İstanbul Ve Tam Gün Eğitim...

Arkadaşlar
İyimser düşünüyorum.Diyelim ki yeni bir sürü okul yapıldı,normlar eritildi,tam güne geçildi.Trafik ne olacak?İtalya'da okulların giriş ve çıkış saatlerinde trafiğe belirli araçlar çıkabiliyor.Devlet daireleri,bankalar açılış saatlerini okullara göre ayarlıyor.Biz bunu yapar mıyız?
Adana'da haziran seminerinin ilk günü 15 dakikalık yolu 1 saatte aldım.Nedeni öğretmenler ve memurlar aynı saatte yolda diye.Ortada öğrenci olmaması da avantajımızdı.
Biz Adana'da bunu yaşadıysak herşeyi halledip tam güne geçildiğinde İstanbul'dakiler ne yapar,bana kabus gibi geliyor.

Hocam Adana 'da görev yaptım ben de.  Nerden nereye gidiyordunuz bilmiyorum ama memur ve öğretmenler aynı anda yolda diye o kadar trafik olmaz, mutlaka kaza yada yol çalışması vardır. Kışla mah ile İncirlik arası gittim alti sene. Adana' dan sonra şimdi bir yıldır İstanbul da görev yapıyorum. Sizin de ifade ettiğiniz gibi trafik sıkıntı.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Bahsettiğiniz durum SANAYİ TOPLUMU olmanın DOĞAL BİR SONUCUDUR.
Sanayi toplumlarında tarım ve hayvancılıkla uğraşan nüfus azalır.

Ankara'daki OSTİM Organize Sanayi Bölge Müdürlüğünün web sayfasındaki sloganı şu şekildedir :

17 Ana Sektör
139 İşkolu
ONBİNLERCE Farklı Ürün
Ostim İhtiyaçları Üretir

Milli sanayimizin diğer ürünler hakkında şu linklerde bilgi bulabilirsiniz :

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

hocam sanayileşmenin sonucu falan değildir tarımda gerileme. plansızlıktır. mesela karabük demir çelik fabrikası nasıl yapılmıştır biliyor musunuz? yahut ithal tarım ürünü aldığımız ülkeler sanayi de çok mu geride. attığınız linklerin çoğu savunma sanayi. şunu hatırlatmak isterim. bu ülke uçak üretip satıyordu 1936 yılında.
ne üretiyoruz derken hangi markamız var hocam sanayi siteleri yapmak maharet değil.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Konuya FARKLI yönden bakabilmeniz için bir kaç soru yöneltmek istiyorum.

1) Yetersiz derslik problemini yaşayacak olan kimlerdir? Devlet mi? Toplum mu? Eğer problemi yaşayacak olan toplum ise problemi çözmesi gereken de toplum olması gerekir.

2) Çok fazla öğretmenin norm fazlası durumuna düşmesi kimin için problemdir? Eğer devlet için bir problem ise, farklı yer ve konumlandırma yaparak problemi çözebilir. Eğer norm fazlası durumuna düşmek öğretmenler için bir problem ise, öğretmenlerin bu konuda neler yaptığını öğrenmek isterim.

3) Bir işveren adil olmak zorunda mıdır? Çalışanlar, işverenlerine ne yapması gerektiğini söyleme hakkına sahipler midir? İşveren istediği kişilerle çalışmak hakkına sahip midir? İşveren çalışanları istediği yer ve konumda çalıştırma hakkına sahip midir?

4) Devletten işveren olur mu / olmalı mıdır?

hocam yani ne yapmalı toplum derslik ihtiyacı için? okul mu yapmalı? ya da devletin aldığı kararla norm fazlası olan öğretmen ne yapmalı? soru soruyorsunuz ama çözüm yok. çözümü de toplum bulmalı değil mi? 2007 yılında bitişik eğik yazıya geçilmesin uyarılarını dinlemeyn devlet 10 yıl sonunda ee biz öğretmenlerin seçimine bıraktık isteyen dik temel yazıyı öğretsin gibi bir uygulama başlatan da devlet. toplumu dinlemeyen ama her çözümü toplumdan bekleyen devlet sizin tarif ettiğiniz.
ben yaptım oldu, su akar yolunu bulur, kervan yolda düzülür, mantığıyla sonuç alınmaz.

hocam yani ne yapmalı toplum derslik ihtiyacı için? okul mu yapmalı? ya da devletin aldığı kararla norm fazlası olan öğretmen ne yapmalı? soru soruyorsunuz ama çözüm yok. çözümü de toplum bulmalı değil mi? 2007 yılında bitişik eğik yazıya geçilmesin uyarılarını dinlemeyn devlet 10 yıl sonunda ee biz öğretmenlerin seçimine bıraktık isteyen dik temel yazıyı öğretsin gibi bir uygulama başlatan da devlet. toplumu dinlemeyen ama her çözümü toplumdan bekleyen devlet sizin tarif ettiğiniz.
ben yaptım oldu, su akar yolunu bulur, kervan yolda düzülür, mantığıyla sonuç alınmaz.

+

Sayın hocam onu bunu bilmem dopuya giderken şark 3 yıldı.7 yıl yüksekova macerası ardından 5 yıl istanbul un varoş yeri  234 puanla memleketime gidemiyorum.rezillikten başka birşey değil.çözümü üretecek olan bakanlık.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Toplum olarak sorumluluktan kaçmaya meyilliyiz.
Sizin yaşadığınız sıkıntılar bakanlığı neden ilgilendirsin ki?
Bakanlığın, öğretmen görevlendirme ile ilgili bir problemi olduğunu sanmıyorum.
İstediği kişiyi istediği yerde görevlendiriyordur.
Bakanlığın sizi memleketinizde çalıştırmak gibi bir zorunluluğu da yoktur.

Kendi problemlerimizi başkalarının çözmesini beklememeliyiz. Kendi çözümlerimizi üretmeliyiz.

hocam sanayileşmenin sonucu falan değildir tarımda gerileme. plansızlıktır. mesela karabük demir çelik fabrikası nasıl yapılmıştır biliyor musunuz?
yahut ithal tarım ürünü aldığımız ülkeler sanayi de çok mu geride. attığınız linklerin çoğu savunma sanayi. şunu hatırlatmak isterim. bu ülke uçak üretip satıyordu 1936 yılında.
ne üretiyoruz derken hangi markamız var hocam sanayi siteleri yapmak maharet değil.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Ülkemizin tarımında gerileme olduğu ve plansızlık olduğu ifadesi bir ÖN YARGIDIR. Hiç bir dayanağı yoktur.
Karabük demir çelik fabrikasının nasıl yapıldığını bilmiyorum.
Bununla birlikte 1994 yılında dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in 1 liraya ÇALIŞANLARINA devrettiğini biliyorum.
Devlet çalıştırdığında zarar eden kurum, çalışanlar tarafından çalıştırılmaya başlanınca kar etmeye / ihracat yapmaya başladı.
Demek ki, devlet çok kötü bir işadamı / çok kötü bir işverenmiş

Turgut Kuzan ilkeleri 6. madde şu şekildedir :
Kıyaslama, eşitler arasında veya geçmiş ile yapılır. Ülkemi, başka ülkelerle değil, geçmişi ile kıyaslıyorum. Öğrencimi / evladımı, arkadaşlarıyla değil, kendisi ile kıyaslıyorum.

100 metre yükseltisini "dağ" diye isimlendiren bir ülke ile bölgeler arasında geçit açabilmek için km'lerce uzunlukta tüneller yapmak zorunda kalan bir ülkeyi kıyaslarsanız hatalı sonuca ulaşırsınız.

Terör örgütlerinin UMURSAMADIĞI bir ülkeyle, ülkemizi kıyaslarsanız  hatalı sonuca ulaşırsınız.

3-5 milyon nüfusa sahip bir ülkeyle 80 milyonluk  ülkemizi kıyaslarsanız  hatalı sonuca ulaşırsınız.

783.562 km2 yüzölüçümü ile 20 milyonu besleyen Türkiye ile DEĞİŞMEYEN yüzölçüm ile 80 milyonu besleyen Türkiye'yi aynı kefeye koyarsanız  hatalı sonuca ulaşırsınız.

Kıyaslamada kullandığınız ölçülere dikkat etmelisiniz.

Sanayileşmiş toplumların tamamında savunmaya sanayi, sanayinin MOTORU konumundadır.

Anladığım kadarıyla "Batı kafasını" kullanmayı tercih ediyorsunuz.

(Batı kafası deyimi için bakınız :  [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Size göre (batıı kafasına göre), sanayi toplumlarının marka ürünleri olur.
Marka ürününüz yoksa sanayileşmemiş demeksiniz.

Ben doğu kafasını kullanıyorum. Marka ürün olmadan da sanayi toplumu olunabilir.
Türkiye  benzeri bir çok sanayi toplumunun da marka ürünleri yoktur.
(İstisna olarak,  hizmet, tekstil gibi alanlarda bir kaç tanede olsa marka ürünümüz olduğunu belirtmek isterim.)

hocam yani ne yapmalı toplum derslik ihtiyacı için? okul mu yapmalı? ya da devletin aldığı kararla norm fazlası olan öğretmen ne yapmalı?
soru soruyorsunuz ama çözüm yok. çözümü de toplum bulmalı değil mi?
2007 yılında bitişik eğik yazıya geçilmesin uyarılarını dinlemeyn devlet 10 yıl sonunda ee biz öğretmenlerin seçimine bıraktık isteyen dik temel yazıyı öğretsin gibi bir uygulama başlatan da devlet.
toplumu dinlemeyen ama her çözümü toplumdan bekleyen devlet sizin tarif ettiğiniz.
ben yaptım oldu, su akar yolunu bulur, kervan yolda düzülür, mantığıyla sonuç alınmaz.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Soruları "konuya FARKLI yönden bakabilmeniz" için sorduğumu belirtmiştim.
Çözüm yok değil. Söylemek istediğim problemlerimizin  çözümünü başkalarından beklemek hatasını yaptığımızdır.
Yaşadığınız problemden bahsediyorsunuz, çözüm için hiç bir şey yapmıyorsunuz.
Problemi devlet çözsün istiyorsunuz. Sizin probleminizi devlet niye çözsün ki?

Ülkemizde bitişik el yazısı problemi olduğundan nüfusun ne kadarının HABERİ VARDI? %1 , %2...
Hadi biraz abartalım toplumun %10'nunun ülkemizde  bitişik el yazısı problemi olduğundan haberdar olduğunu varsayalım.
Devlet toplumun %10'nun talepleri doğrultusunda mı kararlar almalıdır?

Bugün dik temel yazı öğretilmesi gerektiği görüşünü savunan kişiler 3-5 yıl sonra KALEMLE yazı yazmayı öğretmeyelim demeye başladıklarında bugünkü düşüncelerinin YANLIŞ olduğunu kabul edecekler midir?

19 Nisan 2010 tarihinde
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde paylaştığım düşünceye hiç bir öğretmen destek vermemişti.

Forumdaşlarım 14 Ocak 2015  tarihinde
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkindeki haber paylaşıldığında konu ile ilgili OLUMLU düşüncelerini belirtmeye başladılar.

Forumdaşlarımın bir konuya OLUMLU yaklaşabilmesi için yabancı kaynaklı olması zorunluluğu var sanıyorum.

Ben yaptım oldu, su akar yolunu bulur, kervan yolda düzülür, mantığıyla sonuç alınamayacağını neye dayanarak söylüyorsunuz?
Ülkemizde yıllardır bu yöntemle OLUMLU sonuçlar alınmaktadır.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Toplum olarak sorumluluktan kaçmaya meyilliyiz.
Sizin yaşadığınız sıkıntılar bakanlığı neden ilgilendirsin ki?
Bakanlığın, öğretmen görevlendirme ile ilgili bir problemi olduğunu sanmıyorum.
İstediği kişiyi istediği yerde görevlendiriyordur.
Bakanlığın sizi memleketinizde çalıştırmak gibi bir zorunluluğu da yoktur.

Kendi problemlerimizi başkalarının çözmesini beklememeliyiz. Kendi çözümlerimizi üretmeliyiz.

Anlaşılan o ki siz ya başka boyuttasınız ya da tuzu kuru olanlardan

Masallah  turgutkuzan burda orda her yerde yaziyor da yaziyor

Hocam Adana 'da görev yaptım ben de.  Nerden nereye gidiyordunuz bilmiyorum ama memur ve öğretmenler aynı anda yolda diye o kadar trafik olmaz, mutlaka kaza yada yol çalışması vardır. Kışla mah ile İncirlik arası gittim alti sene. Adana' dan sonra şimdi bir yıldır İstanbul da görev yapıyorum. Sizin de ifade ettiğiniz gibi trafik sıkıntı.

Adana'da görev yaptığınızı biliyorum öğretmenim.O zamanlar da sizinle burda görüşürdük.
Hayalpark'tan Metro yolunda kanala kadar hatta Valilik durağına kadar çok yoğundu.Herhangi bir sorun da yoktu.Hatta bu forumda aliyildirim66 öğretmenimle konuşmuştum.Çünkü o da aynı güzergahtan gelmişti.
En trafik sıkıntısı olmaz dediğimiz yerde bile okul saatleri yüzünden oluyorsa ve biz daha buna çözüm bulamadıysak neyine okul yapılsın da normlar eritilsin,tam güne geçilsin.Böyleyken en azından bir kısmı farklı saatlerde trafiğe çıkıyor.

Adana'da görev yaptığınızı biliyorum öğretmenim.O zamanlar da sizinle burda görüşürdük.
Hayalpark'tan Metro yolunda kanala kadar hatta Valilik durağına kadar çok yoğundu.Herhangi bir sorun da yoktu.Hatta bu forumda aliyildirim66 öğretmenimle konuşmuştum.Çünkü o da aynı güzergahtan gelmişti.
En trafik sıkıntısı olmaz dediğimiz yerde bile okul saatleri yüzünden oluyorsa ve biz daha buna çözüm bulamadıysak neyine okul yapılsın da normlar eritilsin,tam güne geçilsin.Böyleyken en azından bir kısmı farklı saatlerde trafiğe çıkıyor.

Doğrudur hocam haklısıniz. Saygılar

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Soruları "konuya FARKLI yönden bakabilmeniz" için sorduğumu belirtmiştim.
Çözüm yok değil. Söylemek istediğim problemlerimizin  çözümünü başkalarından beklemek hatasını yaptığımızdır.
Yaşadığınız problemden bahsediyorsunuz, çözüm için hiç bir şey yapmıyorsunuz.
Problemi devlet çözsün istiyorsunuz. Sizin probleminizi devlet niye çözsün ki?

Ülkemizde bitişik el yazısı problemi olduğundan nüfusun ne kadarının HABERİ VARDI? %1 , %2...
Hadi biraz abartalım toplumun %10'nunun ülkemizde  bitişik el yazısı problemi olduğundan haberdar olduğunu varsayalım.
Devlet toplumun %10'nun talepleri doğrultusunda mı kararlar almalıdır?

Bugün dik temel yazı öğretilmesi gerektiği görüşünü savunan kişiler 3-5 yıl sonra KALEMLE yazı yazmayı öğretmeyelim demeye başladıklarında bugünkü düşüncelerinin YANLIŞ olduğunu kabul edecekler midir?

19 Nisan 2010 tarihinde
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde paylaştığım düşünceye hiç bir öğretmen destek vermemişti.

Forumdaşlarım 14 Ocak 2015  tarihinde
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkindeki haber paylaşıldığında konu ile ilgili OLUMLU düşüncelerini belirtmeye başladılar.

Forumdaşlarımın bir konuya OLUMLU yaklaşabilmesi için yabancı kaynaklı olması zorunluluğu var sanıyorum.

Ben yaptım oldu, su akar yolunu bulur, kervan yolda düzülür, mantığıyla sonuç alınamayacağını neye dayanarak söylüyorsunuz?
Ülkemizde yıllardır bu yöntemle OLUMLU sonuçlar alınmaktadır.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Soruları "konuya FARKLI yönden bakabilmeniz" için sorduğumu belirtmiştim.
Çözüm yok değil. Söylemek istediğim problemlerimizin  çözümünü başkalarından beklemek hatasını yaptığımızdır.
Yaşadığınız problemden bahsediyorsunuz, çözüm için hiç bir şey yapmıyorsunuz.
Problemi devlet çözsün istiyorsunuz. Sizin probleminizi devlet niye çözsün ki?

Ülkemizde bitişik el yazısı problemi olduğundan nüfusun ne kadarının HABERİ VARDI? %1 , %2...
Hadi biraz abartalım toplumun %10'nunun ülkemizde  bitişik el yazısı problemi olduğundan haberdar olduğunu varsayalım.
Devlet toplumun %10'nun talepleri doğrultusunda mı kararlar almalıdır?

Bugün dik temel yazı öğretilmesi gerektiği görüşünü savunan kişiler 3-5 yıl sonra KALEMLE yazı yazmayı öğretmeyelim demeye başladıklarında bugünkü düşüncelerinin YANLIŞ olduğunu kabul edecekler midir?

19 Nisan 2010 tarihinde
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde paylaştığım düşünceye hiç bir öğretmen destek vermemişti.

Forumdaşlarım 14 Ocak 2015  tarihinde
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkindeki haber paylaşıldığında konu ile ilgili OLUMLU düşüncelerini belirtmeye başladılar.

Forumdaşlarımın bir konuya OLUMLU yaklaşabilmesi için yabancı kaynaklı olması zorunluluğu var sanıyorum.

Ben yaptım oldu, su akar yolunu bulur, kervan yolda düzülür, mantığıyla sonuç alınamayacağını neye dayanarak söylüyorsunuz?
Ülkemizde yıllardır bu yöntemle OLUMLU sonuçlar alınmaktadır.

O kadar lafı uzatıyorsunuz ki... Nedir problemin çözümü sizce öneriniz nedir? Eğitim öğretim anayasayla devletin sorumluluğundadır. derslik problemi , norm problemi ile ilgili çözüm önerileriniz nelerdir?
sizin çok ufak gördüğünüz yüzdeler binlerce çocuk demek, bu çocukların gelişiminde ki problemler , sonra ki yıllarda açacağı hasarlar sizin için önemsiz midir?

Doğrudur hocam haklısıniz. Saygılar

Saygı bizden öğretmenim 🙋

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Ülkemizin tarımında gerileme olduğu ve plansızlık olduğu ifadesi bir ÖN YARGIDIR. Hiç bir dayanağı yoktur.
Karabük demir çelik fabrikasının nasıl yapıldığını bilmiyorum.
Bununla birlikte 1994 yılında dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in 1 liraya ÇALIŞANLARINA devrettiğini biliyorum.
Devlet çalıştırdığında zarar eden kurum, çalışanlar tarafından çalıştırılmaya başlanınca kar etmeye / ihracat yapmaya başladı.
Demek ki, devlet çok kötü bir işadamı / çok kötü bir işverenmiş

Turgut Kuzan ilkeleri 6. madde şu şekildedir :
Kıyaslama, eşitler arasında veya geçmiş ile yapılır. Ülkemi, başka ülkelerle değil, geçmişi ile kıyaslıyorum. Öğrencimi / evladımı, arkadaşlarıyla değil, kendisi ile kıyaslıyorum.

100 metre yükseltisini "dağ" diye isimlendiren bir ülke ile bölgeler arasında geçit açabilmek için km'lerce uzunlukta tüneller yapmak zorunda kalan bir ülkeyi kıyaslarsanız hatalı sonuca ulaşırsınız.

Terör örgütlerinin UMURSAMADIĞI bir ülkeyle, ülkemizi kıyaslarsanız  hatalı sonuca ulaşırsınız.

3-5 milyon nüfusa sahip bir ülkeyle 80 milyonluk  ülkemizi kıyaslarsanız  hatalı sonuca ulaşırsınız.

783.562 km2 yüzölüçümü ile 20 milyonu besleyen Türkiye ile DEĞİŞMEYEN yüzölçüm ile 80 milyonu besleyen Türkiye'yi aynı kefeye koyarsanız  hatalı sonuca ulaşırsınız.

Kıyaslamada kullandığınız ölçülere dikkat etmelisiniz.

Sanayileşmiş toplumların tamamında savunmaya sanayi, sanayinin MOTORU konumundadır.

Anladığım kadarıyla "Batı kafasını" kullanmayı tercih ediyorsunuz.

(Batı kafası deyimi için bakınız :  [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Size göre (batıı kafasına göre), sanayi toplumlarının marka ürünleri olur.
Marka ürününüz yoksa sanayileşmemiş demeksiniz.

Ben doğu kafasını kullanıyorum. Marka ürün olmadan da sanayi toplumu olunabilir.
Türkiye  benzeri bir çok sanayi toplumunun da marka ürünleri yoktur.
(İstisna olarak,  hizmet, tekstil gibi alanlarda bir kaç tanede olsa marka ürünümüz olduğunu belirtmek isterim.)

dayanağı yok mudur?
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
saman ithal ettiğimizi daha önce söylemiştim. pancar üretmiyoruz. bulgaristan dan şeker ithal ediyoruz ve şeker kamışından yapılan şeker. daha bir çok örnek var, köyde yetiştik dedemiz de hala köyde 15 yılda gelinen noktayı biliyoruz bence siz de bir araştırın derim.
demir çelik fabrikası ruslara sebze karşılığı yaptırılmıştır. ve fabrika her yıl artan oranlarla üretim yapmıştır. tabii ehil kişiler yönetiminde bir zahmet araştırın üretim hangi yıl düşmeye başlamıştır.
batı , doğu kafası bilmem ben. kendi ürünün yoksa sadece pazar olursun.
daha fazla uzatmak istemiyorum. kalın sağlıcakla.

Sayın arkadaşlar, bugünkü derslik durumunun giderilmemesi durumunda,
tam güne geçmek,norm fazlası öğretmen yaratır. Bir de aşırı kalabalık sınıflar...