öğretmenim diktemiz zaten öğrencilerin genelinin yazabildiği kelimelere yeni öğrendiğimiz kelimeyi ilave ederek oluyor örneğin Ela et al.
Ela et ye.
Ela eti ye.
gibi yoksa uzun ve zor kelimeleri zaten seçmiyorum ve uğraşmıyorum
eve verdiklerim de kelimeyi oku bununla ilgili kendin cümle yaz şeklinde
evde gereken destek olmayınca bizim işimiz biraz daha zor oluyor
Öğretmenim benim söylediğim şekliyle çalışınca zaten veliye hiç ihtiyaç kalmıyor. anne babaları okuma yazma bilmeyen çocuklarla çalışıyorum.
Hiç yardım etmeseler çocuğa hiç bir şey öğretmeseler çok daha iyi yalan yanlış öğretiyorlar çocukta var olan zekayı da heba ediyorlar.
Eğitimci olan biziz. Onlar bize araç gereciyle eksiksiz mutlu bir çocuk göndersin yeter.
Eve ödev olarak dikte vermeyin neden diyorum ben... Evde kim bilir nasıl yazdırıyorlar. Velilerinizin hepsi öğretmen mi?
Düşünün ki biz kendimiz bir okuldan bir başka okula gidince bile veli öğrenci profili değişiyor bunu biliyoruz. bir öğrencinin sınıf değiştirmesi öğretmen değiştirmesi ne demek bunu biliyoruz. Herkesin yoğurt yiyişi farklı bunu biliyoruz.
Evde veliyle çalışması gerektiğinde bu çocuğa bir annesi bir babası bir ablası bir abisi bir dayısı teyzesi halası bir de komşunun çocuğunun yardım ettiğini düşünün... Her birinin yöntemi farklı...
Ne gerek var çocuğa başkasıyla çalışmasını gerektirecek ödev vermeye...
Geçen gün marketteyim iki veli konuşuyor. bu öğretmenlerin diyor aldığı para helal değil. Çocuğa diyor yazıyı ben yazdırıyorum okumayı diyor ben yaptırıyorum. toplama çıkarma bir sürü diyor ödev gönderiyor sınıfta sanki çocuk hiç bunları duymamış gibi diyor...
Herkes öğretmenlik yapınca işte böyle dile düşüyoruz.
Herkes öğretmen olamaz diyorsak bunu önce biz kabul etmeliyiz...