Mobbing- Meslekten Ayırmaya Yönelik Hareketler Ve Yıldırma

Öğretmen arkadaşlarım bir dekendimizi eleştirelim.Bizim okul Müdürü çapsız herifin teki.yani müdürlük çapı yok.kendisine yalaklık yapan öğretmeni kayırır Falan.Velinin yanında öğretmen azarlar.Hangi birini sayayım.Öğretmen arkadaşlar arkasından sayarlar.Ancak yüzyüze gelince müdürüm nasılsınız?gülmeler,şeker sözler.eeeeeeeeeee bu ne şimdi...

tespitlerin doğru olabilir. ama "çapsız herifin teki" cümlesi bir öğretmenin müdürü hakkında sarfedeceği cümle olmamalı. şahsi görüşüm.

üzücü ama yaşanılan birkaçörnek de benden
doğu görevimdeiken sık sık yapılan toplantılara sürekli ben gönderiliyordumve okuldaki diğer bayan öğretmenler sınıflarında bile türbanli olduklarında sevkli gösterilip gönderilmiyordu.kaymakam gelse sanki yek bayan benmişim gibi ben çağırılıyordum.herneyse...bir gün canıma tak dedi ve toplantıya gitmeyeceğimi eğer bir cezai işlem yapmaya kalkarlarsa savunmamda herşeyi olduğu gibi yazacağımı söyledim
o günden sonra sayın müdürümle düşman olduk...hatta 1dk.gecikmemde bile beni okulun dış kapısında bekler oldu.derken yurt dışında görevlendirilmek üzere evraklarımı hazırladım başvurumu yaptım.amahepsi geri geldi.açıklamayı okuyunca ağzım açık kaldı.son beş yılın sicil notuna bakılıyor ve ilk dört yıl pekiyiyken beşinci yıl müdürüm iyi verdiği için kabul edilmiyorum..
şimdi yıllar geçti.istanbulda merkez sayılabilecek biryerde görev yapıyorum.ama geldiğim okulda şöyle bir uygulamavar.zengin velilerimizin cici çocukları özel sınıflarda toplanıyor.orta gelirlilerbirsınıfta düşük gelirliler birsınıfta.benim gibi düşük gelirliler sınıfının öğretmeniysen diğer sınıflarınimkanların kedi gibi bakıyorsun,aradaki eşitsizliği sağlamaya çalışıyorsun,kaynak yaratmakla uğraşıyorsun.yaptığının etik olmadığını belirttiğimizdemüdürümüzün cevabı:sizdeeliniz cebinizde gezeceğinize reklamınızı yapın zengin veliler siziz deistesinoldu.üstelik bunu toplantıda söyledik.işin acı tarafı sevgili meslektaşlarımın sessiz kalmasıydı.

ertugdogan hocam çok güzel dile getirmişsiniz revolinn hocam benim son bir yıldır yaşadıklarım sizin tez konunuz

Çok değerli "ertugdogan" ve "tullay06" öğretmenlerim..Yazdıklarım gerçek hayattan bir kesit..Emin olun kime güveneceğinize çok dikkat etmeniz gerekiyor..
 İdareciliği bıraktım. Keşke sizlerle çalışmak şerefine sahip olabilseydim. Hepiniz çok değerli ve müstesna olan öğretmen arkadaşlarımızsınız. Sizlerle  gurur duyardım ve işte benim arkadaşlarım derdim..

 Sıkıntıların sorunların göz ardı edilip bunları çözmeden başarı bekleyen yöneticiler özellikle b,rleştirilmiş sınıf oktupta bu sınıflardan bağımsız sınıf başarısı beklenmesi velilerin ilgisizliği

merhaba arkadaşlar.bazı arkadaşlarımın yazdıklarına katılmıyorum.mesela, mevcut iktidarla aynı doğrultudaki sendikaya mensup kişilerin idarece sevildiği yada yanlışlarının görmezden gelindiği ya da ayrımcılık yapıldığından bahsedilmiş.madem öyle neden okulumda bana ayrımcılık yapılmıyor anlamadım.müdürümüzle aynı sendikaya üyeyiz.fakat azarlarından ben de nasibimi alıyorum. yalaka olmadığım içindir muhtemelen.zaten istifa edicem bu sendikadan.ne işe yarıyorlar göremedik halaaaa.ii geceler hepinize.

Milli eğitimdeki sürecin,işleyişin hantal ve bilimsel üretim düşüncesinden yoksun olması,eğitimin aşırı şekilde politize edilmesi,(maalesef eğitimi şu anda yönlendiren insanlar,eğitimle alakası olmayan cahil  siyasetçiler)referans olarak bilimsel ve objektif ölçütler yerine dost ahbap ilişkisinin ölçüt olması..

Milli Eğitimde yıldırmaya sebep  o kadar çok neden var ki,hangi birini sayayım..Sanırım  on yılı göremeyeceğim..

Hoş geldiniz öğretmenim epeydir yoktunuz...
siz merkezde çalışıyordunuz değil mi?Bazı sorunlarınızı örneklendirebilir misiniz bir mahsuru yoksa tabi ki...forumdan çok şey öğrendim belki bazı durumlara hazırlıklı olmak adına soruyorum.

Teşekkürler Hocam bu aralar biraz yoğun çalışıyorum..Hocam ödüllendirme sisteminde standart ölçütler yok.Dost ahbap ilişkisi.Ödül alanları inceleyin göreceksiniz..Bizim ilçede ödül alanlar biri malum sendikanın başkanı biri de yönetimde.Malum ek-2 den puan lazım olacak..Dosta ahbap ilişkisi..

Değişime kapalılık var.Özellikle yaşça bizden büyük olan ve belli alanları kapatan eşhaslar  o alanda yenilik adına  her şeyi sınırlıyor.41 yıllık müfettiş ama denetiminden sorumlu programı bilmiyor.Şu anki meb müdürlerine bakın kaçı mesleki yeterliliklere sahip ve bu makamlara dost ahbap ilişkisi ile mi gelmişler,yoksa hak ederek mi..

O kadar çok haksız uygulama var ki,kadroluyu köye gönderip yerine bir üst düzey yöneticinin süt ürünleri mezunu eşini ücretli görevlendirmişlerdi.Bir arkadaşım vardı çalıştığı köyün yolunu bilmezdi,sürekli takdir alıyordu.Bu işte bir çelişki var dedim,nasıl olur.Her ay sende meleketten benim kadar zeytin yağı getir sana da verirler..Bu iki örnek daha da kötü yüzlerce örnek var..

Öğrenci gelir.Aile ilgisizdir.Çocuk dışardan aldığı olumsuz davranışlarla size gelir..Sizin göreviniz olumsuz davranışları söndürerek istendik davranış kazandırmak.Aile desteği sıfırdır.Ve kösteği haddinden fazladır..Sonuçta süpermen olup çocuğu değiştirmelisin..Çok kolay değilmi.Halbuki bu sürecte bilimsel araştırmalarda da kanıtlanmıştır.Öğretmenin etkisi yüzde 20-25 tir..Gerisi ailenin katkısı ile şekillenir..Ne kadar uğraşsanızda süpremenlik yapsanızda bu gerçek değişmez..

Uzun oldu ama maalesef bunlar gerçeklerimiz..

Teşekkürler Hocam bu aralar biraz yoğun çalışıyorum..Hocam ödüllendirme sisteminde standart ölçütler yok.Dost ahbap ilişkisi.Ödül alanları inceleyin göreceksiniz..Bizim ilçede ödül alanlar biri malum sendikanın başkanı biri de yönetimde.Malum ek-2 den puan lazım olacak..Dosta ahbap ilişkisi..

Değişime kapalılık var.Özellikle yaşça bizden büyük olan ve belli alanları kapatan eşhaslar  o alanda yenilik adına  her şeyi sınırlıyor.41 yıllık müfettiş ama denetiminden sorumlu programı bilmiyor.Şu anki meb müdürlerine bakın kaçı mesleki yeterliliklere sahip ve bu makamlara dost ahbap ilişkisi ile mi gelmişler,yoksa hak ederek mi..

O kadar çok haksız uygulama var ki,kadroluyu köye gönderip yerine bir üst düzey yöneticinin süt ürünleri mezunu eşini ücretli görevlendirmişlerdi.Bir arkadaşım vardı çalıştığı köyün yolunu bilmezdi,sürekli takdir alıyordu.Bu işte bir çelişki var dedim,nasıl olur.Her ay sende meleketten benim kadar zeytin yağı getir sana da verirler..Bu iki örnek daha da kötü yüzlerce örnek var..

Öğrenci gelir.Aile ilgisizdir.Çocuk dışardan aldığı olumsuz davranışlarla size gelir..Sizin göreviniz olumsuz davranışları söndürerek istendik davranış kazandırmak.Aile desteği sıfırdır.Ve kösteği haddinden fazladır..Sonuçta süpermen olup çocuğu değiştirmelisin..Çok kolay değilmi.Halbuki bu sürecte bilimsel araştırmalarda da kanıtlanmıştır.Öğretmenin etkisi yüzde 20-25 tir..Gerisi ailenin katkısı ile şekillenir..Ne kadar uğraşsanızda süpremenlik yapsanızda bu gerçek değişmez..

Uzun oldu ama maalesef bunlar gerçeklerimiz..

öğretmenim değerli düşünceleriniz ve örnekleriniz için teşekkür ederim.

ertugdogan hocam çok güzel dile getirmişsiniz revolinn hocam benim son bir yıldır yaşadıklarım sizin tez konunuz

Hocam işte o son 1 yılda yaşadıklarınızdan örnekler verirseniz çok işime yarayacağına eminim. Şahıslar yer ya da okul adı kesinlikle önemli değil hatta gerekli değil.Amaç sadece okullarda yıldırmanın var olduğunu bir çalışma ile ispatlamak.Katkılarınız için teşekkür ederim.

İdarecilerin kendilerinin boş geçen derse girmeyerek , o saatte dersi boş olan öğretmenleri girdirmeye çalışmaları... Girmek istemeyeni ise ekders kesilmesi ile tehdit etmeleri...

Öğretmen olarak eğitim önünde en büyük sorun olarak siyaseti görüyorum. Siyasilerin eğitim sorununu hep nicelik olarak ele alması, nitelik yönünden eğitim sistemimizi darmadağın ediyor. Kimse kendi işini yapmıyor ki...

Doğuda görev yapan arkadaşın sıkıntıları biter mi? Hayvan barınağı boşaltılıp ders yapılan yerler o kadar çok ki...Öncelikle okulların fiziksel koşulları iyileştirilmeli. Eğitim fakültesinden mezun bir arkadaşımızı deneyim kazandırmadan atıyoruz. Bu arkadaşımızı  hem müdür hem öğretmen hem de hizmetli yapıyoruz! Ders nasıl işlenir, sınav nasıl yapılır, öğrenciye nasıl davranılır, bunları öğrenmesi, öğretmemiz yerine bir köyün tüm sorumluluğunu veriyoruz.
Lojmanlar ayrı bir sorun. İçecek su yok ( temin etmekse işkence) , elektrikler kesildi mi günlerce gelmeyebiliyor... Bir yolunu bulup buralardan kaçan(!) bir öğretmen batıya rahat edeceğini düşünerek geliyor ama yağmurdan kaçarken doluya tutuluyor; idare sultasıyla tanışıyor...

Bıraksınlar biz kendi işimizi, hizmetimizi rahat  yapalım ama devlet de sosyal görevini yapsın...


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

İdarecilerin, değişik sebeplerle(sendikadaşlık,hemşehrilik,hemcinslik,ortak alışkanlıklar,branşdaşlık....... gibi) kendine yakın bulduğu;idare tarafından iyi ve aranan öğretmen,diğer öğretmenler tarafından -affınıza sığınarak-yalaka olarak adlandırılan öğretmenlerin oturduğu yerden övgü-ödül-plaket toplarken tüm imkanlarıyla-kendi imkanlarıyla!-işini layıkıyla yapmaya çalışan öğretmenlerin takdir edilmemesi beni yıldırıyor.Üstüne üstlük takdir görmediği gibi bir de fazla çalışma,göze batma,eski köye yeni adet getirme gibi uyarılar alıyor.Her ders en az 10 dk geç girip sınıfının gürültüsünü koridordaki tüm sınıflara dinleten vicdanlı arkadaşımın,kendi nöbet günlerinde öğretmen zilinin çalması bitmeden odaya girip arkadaşlar zil çaldı derken ki yüzsüzlüğü beni yıldırıyor.İdarecilerin hizmetlilerle samimi olması,hizmetlilerin müdür ve yardımcılarının odalarından çıkmaması,sen sınıfının işi için hizmetli aradığında müdür yardımcısının odasında uyurken bulmak beni yıldırıyor.Hadi velilere velinimet gözüyle bakıyorsunuz da hizmetlilerin bile okulda öğretmenden kıymetli olması beni yıldırıyor.Özellikle bazı bayan öğretmenlerin dedikoduları,velilerle samimiyetleri(velisiyle altın günü yapan ark.var),öğretmenler odasındaki düzeysiz sohbet bazen beni mesleğimden soğutuyor.Allahtan sınıfa girip de öğrencilerimle olduğumda "iyi ki öğretmen olmayı seçmişim"diyebiliyorum hala.Mesleğimi severek ve isteyerek seçmeseydim,çocukları çok sevmeseydim bu kadar olumsuzluğa rağmen devam edemezdim.

 kadir80 öğretmenim, sende zümre arkadaşlarınla yapılan bi toplantıda çocuk gibi azarlansaydın.İşine o kadar emek verdiğin halde.Ve sende bak..... öğretmen böyle yapıyor mu? sen niye böyle yapıyosun ?gibi bir kıyasla muhatap olsaydın.Öğretmenlik gururun yerle bir edilseydi.o kişiyi müdürün olarak görmez.Müdürlük çapı olmayan, çapsız bir herif olarak görürdün.Sözlerimin arkasındayım yani.Çünkü işimi çok hevesle yapıyorum.ve bunları haketmiyorum......Ayrıca çok adaletli müdürlerimde oldu.Benim için müdürün adaletli olmasından daha önemli hiç bişey yoktur.....

Arkadaşlar harika bir tesadüf sonucu konu olarak seçtiğim "yıldırma" (mobbing) şu an kanal d 'de tartışılyor. Hem de konunun profesörleri tarafından...Eğitim konusuna gireceklerini sanmıyorum ama bunun ciddi olarak çalışılan bir konu olduğunu ve bir şekilde eğitimde de olduğunu anlamamız için bir fırsat. İlgilenenlerin izlemesini öneririm:)