İlkokuldan Akılda Kalanlar

Daha önce yazmıştım ,
şu anda tamamen betonlaşan, papatya tarlası bahçe,
o muhteşem bahçede bir çeşme , ilkbaharda açan badem çiçekleri ve yaz başında koparılan çağla bademler

ilkokulda öğretmencilik oynardık.
öğretmenimizi taklit ederdik.bir de öğretmenimizin okuyamayan öğrencileri bize zimmetleyip bunu sen okutacaksın tamam mı demesini unutamam..

10 Kasımda yakalıkları çıkarır okula o gün simsiyah giyinip giderdik.

Öğretmenimiz Beden Eğitimi derslerinde hep mendil kapmaca oynatırdı. Oyun oynamak için önce boy sırasına göre ikili sıra yaptırırdı. Sınıftaki en kısa ikinci öğrenciydim. Dolayısıyla sınıfın en kısa boylusu ve en hızlı koşan öğrencisi Türkan hep benim eşim olurdu. Ben daha mendilin olduğu arkadaşın yanına varmadan Türkan atom karınca gibi mendili alır kaçardı. Ben de seyre dalardım. Oyunu hiçbir zaman kazanamazdım. O gün bugündür Beden derslerinden nefret ederim.

Yeşil renkli bir kurdelam vardı,

Dersteyken ezan okunmustu. Yanimdaki arkadasima "Aziz Allah, şefaat Ya Resullah"denecegini soylemistim. Ogretmenim hızla gelip bana bi tokat atmıştı bunu hiç unutmuyorum.

O zamanlar askılar sınıf dışında yani koridordaydi. Gocuğumu oraya astigimi hatırlıyorum

Her öğretmenler gununde ya çorap alirdim ya da kolonya
Daha hir çok anı. .

Birinci sınıftaki öğretmenimin uzunca bir sopası vardı, Halı dövmek için kullanılanlardan. Yerinden hiç kalkmadan sopasıyla göstererek fiş okuturdu, okuyamadığımızda yine yerinden kalkmadan sopayla kafamıza vururdu. Arka sıradakiler okuyamadığında  ise sopanın menzil alanı içinde bir noktaya çağırır yine yerinden kalkmadan kafalarına vururdu.
İlkokul 4 te öğretmenimiz yeni bir ev almıştı.Okula yakın bir yerde iki katlı,bahçeli güzel bir ev. Bir gün geziye gidiyoruz diye sıraya soktu bizleri. Evinin bahçesindeki taşları temizletmişti.
İlkokul 2 de derste uyuduğumu hatırlıyorum. Yok dayak yemedim bunun için.
Kooperatiften paramız yetmediğinde yarım ve çeyrek simit aldığımızı hatırlıyorum.
Danışma nöbetçisiyken  müdür yardımcısının altılı ganyan kuponunu yatırdığımı hayırlıyorum
Yine ilkokul 4 te öğretmenimizin okuldaki diğer öğretmenlere verdiği hamsi partisi için kız öğrencilere hamsi temizlettiğini hatırlıyorum

Birinci sınıftaki öğretmenim uzunca bir sopası vardı, Halı dövmek için kullanılanlardan. Yerinden hiç kalkmadan sopasıyla göstererek fiş okuturdu, okuyamadığımızda yine yerinden kalkmadan sopayla kafamıza vururdu. Arka sıradakiler okuyamadığında  ise sopanın menzil alanı içinde bir noktaya çağırır yine yerinden kalkmadan kafalarına vururdu.
İlkokul 4 te öğretmenimiz yeni bir ev almıştı.Okula yakın bir yerde iki katlı,bahçeli güzel bir ev. Bir gün geziye gidiyoruz diye sıraya soktu bizleri. Evinin bahçesindeki taşları temizletmişti.
İlkokul 2 de derste uyuduğumu hatırlıyorum. Yok dayak yemedim bunun için.
Kooperatiften paramız yetmediğinde yarım ve çeyrek simit aldığımızı hatırlıyorum.
Danışma nöbetçisiyken  müdür yardımcısının altılı ganyan kuponunu yatırdığımı hayırlıyorum
Yine ilkokul 4 te öğretmenimizin okuldaki diğer öğretmenlere verdiği hamsi partisi için kız öğrencilere hamsi temizlettiğini hatırlıyorum

Sizin öğretmenleriniz de tüm özel işlerini size yaptırmış maşallah yani ..

 Türkçe kitabımızda bir hikaye vardı; Altın Pencereli Ev. Ne zaman pencereleri güneşte altın gibi parlayan evler görsem bu hikaye gelir aklıma. Neden bu kadar aklımda kaldıysa...

adanadayız..öğretmenim "çocuklar yarın Atatürk'ün evini ziyarete gidecez dedi."ben de hemen atladım.. öğretmenim selaniğe mi gidecez
(Atatürk'ün adanada evi olduğunu nerden bilim ki)

Azı dişlerimle kütür kütür elma yerdim... Ön dişlerim çıkmıştı veya sallanıyordu...)

  Öğretmenimin hediyesi olan ve ilk okuduğum kitap "çilli horoz"u okurken duyduğum haz. Öğretmenimizin bazı cuma günleri bize misafir olması:)))

Çokomel vardı parlak ,folyo kağıtlı,renk renk ,üzerinde çizgi film karakterleri olurdu,onları yedikten sonra kağıtları tırnağımızla düzleştirip defterimizin arasına koyardık,defterlerimize kenar süsü yapardık. hey gidi günler.. güzeldi

Oyundan sonra bahçedeki çeşmeden kana kana içtiğimiz su ...

Birinci sınıftaki öğretmenimin uzunca bir sopası vardı, Halı dövmek için kullanılanlardan. Yerinden hiç kalkmadan sopasıyla göstererek fiş okuturdu, okuyamadığımızda yine yerinden kalkmadan sopayla kafamıza vururdu. Arka sıradakiler okuyamadığında  ise sopanın menzil alanı içinde bir noktaya çağırır yine yerinden kalkmadan kafalarına vururdu.
İlkokul 4 te öğretmenimiz yeni bir ev almıştı.Okula yakın bir yerde iki katlı,bahçeli güzel bir ev. Bir gün geziye gidiyoruz diye sıraya soktu bizleri. Evinin bahçesindeki taşları temizletmişti.
İlkokul 2 de derste uyuduğumu hatırlıyorum. Yok dayak yemedim bunun için.
Kooperatiften paramız yetmediğinde yarım ve çeyrek simit aldığımızı hatırlıyorum.
Danışma nöbetçisiyken  müdür yardımcısının altılı ganyan kuponunu yatırdığımı hayırlıyorum
Yine ilkokul 4 te öğretmenimizin okuldaki diğer öğretmenlere verdiği hamsi partisi için kız öğrencilere hamsi temizlettiğini hatırlıyorum

Yazıklar olsun böyle öğretmene.

Çokomel vardı parlak ,folyo kağıtlı,renk renk ,üzerinde çizgi film karakterleri olurdu,onları yedikten sonra kağıtları tırnağımızla düzleştirip defterimizin arasına koyardık,defterlerimize kenar süsü yapardık. hey gidi günler.. güzeldi

Evet Ogretmenim ben de çok yapardım