Başlık "ilkokuma Yazma Günlüğü" olunca ve gün denilen şey pek çok yaşanmılığı içerince size burda konuşulanlardan farklı bir şey sormak istiyorum. Bu yıl ilk öğretmenlik deneyimim ve birinci sınıf okutuyorum. Yıllar boyunca hayalini kurduğum işi yapıyorum yani. Ama hayallerde umulan gerçekte bulunamayınca istifa etmeye kadar varan düşünceler aklıma doluşuyor. Her mesleğin ilk yılları böyle olur denilse de kendimi toparlamakta ve işimi keyif alarak yapta zorlanıyorum. Sizlerin bu konuyla ilgili benzer yaşanmışlıklarınız olmuş muydu ve nasıl üstesinden gelmiştiniz?
Yazdıklarınızı okuyunca benim göreve başladığım ilk yıllarım aklıma geldi.Anlaşılan doğunun ücra bir köşesinde görev yapıyorsunuz.Ben sizi çok iyi anlıyorum.Okulda öğretilenlerle orda gördüklerim,yaşadıklarım çok farklıydı.Ben de doğunun en ücra köşesine Van'ın İran sınırına atandım.1,2,3. sınıfları verdiler bana. 57 öğrenci ve sadece 5 tanesi çat pat okuma yazma biliyor ve de çoğu Türkçe bilmiyor.Düşünebiliyor musunuz bu kadar öğrenciyi benim şimdi bile gözüm kesmiyor.Bunun yanında lojmanda başkaları kaldığı için 1 ay muhtarın evinde kaldım.Yaşam farklı,kültür farklı dil farklı.Ben de çok düşündüm acaba geri mi dönsem diye ama hep direkten döndüm sabredin elbet bugünlerde geçecektir.Siz oralara kolay gelmediniz,aileniz sizi oralara gönderene kadar neler çekti bunları düşünün..Belki sonra tekrar isteseniz de dönemeyeceksınız bunları da düşünün.Sizin başınıza gelenler ,çoğu Eğitimhane üyesinin başına da gelmiştir..