Haftanın Hikayesi Benden Yorumlar Sizden

Çevrimdışı esmanurrrr

  • Aktif Üye
  • **
  • 53
  • 5
  • 53
  • 5
# 03 Şub 2008 21:04:42
destinalila hocam hikayeler için teşekkür ederim gerçekten hayatta ders alınması gereken daha çok hikaye var tabii ki anlayana.......

Çevrimdışı exalance_37

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 110
  • 372
  • Müdür Yardımcısı
  • 110
  • 372
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Şub 2008 21:12:33
hikayeler gercekten güzel...

Çevrimdışı destinalila

  • Uzman Üye
  • *****
  • 530
  • 221
  • 530
  • 221
# 15 Şub 2008 22:45:21
Öncelikle buradan herkese teşekkür ediyorum..Hikayeleri okuyup teşekkür edenlere ve hikayeleriyle katkıda bulunanlara....

En son 21 ocakta hikaye göndermiştim.15 tatilde internet bağlantım olmadığı için gönderemedim...Tam 3 pazar geçti....Bende o yüzden şimdi, o üç pazarın hikayelerini göndereriyorum....Umarım yine hayatınızda değişen birşeyler olur.... :) :)

Çevrimdışı destinalila

  • Uzman Üye
  • *****
  • 530
  • 221
  • 530
  • 221
# 15 Şub 2008 22:47:17
     GÜLÜMSEME

   Genç kız üzgün görünen yabancıya gülümsedi. Adam kendini daha iyi hissetti.
   Geçmişte bir arkadaşının yaptığı bir iyiliği hatırladı ve ona bir teşekkür mektubu yazdı.
   Bu mektup arkadaşının öyle hoşuna gitti ki yemek yediği lokantada iyi bir bahşiş verdi.
   Bu bahsisin miktarına şaşıran garson, paranın bir kısmını yolda gördüğü fakire verdi.
   Fakir adam çok sevindi çünkü iki gündür ağzına bir lokma koymamıştı. Yemeği bittikten sonra kaldığı izbe odaya gitmek üzere yola koyuldu. Yolda soğuktan titreyen bir köpek yavrusuna rastladı ve onu alp eve götürdü. Soğuktan kurtulup başını sokacak yer bulduğu için köpekçik çok mutluydu.
   Gece evde yangın çıktı.Köpek yavrusu havlamaya başladı Bütün ev halkını uyandırana dek havladı ve böylece bütün ev halkı kurtuldu. Kurtulan çocuklardan birisi büyüdü ve cumhurbaşkanı oldu.
   Bunların olmasını sağlayan ise bir kurusa bile mal olmayan masum, sıcak ve içten bir 'GÜLÜMSEME' idi

Çevrimdışı destinalila

  • Uzman Üye
  • *****
  • 530
  • 221
  • 530
  • 221
# 15 Şub 2008 22:50:02
GERÇEK BİR ÖYKÜ
Çoğu insan eksik düşündüğü yönlerini göstermek istemez. Eksikliklerini herkesten saklamanın daha büyük bir eksiklik olduğunu anlamaz. Aşağıdaki hikayeyi okuduğunuzda bir eksikliğin üstünlüğe nasıl dönüştüğünü göreceksiniz.

9 yasındaki bir Japon çocuğun en büyük hayali günün birinde çok iyi bir judocu olmaktır. Fakat talihsiz bir trafik kazası sonucu sol kolunu tamamıyla kaybeder. Hem çocuk hem de ailesi yıkılır. Ailesi sırf çocuk oyalansın diye, Japonların en unlu hocalarından birini tutarlar.

Hoca kolları sıvar, çocuğa tek kolla yapabileceği yegane fırlatma hareketini öğretir. Gece gündüz çocukla beraber bu hareketi çalışırlar. Bir müddet sonra çocuk hareketi gayet iyi ve hızlı bir şekilde yapmaya baslar, fakat hocası çocuğa her gün saatler boyu ayni hareketi adeta ezberletir. Çocuk bu hareketten sıkılır ve yeni hareketler öğrenmek istedikçe hocası bu hareketi dünyada en hızlı sen yapana dek çalışmasını ve başka hareket öğretmeyeceğini söyler. Bir müddet sonra çocuk bu hareketi yıldırım hızıyla yapmaya alışır. Bunun üzerine hoca çocuğa artık bir turnuvaya katılma zamanının geldiğini söyler. Olacak şey değildir. Tek kollu bir judocu tek hareketle turnuvaya katılacak. Çocuk itiraz ettikçe hocası "Evlat; sen öğrendiğin hareketi yap, gerisini merak etme" diye öğütte bulunur.

1. tur 2. tur derken çocuk turlar? gayet rahat geçer. En nihayet finale gelir. tek hareket bilgisi ile finale kadar gelen çocuğun finaldeki rakibi bölgenin en iyi judocusudur. Çocuk dev cüsseli rakibini görünce korkar. Hocası yine sakindir, "evlat sen bu harekette dünyada teksin, kendi oyununu yap yeter" der. Çocuk rakibine kendi hareketini simsek hızıyla uygular, rakip kalktıkça ayni hareketi yineler. İnanılır gibi değildir, çocuk tek kolla tek hareket sayesinde şampiyon olmuştur.

Çocuk dayanamaz ve hocasına sorar "hocam inanamıyorum,ben nasıl şampiyon oldum?" der.Hocası yine sakin ifade ile söyle cevaplar, "Bu zaferin iki sırrı var oğlum.Birincisi judonun en güç hareketlerinden birini çok iyi yapabilmendir. İkincisi bu harekete karsı tek bir savunma vardır.O da hareketi yapanın sol kolunu tutmak!...

Çevrimdışı destinalila

  • Uzman Üye
  • *****
  • 530
  • 221
  • 530
  • 221
# 15 Şub 2008 22:52:14
HIC HAYALLERINIZDEN SIFIR ALDINIZ MI
           Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye çalışan bir gezgin at terbiyecisinin genç oğluna kadar uzanır. Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı.
           Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası.
           Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi.
           Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi.. İki gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir "0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı.
           "Neden "0" aldım?" diye merakla sordu hocasına, çocuk..
           "Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal" dedi, hocası..
           "Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız" ve ekledi:
           "Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm." çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı.
           "Oğlum" dedi babası "Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatin için oldukça önemli bir seçim!."
           Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına..
           "Siz verdiğiniz notunuzu değiştirmeyin" dedi.."Ben de hayallerimi..".....
           O, orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor. Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı.
           Öykünün en can alıcı yanı şu:
           Aynı öğretmen, geçen yaz 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi. çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine "Bak" dedi, "Sana şimdi söyleyebilirim. Ben senin öğretmeninken, hayal hırsızıydım. O yıllarda öğrencilerimden pek çok hayal çaldım.
           Allah' tan ki, sen, hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın."

Çevrimdışı karabulut33

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 190
  • 92
  • Müdür Yardımcısı
  • 190
  • 92
  • Müdür Yardımcısı
# 15 Şub 2008 22:55:32
Destinalila hocam hikayeler çok güzelmiş, paylaşım için teşekkürler.

Çevrimdışı ögretim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 356
  • 132
  • 356
  • 132
# 15 Şub 2008 23:29:00
destinalila teşekkürler güzel hikayeler için.Ayrıca 2.sayfada size saygısızlık olurmu  diye hikaye eklemekten çekindiğimi belirtmiştim.Siz de sakıncası olmaz demişsiniz.Teşekküredrim.İnşa llah ben de bir iki tane ekleyeceğim.izninizle tabi.

Çevrimdışı ögretim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 356
  • 132
  • 356
  • 132
# 16 Şub 2008 20:24:35
BOŞ KUTU
Adam 3 yaşındaki kızının, gayet pahalı bir hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için azarlamıştı. Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kağıdı bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmış.
Yılbaşı sabahı küçük kızı, paketi getirip "Bu senin babacığım" dediğinde üzüldü. Acaba gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına. Bir gece evvel yaptığından utanarak...
Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi. Kutunun içi boştu.
Kızına gene bağırdı:
"Birisine hediye verdiğinde kutunun içinde bir şey olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?" 
  Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı. "O kutu boş değil ki baba" dedi. "içini öpücüklerimle doldurmuştum!"Adam öyle fena oldu ki... Koştu... Kızına sarıldı... Beraberce ağladılar. Adam o altın kutuyu ömrünün sonuna kadar yatağının başucunda sakladı.
Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse, kutuya koşar, içinden minik kızının sevgi ile doldurduğu hayali öpücüklerden birini çıkarırdı.

Çevrimdışı ögretim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 356
  • 132
  • 356
  • 132
# 16 Şub 2008 20:53:12
BEŞ LİRAYA BİR ÇOCUK NE YAPAR    
 

Emine yine heyecanIı bir şekilde babasını bekliyordu. Babasını ne kadar çok sevdiğini babası dahil hiç kimseye anlatamamıştı. Anlatması da zordu. Çünkü daha beş yaşına yeni girmişti. Bu yaşta onun sözlerine kim kulak asardı ki? Fakat bir yolunu bulup babasının kendisine daha çok zaman harcamasını sağlamalıydı.
Bir türlü televizyondan ve gazete parçalarından daha kıymetli olduğunu babasına kabul ettirememişti. Onlara kızından daha çok zaman ayırıyordu. Babası eve gelir gelmez bütün sevecenliğini toplayarak;

- Babacığım siz bir saatte kaç lira kazanıyorsunuz” diye sordu. Babası bu soru karşısında şaşırmakla birlikte bir an önce televizyonda başlayan haber programlarına konsantre olmak için kızını hemen başından savmalıydı. Bunun için;

- Beş lira kızım dedi. Emine bu cevap ile hemen gitmedi. Biraz daha ısrarlı bir şekilde;

- Babacığım bana beş lira verir misin? Dedi. Babası bu muhabbetin uzamasının kendisine çok şey kaybettireceği düşünüyordu. Parayı verip hemen bu işe son noktayı koymalımıydı. Kızını üzmek de istemiyordu. Ama beş lira da çok para.
- Git kızım oyuncakların ile oyna. Beş milyon çok para. Emine odasına çekildi. Babası televizyonun karşısına hemen geçip haberleri seyretmeye koyuldu. Bu arada Emine’ nin odasından ağlama sesi gelmeye başladı. Babası televizyonu kapatıp hemen kızının yanına koştu. Yine düşüp bir yerini mi ağrıtmıştı. Odaya girdiğinde kızını yatağın içerisinde ağlar bir şekilde buldu. Kızını kucağın alıp susturmaya çalıştı Fakat hıçkırıkları
durdurmaya muvaffak olamadı iki,üç dakika bu şekilde
ağlamaya devam etti. Hıçkırık seslerin yavaşlayıp
 ağlama sesi kesilince babası:

- Kızım ne oldu. Nereden düştün. Niçin  ağlıyorsun diye sormaya başladı.Emine;
- Sen bana beşmilyon lira vermedin.
- Peki al beşmilyon lira ne yapacaksın Emine bu duruma şahit olan annesi ve babasının kanını durduracak şu güzel cevabı verdi.

- Babacığım sen bir saatte beş lira kazanıyorsun. Ben bu beş lira ile senin bir saatinin satın alacaktım. Ve o bir saatte senin ile istediğim bütün oyunları oynayacaktım

Çevrimdışı nurcany

  • Uzman Üye
  • *****
  • 625
  • 838
  • 625
  • 838
# 16 Şub 2008 22:26:36
çoğunu duymuştum gerçekten çok güzel hikayeler ama gülümsemeyi duymamıştım çok teşekkürler....

Çevrimdışı ayc

  • Üye
  • *
  • 24
  • 13
  • 24
  • 13
# 16 Şub 2008 22:40:04
Hikayeler oldukca anlamlı ve samimi.Bizlerle paylaşanlara teşekkürler..

Çevrimdışı sarı gelin

  • Aktif Üye
  • **
  • 9
  • 231
  • 9
  • 231
# 16 Şub 2008 23:31:20
Farklı bakış açıları hayatı ne kadar zenginleştiriyor. Güzel paylaşımınız için teşekkür ederim.

Çevrimdışı destinalila

  • Uzman Üye
  • *****
  • 530
  • 221
  • 530
  • 221
# 04 Nis 2008 21:34:48
8 haftadır hikaye göndermemişim.Şimdi 8 hikaye daha sizlerle paylaşacağım. ve ilki;


ZİNCİRLEME FELAKET  
   
    Hem de gerçek...  Bu olay İzmir'de geçmiş...
 
    Adamın teki arabasıyla bir genç kıza çarpıyor; kız 14-16 yaşlarında filan. Hemen arabasına atıp hastaneye götürüyor ve sağlığından endişelendiği için bekleme salonunda bekliyor. Derken, doktor görünüyor ve kızın sağlığının iyi olduğunu ama kötü bir haberi olduğunu, karnındaki bebeğin düştüğünü söylüyor. Ayrıca, kızın yaşı da küçük olduğu için polisi beklemesini istiyor. Adam polisi
 bekleyip, durumu anlatıyor. Babasının kendisi olmadığını söylüyor.
 Ancak kız, kendine geldiğinde adamı yalanlıyor ve babasının o kişi
 olduğunu çarpma hikayesinin palavra olduğunu söylüyor.
 
   Zannediyorum kız bebeğin hesabını ailesine veremeyecek durumda ve korumak istediği bir arkadaşı falan olabilir,neyse, o anda bu hikayeye devam etmenin iyi olacağını düşünüyor. Kız tabii her şeyi bilmiyor, adam hemen tahlil yapılmasını istiyor haklı olarak ve tahlil sonucunu da beklenildiği gibi yırtıyor. Ancak doktor tahlil sonucunu adama söylerken, evet bebek sizden değilmiş, yalnız zaten bebeğiniz olması imkansızmış, çünkü sizin probleminiz var, doğuştan kısırsınız diyor.
 
    Adam bunu duyunca şok oluyor çünkü iki tane kocaman çocuğu var (25 yaşlarında falan bir kız, bir erkek çocuklarmış). Karısını dava ediyor ve karısı, kocasını çok sevdiğini, zamanında çocuk sahibi olamadıkları için büyük sorunlar yaşadıklarını, onu kaybetmek istemediği için çocukları adamın en yakın arkadaşından yaptığını itiraf ediyor. Tabii boşanıyorlar ve adam kendisinin zannettiği çocuklarını 25 yıl yetiştirdikten sonra evlatlıktan reddediyor, arkadaşıyla arası açılıyor.
   
   Yani demem şu ki, dikkatli araba kullanın...:=)))

Çevrimdışı destinalila

  • Uzman Üye
  • *****
  • 530
  • 221
  • 530
  • 221
# 04 Nis 2008 21:37:25
YOLUMUZDAKİ ENGELLER

   Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacak? Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu.    Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama, kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde.
   "Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral.
   Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders vermişti.
   "Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır."

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK