Kovid geçirmiş biri olarak şu sorunun cevabını merakla bekliyorum. Özellikle bilimselliğe çok önem verenlere:
Ben aşıyı olunca bir daha hastalık bana bulaşmayacak mi?
Bana bulaşan topluma bulaşmayacak mi?
Bulaşacaksa aşı olmayanlara karşı baskı neden?
Önceden aşı hastalığın ağır geçirilmesini engelliyor, bulaşmayı engellemiyor deniliyordu. Şimdi ise sanki bu aşıyı olanlar hiç hasta olmayacak ve bulaştırma durumu da olmayacak gibi bir algı var. Gerçekleri öğrenmek istiyorum sadece. Öğrencilerden yorum, sorgulama, eleştirme davranışı bekleyen bizler aşı ve hastalığı eleştirince yerin dibine sokuluyoruz. Aşı olana hiçbir sözümüz yok. Allah şifa versin. Ama sorular cevapsız kalıyor.
Bilim nasıl yol alır?
FİKİR-PROJE-ARAŞTIRMA-SUNUM –MAKALE-YAYIN- KİTAP, Kabaca bu yolda bilim ilerlerken , eldeki tüm verileri tüm ayrıntılarıyla paylaşmanız, eldeki tüm verilerin doğruluğunu kanıtlayacak her unsuru aktarabilmeniz şarttır.
Şarttan kastımız nedir?
Covid süreci için güvenilir bilgiye hangi şartlar temelinde ulaşırız?Dünya tıp literatürü, uluslar arası hakemli tıp dergilerden ortaya çıkan veriler uzerinden ilerler. Bununla ilgili birçok site vardır, şuan en popüleri the lancet dergisidir. Dünya tıp camiasında en saygın en değerli dergilerden sayılır.
Herhangi bir araştırmacı araştırmasını the lancet’e yollaması için uyması gereken yüzlerce kural vardır. Verilerinizin şeffaf, denetlenebilir, kanıta dayalı, özgün, problemi açık bir şekilde ortaya koyması gibi, birçok kuralla örülüdür. Makaleler aylar hatta yıllar süren bir çalışma sonrasında yollanır, önce 1. Hakem kurulundan denetlenir, bu genelde içerikten bağımsız teknik anlamda bilimselliğe uygunluğu denetler, sonrasında 2. Hakem heyetinden denetlenir, burada da bahsi geçen konuyla bağlantılı dünyanın en saygın bilim insanlarına yollanarak içeriğin denetlenmesi istenir, bu süreçte çalışan insanların bağımsız farklı ülkelerden çalışan insanlar arasında seçilir,bunların içinde istatikçilerden tutun da veri analistlerine kadar disiplinler arası bir çalışmayla yapılır.Tüm bu süreçten geçen makaleler eğer uygun görülürse yayınlanır. Daha birçok alt basamağı vardır ki, benim bilgim bu kadar… Tüm tıp dünyası, bu tür uluslar arası dergilerden gelen makaleler üzerine yenilikleri takip eder. Fakat bilim özelinde özellikle tıp, bilginin en hızlı değiştiği, geliştiği alanların başında gelir. Şu örnekle bitireyim, lancet gibi uluslar arası hakemli dergilerde ülkemizden çok çok az makale yayınlanabilmiştir, zira müthiş eleyici müthiş disiplinli, kuralları çok keskin bir şekilde işleten bilimsel kurumlardır bunlar. Güvenilirliği bağlamında tıp camiasının en saygın tıp-bilim dergisidir. Aşağıya da lancette bugüne dek yayınlanan covidle ilgili makalelerinin linkini paylaşıyorum, zira şuan da tıp camiası tümüyle covid üzerine çalışmaktadır. Bugüne dek aşılarla ilgili herhangi negatif bir sonuca dair çalışma yok ve tam aksine aşıların işlevselliği üzerine birçok makale mevcut. Tv lere çıkan proflar da aslında tüm bildikleri bu gibi kaynaklardır. İnsanlığa güvenilir bilgiye ulaştırmanın tek yolu da bu tür ulusal ve uluslar arası hakemli bağımsız çalışan dergilerdir. Bunun dışında x kişisi aşı oldu hastalandı, şu kişi de zaten aşı şirketinin adamı türü söylemleri magazinel söylemin ötesine geçmeyip, bilimle en küçük ilgisi yoktur.
Bir bilimsel bilgi ne zaman geçerlidir? Sadece kişilerin söylemesi ile değil, şeffaf bağımsız uzmanlarca değerlendirip, ürettiğiniz tüm bilgi sürecini yine bağımsız denetleyici kurullarca denetlenmesine sunarak yaparsınız ve bu yolla bilim ile bilim olmayanı ayırt etmiş oluruz.Bilim asla mükemmeli sunmaz, bilim eldeki veriler üzerinden fayda-zarar dengesi çercevesinde topluma bir yol sunar. Ve bu anlamda bilimde herkes kendi uzmanlık alanı içerisinde çalışmalar yürütür, bu bağlamda ben de insanım ben neden sorgulayamıyorum diyebilirsiniz fakat, mideniz ağrıdığında kardiyoloğa gitmeme sebebiniz temelde budur. Bir kardiyologtan da fikir alayım demezsiniz, işin uzmanı her kimse ( dahiliye) o bölüme gidersiniz, kazara yanlış bölüme gitseniz bile, dr asla fikir beyan etmeyip, uzmanlık alanına yönlendirerek o bölüm doktorunun bilgisinin doğruluğunu tasdik etmiş olur. Dolayısıyla kişisel fikirleriniz, kaygılarınız, tedirginlikleriniz her dem olabilir, bunun da çözümü basittir, konunun uzmanından sizlere delil kanıt ıspat sunması koşuluyla fikir almaktır. Dünya düzdür diyen onlarca insanın söyledikleri fikir özgürlüğü değildir, zenciler insan değildir demek fikir özgürlüğü değildir. Baş ağrımın sebebi bana musallat olan cindir demek fikir özgürlüğü değildir.
Aşı oranları en yüksek 3 ülkeyi aşağıdaki grafikteki son durumlarını incelemeniz mümkün. Tablo cok net gösteriyor ki, aşı yapılma oranı arttıkça pozitiflik oranı ve özellikle ölüm oranları müthiş bir şekilde düşmüş. Bu bilimin bir zaferidir
Ve şu döne dolaşa sorulan aşı olmama hakkım? Nedir bu baskının sebebi?Bunu son dönem sigara yasaklarından hareketle anlatmakla birlikte, bulaşıcı hastalıkların sigara yasaklarından cok daha tehlikeli olduğunu öncesinde belirtmek gerek.
Sigara içme yasakları bağlamında da bu ülke büyük yol alarak, kapalı alanda içme yasakları hatta açık alanda bile içme yasağı koydu. Dönüp neden ben sigara içme özgürlüğümü kullanamıyorum demedik? Zira anlaşıldı ki, sigara içmek sadece kişinin kendisine değil, sigara içsin içmesin etraftaki herkesi etkiliyor ve sağlığını olumsuz etkiliyor ve bu sebeple kişisel özgürlüğünüz başkasına zarar verdiğiniz yerde özgürlük değil, bir tehlikedir,başkası adına bir tehlikedir! İşte aynı şey aşı durumunda da söz konusudur, kişinin aşı olmama özgürlüğü aşı olan olmayan kendisini koruyan korumayan diğerlerinin hayatını riske atmak demektir, dolayısıyla aşı olmayı bireysel bir seçim olarak değil, bir vatandaşlık sorumluluğu olarak belirtilir. Bana bulaşsın size ne diyebilirsiniz, fakat bana bulaşmasın diyen arkadaşınıza dostunuza sevdiğinize veya herhangi birine veya öğrencinize bulaştırmama garantisini veriyorsanız aşı olmama hakkınızı teslim edebilir tıp. Dolayısıyla hepimizi bu illetten koruyacak panzehiri olmanız bağlamında ısrarcı olurlar. Pandemi toplumsal bir afettir, bu afetten ancak toplumsal bağışıklıkla kurtulabiliriz.
Bilime güvenmemeyi bir seçenek olarak sunmak için önce neye güvenmemiz gerektiğini belirtmemiz gerek. Bilim yoksa, neye güvenelim?Bu hastalığın çözümü tıpta değilse, hangi alanda?
Ek bir not olarak, Almanya, İngiltere, Amerika ve İsrail, bu covid aşı sürecini ülkelerinin en saygın bilim kurullarına bırakarak yol aldılar, Almanya örneğin Robert koch enstitüsü önderliğinde süreci ilerletti, bahsi geçen kurum, yine dünyanın en saygın bilimin öncülüğünü taşıyan, bağımsız kurumlarında başında yer alır. İngiltere, önce bunu yapmadı, çuvallayınca, hükümet tüm yönetim sürecini ülkenin saygın tıp kurumlarından seçtiği kurula bıraktı. Ve bu ülkelerde hayat normale döndü, bu başarı yine bilimin başarısıdır.
Aşı ile önlenebilen hastalıklar; -Rahim ağzı kanseri -Kolera -Difteri -Ebola -Hepatit B -Grip -Japon ensefaliti -Kızamık -Menenjit -Kabakulak -Boğmaca -Zatürre -Polio -Kuduz -Rotavirüs -Kızamıkçık -Tetanos -Tifo –Varicella
Son veriler cdc den gelmiş, 101 milyon kişi üzerinde yapılan çalışmayla aşının nasıl efektif çalıştığı gösterilmiş:
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]