Arkadaşlar sağlıkla ilgili bilgiler eklemeye devam ediyorum.Forumdaki tüm konuşulanları uygulayabilmek için 'ayakta kalmamız ' gerekiyor çünkü
**İNSÜLİN DİRENCİ **ÇAĞIMIZIN VEBASI
Genetik yapımız son 50 bin yılda hemen hiç değişmedi. Ne var ki yediklerimiz, içtiklerimiz son 5 bin yılda çok değişti. Özellikle son 50-100 yıl içinde genlerimizin daha önce hiç alışık olmadığı, doğal olmayan, işlenmiş ve katkı konulmuş gıdalar aşırı şekilde kullanılmaya başlandı; buna bağlı olarak taze sebze-meyve ve tencere yemeklerinin tüketiminde de belirgin bir azalma oldu.
Genler ve yiyecekler arasındaki bu **evrimsel uyumsuzluk hali **şişmanlık, diyabet, koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu, kanser ve osteoporoz(kemik erimesi) gibi son yıllarda müthiş artış gösteren çok sayıda kronik-dejeneratif hastalığa neden olmaktadır. Bu hastalıklara toplu halde insülin direnci ya da metabolik sendrom denilmektedir.
İnsülin direnci kavramı çok önemlidir. Sizde insülin direnci gelişmişse, bundan kurtulana dek ne kadar az kalori alırsanız alın vücudunuzdaki yağlar yanmakta direnir, onların yerine kaslarınız erimeye başlar. Birçok kanser türünde insülin direncinin başlatıcı rol oynadığı saptandı. Kanseri yaratan odur, damar sertliğini, hipertansiyonu ve adlarını sayamayacağımız kadar çok kronik hastalıkları yaratan odur. İnsülin direnci çağımızın vebasıdır.
Tabii bir de doğal olmayan beslenmeyi, doğal olmayan gıdaları, aldığımız kanserojen maddeleri unutmamak gerek. Bunlardan kurtulmanın yolu basit. Doğal beslenme. Karbonhidratlardan uzak durma. Özellikle hızlı emilen yapay karbonhidratlardan.
Elbette rafine şeker ve hızlı emilen karbonhidratlar (beyaz ekmek, unlu mamüller vs.) beden için en büyük tehlikedir. Neden? Konuya bütünlüklü olarak bakmak gerek. Tek bir yanı öne çıkarmadan. Çünkü karbonhidratlar kana en hızlı karışıp, en hızlı şekere dönüşen besin grubudur. İnsülin salınımını uyarıp yüksek insülin düzeyleri oluşturur, hızlı acıktırmakla kalmaz, dokularda insülin direnci geliştirir ve bu yüzden daha yüksek insülin düzeylerine gereksinim doğurur. Bunun sonucu kandaki şeker hızla yağa dönüştürülür ve mevcut yağ depoları kolay kolay eritilemez.
Doğru beslenin, doğru yaşayın, hipertansiyon vakaları onda bire inecektir, kalp hastalıkları, kanser, diyabet gerileyecektir. Kemik, eklem sorunları azalacaktır. İnsanlar geç yaşlanacaktır. Bilimsel tıp, işlevsel tıp bunu öngörüyor, ancak rantiye tıbbın etkisi çok daha güçlü. Tansiyonun mu çıktı, al tansiyon ilacı, miden mi ağrıdı al antasit. Sonra o antasid protein sindirimini ve birçok hayati mineralin emilimini bozuyor. Gelsin yeni hastalıklar, gelsin yeni ilaçlar...