Mobbing- Meslekten Ayırmaya Yönelik Hareketler Ve Yıldırma

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.866
  • 94.612
  • 10.866
  • 94.612
# 22 Ara 2009 13:31:28
bence bir ögretmenin yılmasına sebep olacak en önemli sebebler,çalışmanın ,dürüstlügün,emek harcamanın,ögretmenligi ve ögrenciyi sevmenin, önemsenmedigi durumlardır.çok önemli başarılar elde eder,önemli çalışmalar yaparsınız,gözle görülür başarılar elde edersiniz,fakat ne yaparsanız yapın ,karşınızdaki kişinin anlayacagı kadardır.

Çevrimdışı kızkalesi33

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 62
  • 134
  • 62
  • 134
# 22 Ara 2009 14:30:46
 İdarecilerimizin görevini hakkıyla yapanlar ,sınıfı için velilerle ele ele verip bişeyler kazandırmaya çalışanlarla sadece konuşup  bunu eyleme dökmeyenleri aynı kefeye koymalarına çok kızıyorum.Bir de bir mesai arkadaşınla ya da idarecinle tartıştığında bütün okulun size cephe alıp konuşmamasına bir anlam veremiyorum.Eğitim vermeye çalışanları da eğitmek lazım bazen galiba.

Çevrimdışı atabeg

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.230
  • 4.981
  • 3.230
  • 4.981
# 25 Ara 2009 17:47:03
1-bize laf gelirse bizde gereğini yaparız.
2-bizi sarı zarf vermek zorunda bırakmayın.
3-birşeyler yapmaya çalışan meslektaşlarımız bir kenara bırakılıp,müdür yardımcısının kendisini ödüle aday göstermesi. vs.vs.vs.....

Çevrimdışı hemaw

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 25 Ara 2009 18:02:08
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Arkadaşlar harika bir tesadüf sonucu konu olarak seçtiğim "yıldırma" (mobbing) şu an kanal d 'de tartışılyor. Hem de konunun profesörleri tarafından...Eğitim konusuna gireceklerini sanmıyorum ama bunun ciddi olarak çalışılan bir konu olduğunu ve bir şekilde eğitimde de olduğunu anlamamız için bir fırsat. İlgilenenlerin izlemesini öneririm:)

Programı izledim. İzlerken aklıma gelen şey sizin açtığınız bu konu ve yaşadıklarımdı. Ancak mesajınızı yeni gördüm. Gerçekten çok güzel bir konu seçmişsiniz. Bunun için size çok teşekkürler. Bu konu çok önemli diye düşünüyorum. Bu kadar sıkıntı yaşanıyorsa, biraz da kendi meslekteşlarımızı da eleştirmek gerekmez mi?  Haksızlıklar karşısında konuşmayan, kendisi haksızlığa uğradığında kimseden konuşmasını beklememeli. Öyle değil mi?

Çevrimdışı revolinn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 480
  • 1.158
  • 480
  • 1.158
# 26 Ara 2009 20:20:12
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Programı izledim. İzlerken aklıma gelen şey sizin açtığınız bu konu ve yaşadıklarımdı. Ancak mesajınızı yeni gördüm. Gerçekten çok güzel bir konu seçmişsiniz. Bunun için size çok teşekkürler. Bu konu çok önemli diye düşünüyorum. Bu kadar sıkıntı yaşanıyorsa, biraz da kendi meslekteşlarımızı da eleştirmek gerekmez mi?  Haksızlıklar karşısında konuşmayan, kendisi haksızlığa uğradığında kimseden konuşmasını beklememeli. Öyle değil mi?
Programa bağlanmak için yaklaşık bir saat boyunca aradım sonunda adımı aldılar fakat aramadılar ne yazık ki :) Sorun o denli büyük ki benim yaptığım ya da yapmaya çalıştığım araştırma çok küçük bir çentik olacak diğer araştırmalara kaynaklık ederek. Programda da bahsedildiği gibi çoğu insan yıldırmaya uğradığının ve bunun bir suç olduğunun farkında değil...Bu uygulamaları işin gereklerinden sayıyor. Üstlerinin kendisine bağırması, özlük haklarını çiğneyip geçmesi, yasal haklarından ya da okul imkanlarından yararlandırmaması yani bu sayfalarda anlatılanların hepsi "olabilirmiş" gibi geliyor insanlara; oysa ki başlı başına insan hakları ihlallerine giriyor. Ayrıca geçim ve iş kaygısı da susmaya bir etken tabii. Fakat yıldırma uygulamalarının da kişilerin susması ya da işten uzaklaştırılması amacıyla yapıldığı da bir gerçek...Yani amaç bu zaten. İşte bu tarz çalışmalarla insanların kafasına "kimsenin bana böyle davranma hakkı yok" düşüncesi yerleşebilirse, yazının başındaki o küçük çentik atılmış olacaktır diye düşünüyorum.
Yazılanlardan ortya çıkan sorunlarla anket için ölçek hazırlamaya devam ediyorum. Tüm arkadaşlardan da "yıldırma yaşantılarını paylaşmaya " devam etmelerini rica ediyorum.İlgilerinize çok teşekkür ederim.

Çevrimdışı baba_can

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.492
  • 4.784
  • 2.492
  • 4.784
# 26 Ara 2009 21:32:44
Yaşadığım bir olayı sizle paylaşmak istiyorum. Geçen yıl öğretmenler odasında otururken bir öğretmenimiz hışımla odaya girdi.Hem de ne giriş..Hayırdır öğretmenim diye sorarlarken ben dışarı çıktım..Rhat konuşup dertleşsinler diye..Diğer öğretmenlerimizin anlattığına göre bir idareci kendisine görevini hatırlatmış.Araştırdım Öyle bir şeyin olmadığını öğrendim.Peki ne peşinde olur bu arkadaşımız?

1- Haksızlığa uğradığını söyleyerek o idareci hakkındaki öğretmenlerin ne düşündüğünü anlamak..Gereken yerlere haberi ulaştırmak..
Daha neler yazılır ama burda kesmem gerekir..Konu ile ilgisi olup olmadığınıda bilmiyorum.
Sözüm meclisten dışarı değerli öğretmen arkadaşlarım..

Çevrimdışı efe_muallim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.023
  • 2.055
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.023
  • 2.055
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2009 21:43:20
geçen müfettiş geldi, ufak tefek şeyleri dağ yaptı, hele bir kaç hareketi vardı ki resmen rencide etti beni, ben nefret ediyorum bu tür müfettişlerden...

Çevrimdışı 1A

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 229
  • 757
  • 229
  • 757
# 31 Ara 2009 07:43:42
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Arkadaşlar, eğitim yönetimi, denetimi,planlaması ve ekonomisi bölümünde  yüksek lisans yapıyorum. Tez konum "öğretmenlerin yıldırma yaşantısı ". Konu ile ilgili bir ölçek hazırlamaya çalışıyorum tezde kullanılacak. Bunun için sizlerin yardımınıza ihtiyacım var. Ölçek için 60 civarı madde hazırladım. Ancak işi yapan ve sorunun içinde olan  siz öğretmenlerim, okullarında yaşadıkları yıldırma yaşantılarını da benimle paylaşırlarsa daha sağlıklı bir çalışma olacağını düşünüyorum.
Bunun için siz değerli öğretmen arkadaşlarımdan okullarında, özellikle müdür ve müdür yardımcıları ya da meslektaşları tarafından uygulanan, meslekten ya da kurumdan ayrılmalarına yönelik hareketleri içeren ve sıklıkla tekrarlanan "yıldırma" kavramına uyan davranışlar varsa paylaşmanızı rica ediyorum. Örneğin " üstlerim tarafından kendimi gösterebileceğim okul etkinliklerinde görev almam engellendi" gibi...ya da " okulda kimse benimle mecbur kalmadıkça  konuşmuyor" gibi...
Paylaşacağınız tek bir cümle dahi tezin amacına ulaşması için çok önemli...
İlginize çok teşekkür ederim.
Çalışan öğretmenlerin,başarılı olanların,hernedense yaptığı herşey göze batıyor.Derse girmeyip ortalıkta dolaşan sevgili meslektaşlarımız ne yapsa hakkıdır gibi algılanıyor.Sen zil çalar çalmaz fırlamazsan,idareci gözlediğinden dolayı,hemen tepende bitiveriyor.''Zil çalalı yıl oldu,bina yıkılıyor,hadi dersinize!!!!!!!'' Öğrenciyi konuşuyorsan,veliyle konuşuyorsan,velinin yanında bile çekinmeden sizi rencide edebiliyor.Bu hareketleri yaparkende maalesef,beraber çalıştığınız meslektaşınızdan güç alıyor.Beraber kumpas bile kuruyorlar.Tabi,bozulan sinirlerinizle,ne öğrenci,ne veli gözünüze görünmüyor ve tayin istiyorsunuz...
     Bunu niçin yapıyorlar?Tüm bunları geride bırakırsak,benim ençok merak ettiğim konu bu...Onlar gibi düşünmeye ve çözmeye çok çalıştım ama olmuyor,bir türlü anlamlandıramıyorum.Kendimi yokluyorum,bakıyorumki sadece sınıfım için değil,okulum için de bir çok şey yapmışım(ÖR:Hayırsever bulup koskoca ve muhteşem bir kütüphane kazandırmak gibi ufak şeyler!)
     Sonunda kararımı verdim.Bu insanların içlerindeki kötülüğün dışa yansıması.Artık kendi üzerime alınmıyorum ve dert etmiyorum,bu onların kendileriyle ilgili sorunları..
    Kızıldereli kabilesinde bir dede torununa hayat dersi veriyormuş.''Bak yavrum insanın içinde iki tane kurt sürekli savaşır.Biri öfkeyi,kini,nefreti,kıskançlığı,anlayışsızlığı,sevgisizliği,kızgınlığı temsil eder,diğeri ise hoşgörüyü,sevgiyi,anlayışı,paylaşmayı temsil eder.''
Çocuk sormuş''Peki hangisi kazanır dede''
Çok kısa ve anlamlı cevap''BESLEDİĞİN yavrum''
Başka söze ne hacet....

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.866
  • 94.612
  • 10.866
  • 94.612
# 16 Oca 2010 14:40:59
Son Dönemde Olukça Gündemde Olan  (iş Yerinde Yıldırma )   Bu Konu   Ve Tezinizin Sonuçları Hakkında  Bize De Bilgi Verirseniz Çok Sevinecegiz  Revolin Ögretmenim..  Çünkü Hemem Hemen Hepimizin Veya Çevresinin Yaşadıgı Bu Konu Uzun Yıllar Tartışılacaga Benziyor..

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Oca 2010 02:18:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
beni en çok yıldıran olay ben ondan daha fazla kpss puanı almama rağmen benden bir yıl önce fazlasıyla öğretmen alımı nedeniyle atanmış olan kadrolu öğretmenlerin bizi öğretmen olarak görmemesi..
Toprak gibi olalım kardeşim.Toprağa her şey atılır ama ondan hep güzel şeyler çıkar.İleride bu günleri tebessümle hatılaman dileğiyle...

Çevrimdışı revolinn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 480
  • 1.158
  • 480
  • 1.158
# 18 Oca 2010 20:13:13
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Son Dönemde Olukça Gündemde Olan  (iş Yerinde Yıldırma )   Bu Konu   Ve Tezinizin Sonuçları Hakkında  Bize De Bilgi Verirseniz Çok Sevinecegiz  Revolin Ögretmenim..  Çünkü Hemem Hemen Hepimizin Veya Çevresinin Yaşadıgı Bu Konu Uzun Yıllar Tartışılacaga Benziyor..
Ben de sabırsızlıkla paylaşacağım günü bekliyorum Nil öğretmenim:) mayısta bitirmeyi planlıyorum. Sağlık, turizm gibi alanlarda çok çalışılmış ama eğitimde henüz yeni yeni başlıyor, 5-6 çalışmayı geçmiyor...aslında dediğiniz gibi Türkiye için yeni bir kavram; duyan herkes " biz bunu yıllardır yaşıyorduk, meğer bilimsel bir gerçeklikmiş" diyor. Bu konuda ülkede ses getirecek çalışmalar yapmak elbette bizim haddimiz değil; ama kafalarda soru işareti yaratabilirsek ne ala...İlginize çok teşekkür ederim öğretmenim. Katkılarınıza her zaman açığım.

Çevrimdışı revolinn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 480
  • 1.158
  • 480
  • 1.158
# 27 Haz 2010 00:20:38
Arkadaşlar tez bitti,savunmayı da verdim :) Sonuçlardan haberdar etmemi isteyen arkadaşlar için...
İstanbul da 450 öğretmene yıldırma ve yeterlik ilişkisi üzerine yapılan anketin ve dolayısıyla tezin sonuçlarına göre:
 Yöneticileri ve meslektaşları tarafından,
sözleşmeli öğretmenlere kadrolulara göre,
erkek öğretmenlere kadın öğretmenlere göre,
branş öğretmenlerine sınıf öğretmenlerine göre,
aynı okulda 6-10 yıl arası çalışan öğretmenlere diğer sürelerle çalışanlara göre,
aynı müdürle 6-10 yıl arası çalışan öğretmenlere diğer öğretmenlere göre
 daha fazla yıldırma uygulanmaktadır.
Yaş, medeni durum, kıdem, eğitim düzeyi gibi değişkenlere göre yıldırma uygulamaları değişmemektedir.
Ancak hala daha öğretmenler bu konuda konuşmaktan ya da bilgi vermekten kaçınmaktalar. Buna 450 anketi uygularken birebir şahit oldum ve çok üzüldüm. Bu sayfalarda sizlerin anlattıkları yaşandı ve hala yaşanıyor. Yıldırmanın(mobbing) bir yaptırımı olmasını ve şikayetçi olduğumuzda yapanın ceza almasını istiyorsak bu konuyu daha çok gündeme taşımalıyız. Bu sayede TCK ve DMK da net ifadelerle yerini alabilir.
Bana başlarından geçen yıldırma uygulamalarını içtenlikle anlatan tüm arkadaşlarıma ve bu sayfaları kullanmama izin veren yönetim ekibine çok teşekkür ederim.

Çevrimdışı tipe bak

  • Yeni Üye
  • 1
  • 1
  • 1
  • 1
# 18 Mar 2011 13:57:12
Buraya kadar yazılanları dikkatle okurken kendimi buldum bu başlıkta. Gerçi tez bitmiş ama kimse bahsetmediği için  "Dunnig Kruker Sendromu"nu da belirtmeyi gerekli sayıyorum. Okul yönetiminde yer alanlar bazen çok zavallı olabiliyorlar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı atakan2007

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 128
  • 141
  • 128
  • 141
# 18 Mar 2011 14:12:33
geçmişte yaşadım

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 23 Mar 2011 10:52:34
MOBBING TANIM:

”Mobbing” İngilizce bir kelime olup, psikolojik şiddet ve yıldırma anlamlarına gelmektedir. İşyerlerinde bir kişinin ya da bir grubun, bir çalışan üzerinde uyguladığı sistematik baskı mobbing sonucunu doğuracaktır. Kişinin saygısız ve zararlı ve bir davranışın hedefi olmasıyla başlar. Bunu da sırasıyla toplumsal itibarın düşmesi ve işten çıkmaya zorlanması izlemektedir. Kişiye yönelik, yaş, ırk, cinsiyet gibi herhangi bir ayrımcılık olmadan, taciz, rahatsız etme ve kötü davranış yoluyla herhangi bir kişiye yönelen saldırganlıktır. Mobbingde amaç işçiyi yıldırmaktır. Böylelikle işveren ihbar ve kıdem tazminatından kurtulmaktadır.  Duygusal tacize bir kurum veya organizasyon içerisindeki her birey maruz kalabilir. Üst düzeyde bulunan personel tarafından alt düzeyde bulunan personele karşı olabileceği gibi, eşit düzeyde bulunan bireyler arasında da olabilir ve hatta alt düzeyde bulunan personel tarafından üst düzeyde bulunan personele karşıda olabilir.  Duygusal taciz tepe yönetici tarafından alt düzeydeki personeli hizaya getirmek ve kendisine karşı yapılabilecek itaatsızlığı engellemek amacıyla yapılır. Aynı düzeyde bulunan personel arasında yapılan duygusal tacizin nedeni ise ya kıskançlık ya da korkudur. Eğer duygusal taciz alt düzeyde bulunan personel tarafından üst düzeyde bulunan personele yapılıyor ise bunun sebebi ya alt düzey personelin yapılacak değişikliklerde karar sürecine dahil edilmememsi ya da üst düzey personeli yıldırıp pozisyonunu ele geçirmek amacıdır.

 

 

MOBBING NASIL OLUŞUR:

Öncelikle mobbing bir anlaşmazlıkla, kişinin saygısız ve zararlı davranışın hedefi olmasıyla başlar. Bir kişinin, diğer insanları, kendi rızaları ile veya rızaları dışında başka bir kişiye karşı etrafında toplaması ve sürekli kötü niyetli hareketlerde bulunması ile devam eder. Amaç kişiyi yıldırmak işten çıkartmak olduğundan her türlü ima, alay ve karşısındakinin toplumsal itibarını düşürme gibi yollarla, saldırgan bir ortam yaratılmış olur. Bununla beraber kişinin çalıştığı kuruluş, bu davranışları sona erdirmeyecek, hatta bunları planlayıp hoş görecek olursa mobbinge maruz kalan kişi kendini giderek daha çaresiz bir durumda bulacaktır. Bunun sonucunda da kişi, sıkıntı, hastalık ve sosyal sorunlar yaşamaya başlayacaktır.  Bu durumları da istifa, işine son verme, erken emeklilik ya da anlaşmalı veya anlaşmasız işten çıkarmalar izleyecektir.

 

İşletmelerde ve kurumlarda görülen yaygın mobbing davranışları;

 

-Yapılan işler sürekli eleştirilir.

-Dini ve siyasi görüşleriyle alay edilir.

-Kişi umursanmaz ve sanki yokmuş gibi davranılır.

-Hakkında asılsız söylentiler çıkarılır.

-Hareketleri taklit edilerek gülünç duruma düşürülür.

-Verilen işler geri alınır.

-Kişinin kendine güveni azaltılır.

-Kişiye yeteneği dışında işler verilir.

-Psikolojik ve fiziksel olarak ağır işlerde görevlendirilir.

-Azarlama ve karalamaya maruz kalırsınız.

-Özel yaşamınız hakkında sürekli eleştirilirsiniz.

 

 

MOBBING’İN BİREYE, ŞİRKETE VE TOPLUMA OLAN ETKİLERİ:

Mobbing maruz kalanı etkilediği gibi şirketi hatta toplumu da doğrudan etkileyen bir olgudur. Psikolojik taciz sürecinde en fazla etkilenen bireydir çünkü ekonomik ve sosyal etkilerin yanında bireyin fiziksel ve ruhsal sağlığıda etkilenmektedir. Bireyin karşılaştığı ekonomik sorunların başında, bozulan fiziksel ve ruhsal sağlığın tedavisi için yapılan harcamalar ve bireyin işten ayrılmasıyla kaybolan ekonomik gelir yer almaktadır. Bununla birlikte bireyin gerek iş hayatında gerekse aile hayatındaki sosyal imajıda zedelenmektedir. Bu yaşanan olumsuzluklar sonucunda birey iyice yalnızlaştığından depresyon, iştahsızlık, yüksek tansiyon gibi birçok rahatsızlık yaşamaktadır. Mobbingin doğal sonucu olarak bireyin işten ayrılmasıyla birlikte şirket içinde mobbing olumsuz sonuçlar doğurmaya başlayacaktır. Öncelikli olarak şirketteki verimde azalma başladığı gibi yeni işe alma ve eğitim masraflarında artış olacaktır. Yaşanan bu olayların kamuoyuna yansıması da yine şirkete duyulan güveni sarsacak, şirketin imajını da zedeleyecektir. Mobbing aynı şekilde toplumu da olumsuz yönden etkilemektedir. Çünkü mobbing sonucunda mutsuz bireylerin ailelerin hatta ve hatta psikolojisi bozulmuş, sağlıksız bireylerin oluşturduğu bir toplum yapısı meydana gelecektir. Bu olumsuz etkilerin oluşmaması için yapılması gereken mobbingi durdurmak ya da engellemektir.

 

MOBBING’E KARŞI YAPILMASI GEREKENLER:

İlk önce sorunun varlığını anlamak gerekir. Bu bir psikolojik saldırı olduğundan yapılması gereken de psikolojik önlemler almaktır. Mobbing eski bir kavram olmasına karşı Türkiye’de bu konuda ne bir bilinç oluşmuş ne de mobbing kanunda tanımlanmıştır.  Öncelikli olarak yapılması gereken bu konudaki farkındalığı artırmak, bilincin oluşmasını sağlamaktır. Kişi mobbinge maruz kaldığında durumu kabullenmek yerine açıkça itiraz etmeli, taciz edici söz ve davranışların durdurulmasını istemelisiniz. Bu esnada yanınızda bir arkadaşınızın bulunması ileride tanıklık yapması açısından faydalı olacaktır. Mobbing mevzuatta yer almadığından delil olabilecek hertürlü materyalin toplanması faydalı olacaktır. Bunun içinde olaylar, verilen anlamsız emirler ve uygulamalar kaydedilmelidir. Bu aşamada psikolojik yardım almak hem mobbinge maruz kalanın ruhsal sağlığı açısından yardımcı olacaktır hem de ilerde delil olarak kullanılabilecektir. Yaptığınız itirazlardan sonra mobbing tam olarak engellenmiyor ya da durdurmuyor ise artık hukuksal yola başvurabilirsiniz. Yapılan çalışmlar sonucunda artık elinizde hukuksal boyutta kullanacağınız yeteri kadar veri bulunmuş olacaktır.

 

ULUSLARARASI HUKUKTA MOBBING:

Gelişmiş ülkelerde mobbing suç olarak tanımlanmakla birlikte, mobbinge karşı ağır para ve hapis cezalarına hükmolunur. Mobbing kavramı 1994’ten beri İsveç’te İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı yasasında suç olarak kabul edilmektedir. Finlandiya’da ise bu kavram 2000’ den itibaren suç olarak kabul edilmektedir. Almanya’da ise mobbingin engellenmesi, işçilere yürürlükte olan toplu sözleşmeyi iptal hakkı veriyor. Fransa’da mobbinge karşı uygulanan yaptırım ise bir yıl hapis ve 15 bin Euro para cezasıdır. Mobbinge karşı uygulanan bir düzen de Japonya’da mevcuttur,, mağdurlar için sendika tarafından kurulan bir danışma hattı vardır. Amerika’da psikolojik taciz birçok eyalet yasasında fiziksel tacizle birlikte iş yerinde şiddet kapsamında değerlendirilirken, pratikte ancak cinsiyet, ırk ve din ayrımcılığı gibi konularla ilişkili olduğu durumlarda mobbingin cezalandırıldığı belirtiliyor.

 

 

 

 

HUKUKUMUZDA MOBBING’İN YERİ:

2006 yılında Türkiye’de T.Y. tarafından Ankara 8. İş Mahkeme’sinde açılan mobbing davası, disiplin cezalarının kaldırılması ve işyerinde duygusal taciz nedeniyle istenen manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı taleplerini, “İşveren işçinin sağlığını korumak ve gözetlemekle yükümlüdür.” kuralına dayandırmaktadır. Bu genel bir kural olmakla beraber söz konusu olanın sadece fiziki değil ruhsal sağlık da olduğu ileri sürülmüştür. Buna ek olarak işverenin bir diğer yükümlülüğü de işçinin kişiliğine saygı göstermek ve işçinin kişiliğini korumaktır. Fakat bunlara rağmen T.Y.’ye karşı yapılan davranışlar kişilik haklarına saldırıdır. Bu davranışlar bir buçuk yıldır sistematik bir şekilde devam ettiğinden mobbing kavramı oluşmuştur. Yapılan yargılama sonunda da davanın kısmen kabulüne karar verilmiş. Bunun sonucunda da davacı 1000 TL manevi tazminata hak kazanmış bununla birlikte verilen uyarı ve kınama cezalarının iptaline karar verilmiştir. Fakat davalı Yerel Mahkeme’nin bu kararına karşı itiraz etmiş ve temyiz yoluna gitmiştir. Dosya Yargıtay’da incelendikten sonra temyiz itirazlarının reddine ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir. Böylelikle ilk kez Türk hukukunda Yargıtay tarafından mobbing suç olarak kabul edilmiş ve bunun sonucunda da manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu karar ilerde açılacak olan mobbing davaları için emsal olacaktır, fakat asıl yapılması gereken mobbingin suç olarak kanunda tanımlanmasıdır. Borçlar Kanunu Yasa Tasarısı madde 416’ya göre “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek, işyerinde dürüstlük kuralına uygun bir düzenin gerçekleştirilmesini sağlamak, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacize uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.” Bu ibare ile birlikte tasarı yasalaşırsa mobbing kanunda tanımlanmış olacak ve böylelikle mobbing davalarının da önü açılmış olacaktır.

 

SONUÇ:

Mobbing insanı yıldırmak amacıyla kasıtlı olarak yapılan bir psikolojik tacizdir. Bu kavram çok eskiye dayanmasına rağmen Türk kanunlarında tanımlanmamaktadır. Bu yüzdende Türkiye’de mobbing ile ilgili bir bilinç oluşmamıştır. Bu bilinç olmadığı için kişiler bu tür davranışlara maruz kaldıklarında kullanabilecekleri hakları olmasına rağmen ses çıkarmayıp durumu kabullenmektedirler. Bunun önüne geçebilmek için uluslar arası hukukta olduğu gibi Türkiye’ de de mobbing davaları açılmalı bununla birlikte Borçlar Kanunu Yasa Tasarısı’da yasalaşmalıdır. Bunun içinde sendikaların bu konudaki etkilerini artırmaları gerekmektedir. Psikolojik tacize maruz kalanların ne yapacakları, nereye veya kime başvuracakları açıkça belirlenmelidir. Gelişmiş ülkelerde mobbing bireyi, şirketi hatta toplumu olumsuz yönde etkilediğinden öne geçilmesi gereken bir kavram olarak kabul edilmektedir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK