Gaz LambasıBu gaz lambasının ışığında ne kadar mutlu ve ne kadar huzurluyduk.Odalarımızı, ders çalıştığımızda masa üzerinde kitap ve defterlerimizi aydınlatan gece güneşimiz ve tek aydınlatma gerecimizdi.Kimi evlerimizde de duvarda asılı ahşaptan bir lambalık olurdu ve gaz lambası bu lambalıkta muhafaza edilirdi. O zamanlar bu lamba şişesinin de kanaviçeden işlenmiş bir süslü giysisi bile olurdu. Nasıl sehpaların üzerinde kanaviçe işlenmiş örtüler varsa, aynı onlar gibiydi. Yanan lambanın fitilini fazla dışarı verdiğiniz zaman hem randımanlı bir yanma ve aydınlatma olmazdı hem de lamba şişesini islendirirdi. Tam yanma ve aydınlatma fitil daha çok lamba başlığının içinde kalır ve en fazla başlığı 5 mm. Yukarı geçerdi. Daha az aydınlatma sağlanacaksa fitil, fitili ısıran dişli çarka bağlı yuvarlak hareket kolu ile lamba başlığının içersine doğru alınırdı. Tamamen söndürüleceği vakit lamba şişesinin en uçtaki ağız boşluğundan üflenerek söndürülürdü. Sönen lambadan hemen bulunduğu yere çiğ gaz kokusu salgılanır, zamanla bu koku azalırdı. Bu kokudan rahatsız olanlar, lambanın söndürüleceği zaman; lambanın söndüğünde bu yanmamış rahatsızlık veren çiğ gaz kokusunu teneffüs etmemek için gaz lambasının dışarıda söndürülmesini isterlerdi.
- Eşine kış gelmek üzere, odun, kömür de alamadık diye ezilen adamlar,- Üzülme... Azar azar alır, çok soğuk olmazsa da yakmayız.. diyen kadınlar vardı eskiden..Şimdilerde ne yazıkki eve birgün ekmek alamasan boşanmaya kalkan kadınlar var dedim ya eskidendi herşey sevgi, saygı eskidendi işte şimdiki sevgi de para olmuş saygıda yani şimdilerde paran yoksa yapa yalnızsın evlat bile bakmıyor yüzüne
Şu an 1.454 kişi ve 10 üye var.