“Musallada bir tabut, yeşil örtü üstünde, yapayalnız…
İkindi okunmuş, namaz kılanlar camiye girmiş, kılmayan kalabalık cami duvarına yanaşıp saçak altına sığınmış. Alafranga bir muhit; ama gelin durumu izah edin. Erkekler cami duvarında, kadınlar şadırvan altında. Haliyle haremlik selâmlık olmuş. Böyledir…
Önce bir büyücek naylon top, pat-pat zıplayarak müezzinin bahçesine kadar gitti, mısırların arasında kayboldu. Topun ardından bir oğlan çocuğu altı, yedi yaşlarda; onun ardından aynı yaşta bir kız, mısır püskülü sarı saçlarını savurarak koştular.
Hem koşuyor, hem gülüyor, hem cıvıl cıvıl konuşuyorlar. Mısırların arasında kayboldular. Çocuklar böyle bir rüzgâr estirdiler işte. Gökyüzünün karanlık çarşafı keskin bir bıçakla yırtıldı. Arasından güneş çıktı, beyaz bulutlar. Kuşlar ötmeye, çiçekler açmaya başladı. Şadırvan havuzundan su sesi geldi.
Hayat olanca parıltısıyla cami avlusunu ışığa boğdu…”
Hesap Günü- Mustafa Kutlu
Merhaba.kutlunun hikayelerine yeni başladım.bir kac hikayede, kahramanların zoraki bir seçimin ağırlığının altında nasıl ezildiklerini ve yaptıkları seçimlerin aslında kulturel sosyal yapıya ters düştüğünü gördüm...hatta bir hikayesinde, Anadolu'da hickimse böylesi bir durumu tercih edemez dediğim de oldu..bu benim görüşüm tabi...
değerli bir yazar,hikayeler akıcı ve çarpıcı.