Bir gazete yazarının yazısında şöyle bir paragraf var;
Okuma yazma sanıldığı gibi yüzde yüz somut değerlendirilecek bir kavram değildir. Kurdela takmak için ölçümüz nedir? Ne kadar okuyunca kurdela takmalıyız? Hiç düşündünüz mü kurdela takılmayan öğrencide nasıl bir psikolojik eziklik oluşur?
Yazık değilmi, daha okula başladığı ilk sınıfta çocuklara eğitim adı altında bu acıyı tattırmaya ne hakkımız var. Birkaç tane öğrencinin mutlu olması için sınıfın diğer öğrencilerini mutsuz etmeye ne hakkımız var. Bu mutsuz öğrenciler ilköğretimin ilk sınıfında yaşamış olduğu bu olumsuzluğu ömrü boyunca hissedecek ve belki de toplumumuzda problemli insan olarak ileride karşımıza çıkacaktır.
Bilmiyorum ama sanırım ben sözlü pekiştireç kullanmayı tercih ederim...
1.sınıftayken öğretmenim 2 kişiye kurdela takmıştı.Halbuki bende onlar gibi okuyordum ama bana takmamıştı ve evdekiler bana neden kurdela takılmadığını sorduklarında cevap verememiştim.Hala onun ve sülalesinin kulaklarını çok çınlatırım o öğretmenimin.
Şu elma işide aynı mantık bence.En karşı olduğum durum bu.
Benim yaptığım şeyi söyleyeyim: Çocuk çok başarılıysa ondan zor ama yapabileceği bir şey yapmasını isterim.Yaparsa alır çikolatasını veya ne dağıtıyorsam.
Geriden gelen çocuğada zor ama yapabileceği etkinlik veririm.Yaparsa o da kazanır.Kazanamayanlar diğer gün istediğimi yapabilirse yine kazanır.
Ve hiiiiiççç bir zararını görmedim.Genelde de 1.gün kazanamayanlar 2.gün kazanır.