Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

aldığım kesikler savaşlardan
ne kadar çabuk silinirmiş
haz harplerinde çarpışırız...
pişmanlık miğferini takmalı ya,
meydan nerde,
gece olsun artık.

Kalın Sızı

sızı ince değildir  ince olan sebeptir  sebep inceldikçe kalınlaşır sızı  dokunur içini örseleye örseleye  bir müddet sonra vaziyet acıya dönüşür  acı üç çeşittir:  1.   üst üste acılar en masum …  çok kıymetli  biraz haysiyetli  tek kalem acılar …  biri köz olup ete düştüğünde  diğeri voltasını alır, o acı anı olmasını bilendir  2.   yan yana acılar aynı anda gelir  ben yan yana acıların orta sıklet dövüşçüsüyüm  hepsi ile aynı anda ringe çıkarım  yan yana acılar kanıksanır  3.   Sen  iç içe için için bir acı olmaktasın  miladın yeşil bir yüzük, saçlarına dokunma cesaretim,  sarı kapaklı kavanoz, nane yaprağı, limonata …  miladın bordo peçete, solfej küpe…  Sen  İç içe için için acımsın  ben oldun nereye kadar taşıyabilirsem  ne zamana dek seninle yaşayabilirsem …  üst üste acılar anı olmasını bilendir  yan yana acılar kanıksanır  iç içe acım … canımsın.

Ney alır benden beni
Alır getirir gideni..

Can

tren oldum
vagon oldum
düdük oldum öttürüyorsun

geri gittim
ileri …
gidemedim
makas oldun kesiyorsun

(ben adana garında sarı bir çocuk iken albüm sattım)

koku oldun
et oldun
fotoğraf olduk
şimdi ne yapsam çare yok …
eyvah
kayboluyorsun

(saç diplerini parmaklarımla aralıyorum
yağlanıyorlar diyorsun
yanılıyorsun
Can ne güzel kokuyorsun)

bu parantez içi ciddi bir anı
bensizsin
sensizim
yaşlanıyorum
yaşıyorsun

...

İçinde mi dışında mı,
Bilmiyorum ki yüreğinin neresindeyim?
İki kelam et hiç değilse,
Ya ellerimden tut ya da bırak gideyim..

08.08.2013/Yozgat

Uzaklar ta uzaklar içimde
Yakın zannedersem kendime
Sakınırım gözlerden
Yakın olamayan ben

Gidiyorsun ya Eylül
Sanma bir tek gökyüzü ağlar ardından...
Sokaklar ağlar, umut ağlar
Gözler ağlar, sözler ağlar...
El sallarken ardından
En çok da yürek ağlar...

Gidiyor Eylül
Can çekişe çekişe canım
Kalıyor ardında
Gidiyor Eylül
Sahi kimin umrunda??

Can

tren oldum
vagon oldum
düdük oldum öttürüyorsun

geri gittim
ileri …
gidemedim
makas oldun kesiyorsun

(ben adana garında sarı bir çocuk iken albüm sattım)

koku oldun
et oldun
fotoğraf olduk
şimdi ne yapsam çare yok …
eyvah
kayboluyorsun

(saç diplerini parmaklarımla aralıyorum
yağlanıyorlar diyorsun
yanılıyorsun
Can ne güzel kokuyorsun)

bu parantez içi ciddi bir anı
bensizsin
sensizim
yaşlanıyorum
yaşıyorsun

aynı bu haldeyim =(

Önce susuyorum yanlızlğımı dinleyerek
Sonra dünden getirdiğim hüzün kokan
hazan kokan
hafif mistik
ağır yaralı Yüreğimi
savuruyorum rüzgara.
Belki sana getirir ağır hasretli yüreğimi.
sana yazıyorum
ömrümün derinliklerinden
Bazen hayal bazen gerçek kokan hasretinle
Beceremiyorum ağlamayı
elime yüzüme bulaştırıyorum
İnceden inceye kanıyor yüreğim
Sana Geliyorum

NEREDESİN Kİ?

Yine yokluğunun ortasındayım
Üşüyor ellerim… neredesin ki?
Bomboş sokaklarda seni ararken
Bitiyor yollarım… neredesin ki?

Lal olur, görmezsem yüzünü dilim
Gidersen kırılır kanadım kolum
Düşsem bulunmaz tutunacak dalım
Kırıldı dallarım… neredesin ki?

İsmin düşmez dilimden bir an bile
Başa çıkamam hiç hasretin ile
Döndüm alev alev yanıp da küle
Savruldu küllerim... neredesin ki

Eklerken hasretin ucu ucuna
Ortak ettin beni gönül suçuna
Taktığım hani o siyah saçına
Soldu bak güllerim… neredesin ki?

Zemheri geceler girsem düşüne
Koysam başımı, yumuşak döşüne
Gel artık eyleme, sensiz boşuna
Geçiyor yıllarım... neredesin ki?

Hayata iğneler ederken hucum,
Kalmış geriye bir can borcum..
Herkese inanmaktı suçum,
Söyle yürek daha neyi beklersin,
Ak tellerine yenisini eklersin.

Bir kahkahada bin hicran var,
Doğruluktu bana yakın yar,
Ey ummanlar,ey yüce dağlar,
Gözlerim kurudu artık yüreğim ağlar
Bu elem ancak ahrete bağlar.

arkası bakır, altınlar gibi
şekerli lezzet maceraları
acıyla kavurur, pamuk helvalarımı.
ırakta sandığım yeşil yıllarım
sararıyor hem şimdi, hem de hep...

[/color]

rastgele oturduğum çay bahçesi
yalnızlığında gezinirken çokça
zihnimin tuhaf ekranlarında,
birisi çeker kendisine, usulca
seçtiklerim ellerimde, ilginç ya...