Egitimhane Üyelerindeki Gayret Eksikliğinin Sebepleri Nelerdir?

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Faydalı bir yazı olduğu kanaatindeyim.
İnsanı düşünmeye sevk ediyor.
Öncelikle başlık sahibi turgutkuzan için şu ifade yalan olmasa gerek. "Adım çıkmış dokuza, inmez sekize."
Çoğu arkadaşımızın önyargılı yaklaştığını düşünüyorum. (Konularına dikkat çekici, sert başlıklar koyduğu için)
Evet ben de bir öğretmenim. Öğretmenliğimde bilgiyi alabilen, kullanabilen çocuğa tamam demiyorum.
Alıyorsa biraz daha, alıyorsa daha da veriyorum. Başlık sahibi de, "Biz büyük bir aileyiz. Neden daha büyük işler yapmıyoruz?"' un sertçesini ifade etmiş.

"Adım çıkmış dokuza, inmez sekize."  tanımlaması çok yerinde olmuş teşekkür ederim.
Konu başlıklarımın dikkat çekici olmasına özen gösterdiğim doğrudur.
BUNUNLA BİRLİKTE "sert başlık" ifadesi için neyi referans aldığınızı öğrenmek isterim.
Bir başlığın sert olduğunu nasıl anlayabilirim?

Başlık için kullandığım cümle ile anlatmak istediğim

"Biz büyük bir aileyiz. Neden daha büyük işler yapmıyoruz?"

cümlesi ile de ifade edilebilir.
Benim kullandığım cümle ile sizin cümleniz arasındaki sertliği nasıl ayırt edeceğim?

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Yazılarınızın niye umursanmadığının araştırmasınıda yapsanız iyi olur.

Yazılarımın umursanmadığı düşünmüyorum.
Sadece değerlendirme zahmetinde bulunulmadığına inanıyorum.
Bunun sebebininde gayretsizlik olduğunu düşünüyorum.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Turgut beyin eleştirilerinin bir kısmı haklı olsa bile çoğuna katılmıyorum.
bir kere öğretmenlerin dayanışma içinde olduğu tek platform eğitimhane değil, başta öğretmenler odası olmak üzere pek çok farklı ortam var.
okul açılalı uç ay oldu, en az bes farklı seminer ya da toplantıya katıldım.
farklı öğretmen dernekleri organize etmişti.hele kasım ayı öğretmenler günü nedeniyle bir hayli bereketiydi.örnek çoğaltılabilir.
Bir dernek kurarsınız katılım gönüldür, katılım olmuyorsa suçu kendinizde ararsınız, acaba hangi şartlar katılımı zorlaştırdı diye.
bu sitenin yurdun dört bir yanından takipçisi var, burayı takip amacımız ne?
Sanal ortamda yani evde okulda masa başında yurdun diğer bir köşesindeki öğretmen arkadaşımla paylaşımda bulunmak, haberleşmek.
hatıra ormanı oluşturmak için fiziken yüz yüze geldiğim kişilerle daha kolay organize olurum. Yine de, katılmasamda Turgut beyin gayretini tebrik ediyorum.

Çok güzel bir hususa temas etmişsiniz.

Öğretmenlerin dayanışma içinde olduğu tek platform Eğitimhane değil ve olmaması da gerekiyor.
BUNUNLA BİRLİKTE platformlar rekabet halinde değil, birlik içinde olmalıdır.
En az beş farklı seminer ya da toplantıya katılmışsınız.
Katıldığınız bu seminer ve toplantılarla ilgili Egitimhane'de veya başka bir platformda paylaşımlarınız oldu mu?
Yoksa öğrendiklerinizi kendinize saklamayı mı tercih ediyorsunuz?
Toplantı ve seminerlerden sonra öğrenilenlerin PEKİŞMESİ için fikir paylaşımını zorunlu görürüm.
Aksi takdirde öğrenilenler kalıcı olmaz.

Derneğe katılımın beklenen seviyeye ulaşmadığını düşünüyorum ve bunda dernek yönetimininde payı olduğu görüşünü paylaşıyorum.
Zaten bu konudaki düşüncelerimi zaman zaman dernek yönetimindeki arkadaşlara iletiyorum.
Dernek yönetimi ile ilgili düşüncelerimi forumda paylaşmanın faydalı olacağına inanmıyorum.

"fiziken yüz yüze geldiğim kişilerle daha kolay organize olurum." şeklindeki düşüceyi benimsemesemde anlayabiliyorum.
Dernek ve forum yönetimindeki arkadaşlar (hak verdiğim sebeplerle) fizik olarak ön planda olmak istemiyorlar.
Hatırlarsanız fidan dikimi fotoğraflarında sadece eller mevcuttur.
Dernek yönetimi ile fiziki olarak yüz yüze gelmek isteyenler etkinliklere katılmak zorunda kalıyorlar.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Buyrun istediğiniz dosyalar
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] ve [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Egitimhane üyelerinin neye ihtiyacı olduğuna kanaat getirirsem, çalışmalarımı o yönde yapıyorum.

Eline sağlık maşallah Çin setti gibi uzun  bir liste.Sizin gibi kendi adıma bir web adresim yok, iyikide yok Allah bizleri kibirden uzak tutsun.Ortaya koyduklarimi şahsi bir menfaat beklemeden ortaya koydum.Egitimhane icin soyluyorum mesaj cok dosya yok.Amacin boburlenmekse kardes televizyonlarda şovunu yap.Burda paylasim yapan arkadaslarimiza camur atarak merak ediyorum eline ne gecti.Bu kul hakkı degil mi?

Bu kadar lafı yazamak için harcadığın zamanı  birkac dofsya hazirlayipta  ortaya koysaydin keşke

 O kadar!!!

Faydalı bir yazı olduğu kanaatindeyim.
İnsanı düşünmeye sevk ediyor.
Öncelikle başlık sahibi turgutkuzan için şu ifade yalan olmasa gerek. "Adım çıkmış dokuza, inmez sekize." Çoğu arkadaşımızın önyargılı yaklaştığını düşünüyorum. (Konularına dikkat çekici, sert başlıklar koyduğu için)
Evet ben de bir öğretmenim. Öğretmenliğimde bilgiyi alabilen, kullanabilen çocuğa tamam demiyorum. Alıyorsa biraz daha, alıyorsa daha da veriyorum. Başlık sahibi de, "Biz büyük bir aileyiz. Neden daha büyük işler yapmıyoruz?"' un sertçesini ifade etmiş.

  Ben de sizinle ayni fikirdeyim. Yazilarini takip ettigim kadariyla garip ve rahatsiz edici, daha dogrusu insani gicik ederek dikkat ceken bir uslubu var Turgutkuzan beyin. Ama su da bir gercekkicok hakli elestirilerinde, belki de bu kadar insafsizca elestirilmesi bu yuzden. Dogru soyleyeni dokuz koyden kovarlar diyesim geldi   Siteden cok faydalanan biri olarak daha iyi yerlere gelmesini en cok ben isterim. Bence Turgutkuzan beyin elestirdigi noktalari site yonetimi bir an once masaya yatirmali ki daha da iyi yerlere gelsin sitemiz.

Kendi haline bırakın arkadaşlar...

Eğitim sitesinde öğretmene karşı antipatik yazılar  yazıyorsunuz. Baya da gayretlisiniz.

Biliyor musunuz turgutkuzan,  bu ülkede,  öğretmenin artık can güvenliği bile yok.

Siz hâlâ ne diyorsunuz....

ne zaman başlık açsanız bu sahne gözümde canlanıyor

az iş çok laf ...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Dünyanın her tarafında öğretmenler,  insan topluluğunun en fedakar ve en muhterem unsurlarıdır.
                                                   Atatürk

Tek kelimeyle yorum bile yapmıyorum

ne zaman başlık açsanız bu sahne gözümde canlanıyor

az iş çok laf ...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

super bir atasözü der ki: damlaya damlaya dağdan kestim kereste

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Çok kaliteli bir video hazırlamak için iki haftalık sürenin kısa olduğunu kabul ediyorum.
Kaybeden yarışmacıların vurguladığı gibi : "önemli olan yarışmaya katılmaktı".
Kaliteli olmasa bile, üyelerin sadece destek amaçlı videolarla yarışmaya katılması gerekirdi.
Yarışmaya katılan videoları izlediğimde, çoğunun TECRÜBELİ bir video hazırlayıcısı tarafından 5-6 saatte hazırlanabilecek videolar olduğunu gözlemledim.
Eğer video hazırlama konusunda gayret eksikliğiniz varsa 5-6 saatte yapılabilecek bir video için iki hafta zaman harcamanız mümkündür.
Babam elektrik teknikeriydi.
Ülkemizdeki şehir sayısının 67 olduğu yıllarda, işi gereği 64 vilayete gitmişti. Zaman zaman gördüğü ilçeleri hesaplamaya çalıştıysakta sağlıklı bir rakam elde edemedik.
Asli görevi çimento fabrikalarında elektrik tesisatı montajıydı.
Çimento fabrikası şantiyeleri yerleşim merkezlerine uzak olur ve yerleşim merkezlerine gidip gelmek problem olduğu için fabrika müdüründen amelesine kadar herkes fabrika alanındaki barakalarda ikamet ederdi.
İkamet ettiğimiz lojmanlarda fabrika santralına bağlı telefonlar olurdu. O zamanlar evlerde telefon olmadığı için telefon nadiren çalardı.
Hatırladığım kadarıyla sadece babamın evde olduğunda ve gece saatlerinde çalıyordu.
Telefon çaldığında herhangi bir yerde elektrik arızası olduğundan emin olurduk.
Babam iki kere Almanya'ya kursa gönderilmişti. Zaman zaman (valilik emriyle) tercümanlık yapması için başka şehirlere gönderilirdi.
Babamdan mesleği ile ilgili hiç bir şikayet duymadım. Tek şikayet ettiği şey seyahat etmekti.

Yaşamım boyunca öğretmenlik dahil bir çok alanda çalıştım. Zaman zaman aklımı oynatacağımı düşündüğüm zorluklar yaşadım.
Hiç bir zaman yaptığım iş ile ilgili şikayet etmek / söylenmek AKLIMA GELMEDİ. Her mesleğin kendine göre zorlukları olduğunu bilirdik.

Haklısınız empati yapamıyorum. Öğretmenlerin mesleklerinde yaşadıkları zorlukları ifade etmelerini mızmızlanmak olarak ALGILIYORUM.
Mesleğinizi severek yaptığınız zaman zorluklarından şikayet etmek aklınıza bile gelmez.
İnsanların sıklıkla yaptığı hatalardan birine düştüğünüzü görüyorum.
Kıyaslama eşitler arasında veya kendisi ile yapılır.
Örneğin bir öğrenciyi, başka bir öğrenciyle kıyaslarsanız yanlışa düşersiniz.
Öğrenciyi önceki duygu ve davranışları ile kıyaslamanız gerekir.
Öğretmenlik mesleğini diğer meslek dallarıyla kıyaslarsanız yanlışa düşmüş olursunuz.
Eğitimhane derneği 2.000 fidan ile çıta seviyesini belirlemiştir.
Bir yıldır bu çıtayı geçememiş olmakla gururlanmalı mıyız?
Seminer düzenlemenin bir maliyeti olduğu muhakkaktır.
Eleştirdiğim husus seminerin ikamet ettikleri illerde de verilmesini talep edenlerin bu maliyet konusunda bir düşünce ifade etmemiş olmalarıdır.
Her şeyi başkalarından beklemek, her şeyin  bedava olmasını beklemek ALIŞKANLIĞINDAN kurtulmalıyız. BEDEL ÖDEMESİNİ ÖĞRENMELİYİZ.
Kabaca bir istatistik verebilir misiniz?
Eğitimhane üyelerinin kaçta kaçı teknolojik çalışmalar ÜRETMEKTEDİR?
Abartılı olduğunu düşündüğüm tahminimi söyleyeyim : % 2,5
Egitimhane üyelerinin % 97,5 kadarı sadece TÜKETMEKTEDİR.
Daha fazla üretim yapan egitimhane üyesi olsaydı video yarışmasına katılım sayısı 14'te kalmazdı.
Mesajlarımdaki hangi ifadeden öğretmenleri hiçe saydığım anlamı çıkardığınızı öğrenebilir miyim?
Öğretmenlere değer verdiğim için mesajlarımda imla hatası bile yapmamaya özen gösteriyorum.
Her mesajımın başına selamlama cümlesi yazıyorum.
Aynı özeni gösteren kaç tane öğretmen var?
Mesajlarımı hüsnüniyetle bir kez daha okumanız faydalı olacaktır inancındayım.

Peki açıklamanız için teşekkür ederim.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Yazılan istisnasız tüm mesajlar için teşekkür ederim.
Geçmiş yılları dikkate aldığımda mesajlarıma yazılan cevaplardaki OLUMLU gelişmeyi gözlemliyorum.
Mesajlara cevap yazarken hangilerine öncelik vermem gerektiği konusunda kararsız kaldım.
Farklı hususlara değinmem gerekeceği için cevaplarımda bir bütünlük olmayacaktır.
Resmen rezil oldum
2005 yılı Aralık ayında web sitemiz Egitimhane adını almamışken yazmaya başladığım mesajların sayısı 5.000'i çoktan geçmiştir.
Google amcaya sorarsanız hakkımda bir kitap oluşturacak kadar bilgi sahibi olabilirsiniz.
Buna rağmen benim gibi bir ucubeyi tanımayan Egitimhane üyeleri var
Ayşegül Ekti hanıma hak vermeye başladım. Gerçektende bir yerlerde iletişim kopukluğu oluyor.

Mesajdan anladığım kadarıyla veliler öğretmen düşmanı oluyorMUŞ... Neden acaba?
Turgut Özal'ın üslubunu kullanarak söylemek istiyorum:
- Açık seçik söylüyorum, istisnasız hiç bir öğretmene düşmanlığım yok. Genel olarak velilerinde (istisnalar olabilir) öğretmenlere düşman olmadığına inanıyorum.
Velilerin, öğretmenlere düşman olduğunu düşünenler varsa ALGILAMALARINDA bir hata olup olmadığını sorgulamaları gerekir.

Konuya yazdığım hangi cümlelerde hasetlik, kibir, boş bir öz güven, saygısızlık olduğunu belirtebilir misiniz?
Konu başlığındaki hitabın "Egitimhane üyelerindeki" şeklinde olduğunu ve kıdemli bir Egitimhane üyesi olduğumu hatırlatmak isterim.

sanırım siz tüm eğitimhane üyelerinin sizin takipçiniz olduğunu falan düşünüyordunuz ki sizi tanımıyor oluşuma şaşırdınız!her konu açanın adını googla yazıp aratma gibi bir huyum yok,her üyeyi de tanımak zorunda değilim isterse 10000 mesajı olsun,ister UZMAN üye olsun bu durumu değiştirmez girdiğimiz forum konuları farklıdır,ilgi alanları farklıdır,takip ettiğimiz belli forumlar vardır...vs ayrıca mesajımda toplumda velilerin öğretmenlere olan genel tutumunu belirttim yazınızda bunlar var demedim...ve görüyorum ki sizin tutumunuz da mesajımda belirttiğim hususların bazılarını fazlasıyla barındıyor mesela KİBİR...

İnanın daha önce bu kişiyi hiç görmedim. Bu yazıları yazan nasıl bir eğitimci olabilir diyordum ki zaten eğitimci falan da değilmiş. Yazık çokkkk yazıkkkk.