Tabiki bilimde. Fakat bilim otoriter olmamalıdır ki gelişmeye devam etsin.
Bilim otoriter midir?Hayır değildir, olması halinde bilim denmesi mümkün değildir. Bilim KENDİ İÇSEL DÖNGÜSÜ içinde değişime yeniliğe açık, sorgulanabilir, eleştirilebilir en temel disiplindir. Bir ilah asla değildir, dogmalar üzerinden ilerlemez ve hata yapma ihtimalini her dem taşır. Zira bir insan emeğinin sonucudur, İnsanın olduğu her süreçte hata her zaman mümkündür. Yazıda geçen lancetteki hata da bunun en güzel örneğidir. Bir hata yapılmış ve bu hata aynı düzlemde yanı yine tıp camiasi içerisinde tartışılmıştır. Vurgum önemli; “tıp camiası içerisinde tartışılmıştır” Örnek gösterilen muhalif yazıda da yine tıp camiasından bir prof’un yazısıdır. Lancet sadece bir örnektir, lancet tipi birçok ulusal uluslar arası hakemli dergiler mevcuttur.
Peki benim iddiam neden ciddiye alınmıyor?Bilimsel bir tezin,iddianın karşısına ancak aynı bilimsel iddialar kanıtlar ve delillerle gittiğinizde sizin iddianiz aynı ölçüde tartışılabilir sayılır. Yanı A iddiasına karşı gelmek isteniyorsa, karşı tezleri-iddiaları o tezlerin verilerinden daha güçlü bir şekilde yanıltır, eksikliğini veya yanlışlığını gösterirse, işte o zaman bahsedilen iddia bilimseldir diyip ciddiyetle savunulabilir. Ki bunun adı bilimdir zaten. Yani aşı süreci aslında tam da bu denklem üzerinden ilerledi ve bugün aşı konusunda tüm bilim camiasında tereddütsüz bir fikir birliği mevcuttur.
Dolayısıyla yazımdaki Lancet vurgusunun temelinde bu vardır. Hayatlarını tıbba adamış, bilimsel sürecin tüm basamaklarını uygulamak süretiyle günlerini aylarını vermiş, bu anlamda aylarca araştırmalar yapıp analizler yoluyla aşının güvenilirliğini test etmiş bir çabanın eşdeğeri ancak aynı düzeyde bir araştırma-çalışma-çabanın sonucu olma mecburiyetı taşımalıdır. Aksi halde herkesin her konuda fikir beyan etmesi, bilginin güvenilirliğini sarsarak, bilim ile bilim olmayanı ayırt etmek güçleşecektir. Dünya hurafelerin, dogmaların safsataların içerisinde yok olup gider bu şekliyle. Kısaca aşının güvenilir olduğuna dair yayınlanan onlarca çalışma büyük bir bilimsel emeğin sonucudur, buna karşı çıkmak aynı düzeyde bir çalışma gerektirir. Sosyal medyada x profesörün söyledikleri, eşimden dostumdan öğrendiklerim değildir bilim. Fizikte bugün “String Teorisi” ciddi anlamda tartışılır. Bu tartışmada bizlerin taraf olması mümkün değildir, daha doğrusu taraf olmamızın ilk şartı, bahsi geçen çalışmaya eşdeğer bir çalışma ile mümkündür.
Son olarak aşıya dair güven bunalımı yaratmanın sonuçları tiptaki etik sorunlar çercevesinde değerlendirilir. Aşıya dair bireysel muhalefetten kaynaklı, herhangi bir masumun ölümü etik çerçevede bir hak olarak görülmemektedir. Bu bağlamda aslında, aklımıza takılan her soruya cevap vermek adına tüm bilim camiası canhıraş çaba harcamaktadır. Buradaki asıl mesele-asıl savaş, aşı olmak istemeyenlerde değil , aşının işlevselliğine dair görünen yüzlerce detaylı analize çalışmaya rağmen, hala aşıya dair yalan bilgileri yaymaktır ve bu ciddi anlamda tüm sosyal platformlarda dolanmaktadır.Eğer aşı tereddutuyle birlikte bu yalan bilgilerle de mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorsak, büyük oranda tıp camiasıyla aynı noktadasınızdır.