korkarım zaten bilmiyorlar Türkçe'mizi Rastgele 5 çalışma indirin ve kontrol edin. En az ikisinde inanılmaz hatalar görürsünüz. Özellikle de -de bağlacının yazımı konusunda. Bu, kabul edilebilir ya da hoş görülebilir bir durum değil bence. Elbette hepimiz zaman zaman gözden kaçan hatalar yapıyoruz. Ancak bahsettiğim bir sayfada onlarca hata olunca buna dikkatsizlik değil bilgisizlik denir. Ne yazık ki bu öğretmenler de kitap okumadıkları için bu durumdalar. Tekrar ve ısrarla söylüyorum; yazılı ve sözlü anlatımda dili doğru kullanmanın tek yolu çok okumaktır. Yoksa o öğretmenlerin de öğrencilerin de çoğunu bu konuda bir test sınavına alsak eminim yüksek notlar alacaklardır.
Bir topluluğu millet yapan pek çok unsur var. Bunlardan en önemlisi dildir. Aralarında ortak bir dil olmayan kişiler iletişim kuramazlar ve millet olamazlar, bir arada yaşayamazlar. Dilimize yapılan ve bizim de çoğu zaman fark etmeden alet olduğumuz bir saldırı var. Bu saldırının da tek amacı dilin az önce bahsettiğim toplulukları millet yapma özelliğidir. Bu nedenle dilimize sahip çıkmamız gerekir.

Değerli meslektaşlarım böyle bir konuyu gündeme getirip dikkat çektiğiniz için çok teşekkür ederim. Öğreneceğimiz ve öğreteceğimiz çok şey var.

  Bu başlığı takip ederek, yaptığım yanlışların bazılarının farkına varıyorum. Örneğin; yazı yazarken noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakmak gerektiğini, bu başlık altında yapılan paylaşımlardan öğrendim.
  Dilimizi kullanırken dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili daha çok bilgi alışverişi olmasını umuyorum.