Yöneticilerin adeta yapboz oyununa çevirdikleri bir eğitim sisteminin, eritim ve öğütüm sistemine dönüştüğünü söylemek mübalağa olmasa gerek.
Maalesef ülkemizde eğitim, ana sorunların gölgesinde anlık ve geçici müdahalelerle yürütüldüğü için, olan yine körpecik dimağlara oluyor.
Tamamen masum ve herbiri ayrı bir dünya gibi zengin olan ve rengârenk kişiliğe sahip evlatlarımız okul denilen tek tipleştirici kurumun kapısından girdikleri anda, bütün farklılıklarını unutuyor ve statükocu kurallar adına tek tipleştiriliyor.
Devlet gücünü kontrol eden iktidar sahipleri, toplumun bütününün nasıl eğitileceğine karar vermektedirler.
Oysaki modern ulus-devlet öncesinde buna anne baba karar veriyordu, yani çocuğun velayeti anne babaya aitti.
Bugün de "çocuğa hangi eğitimin verilmesi gerektiği" konusunda anne babanın karşısında jakoben devlet mekanizması durmaktadır.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Eğitim sisteminin yapboz oyununa çevrildiği ÖN YARGIdır.
1) Gerek yaşadığımız toplumda, gerekse dünyada
her alanda hızlı değişimler olmaktadır. Her alanda değşimlerolurken egitim sisteminin sabit kalması beklenilemez.
2) Eğitim sistemimizde değişiklik olarak tanımlanabilcek son değişiklik 2004 yılında yapılmıştır.
2004 yılında yapılan değişiklikle sınav odaklı sistemin terk edilmesi hedeflenmiştir.
Bu hedefin tek hamlede gerçekleşmesi mümkün olmadığı için, zaman zaman sınıf geçme ve öğretim kademeleri arasında geçişler için ufak tefek (özü değiştirmeden) YÖNTEM DEĞİŞİKLİKLERİ yapılmıştır.
Bu yöntem değişiklikleri ABARTILARAK eğitim sistemi değiştiriliyor algısı oluşturulmuştur.
2004 yılında belirlenen hedeften bugüne kadar hiçbir sapma olmamıştır. 3) Çocuğun alacağı eğitimin türüne ana babanın karar vermesi gerekitği görüşüne katılıyorum.
Bununla birlikte KÜRESELLEŞEN bir dünyada bunu gerçekleştirmenin ne kadar zor olduğunun bilincindeyim.
İletişim kanallarındaki gelişmeler, bireylerin diğer toplumlardan bağımsız yaşamasına imkan vermemektedir.
Bu durum evrensel bir eğitim sisteminin oluşmasını zorunlu hale getirmektedir. Evrensel eğitim sisteminin dışında kalmadan, kültürel değerlerimizi muhafaza etmek için mümkün olan her şeyi yapmalıyız.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde 2002 yılından itibaren yapılan değişiklikler 15 madde halinde sıralanmış (yıl başına 1 değişiklik bile düşmüyor
) :
1- Meslek liseliye iki yıllık meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş hakkı tanındı (2002).
Amaç dört yıllık programlara yığılmayı azaltmaktı. Ancak yüksekokullardaki eğitim kalitesinin düştüğü eleştirileri var.
2- Üniversiteye girişte meslek liseleri ve genel liseler arasındaki katsayı farkı arttırıldı (2003).
Genel lise mezunlarıyla meslek liseliler arasındaki katsayı farkı 0,2 ile 0,5'ten 0,3 ve 0,8'e çıkarıldı. Ancak 10 yıl sonra Prof. Yusuf Ziya Özcan'ın başkanlığındaki YÖK, katsayı farkını küçülte küçülte geçen yıl eşitledi.
3-
64 yıllık ilköğretim müfredatı değiştirildi (2004). Eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünce, bilimsel araştırma, girişimcilik, iletişim, bilgi teknolojileri ağırlık kazandı.
4- Lise dört yıla çıktı (2005) Liselerde eğitim süresi üç yıldan dört yıla çıkarıldı. Zorunlu dersler azaltılarak seçmeli derslere ağırlık verildi. 40-45 saat olan haftalık ders yükü 30-35 saate düştü.
5- Yabancı dilde ders bitti (2005). Anadolu ve fen liselerinde, bazı derslerin yabancı dilde öğretimine son verildi. Sadece Galatasaray , Kadıköy Anadolu Lisesi gibi birkaç okulda hazırlık sınıfı kaldı.
6- Süper liseler, Anadolu liseleri ile birleştirildi (2005). Bir yıl hazırlık eğitimi verilen ve not ortalaması ile girilen süper liselerin tamamı Anadolu lisesi oldu.
7- Genel lise ve meslek lisesinin 1. sınıfı ortak oldu (2005). Genel liselerin birinci sınıfında verilen derslere meslek tanıtımı, yönlendirme ve ortak beceriler ile bilgisayar dersleri de eklendi.
8- Liselere Giriş Sınavı (LGS) gitti, OKS (Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı) geldi (2005). Öğrenciler yine tek sınava girecekti. Ancak içerik, müfredat ve katsayılar açısından farklılıklar oldu.
9- OKS gitti, SBS geldi (2007). Çocuklar tek sınav stresi çekmesin diye 6,7 ve 8. sınıf sonunda birer sınav yapılıp ortalamasının alınmasına karar verildi.
10- Lise türleri azaldı (2008). Ortaöğretimdeki 79 okul çeşidi 15'e indirildi. Genel lise, fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve Anadolu lisesi dışında birçok okul birleştirildi.
11- SBS'ler kalktı, eski sistem geri geldi (2010). 6, 7 ve 8. sınıfta uygulanan SBS'li sistem sadece üç yıl kalabildi. Öğrenciler sadece 8. sınıfta Seviye Belirleme Sınavı 'na (SBS) giriyor.
12- ÖSS yerine LYS ve YGS (2010). 1999 öncesinde uygulanan ÖSS, ÖYS mantığına geri dönüldü.
13- Düz liseler anadolu lisesine dönüştü (2010). 2013-2014 yılına kadar 1953 genel lise Anadolu lisesine dönüştürülecek. Anadolu lisesini kazanamayan meslek lisesine gidecek.
14- Arapça seçmeli ders oldu (2011) İlköğretim 4, 5, 6, 7 ve 8'deki seçmeli İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Rusça ve Çince'ye Arapça da eklendi.
15- LYS'ye iki hafta kala AOBP, OBP olarak değişti (2012). Öğrencilerin üniversite sınav puanlarına okul puanı eklenecek, mezun olduğu okulun başarısı okul puanını artık etkilemeyecek. Yani öğrenciler sadece kendi bireysel başarılarından sorumlu olacaklar. Bu da başarılı okulların öğrencileri için dezavantaj.