mustafa Öğretmenim
Lütfen beni yanlış anlamayın.Toplu iğne örneğindeki öğrencinizin .......
Meliha öğretmenim, bu çocuğun (benzer problemli diğer çocukların) tek vukuatının(!) toplu iğne örneği olmadığını tahmin ediyorsunuzdur. Bu örneği vermekteki amacım; çocuğu suçlu göstermek, bu çocuğa vereceğim cezayı (yanlış anlaşılmasın ceza falan vermiyorum) haklı göstermeye çalışmak, "Cezayı hakediyor." demek değil; bu başlıkla ilgilenen meslekdaşlarımızın, bir de bu örnekten yola çıkarak ceza ile ilgili düşüncelerini irdelemelerini sağlamaya çalışmaktı.
Bizler savcı değiliz. Yargıç da değiliz. Sekiz-dokuz yaşındaki bir çocuğa "Vay efendim, sen şunu yaptın. Bunun yaptırımı şu." diyerek cezayı kesip hemen infaza kalkışmakla sorunun çözülmeyip, o anlık bastırılacağını, ileride daha büyük sorunlara yol açacağını bilen (bilmesi gereken) eğitimcileriz.
Benim eğitim anlayışım; evet eğitim birey içindir ama, aynı zamanda da toplum içindir. Toplum halinde yaşıyorsak, bu çocuklar (sorunlu-sorunsuz) toplumun bir parçası olacaklarsa bazı yönlerden eğitilmeleri gerekir. Bu tür çocukların eğitimlerinin çok zor, sabır sınırlarını zorlayan, uzun bir sürece yayıldığını hepimiz biliriz. Bu eğitimler sırasında alacağımız bazı önlemlerin ve yapacağımız uygulamaların ceza gibi görülmemesi gerekir. Çünkü biz bunları ceza olsun diye veya çocukta ve sınıftaki diğer çocuklarda ceza alıyormuş hissi uyandırsın diye yapmıyoruz.
Her zaman kitabını getirip bir gün kitabını unutarak gelen bir çocuğa, değil kızmak "Senden bunu hiç beklemiyordum." dediğinizde bile iki üç gün bunun mahcubiyetini yaşayan bir çocukla, örnekteki çocuğa yapılacak uygulamaların aynı olmasını beklemek hem öğretmene, hem de o iki çocuğa haksızlık olur. Üstelik de beklediğimiz sonuca ulaşamayız.