Eğitimdeki Sorunlarımız

Günümüz Türkiye’sinde öğretmenlik mesleği her geçen gün çekiciliğini kaybetmektedir. Bunun en büyük nedeni ise; özellikle 1970 yıllardan sonra öğretmen maaşlarında yeterli düzeyde bir artışın sağlanmamış olması gelmektedir. Bu sonuçta öğretmenlerin kendilerini mesleklerine tam olarak verememesi sonucunu doğurmuş bu da toplumsal statüde açısından öğretmenlerin düşüşe geçmesine yol açmıştır. Eğitim sisteminin dışında iş bulamama ve sayıca çok olma, öğretmenleri hak ettiklerinden daha az maaşla çalışmaya mecbur bırakmaktadır. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan eğitimin niteliğinin düşmesi de ülkenin gelişmesi açısından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır

Çuvaldızı biraz da kendimize batıralım.Acaba biz aldığımız maaşı hakedecek kadar verimli çalışıyor muyuz? Çoğu öğretmenin okuldaki öğrencilerine gösterdiği ilgi ile mesai saatleri dışında özel ders verdiği öğrencilerine karşı olan ilgisi aynı mıdır?Merdiven altı özel ders bürolarında bütün emeğini verip bir sonraki güne okuldaki öğrencilerinin karşısına yorgun argın çıkmaktadır.Sanki okuldaki öğrenciler sayesinde o maaşı almıyormuş gibi 4 yıl boşuna mı üniversite okudum öğretmen oldum mantığı doğru mudur?Biraz da çuvaldızı kendimize batıralım.Eğitim de sorun varsa bu sadece sistemden değil çoğu öğretmenin bu işe maddesel yaklaşımındandır.

Öğretmenler günü yaklaşırken
"Öğretmenlere Müjde"
başlığıyla çıkacak haberler kesinlikle yalandır
İtibar etmeyiniz...

en büyük sorunumuz sadece 24 kasımda hatırlanıp 25 kasımda unutulmak

24 kasimda bile hatirlanmiyoruz hocam itibarsizlastirildik olsun bakalim bizim ektiklerimizi bicecekler

Bence eğitimdeki en büyük sıkıntı, bu sorunu çözmeye çalışmak adına yola çıkanların bu sorunu çözmek gibi bir hedefleri olmamasıdır.
Bunu öne sürerek yola çıkanar ilk önce ve her şeyden önce olaya siyasal açıdan bakıyorlar.
Eğitimde siyasallaşma olursa, otomatikman öğretmeni bölersin. Çözümü, çözümsüzlüğe itersiniz bu gün olduğu gibi.

 Günümüzde çağdaşlık, demokratlık iddiasında bulunanların tutucu, gelişime, değişime kapalı ve antidemokrat olmaları ne büyük bir ironidir.
Bu şahısların ortaya koyduğu sorun üretme, bulunan her çözüme tekrar sorun üretme ve asıl hedefin sorun üretme olması, çözümsüzlüğe mahkum olması garabet bir gençliğe ve garabet bir eğitim sistemine bizleri mahkum etmiştir.

24 kasimda bile hatirlanmiyoruz hocam itibarsizlastirildik olsun bakalim bizim ektiklerimizi bicecekler

yine 24kasımlarda bankalar falan krediiçin gelio bi iki lcw defacto indirimi hepsi

Ülkemizde, eğitim alanında sorunlar ciddi düzeyde devam etmektedir. Eğitime erişimin belirli sosyoekonomik gruplar için halen sorunlu olması, okuma-yazma oranlarının halen istenen düzeyde olmaması, mesleki eğitimde yaşanan sorunlar, eğitimde ve istihdamda yer almayan ve mesleki becerisi olmayan gençler arasında işsizliğin yüzde 30’ları aşaması, eğitimin sağladığı yeteneklerin günün gereklerine yanıt vermede yetBu sorunların, ülkenin kalkınmasına zarar vereceğinin, nitelikli insan gücü yetiştirilmesinde sorunlara yol açacağının ve daha da önemlisi uzun dönemde ulusal bütünlüğe, fırsat eşitliği ilkesine, toplumsal adalete, birliğe ve barışa zarar vereceğinin, devlete ve demokrasiye olan güveni sarsacağının görülememesi ise ayrıca üzüntü vericidir. ersiz kalması gibi birçok eğitim sorunu ile karşı karşıyayız.

Okula yeni başlayan öğrencilere yönelik fiziki düzenlemelerin yapılmamış olması onların okula uyumunu zorlaştırmakta ve okul ortamında farklı sorunlar yaşamalarına neden olmaktadır. Bu sorunlardan bazıları ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceği için gerekli fiziki düzenlemeler yapılmalıdır. 4+4+4 eğitim sistemine geçişte her hangi bir pilot uygulama yapılmamıştır. Bu nedenle sistemin ilk elden uygulayıcı konumunda olan öğretmenlerin sistem hakkındaki görüşlerinin alınması sistemin gözden geçirilmesi ve daha iyi hale getirilebilmesi açısından önemli rol oynamaktadır.

sadece bir gün hatırlanmak

Can güvenliği...

EĞİTİM SORUNLARINA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

1- İçinde yaşadığımız çağ, sürekli değişim ve gelişimi öngören, teknolojik alanda gelişmelerin yaşandığı bir çağdır. Öğrencilerin okul dışındaki boş zamanlarında teknolojinin getirdiği imkanları sunmak ve onlara farklı öğrenme ortamları yaratmak.

2-Öğretim sürecinde kullanılan yöntemler, davranışlar ve uygulanan programlarda yapılan değişikliklere öğrencilerin uyumunu sağlayıcı koşulları araştırmak

 3- Öğrencilere bilgiye nasıl ulaşabileceğini, neyi ne şekilde  öğreneceğini ve neleri üretebileceğini fark ettiren imkanları hazırlamak.

4- Ders materyalleri öğrenci sayısına paralellik göstermediğinden, kalabalık sınıflarda yaşanan malzeme eksikliğine imkanlar ölçüsünde katkıda bulunmak.

5-  Öğrencilerin yaratıcılığını ve üretkenliğini geliştirecek ortamı hazırlamak için, okul idarecileri, veliler ve uzmanlarla işbirliği içinde okul dışı eğitim projelerini araştırmak.

6- Türkiye'deki eğitim sisteminde, gençlerin küresel ekonomide başarıyla rekabet edebilmesi, Avrupa ile bütünleşebilmesi, yurt içinde sosyo-ekonomik kalkınmayı sağlayabilmesi için yetenek, bilgi, davranış ve değerler gibi yeni temel eğitim kanalları açmak.


7- Mesleki eğitim sistemine girecek gençlerin, uygun meslek seçimine rehberlik etmek.

8- İş hayatı içinde bulunan 15-18 yaş aralığındaki gençlerin, eğitim süresince  sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmasına yardımcı olmak.

9- Meslek kursları açarak, mesleki gelişmeyi desteklemek.

10- Yurt ve burs olanakları bulmayan öğrencilere burs vermek, konaklama ortamı hazırlamak

4+4+4 eğitim sistemiyle eski sisteme göre daha küçük yaşta öğrenciler okula başlamaktadırlar. Okula yeni başlayan öğrencilere yönelik fiziki düzenlemelerin yapılmamış olması onların okula uyumunu zorlaştırmakta ve okul ortamında farklı sorunlar yaşamalarına neden olmaktadır. Bu sorunlardan bazıları ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceği için gerekli fiziki düzenlemeler yapılmalıdır. 4+4+4 eğitim sistemine geçişte her hangi bir pilot uygulama yapılmamıştır. Bu nedenle sistemin ilk elden uygulayıcı konumunda olan öğretmenlerin sistem hakkındaki görüşlerinin alınması sistemin gözden geçirilmesi ve daha iyi hale getirilebilmesi açısından önemli rol oynamaktadır. Ayrıca öğretmenlerin genel olarak farklı yaş grubundaki ve farklı deneyimlerle okula gelen öğrencilere aynı eğitimi verme konusunda zorlandıkları görülmektedir. Bu nedenle öğretmenlere yönelik hazırlayıcı bir hizmet içi eğitimin düzenlemesi, öğretmenlerin ileride karşılaşabilecekleri zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olacaktır. Öğretmenlerin genel olarak sınıf içerisindeki diğer çocuklara göre daha küçük yaşta okula gelen ve okul öncesi eğitim almayan öğrencilerin hazırbulunuşlarının eksik olduğu görülmektedir. Bu nedenle çocukların okula dezavantajlı şekilde başlatılması uygulamasının gözden geçirilmesi bu çocukların ileride karşılaşabilecekleri birçok sorunun önüne geçecektir. Ayrıca Türkiye’de okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamından çıkarılması bundan sonraki yıllarda çocukların daha dezavantajlı şekilde okula başlamasına neden olacaktır. Bu nedenle okul öncesi eğitim zorunlu hale getirilmelidir

Öğretmenlik mesleği ile ilgili olarak yapılan çok sayıda bilimsel araştırma sonuçları, kongre ve sempozyum gibi etkinliklerde öğretmenlik mesleğine özgü birçok sorunun yanı sıra maddî sorunlar da gündeme getirilmekte çeşitli çözüm önerileri sunulmaktadır. Tüm bu çabalara rağmen öğretmenlerin ekonomik sorunlarının çözümüne ilişkin önemli bir gelişmenin olmadığı görülmektedir..

Ülkemizde, eğitim alanında sorunlar ciddi düzeyde devam etmektedir.
Eğitime erişimin belirli sosyoekonomik gruplar için halen sorunlu olması, okuma-yazma oranlarının halen istenen düzeyde olmaması, mesleki eğitimde yaşanan sorunlar, eğitimde ve istihdamda yer almayan ve mesleki becerisi olmayan gençler arasında işsizliğin yüzde 30’ları aşaması, eğitimin sağladığı yeteneklerin günün gereklerine yanıt vermede yetersiz kalması gibi birçok eğitim sorunu ile karşı karşıyayız. Eğitime yeterince kamusal kaynak ayrılamaması, eğitimde kalitenin düşük olması, dershaneciliğin okulun yerini alması, eğitim hakkı ve sosyal devlet anlayışının bir kenara itilerek özelleştirmeden medet umulması gibi nedenlerle eğitim gibi çok önemli bir
kamusal-toplumsal hizmetin piyasaya ve sivil topluma ve bu ad altında
cemaatlere devri de önemli sorunlar arasındadır. Bu sorunların, ülkenin kalkınmasına zarar vereceğinin, nitelikli insan gücü yetiştirilmesinde sorunlara yol açacağının ve daha da önemlisi uzun dönemde ulusal bütünlüğe, fırsat eşitliği ilkesine, toplumsal adalete, birliğe ve barışa zarar vereceğinin, devlete ve demokrasiye olan güveni sarsacağının görülememesi ise ayrıca üzüntü vericidir.