Eğitimhane Kültürünü Sorgulayalım

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
21 Ara 2017 11:31:24
1.   Eğitimhane Kültürünü Sorgulayalım - 1

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Tanımlar ve teşekkür

•   Bu konuda yayınlanacak mesajlarda kullanılan "kültür" kelimesi "benimsenmiş (Benimsenmiş olduğu için sorgulanmayan / sorgulanamayan) özellikler" anlamında kullanılmıştır.
•   Egitimhane kültürü tanımlaması, "öğretmen kültürü" nü de kapsamakla birlikte, daha SEÇKİN bir topluluğu tanımlamak için kullanılmıştır.
•   Bu konuda yayınlanacak mesajlarda kullanılan "Söz konusu olan öğretmenlik mesleğinin saygınlığı ise, gerisi teferruattır." ifadesi öğretmenlik mesleğinin saygınlığının önem ÖNCELİĞİNİ VURGULAMAK amacıyla kullanılmaktadır.
•   Bu konu AÖF İlahiyat (önlisans) bölümü ÖĞRENCİLERİNİN oluşturduğu whatsapp grubunda yapılan bir paylaşımın ufkumu açması ile oluşturulmuştur.  Whatsapp grubunda ufkumu açan cümleyi paylaşan Rabia hanıma teşekkür ederim.
•   GÖZLEMLEYEBİLDİĞİM kadarıyla, Egitimhane üyelerinin / öğretmenlerin TEK problemi ve TEK cevabı var. (Stuart Hazeldine'in yönettiği 2009 yapımı Exam -Sınav- filmini izlemiş olanlar, bu ifademi daha iyi anlayacaklardır. İzlememiş olanlara tavsiye ederim.  )
Bu problemin FARKINDA olunmadığı / olunamadığı için, ÇÖZÜM (cevap) üretilemiyor.  Temel problem çözüme kavuşturulmadığı için, Egitimhane üyelerinin / öğretmenlerin çok sayıda problemi varmış görüntüsü oluşuyor.
İnşaAllah bu çalışmamızda Egitimhane üyelerinin / öğretmenlerin tek problemi ve tek cevabı hakkındaki düşüncelerimi açıklayacağım.

Not: Ekteki PDF dosyada bu konuda yayınlamayı planladığım 30 mesaj ve Egitimhane forumunda açmış olduğum 300'den fazla konunun başlıkları ve linkleri yer almaktadır. Bu çalışma 10 yıllık gözlemlerimin ve bir aydan fazla süre içinde yapılan değerlendirme ve çalışmaların sonucunda ortaya çıkmıştır. İnşaAllah Egitimhane yönetimine ve üyelerine faydalı olacak bir çalışma ortaya çıkmıştır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Ara 2017 11:34:20
2.   Eğitimhane Kültürünü Sorgulayalım - 2

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Whatsapp grubunda ÖĞRENCİLER ARASINDA yapılan paylaşım şu şekilde oldu:

- Rabia selamünaleyküm
- Aleykümselam siz de hoş geldiniz hocam.
- Ben hoca değilim.
- Bu üniversiteliler arasında bir kültürdür. Siz de geleceğin öğretmen/hoca adayısınız :)

Rabia hanımın verdiği cevabın neleri kapsadığına bir göz atalım:
•   Üniversiteye kayıt yaptıran herkes, üniversite kültürünün bir parçası olmayı kabul etmiş demektir.
•   Öğrencilere “hocam” diye hitap etmek üniversite kültürünün bir parçasıdır. Kabul ettiğiniz bir şeyi SORGULAYAMAZSINIZ. Örnek: bir öğrenciye “hoca” hitabında bulunmanın doğru veya yanlış olduğu konusunda görüş belirtemezsiniz. Üniversiteye kayıt olmakla birlikte, öğrencilere “hocam” diye hitap etmeyi kabul etmiş bulunmaktasınız.
•   Kabul ettiğiniz şeyi uygulamak zorundasınız. Siz de diğer öğrencilere “hocam” şeklinde hitap edeceksiniz.
Çoğu insan içine doğduğu kültürü SORGULAMAZ / SORGULAYAMAZ. 
Bazı insanlar İSTİSNADIR, içinde bulundukları kültürü SORGULAR.
Peki, içinde bulundukları kültürü sorgulayan insanlara neler olur?
•   DÜŞMAN ilan edilir.
•   Provokatör iftirası atılır.
•   Trol iftirası atılır.
•   İçinde bulunduğu kültürden DIŞLANIR.
•   …
Kısacası, toplumu değişime zorlayan liderlerin başlarına gelenlerin benzerleri bu kişilerinde başına gelir.
Sonuç:
Kültürü sorgulayanlar ve sorgulamayanlar arasındaki bu mücadelede,  kültürü sorgulayanlar başarılı olursa, değişim ve gelişim yaşanır.
Kültürü SORGULAMAYANLAR başarılı olursa değişim ve gelişim çok yavaş olur. 
Egitimhane kültürünü sorgulayan bir üye olarak safım belli.
Allah (c.c.) yardımcım olsun.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Ara 2017 11:38:20
3.   Hocam hitabı Egitimhane kültürünün bir parçası olmamalıdır.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Yıllar yıllar önce, Egitimhane üyeleri ilk Ankara buluşmasına katılmıştım. Buluşma yerine gittiğimde, benden önce gelişmiş bay ve bayan öğretmenlere kendimi tanıttım. Bayan öğretmenlerden biri, forumda sık sık kullandığım bir cümleden alıntı yaparak, beni forumdan tanıdığını ifade etti. Alıntı yaptığı cümlem şu şekildedir:

-   Ben ÖĞRETMEN değilim.

O yıllarda bu cümleyi sık sık kullanma sebebimi açıkladığım mesajlarımdan biri  [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde yer almaktadır. Mesajım şu şekildedir:

Bir düzeltme
Üzülerek belirmeliyim ki ben bir ÖĞRETMEN değilim. Tecrübeli bir öğrenci ve (yarım) veliyim.
Layık olmadığım için -Sayın Hocam - hitabını kabul etmiyorum.
Saygılarımla...

O yıllarda yazdığım bir mesajda “hocam” hitabı konusundaki hassasiyetimi şu şekilde ifade etmiştim:

-   Benden kaynaklanan bir hatanın, öğretmenlik mesleğine mal edilmesini istemiyorum.
Yıllar geçtikçe GÖZLEMLEDİM ki, öğretmenler benim gösterdiğim hassasiyeti mesleklerine göstermiyorlar.
Doğal olarak benimde öğretmenlik mesleğine olan hassasiyetim azaldı.

Hocam hitabı, üniversite kültürünün bir parçası olarak, öğrenciler arasında kullanılmaktadır. Aynı hitabın öğretmenler  /  Egitimhane üyeleri arasında da kullanılması öğretmenlik mesleğinin SAYGINLIĞINA gölge düşürmektedir.

Öğretmenler,  hitap hususunda toplumun diğer kesimlerinden ayrı bir konumda olmalıdır.  Toplumun diğer kesimleriyle aynı hitabın kullanılması, öğretmenlik mesleğine saygı gösterilmesini zorlaştırmaktadır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Ara 2017 11:43:10
4.   Egitimhane kültüründe sorun ve sıkıntıları ayırt etmek esas olmalıdır.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

linkinde Marsa Gitme Partisi isimli kitabından yaptığım alıntılardan ikisini paylaşmak istiyorum:

Şimdi Türkiye'nin birçok sorunu var ama bunlardan başlıcalarını sayacak olursak; Laiklik tehlike altında, Kıbrıs sorunu var, Sonra Ermeni meselesi, Kürt-Tük sorunu, ha bir de demokratikleşme ve işsizliği sayabiliriz...
....
Bir kere bir bünyede veya yapıdaki her SIKINTI çözülmesi gereken sorun değildir. Birçok sıkıntı aslında daha temel bir sorunun sadece BELİRTİSİDİR. 
Eğer yediğiniz gıdadan dolayı zehirlenmişseniz, önce uykunuz gelir sonra da kusarsınız.
Burada uykunuzun gelmesi ve kusmanız sadece belirtidir.
Eğer siz, belirtiyi asıl sorun olarak kabul eder ve onu çözmeye çalışırsanız, sonunuz kötü olur.
Şimdi benim anlattığım bu basit örnekten, en büyük devlet meselelerine kadar asıl sorunu görmeden sadece belirtileri çözmeye çalışma uğraşları, bünyeye sadece zarar verir.
Bizler de belirtileri değil, asıl sorunu çözmek için ant içtik.
Biz bu sorunun, Türkiye'nin hedefsizliği ya da YANLIŞ HEDEFLER seçilmesi olduğunu tespit ettik.
Askerliğini yaptıysan bilirsin, ne yazık ki askerliğini yapan Mehmetçiklere "Neden hedef Türkiye?" diye bir sürü şey anlatırız da "Neden Türkiye'nin hedefi yok?" diye tek kelime etmeyiz.
Bu açıklamalardan sonra şu soruyu sorabiliriz:
-   Egitimhane’de eğitim ve öğretimdeki sorunlar olarak ifade edilenler gerçekten sorun mudur? Yoksa TEMEL BİR SORUNUN BELİRTİLERİ MİDİR?
Gözlemlerime göre,  Egitimhane’de çoğunlukla SIKINTILAR paylaşılmakta, SORUNUN ne olduğu sorgulanmamaktadır. Yine gözlemlerime dayanarak şunu söyleyebilirim:
-   Ülkemiz eğitim ve öğretiminde 1 tane sorun vardır. Sorun olarak ifade edilen TÜM hususlar, bu sorunun çözümü için, başta Egitimhane yönetimi ve üyeleri olmak üzere hiç kimsenin kılını bile kıpırdatmamasından kaynaklanan sıkıntılardır.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan  beyin kitaplarında yer alan şu paragrafı çok önemserim:
-   Diyalog ve hoşgörüdeki metot da çok önemlidir. Bir hekim hastaya değil hastalığa düşman olur ve hastalığı yok etmeye çalışır. İnsanın da karşı tarafın kişiliğine değil, onun kötü alışkanlıklarına düşman olması gerekir.
Egitimhane üyelerinin,  sıkıntıları (hastaları) değil, sorunu (hastalığı) yok etmeye odaklanması gerekir.


2009 yılı yapımı Exam ( Sınav ) filminin konusu şu şekildedir:

Güçlü bir şirket kaliteli bir personel işe almak ister bunun için adaylar çok özenli testlere tabii tutulurlar. Son olarak bir sınavları kalan adayları bir sürpriz beklemektedir. Her adaya kâğıt ve kalem verildikten sonra bir yönetici kuralları anlatır. Tek bir soru vardır ve doğru cevabı veren işe alınacaktır. Sorun şu ki kâğıt üzerinde mevcut bir soru yoktur.

Adayların cevap verebilmek için,  öncelikle sorunun ne olduğunu bulmaları / anlamaları gerekiyor.

Sorunun ne olduğunu bilmediğiniz zaman, verdiğiniz cevaplar anlamsızdır.
Eğitimhane üyeleri, eğitim ve öğretimdeki sorunun ne olduğunu biliyorlar mı?
Yoksa yaşadıkları sıkıntıları sorun olarak mı değerlendiriyorlar?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Ara 2017 11:45:57
5.   Kıyafetinizle karşılanır konuşmanız ve bilginizle uğurlanırsınız.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Kıyafetin, ilk izlenim olarak zihinlerde yer etmesi ve ÖN YARGI oluşturması, hemen hemen tüm toplumlarda yaşanan bir durumdur.

Nasreddin hocanın “Ye kürküm ye” fıkrası bu gerçeğin yüzyıllardır var olduğunun bir kanıtıdır.
Olumsuz ÖN YARGI oluşturmamak için, toplum içinde kıyafete dikkat edilmesi doğal bir davranıştır.

Günümüzde, toplumlar internet ortamında varlığını göstermektedir. İnternet ortamında kişilerin kıyafeti kelimeleridir / cümleleridir.  Toplum içinde saygınlık kazanmak için, kıyafetimize ÖZEN GÖSTERDİĞİMİZ gibi, internet ortamında da kelimelerimize / cümlelerimize ÖZEN göstermeliyiz.

İnsanlar, kelimelerimizi / cümlelerimizi gördüğü zaman bu kişi bir Egitimhane üyesidir / öğretmendir diyebilmelidir.
Egitimhane üyelerinin  / öğretmenlerin internet ortamında kelimelerine / cümlelerine gerekli ÖZENİ gösterdiği söylenebilir mi?

Egitimhane üyeleri  / öğretmenler internet ortamında kelimelerine / cümlelerine gerekli ÖZENİ göstermediğinde bu durum, toplum tarafından nasıl karşılanır?

Egitimhane üyeleri  / öğretmenler internet ortamında kelimelerine / cümlelerine gerekli ÖZENİ göstermemelerine çeşitli MAZERETLER üreteceklerdir.

Bu MAZERETLERE şu cevabı vermek uygun düşer:
-   Söz konusu olan öğretmenlik mesleğinin saygınlığı ise, gerisi teferruattır.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.219
  • 53.875
  • 4.219
  • 53.875
# 21 Ara 2017 12:55:46
Sayenizde öğrendik kültürlendik…
yorum yapmak için kültüre ne gerek var? bilen de yapar bilmeyen de.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.219
  • 53.875
  • 4.219
  • 53.875
# 21 Ara 2017 13:08:27
Kırsal alandan metropole ve yine imgesel başlangıçların ,başladıkları yerlerde son buluşlarına  doğru gidişin varmak istediğin yer olmayabilir… sezgisel /yazgısal fenomenlikten sahneye fırlayışların var . internet fenomeni olabilirsin.. demedi deme….

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 22 Ara 2017 10:15:31
6.   Egitimhane kültüründe saygı ve sevgi ifadeleri GÖRÜNÜR olmalıdır.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Hepimizin bildiği gibi, en etkili davranış kazandırma yöntemi örnek olmaktır. Toplumda saygı ve sevginin yaygınlaşmasını isteyenler, birbirlerine karşı sık sık saygı ve sevgi sözcükleri kullanırlar.

İnternet ortamında yazdıkları mesajların başına  /  sonuna saygı, sevgi, ifadeleri eklerler. Bu şekilde saygı ve sevgiyi GÖRÜNÜR hale getirirler.
Toplumda saygı ve sevginin yaygınlaşmasını isteMEyenler ise iletişimlerinde saygı ve sevgi sözcükleri kullanmaya ÖZEN göstermezler.

ÖZEN göstermemelerine sayısız MAZERETLER üretebilirler.
Bu MAZERETLERE şu cevabı vermek uygun düşer:

Söz konusu olan öğretmenlik mesleğinin saygınlığı ise, gerisi teferruattır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 22 Ara 2017 10:19:38
7.   Egitimhane kültüründe takdir, ESERE / DAVRANIŞA olmalıdır.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Egitimhane’de sık karşılaştığım ve akıl sır erdiremediğim ifadelerden biri şu şekildedir:
-   Egitimhane üyeleri / öğretmenler takdir edilmiyor.

Bir Egitimhane üyesi / öğretmen nasıl böyle bir şey söyleyebilir!
Kişiler / kurumlar / devletler takdir edilmemelidir.  Kişiyi takdir etmek KİBİRLENMESİNE sebep olur. Takdir edilmesi gereken kişilerin / kurumların / devletlerin eserleri / davranışlarıdır.

Eserler takdir edildiğinde daha güzel eserler üretilir, davranışlar takdir edildiğinde daha güzel davranışların ortaya konması teşvik edilmiş olur.
Egitimhane’de sık karşılaştığım ve akıl sır erdiremediğim ifadelerden ikincisi şu şekildedir:

-   Egitimhane üyeleri / öğretmenler TOPLUM İÇİNDE, isim vererek, kişide hata olarak değerlendirdikleri davranışını ifade etmektedirler.

Eğitim anayasasının değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez kuralını bilmeyen Egitimhane üyeleri / öğretmenler olduğunu gözlemlediğim için bu anayasa maddesini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

-   Toplum içinde, isim vererek (kim olduğu herkes tarafından anlaşılacak şekildeki bir hitapla) kişinin hatası söylenemez. Bu şekildeki bir davranış aleni olarak SAVAŞ ilanıdır.

Toplum içinde isim vererek hata olarak değerlendirilen davranışı ifade etmek İSTİSNASIZ hiçbir zaman davranışın düzeltilmesine vesile olmaz. Aksine davranış daha fazla sahiplenilir.

Bu kural o kadar çok çiğnenmektedir ki, davranış kanıksanmıştır. Egitimhane yönetimi de, üyeler de bu kuralın çiğnendiği durumlarda kıllarını kıpırdatmamaktadırlar.

Egitimhane üyelerinin / öğretmenlerin çiğnediği bir kurala, toplumun diğer fertlerinin ÖZEN göstermesi beklenmemelidir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 22 Ara 2017 10:21:53
8.   Egitimhane kültüründe yaşamın direksiyonunu kontrol altında tutma esas olmalıdır

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Egitimhane forumunda zaman zaman yaşanan tartışmalarda öfke ifade eden cümleler kullanılmaktadır.
Öfke ifade eden cümlelerin genel anlamı şu şekildedir:

-   İnsanı sinir ediyor.

Bu sözler muhataplardan tarafından şu şekilde anlaşılır:

-  YaşamıMIN direksiyonu muhataplarıMIN kontrolündedir. Beni istedikleri gibi yönlendirebilirler. DuygularıMI muhataplarım kontrol eder.

Yaşamınızın / duygularınızın direksiyonunu muhataplarınıza teslim ediyorsanız, muhataplarınızın direksiyonu kontrol etmesine müdahale hakkınız yoktur.

Yaşamınızın direksiyonu sizde olduğu zaman kimse sizi sinir edemez. Siz isterseniz sinirlenirsiniz, isterseniz sinirlenmezsiniz.

Egitimhane üyeleri duygularını kontrol altında tutabilmelidir. Yaşadığı duygular nedeniyle başkalarını suçlamamalıdır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 22 Ara 2017 10:26:16
9.   Nelere öfkelendiğinizin FARKINDA MISINIZ?

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Çoğu insan öfkelendiğinde, düşünme melekesini kullanmayı başaramaz. Öfke anında, düşünme melekesi kullanılamıyorsa bile, öfke nöbeti geçtikten sonra insan öfkelenmesinin sebebini SORGULAMALIDIR. Çoğu insan bunu da yapmaz. Bu nedenle öfke anında FARKINDALIK oluşmaz.

Gözlemlerime göre toplumumuzda insanların öfkelenme sebeplerini üç başlık altında toplamak mümkündür.

i.   İnsanlar çıkarlarının zarar göreceğine inandıklarında öfkelenmektedirler. Bir insanın çıkarlarını savunmasında veya zarar göreceğini düşündüğünde öfkelenmesinde anormal bir durum söz konusu değildir. Önemli olan öfkesinin sebebinin çıkarları olduğunun FARKINDA OLMASIDIR. Çoğu durumda, toplumun çıkarları ile bireysel çıkarlar çatışır. Bu tür durumlarda kişilerin tutumları kişiliğini ortaya çıkarır.  Erdemli insanlar toplumun çıkarları söz konusu olduğunda bireysel çıkarlarından feragat ederler.

ii.   Haset duygusu öfkeyi tetikler. İnsanların yaşamlarının direksiyonu kontrol etmekte en çok zorlandıkları nokta haset duygusunun açığa çıktığı dönemdir. Haset öyle bir duygudur ki, başkalarındaki iyi / güzel olan her şey öfkeyi tetikler. Muhatabın, gülümsemesi, selam vermesi, her hangi bir konuda düşüncesini açıklaması vs. sürekli yanlış anlaşılır, davranışlarında /  eserlerinde kusur aranır. Kaşın altında gözün olması kusur olarak ifade edilir. Öfkenizin sebebinin haset olmadığından emin olun.

iii.   Kendini ifade etmede düşünce ve davranışlar yetersiz kaldığında duygular devreye girer. Kendini ifade etmede zorluk yaşamak çocuklara özgü değildir. Özellikle kültür seviyesi yüksek olan topluluklarda veya farklı davranış kalıpları geliştirmiş topluluklarda insanlar kendilerini ifade etmekte sıkıntı yaşarlar. Bu sıkıntılarını öfke olarak dışa vururlar. Kendini ifade etmekte düşünce ve davranışlarının yetersiz kalmasını istemeyenler yeniliklere açık olmalı ve kesintisiz olarak kendilerini geliştirecek çalışmalar içinde olmalıdırlar. Kesintisiz kişisel gelişim çalışmaları çoğu insan tarafından uygulanmaz. Bu durum, toplumda sık sık öfke davranışı olarak açığa çıkmaktadır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 22 Ara 2017 10:31:07
10.   Eğitimhane kültüründe demokrasi kavramı sorgulanmalıdır.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Kültürel değerlerin korunmasına önem verilen toplumlarda kavramlar nadiren sorgulanır. Ülkemizde de demokrasi, sosyal devlet, adil devlet, şeffaf devlet gibi kavramlar sorgulanmadan MUTLAK DEĞERLERMİŞ gibi kabul edilmektedir. Öncelikle demokrasi kavramını inceleyelim.
Demokrasi için kullanılan tanımlama “Halkın kendi kendini yönetmesidir.”

Farklı bir şekilde söyleyecek olursak, bir ülkeyi yönetmek için gerekli olan VERİLERE sahip olmayan, ülke yönetmek konusunda zerrece bilgisi olmayan kişiler tarafından yönetilmelidir.

Yeryüzünde böyle bir ülke var olmuş mudur? Böyle bir sistemle bir ülkenin yönetilmesi mümkün müdür?
Ülkeler, ülkeyi yönetmek için gerekli VERİLERE sahip olan ve az çok ülke yönetmek konusunda bilgisi olanlar tarafından yönetilir. Bu yönetim şekline bazen demokrasi, bazen sosyalizm, bazen kapitalizm, bazen padişahlık vs. gibi isimler verilir. ÖZDE hiçbir zaman değişiklik olmaz, sadece isimler değiştirilir. Bu nedenle herhangi bir devlet / kuruluş için “demokratik” tanımlaması yapılıyor olması bir anlam ifade etmez.

Demokrasi uygulanması imkansız / verimsiz bir sistemdir.

Benzer şekilde devletlerin “Sosyal devlet” olması gerektiği söylenir.
Bir devletin sosyal olup, olamayacağı, sosyal olmasının iyi olup olmayacağı, sosyal olabilmesi için hangi şartların olması gerektiği gibi hususlar sorgulanmaz / SORGULANAMAZ.

Benzer şekilde devletlerin devlet yönetiminin adil olması gerektiği söylenir.
Bir devletin adil olup, olamayacağı, adil olmasının iyi olup olmayacağı, adil olabilmesi için hangi şartların olması gerektiği gibi hususlar sorgulanmaz / SORGULANAMAZ. 

Benzer şekilde devletlerin devlet yönetiminin şeffaf olması gerektiği söylenir.
Bir devletin şeffaf olup, olamayacağı, şeffaf olmasının iyi olup olmayacağı, şeffaf olabilmesi için hangi şartların olması gerektiği gibi hususlar sorgulanmaz / SORGULANAMAZ.

Neden sorgulanmaz / SORGULANAMAZ?

Sorgulama olmadan, gelişim değişim mümkün olabilir mi?

Egitimhane’yi yönetmek konusunda gerekli VERİLERE sahip olmayan, web site yönetimi konusunda zerrece bilgisi olmayan Egitimhane üyeleri zaman zaman Egitimhane yönetiminin demokratik olmadığını ifade ediyorlar.  Bu ifadeleri Egitimhane varlığını devam ettiremesin şeklinde ALGILIYORUM.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.219
  • 53.875
  • 4.219
  • 53.875
# 22 Ara 2017 10:43:13
Ünlü düşünür İzzet MOLLA şöyle der;
 "tanzimat ilan ettik olmadı, ıslahat ilan ettik yine olmadı, meşrutiyet ilan ettik de olmadı, ya hu gelin biraz da ciddiyet ilan edelim". ciddiyet olmadan hiçbir şey gerçekleşmez. demokrasi de öyle...

Turgut Bey; Sizsiz eğitimhane nin kültürünün de ,demokrasisinin de tadı olmuyor....

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 23 Ara 2017 08:48:18
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ünlü düşünür İzzet MOLLA şöyle der;
 "tanzimat ilan ettik olmadı, ıslahat ilan ettik yine olmadı, meşrutiyet ilan ettik de olmadı, ya hu gelin biraz da ciddiyet ilan edelim".
ciddiyet olmadan hiçbir şey gerçekleşmez. demokrasi de öyle...

Turgut Bey; Sizsiz eğitimhane nin kültürünün de ,demokrasisinin de tadı olmuyor....
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Ciddiyetin olabilmesi için hangi şartların olması gerektiği gibi hususu tartışılabilir mi?
Yoksa kayıtsız şartsız ciddiyet mi gerekir?
Örnek :
Üniversite öğretiminin ciddiyetle yapılabilmesi için, üniversite öğretim masraflarının tamamının öğrenci tarafından karşılanması gerektiği sonucuna ulaştığımızı varsayalım.
Günümüz şartlarında bunu uygulamak mümkün müdür?
Veya
Okul öncesi dönemden itibaren, insanların İNANDIKLARI dinin gereklerini yerine getirmeleri sağlamak (İNANDIKLARI dini CİDDİYETLE yaşamaları) için herhangi bir uygulama başlatmak günümüz şartlarında mümkün müdür?

Ciddiyet için de aşama aşama ilerlememiz gerekiyor.


İşin ironik tarafı, ciddiyet için Nasrettin Hoca gibi nüktedanlara ihtiyaç olmasıdır.
Tıpkı Egiitmhane'nin bana ihtiyacı olması gibi :)

Çevrimdışı DUSMAN

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 27
  • 345
  • 27
  • 345
# 23 Ara 2017 09:18:20
Sayın hocam madem nüktelerden bahsediyoruz. Asıl sorunu bulmaya belirtileri sorun gibi görmemeye çalışıyoruz o zaman naçizane görüşüm bence bir öğretmen sorunundan ziyade bir sistem sıkıntısının yaşandığıdır. yani Balık Baştan Kokar. bu sözüm ona "milli" eğitim sistemi içerisinde ne kadar düzgün iş yaparsanız ne kadar düzgün konuşursanız ne kadar eserler verirseniz ... listeyi uzatmak mümkün  yapsanız da etseniz de sonunda sistemin çarkları içerisinde eziliyorsunuz. kalitesi tartışılır insanların ağzından çıkan iki cümle ile yok oluyorsunuz. işi bilenin değil de arkası olanın iş yaptığı bir sistem içerisinde bütün öğretmen sorunlarını çözseniz bile bence eğitimde ancak alacağımız yol şimdiki halimizden çok da ileride olmayacaktır. saygılar

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK