Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

biz zümrece şair olduk sanırım, buda birleştirilmiş sınıf okutmanın çok kötü bir şey olmadığını gösteriyor 

biz zümrece şair olduk sanırım, buda birleştirilmiş sınıf okutmanın çok kötü bir şey olmadığını gösteriyor 

Katılıyorum üstadım..

estağfurallah hocam, henüz o mertebeye ulşamadık. ancak sizden 10 adım gerideyim haberiniz olsun...

estağfurallah hocam, henüz o mertebeye ulşamadık. ancak sizden 10 adım gerideyim haberiniz olsun...

Teveccühünüz olmuş öğretmenim, her insanın heybesinde vardır kelimeleri.. Bizim yaptığımız sıralamayı doğru yapmak Takibimdesiniz, bilesiniz

SEN
Belki gelirsin diye
Bekledim ki sabah olsun
Gelmedin..

Güneşin doğduğu yerden
Güneş gönderdim sana
Görünce gelesin..

Sevgili,
Hayat ne garip değil mi?
Esselatü hayrumminen nevm derken ezanlar
Alem uyanır, ben sana uyanık..

Bir gün, bir sal’a duyulur
Sen duymazsın, alem duymaz
Bir anam ağlar senden habersiz
Ben “uyurum” sensiz..

Yorgun ve ümitsiz bir şekilde onu bekliyordum köşe başında
Yaşadığım geçmiş bana ümit kelimesini unutturmuştu sokak aralarında
İlk vurgunu yediğim o ahşap ve demir kapılı oniki numaralı evin önünde
Görmüştüm onu aniden, salına salına geliyordu umursamaz biçimde...

(efe_muallim)

SANA

Sen yazılmalısın
Aşkın bahar olmalı
Saçlarından dalga
Yüzünden tebessüm
Eksilmemeli..

Adın özlem olmalı
Soy adın hicran
Seni düşündüğüm her an
Yüreğim yanmalı
Üzülmem hiç emin ol
Sen olursan yakan..

ben ilk bahar yagmurlarıyla yeşeren birgülüm yaz sıcaklarıyla kuruyan bir gülüm ben son bahar yamurlarıyla solan kış gagışlarıyla biten biriyim ben

--------------------------------

bir rüyamıydın, yoksa yaşamak istediğimmi
elimi uzattığımda dokunduğumu sandığım
gözlerimi açtığımda kaybettiğim
her sözün suya mı yazılmıştı?
Her yaşanmışlığın hiçbir anlamı yok muydu?
En ufak rüzgarda yıkılan baraka gibi
ilk gerilimde terketmek mi aşk'ın anlamı
savurgan bir rüzgarın önündeki yaprak gibi
bilinmez diyarların yabancısı mı olmalıydık
yıkık duvarlara çarptığımızda ayılmak sarhoşluğumuzdan
her ayılmışlıkla yeniden sarhoş olup
avuçlarımızdaki sızan kanı inkar etmek
yüreklerimizi donduruculara koyup
sahteciliği yüzümüzde gülücük olarak mı taşımak
anlam nedir, her anlamın içindeki en büyük anlamsızlık
hiç bir kurama uymayan kuramsızlık oldum
yitirdiklerimi ararken kendi yitikliğime rastlayıp
utanarak tanımazlıktan gelmek mi
hayır..
duhan keskin

bir çentik daha attım hayatın duvarına
şafak kaç, kaç yıl geçti unuttum
bilmem hangi vefasızın hatrına
koca bir ömür sevdanın yasını tuttum

bir nokta atmışım bitmiş hayallerime  kendimi dünyadan tanıyalı kendimden heep kendime nokta koyup bitirdim ben bir günlük oldum kendimi kendimde tanıdım. 

duhan keskin

  SÖYLESİN
Severim dersin,gönül sende  nerededir?
Canım dersin cana ettiğin eziyettir.
Sevda dediğin nicedir?
Ehline sor da söylesin.

Sözünün insafı yoktur,
Dilin desen kaygısız oktur,
 sukut dediğin nicedir?
ehline sor  da söylesin.
 MİHRİ

VEDA

İlk defa geceyi anlamaya çalışmıyor şairler
Uzakların vefasını geç de olsa anladılar..
Ve vazgeçtiler uzaktakinden vefa ummaya
Gözlerinden zehir akan sevdayı  gördüler..

İlk defa sevda türküleri dinlemedi şairler
Türkülerde yaşayanların, öldüğünü gördüler..
Ve vazgeçtiler yüreklerini kanatmaktan
Sözlerinden kan damlayan yari çözdüler..
İN/AN

 Oğuz hocam yüreğine sağlık...