Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Şub 2014 09:18:04
KİREÇLENME

Kireçlenme toplumda karşılaşılan en sık rastlanan hastalıklardan biridir. Eklemlerimizde bulunan kemiklerimizin yüzeyleri ince bir kıkırdak ile çevrilmiştir. Bu kıkırdaklar,  kemiklerimizi darbelerden korur, kayganlık oluşturur, sürtünmeyi engeller ve hasar görmesini önler. Kıkırdağın incelerek kaybolması sonucunda kemikler birbiri üzerine biner. Bunun sonucunda aşınma oluşarak ağrı, hareket kısıtlılığı ve eklemlerde kıkırdak kaybına bağlı olarak iltihaplar oluşur. Bu olaya tıp dilinde osteoartrit yani kireçlenme adı verilir. Kireçlenmeye n sık tutulan eklemler; diz, kalça, el, ayak, boyun ve bel eklemleridir.
KİREÇLENME KİMLERDE GÖRÜLÜR?
•Genellikle 45 yaş üstü kişiler,
•Menopoz dönemindeki kadınlar,
•Sabit iş yapan ve stres altında olan ve kilolu kişiler,
•Futbolcular, güreşçiler ve voleybolcular,
·        Asfalt delme makinesi ve benzeri kompresör kullananlarda sık görülür.
Kireçlenmenin Nedenleri

Osteoartrit gelişmesinde rol oynayan birçok etken vardır. Bunları sıralayacak olursak;

•Eklemin aşırı yük altında kalması,
•Yaş, genetik faktörler, mesleki zorlanmalar,
•Eklem ameliyatı geçirilmesi, travmalar, duruş bozuklukları,
•Eklemlerin kötü kullanılması,
•Şişmanlık,
•Aşırı egzersiz,
•Romatizmal hastalıklar,
•Hareketsizlik,
•Genetik faktörler
Osteoartritin belirtileri NELERDİR?
•Eklem çevresinde ağrıya ve şişlik,
•Hareket sonrasında ağrı,
•Dizdeki kireçlenme merdiven çıkma, çömelme ya da eğilip kalkmaya bile engel olur,
•Hareket kısıtlılığı,
•Bazı kişilerde yağmurlu havalarda ağrı ve sızı artar,
•Diz bükümünde ya da belirli hareketlerde çıtırtı sesi,
•Sabahları eklem yerlerinde kısmen bir tutukluk yaşanması,
NELER YAPILMALI
•Aşırı ve ani hareketlerden kaçınmalı.•Yavaş ve düzenli hareket etmeli, •Düzenli yürüyüşler yapmalı, •Ağrı olmayacak derecede egzersiz yapmalı, •Kilo verilmeli,•Diz kireçlenmesi için bacak egzersizleri ve su içinde egzersizler yapılmalı,
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
        Doktorunuz size Kireçlenme olduğunuzu söylüyorsa bu hayatınızın zindana döneceği anlamına gelmez. Her hastalıkta olduğu gibi erken tedavi mühimdir. Doktorunuz size hastalığın evresi ve şiddetine göre tedavi uygulayacaktır. Erken dönemde artroskopi ile eklem içi temizlik yapılabilir. Eklemlerde herhangi bir bozukluk varsa cerrahi müdahale yapılır. Kireçlenmenin tedavisinde, akupunktur tedavisi bilinen tedaviler arasında en etkili olanıdır.

              Tedavi hastalığın evresi ve şiddetine göre uygun şekilde planlanır. Eklem kireçlemesi ileri dönemde ise bozulan eklemi protez ile değiştirmek etkin bir tedavi yöntemidir. Bunun yanı sıra kireçlenmeye iyi gelen şifalı bitkiler de bulunmaktadır. Şifalı bitkiler ve kullanma yöntemi aşağıdaki gibidir.
BİTKİSEL TEDAVİ
Şifalı Bitkiler: Yabani elma, Ihlamur, Siyah nohut, Tarak otu, Kimyon, Köknar, Gül, Sarımsak, Zeytinyağı
Hazırlanış Şekli:
* Yabani elma çiçeği suda demlendikten sonra süzüle­rek dinlendirilir. Elde edilen sıvı ıhla­mur suyu ile karıştırılır. Tedavi süresince günde üç bar­dak içilir. Elde edilen lapa ile de vücudun kireçlenen yerine masajdan sonra yakı olarak sürülür.
* Siyah nohut, tarak otu ve kimyondan zeytinyağlı ye­mekler pişirilir. Bu yemekler tedavi süre­since haftada üç gün yenir. Mideye ağır geldiği takdirde üstüne gül şerbeti içilir.
* Köknarın tomurcukları suda demlenir. Süzülerek elde edilen sıvı bir süre dinlendirilir. Bu sıvı, pamuklu bir havlu ile vücuda masaj yapılır. Bunun yanı sıra yatmadan önce de vücudun hasta yerlerine pişiril­miş sarımsak lapası ile birlikte sürülür.
*400g. Ardıç tohumu, 1kg bal ile karıştırılır ve bu karışımdan, günde 3 öğün, aç karnına, 1 tatlı kaşığı yenir.

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.700
  • 73.145
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.700
  • 73.145
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 23 Şub 2014 14:51:53
     Çoğumuz kendimizi yorgun ve uykusuz hissettiğimizde kahve, çay, kola, çikolata gibi kafein içeren şeylere başvururuz. Kafeinden enerji alınsa da bu yapay ve geçici bir şey olduğundan uzun vadeli bir çözüm içermez ve üstelik fazlası sağlık problemlerine yol açar.
     Şekerin hep bir enerji kaynağı olduğu söylenir ama aslında şekerden aldığınız enerji bir anlıktır ve etkisi geçtiğinde kendinizi eskisinden daha kötü hissedersiniz.

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.001
  • 228.797
  • 29.001
  • 228.797
# 23 Şub 2014 21:31:58
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.926
  • 513.086
  • 32.926
  • 513.086
# 23 Şub 2014 22:42:07
Kullanılan parfüm ve gıdaların neden olduğu cilt alerjilerine dikkat

Cilt alerjisine karşı uyarıda bulunan Medical Park Samsun Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Yüksel Oltulu, cilt alerjileri içinde en çok görünenlerin kontak dermatit ve kurdeşen olduğunu söyledi.

Cilt hastalıklarının önlenmesinde alerjik fonksiyonların uyarı mahiyetinde dikkate alınması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Yüksel Oltulu, “Cildimiz vücudumuzun en büyük organıdır ve dışarıdan gelen tehlikelere karşı koruyucu görevi üstlenmiştir. Devamlı surette dışarıdan gelen ataklara karşı koyar ve hemen hepsini başarıyla defeder. Ancak bazen alerjenler cilde sızar ve reaksiyon gösterir. Cilt alerjilerinin belli başlı belirtileri kaşıntı, döküntü, kurdeşen, şişkinlik ve ciltte çatlaklar olarak görülebilir. Dış etkenlere en çok maruz kalan ellerimiz, kollarımız, boynumuz ve yüzümüzdür ve en çok buralarda alerjik reaksiyonlar görünmektedir. Cilt alerjileri içinde en çok görünenler kontak dermatit ve kurdeşendir.” diye konuştu.

Kontak dermatit hakkında bilgi veren Dr. Yüksel Oltulu, “Dışarıdan gelen etken maddelerin ciltte yarattığı alerjik reaksiyondur. Belirtisi, ciltteki döküntü halidir. İnsan cildi farklı maddelere reaksiyon gösterir, bunlar kimyasal maddeler, kozmetik ürünler, parfüm, metaller ve hatta bazı yiyecekler bile olabilir. Bazı zehirli bitkilerle temastan sonra da görülen dermatit aşırı derecede kaşıntı da yaratır. Dermatit belirtisi atopik dermatit yani egzema gibi görünse de bazen aslında sadece yabancı madde ile cildin temas ettiği yerde görülür. En çok rastlanılan bölge yüzümüz, göz kapaklarımız, boyun, el ve ayaklarımızdır. Mücevher, fermuar, düğme ve buna benzer metal maddeler alerji kaynağıdır. En iyi tedavi cildin hangi maddelere alerjisi olduğu tespit edilip, bu maddelerden uzak durmaktır. Alerjen maddelerin tespit edilmesi için patch (yama) testi yapılmaktadır.” şeklinde ifade etti.

En çok rastlanan cilt hastalıklarından biri olan ve halk arasında kurdeşen olarak bilinen Ürtiker’in alerjik kaşıntılı döküntü olduğunu hatırlatan Dr. Oltulu, “Herhangi bir yaşta meydana gelebilir. Genellikle kırmızımsı şişlikler ve çeşitli büyüklüklerde olabilen bu alerji birkaç dakika sürebildiği gibi uzun saatlere kadar sürebilir. Ürtikere neden olan alerjenleri tespit etmede prick testi yapılmaktadır. Genellikle antihistaminik ile tedavi edilen Ürtiker hastalığı daha inatçı olduğu durumlarda mide ilacı da verilebilmektedir. Cilt alerjisi olduğunuz zaman veya bu belirtileri gördüğünüz zaman mutlaka bir dermatologa tedavi olup, doktorunuzun verdiği ilaçlar ve kremler dışında hiçbir ürün kullanılmamalıdır.” dedi.

CHA

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.700
  • 73.145
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.700
  • 73.145
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 23 Şub 2014 22:55:43
 Grip, soğuk algınlığı gibi enfeksiyon hastalıklarında ateş yüksekliği sık görülmektedir. Ateş yüksekliği için ıhlamur  çayı doğal bir çözüm olarak kullanılabilir. Ihlamur çayı, beyindeki hipotalamusu uyararak vücut ısısının kontrolünü sağlarken, aynı zamanda kan damarlarını genişleterek terlemeyi uyarır ve ateş düşürücü etki sağlar. Ihlamur çayını, günde 3-4 kez içmeniz önerilmektedir.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Şub 2014 06:31:11
Bunları uygula, 150 yıl yaşa!


Uzun ve sağlıklı yaşam kuralları bir kitapta toplandı. Daha uzun yaşamak ve genç kalmak için ipuçları
Bilim adamlarının yaptığı araştırmalar "Daha uzun yaşamak ve genç kalmak için en önemli 500 yol" adlı kitapta toplandı. İşte uzun ve sağlıklı yaşamanın altın kuralları...
• Alzheimer hastalarında çok az bulunan acettlcholine maddesi kaynağı ciğer, böbrek, lahana, sardalye balığı gibi yiyecekleri diyetinizde mutlaka bulundurun.
• Sağlıklı beyin hücrelerine, damarlara ve cilde sahip olmak için rafine olmamış ayçekirdeği, kabak çekirdeği, susam, ceviz gibi kuruyemişleri sofranızdan eksik etmeyin.
• Her gün bir bilmece çözmek gibi akıl jimnastiğini ihmal etmeyin.
• Omega-3 yağlarını içeren sardalye, palamut gibi yağlı balıkları haftada en az iki kez yiyin.
• Genlerinizi her şikâyetiniz için suçlamaya son verin. Unutmayın yaşam biçiminiz bu genlerin etkili olup olmamasında büyük rol oynuyor.
• Her gün en az 1 saat güneş ışığı görün. Güneş yoksa güneş ışığını taklit eden lambalardan yararlanın.
• Gülün. Gülmek bağışıklık sistemini sağlamlaştırır, kalori yakar, ciğerlere iyi gelir.
• Erken yatın. Gece yarısından evvelki iki saat hücre yenilenmesi için en uygun zamandır.
• Geceleri bol bol, daha derin uyumanızı sağlayan "lactucarium" adlı bir maddeyi içeren marul yiyin.
• Olumlu düşünün. Yale Üniversitesi'nin bir araştırmasına göre değişen durumlara çabuk adapte olan kişiler daha mutlu ve doyumlu bir hayat yaşıyor.

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.700
  • 73.145
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.700
  • 73.145
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Şub 2014 16:00:51
   Soğuk algınlığı, grip, nezle, solunum yolu hastalıklarının bir belirtisi olan öksürük için bitter çikolata yiyebilirsiniz. Çikolatada bulunan “teobramin” isimli madde öksürük de faydalı olmaktadır. Ayrıca öksürük için, “bal” da etkili bir tedavi yöntemidir. Yatmadan önce bir iki çay kaşığı bal öksürüğünüzü bastırabilir.
 Bugünlerde eşim ve oğlum grip oldular.Kendimi bu konuya adadım.

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 24 Şub 2014 16:28:29
HANGİ VİTAMİN NE İŞE YARAR?

Vitaminler enerji içermedikleri gibi vücudun yaşamı için önemli biyokimyasal olaylarda görev alırlar. Eksiklikleri kansızlık, görme bozukluğu, uykusuzluk gibi pek çok soruna yol açar. Memorial Etiler Tıp Merkezi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Murat Görgülü vitamin eksikliğine bağlı olarak görülen rahatsızlıkları sorduk.

A Vitamini
Eksikliğinde özellikle gece körlüğüyle birlikte cilt, tırnak ve saçlarda problemler görülür. Bu problemlerin sizde görülmesini istemiyorsanız havuç, ıspanak, marul gibi yeşil yapraklı sebzelerle birlikte, portakal, erik gibi meyveleri de bol miktarda tüketmeniz de fayda var.

D Vitamini
Eksikliğinde çocuklarda “raşitizm” denilen ağır kemik gelişim bozukluğu, yetişkinlerde ise “osteomalazi” adı verilen kemik hastalıkları görülüyor. Süt, süt ürünleri ve balık tüketimi bu hastalıklarda uzak durmanızı sağlayacaktır.

E Vitamini
Kuruyemişlerde ve sıvı yağlarda bulunur. Antioksidan etkisi olduğundan kansızlık oranını minimuma düşürür.

K Vitamini
Yeşil sebzelerde, çayda ve karaciğerde, bir miktarda bağırsak bakterileri tarafından üretilir. Kimimize göre bu besinler çok lezzetli görünmeseler de kanın pıhtılaşmasında çok büyük rolleri var.

C Vitamini
Eksikliğinde diş eti hastalıkları, ciltte bozulma, yaraların geç kapanması gibi sorunlara çok sık rastlanıyor. Bunların başınıza gelmemesi için özellikle turunçgiller dediğimiz portakal, greyfurt, mandalina ve limonla birlikte yeşil sebzeler ve patates tüketilmeli.

B1 Vitamini
Yumurta ve karaciğerde bulunur. İştahsızlık, kas güçsüzlüğü ve cilt hastalıklarından uzak durmak istiyorsanız, yeterli miktarda B1 vitamini almalısınız.

B2 Vitamini
B2 vitaminiyle kansızlık, ağız kenarı yaraları, sinir hastalığı ve cilt hastalıklarından uzak durabilirsiniz. Tabi ki yeterince tahıl ürünleri, et ve karaciğer tükettiğiniz sürece.

B3 Vitamini
Et, balık ve kuruyemişte bulunur. Eksikliğinde “pallegra” denilen cilt ve sinir hastalığı görülür. Ayrıca sindirim bozukluklarına da sık rastlanır.

B5 Vitamini
Günlük hayatımızda yaşadığımız yorgunluk, kas ağrıları, güçsüzlük kalpte çarpıntı gibi rahatsızlıkları azaltıyor. Bunlarla beraber beslenme bozukluğu, kas erimesi, uykusuzluk, stres egzama ve alerji gibi cilt hastalıklarından kurtulmada önemli bir rolü var. Bu problemlerden kurtulmak için karaciğer, yumurta ve baklagilleri bol bol tüketmekte yarar var.

B6 Vitamini
Protein metabolizmasının temel vitaminidir. Et, sebze ve tahıllarda bulunur. Güçsüzlük, kansızlık ve kas ağrılarını azaltmanın yolu bu besinleri tüketmekten geçiyor.

B12 Vitamini
DNA metabolizmasının temel vitaminidir. Eksikliğinde kansızlık, sinir sisteminde bozulma, dengesizlik görülür. Kırmızı et ve karaciğerde bol miktarda bu vitamin vardır.

Folik Asit
Bir çeşit B vitaminidir. Yeşil sebzelerde, bira mayası, karaciğer ve yumurta da bulunur. Peki eksikliğinde ne mi olur? Kansızlık, halsizlik, kas ağrıları…

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 25 Şub 2014 06:48:19
Baş Ağrısına Ceviz
Baş ağrıları çoğu zaman dayanılmaz olan durumlardır. Bu ağrılara, bir tablet ağrı kesici çözüm gibi görünse de aslında ağrı kesicilerin eklemlerdeki kıkırdak dokuyu ciddi şekilde zedelediği ve bu nedenle eklem sorunlarına yol açtığı bilinmektedir.
O zaman ne yapılmalıdır? Bu sorunun en güzel cevabı şifalı bitkilerdir. Anadoluda yüz yıllardır biriken otacı(şifalı bitkilerle tedavi) kültürü bir modern hastalığın daha düşmanı konumundadır. Baş ağrısı.
Baş ağrısının neden kaynaklandığının tespiti önemlidir:
Başınız ağrıyor ağrı enseden kabarıp yukarıya tepeye doğru yükseliyor. Bu durumda ensede ve vücudun genelinde bir ağırlık var ve hatta ensenin uyuşması da bütün bu rahatsızlıklara eşlik ediyor. Bu durum kollesterol yükselmesiyle açıklanabilecek bir durumdur. Kollesterolün düşürülmesi bu tür bir baş ağrısının giderilmesi anlamına gelmektedir.

Ne yapmalıyız:
Kollesterolün düşürülmesinde ceviz sıklıkla kullanılan bir şifalı bitkidir. Önceden dış kabuğunu soyduğunuz cevizleri(sert kabuktan bahsediyoruz) bir bardak ılık suda 6-7 saat bekletiniz. Bardaktaki suyun renginin değiştiğini ve hatta yoğunluğunun arttığını göreceksiniz. Daha sonra bu suyu içerek tüketiniz. Bu kürü 1 hafta uygulayıp 1 hafta bırakınız yaklaşık 3-5 haftda artık vücuttaki ağırlığın ve baş ağrılarınızın kalmadığını göreceksiniz.

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 26 Şub 2014 12:55:29
GÜNDE iki veya üç mandalina yemek şeker hastalığı dışında kalp krizi riskinide azaltıyor. Kanada’nın Western Ontario Üniversitesi’nde, bir ay süreyle sadece …

GÜNDE iki veya üç mandalina yemek şeker hastalığı dışında kalp krizi riskinide azaltıyor. Kanada’nın Western Ontario Üniversitesi’nde, bir ay süreyle sadece mandalina ekstreli su ile normal su verilen iki grup denek hayvanı arasında fark görüldü.

Mandalinalı su içenlerin çok daha sağlıklı olduğu gözlendi. Mandalinaya rengini veren ‘Nobiletin’ pigmentinin çok güçlü bir antioksidan içerdiği, yanlış beslenme kaynaklı hücre hasarlarını kısa sürede giderdiği, diyabeti önlediği, ayrıca kalbe giden damarların yenilenmesini sağladığı belirlendi.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.926
  • 513.086
  • 32.926
  • 513.086
# 27 Şub 2014 00:11:21
Hareketsiz tip 2 diyabet hastalarında görülen kalp ve damar rahatsızlıklarının ölüme sebep olma riski yüzde 70 daha fazla.

Düzenli fiziksel aktivite yapmanın obezite, yüksek tansiyon, depresyon, tip 2 diyabet, kemik erimesi, kolon kanseri, meme kanseri gibi birçok hastalık riskini azalttığı biliniyordu. Yapılan yeni bir çalışma ise tip 2 diyabet hastalarında, fiziksel aktivitenin kalp ve damar rahatsızlıkları görülme riskini azalttığını ortaya koydu. Fiziksel aktivite seviyesi düşük olan tip 2 diyabet hastalarında kalp ve damar rahatsızlıklarının ölüme sebep olma riski %70 daha fazla.

EGZERSİZ YAPMAYANLARDA RİSK DAHA FAZLA
İsveç’in Diyabetoloji Topluluğu (Swedish Society for Diabetology-Swedish National Diabetes Register) tarafından yapılan ve European Journal of Preventive Cardiology tıp dergisinde yayınlanan araştırmada, yaşları ortalama 60 olan 15.462 diyabet hastası 5 yıl boyunca izlendi. Araştırmanın sonucuna göre, düşük fiziksel aktivite seviyesine (hiç ya da haftanın 1 ya da 2 günü hafif egzersiz) sahip olanlar, daha yüksek fiziksel aktivite seviyesine sahip olanlara oranla, yüzde 25 daha fazla kalp ve damar rahatsızlıklarına yakalanma riskine sahipken, kalp ve damar hastalıklarının  ölüm ile sonuçlanmasında ise %70 daha fazla risk altında.

DİYABETTE EGZERSİZ ÇOK DAHA ÖNEMLİ
Araştırmacılar çalışma ile ilgili, “Düzenli fiziksel aktivite diyabet hastalığı yönetiminin çok önemli bir parçasıdır ve bu çalışma daha kaliteli bir yaşam tarzı için düzenli fiziksel aktivitenin önemini vurguluyor,” yorumunu yaptı.
Araştırmanın yürütücülerinden Dr. Björn Zethelius ise araştırma sonuçlarını şu şekilde değerlendirdi; “Çalışmanın sonuçlarından alınacak mesaj belli; hareketsiz bir yaşam tarzından kaçınmalı ve hayatlarımıza fiziksel aktiviteyi dahil etmeliyiz. Diyet yapmanın yanında fiziksel aktivite de tip 2 diyabet hastalığının tedavisinin temel taşlarından biridir.”

DİYABET SALGIN HASTALIK
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız araştırmanın sonuçlarını şöyle yorumladı:
“Bir salgın hastalık olarak diyabet dünyada 382 milyon insanı etkiliyor ve her altı saniyede bir kişi diyabete bağlı nedenlerle kaybediliyor. Diyabetik hastalarda sağlıklı bireylere göre dört kata varan oranda fazla görülen kalp ve damar hastalıkları en sık ölüm nedeni. Şeker bozukluğu yanında şişmanlık, hipertansiyon ve kolesterol yüksekliği de bu durumu tetikliyor. Oysa bu ölümlerin önemli bir kısmı diyabetik hastaların tedavilerinin iyileştirilmesiyle önlenebilir.

ORTA ŞİDDETTE AEROBİK İNSÜLİN DİRENCİNİ DÜZELTİYOR
İsveçli araştırıcıların yaptığı bu çalışmanın sonuçları fiziksel aktivite düzeyi düşük olan diyabetik hastalarda 5 yıllık takipte ölüm oranlarının fiziksel aktivite düzeyi daha yüksek olanlara göre %70’e varan oranlarda artmış olduğunu gösteriyor. 15.462 hastanın verilerinin değerlendirildiği oldukça geniş çalışmanın bir diğer önemli sonucu 5 yıllık takip süresinin başında hareketsiz olup sonradan daha hareketli olan hastalarda da ölüm riskinin azalıyor olması. Birçok çalışma diyabette düzenli fiziksel aktivitenin kan şekeri, kan basıncı, kolesterol düzeyleri ve vücut ağırlığında iyileşme sağlayarak diyabet ilişkili kalp, göz, böbrek ve sinir hasarı riskini azaltabileceğine işaret ediyor. Orta şiddette aerobik egzersiz insülin direncinde düzelme ile ile kas dokusunun şeker kullanımını 20 kata varan oranda artırabiliyor.”

Düzenli fiziksel aktivitenin, beslenme planı ve ilaç tedavisi ile beraber diyabet yönetiminin çok önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, diyabetik hastalara haftada 150 dakikalık aerobik aktivite (örneğin haftanın 5 günü 30 dakika tempolu yürüyüş) ile birlikte hastaya doktoru tarafından özel planlanmış kuvvet ve esneklik egzersizleri tavsiye ediyor.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Şub 2014 11:14:10
BÖBREK AĞRISI

Böbreklerimiz kaburgalarımızın hemen altında karın boşluğumuzun yanlarında bulunan fasulye biçimindeki organlarımızdır. Bu organlarımız kanda bulunan zararlı atıkları süzmekle görevlidir. Böbreklerimiz bu süzme görevinden dolayı veya diğer sebeplerden dolayı sağlığını kaybeder ve gerçekten ızdırap veren ciddi ağrılara neden olabilirler
Böbrek ağrısı: Kaburgaların hemen altından karın yan duvarları civarında başlar duruma göre kasıklara kadar yayılan bu ağrılar bazen de başladığı yerde karın ortalarına doğru yayılım gösterir. Aniden başlayan ağrılar sızlama şeklinde devam edebilir.
Böbrek Ağrıları:
•Böbrekte kum varlığından,
•böbrekte taş varlığından,
•böbrek iltihabından, 
•idrar kanallarının iltihaplanmasından kaynaklanabilmektedir.
Böbrek ağrılarından kurtulmanın yolları:
Öncelikle bol su içmeniz gerektiğini vurgulamalıyız, diğer yandan böbreklerin ve özellikle ayakların sıcak tutulması gerektiğini bilmelisiniz. Diğer yandan gerçek limondan yapılmış taze limonata böbreklerde taş oluşumunu engeller ve böbrek ağrılarını giderir. Böbreklerinizin olduğu bölgelere sıcak su torbaları uygulamakta her zaman faydalıdır.
DİKKAT:
Bazı vakalarda böbrek ağrısı diğer ağrılarla karıştırılır. Böbrek ağrısı Kaburgaların sağ ve sol altından başlayarak kasıklara doğru yayılır. Böbrek ağrıları ağrı çeken kişinin duruşunu değiştirmesinden etkilenmez(artmaz veya azalmaz) Bazı durumlarda böbrek ağrılarına titreme, üşüme, bulantı gibi semptomlar(belirti) eşlik edebilir.
Kişinin duruşunu pozisyonunu değiştirdiğinde artan veya azalan ağrılar genelde sinir sıkışmalarıyla açıklanır ve bu ağrılar hastalar tarafından böbrek ağrısıyla karıştırılır

Çevrimdışı duyguaydın

  • Moderatör
  • *****
  • 5.423
  • 126.360
  • 5.423
  • 126.360
# 27 Şub 2014 20:34:00
VÜCUT SU KITLIĞI ÇEKTİĞİNDE

* Vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa, yüksek tansiyon
 hastalığına yakalanırız.
 * Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa, bel ve
 boyun fıtığıhastalığına yakalanırız.
 * Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa, gut -
 artrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.
 * Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa, astım
 hastalığına yakalanırız.
 * Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa, şeker
 hastalığına yakalanırız.
 * Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa, ülser
 hastalığına yakalanırız.
 * Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve kolon kanseri
 olma tehlikesi yaşarız.
 * Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen
 göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre kanserleşme
 sürecine girer !!!
 

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Şub 2014 06:52:29
.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Mar 2014 18:10:56
HEM ÇOK KOLAY HEM DE HAVALI BİR SU TARİFİ: İÇMEDEN VE İKRAM ETMEDEN DURAMAYACAKSINIZ! MUTLAKA OKUYUNUZ !
Vücuttan toksinleri atmanın en şahane yolu nedir? Tabi ki su içmek. Ama sade olarak içmek zorunda değilsiniz. Hem de toksin atarken, bazı ek faydalar da göreceksiniz:
Şimdi içme suyu dolu bir cam sürahiyi alın ve:
1.LİMONLU Birkaç dilim limon atın. Limon vücudun temizlenmesi ve alkali olmasına katkıda bulunacaktır.
2.NANELİ Birkaç dal nane ekleyin. Hem suyun tadı güzel hale gelecek, hem kokusu! Midenize ve sindiriminize de destek verecektir.
2.SALATALIKLI Dört-beş dilim salatalık ekleyin. Salatalık vücudunuzun nemlenmesi için harikadır ve inflamasyona karşı etkilidir.
4.ZENCEFİLLİ Bir bilemediniz iki ince dilim ekleyin. Midenize iyi gelecek ve sindiriminize de. Özellikle gastritiniz varsa.
Bu suları bir gece buzdolabında bekleterek kullanırsanız, daha da etkili olacaktır. En azından birkaç saat.
Ayrıca ph derecesi 8 üzeri su kullanmanızı tavsiye ediyoruz, mümkün olursa.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK