Bu fotoğraf, bir kandil akşamına ait
Kaya Bakkaliyesi benim dedemin bakkalıydı. Ellerinde torbalarıyla ip gibi dizilmiş bu çocuklar da o bakkalın çocukları. Bizim oralarda çocuklar, kandil akşamları, işte böyle dizilirler bakkalın önüne. Ezan saati kandil kutlamak isteyen herkes bakkaldan bir kutu alıp tek tek dolaşır çocukları ve öptürür elini, kutlatır kandilini. Kiminin kutusundan gofret düşer poşetlere, kiminden halley, kiminden çokoprens. Son derece sıradan görünebilen bu adetin gizli bir hoşluğu vardır bana göre. Biri gelsin ve kandilimi kutlasın diye beklemiyorsun, bunu çocuklara bizzat öğreterek, sevdirerek, yaşatarak aktarıyorsun. Çocuk bu, elbette mevzunun derinine bakmaz, aklı fikri hızla dolan poşetinde ve bakkaldan çıkan hacı amcanın acaba ne getirdiğindedir. Ama bu his, ruhuna bir şekilde işlenecek ve yıllar sonra bir kandil akşamında içi ince ince titreyecektir. Zaten bana göre bütün mesele, o titremeyi duyabilmektedir. Yolumuza çıkan ilk çocuğa bir kandil hediyesi verdiğimizde, çocukların yanında büyükleri arayıp hayırlı kandiller dediğimizde, komşu çocuklarına bir gofret götürdüğümüzde hallederiz bu işi. Ne olduğunu anlamaz, ama gofrete de hayır diyemez, açar, yer ve tadı damağında kalır. İşte kandil akşamları esasen, damaktaki o tattır.
Şimdi nerdesiniz, nerelerdesiniz, ne haldesiniz bilmiyorum. Hayal edin
Elimde bir çokoprens kutusu var. Açın kalbinizdeki poşetleri, birer tane atayım içine, poşetiniz kandilliklerle dolsun, hepimize hayırlı kandiller olsun