Herkese günaydın
Hep okuma yavaşlığından dert yanılıyor. Bir kere bunun nedeni doğal olarak bütünü görmeye proglamlı olan beyinlerin işleyişini altüst edip çocukları sesi ve heceyi görmeye zorlamamız. Yani çocukların suçu yok onları yavaş okumaya biz zorluyoruz aslında. Keşke, gerçek ismi "ses temelli cümle yöntemi" olan bu yöntemi "ses yöntemi"ne dönüştürüp uygulamasaydık. Şimdi yapılması gereken beyinleri tekrar bütünü görmeye alıştırmak. Okuma yarışı işe yarar ama aynı zamanda çocukları inanılmaz bir strese sokar. Hele aileyi de işe katarsanız bu sefer hırslı aileler çocuğa aşırı baskı yapmaya başlar. Bu durum iyi sonuç veriyor gibi görünse de uzun vadede çocuğu okumaktan soğutuyor. Sonra bir sınıf dolusu zorlanmadan, ödül verilmeden kitap okumayan çocuk oluyor.
Kitaplığınıza biraz yatırım yapıp bildiğimiz sıradan kitaplar yerine büyük boy, bol resimli ve harika öyküleri olan kitaplar alabilirsiniz. Behiç Ak'ın muhteşem kitapları var mesela. Sara Şahinkanat da önerebilirim. İş Bankası Kültür Yayınları ve Can Çocuk'un da çok güzel kitapları var. Bir de bu aralar her yerde satılan 1 liralık minik kitaplar var. Onlar da umulmayacak şekilde güzel, bol ve güzel resimleri ve özgün öyküleri olan kitaplar. Çocuklarınızın önüne "beni oku" diye bağıran böyle kitaplar koyarsanız zevkle okuyacaklardır.
Masal okuma yarışmaları düzenleyebilirsiniz. Ama ödülünüz alkış olur mesela. Ya da kısacık bir masalı hepsi okuyup çalışır sonra hep bir ana sınıfına ziyarete gidip kardeşlerine okurlar.
Daha önce bahsetmiştim Autorap diye bir uygulama var telefonlarda. Bir kısa tekerlemeyi çalışırlar güzel okuyanların okumasını kaydedip rap müzik parçasına dönüştürürsünüz hep beraber dinleyip dans edersiniz. Okumak için birbirleriyle yarışacaktır.
Önemli önemsiz her belirli gün ve hafta için kısa bir şiirden şiir korosu yapabilirsiniz mesela. Müdürünüz desteklerse giriş törenlerinde tüm okula sunabilirsiniz de.
Yani bu işi stres altında yaşanan bir yarışma ortamından çıkarıp herkesin eğlendiği bir şekle sokarsanız farkı görebilirsiniz. Sizin için de okul daha az yorucu ve keyifli bir yer olur.
Önceki birlerimde uyguladığım çok da keyifli ve verimli bir oyun var. Bir sayfaya bir tablo oluşturuyorum. Atıyorum 5x10 bölmeli. Diyelim on tane sözcük belirliyorum. Hepsini beşer kez olacak şekilde tabloya karışık şekilde yerleştiriyorum. Her çocuğuma tabloyu dağıtıp bir sözcük söylüyorum. Ben belirlediğim sayıya kadar sayarken onlar o sözcükten beşini de bulup renkli kalemle işaretliyor. Bitiren parmak kaldırıyor. Kontrol edip doğruysa tahtada yıldız veriyorum. Süre içinde bitiren herkes yıldız alıyor. Oyun sonunda herkes yıldızlarını sayıyor ve hepsi alkışlanıyor.
Çocuklar rekabeti sever ama bunu yıkıcı bir rekabete dönüştürünce ucuna büyük ödüller koynca başarılıları ödüle ve onaylanmaya bağımlı ve ucunda ödül olmadan herhangi birşey yapmayan, geriden gelenleri de başarısızlığa mahkum yetiştirmiş oluruz. Bunun yerine onlara okumayı sevdirsek hem kendilğinden kitap okuyan çocuklarımız olur, hem de zaten onlar kendi aralarında çok da centilmence rekabet ederler.
Hepinize huzurlu bir hafta sonu dilerim