Öncelikle merhabalar, hayırlı geceler.
Sayın turgutkuzan,
Üslup olarak yapıcı değil yıkıcı bir üslubunuz var maalesef. Bilgisayar kullanımı konusunda tüm üyelere yardımcı olan arkadaş sizin ayet ve hadis kullanarak yaptığınız hakaret nedeniyle ayrıldı maalesef.
Sizin haklı olduğunuzu var sayamıyoruz. Siz var sayıyorsanız O arkadaşın yerine bilgisayar kullanımı ile ilgili sorulara cevap vermeniz gerekir.
Ayrıca hata yaptığınızı bilmenize rağmen ne geri adım atma ne de özür var maalesef. Daha önce yapılan bir tartışmada da bir üyemiz ''uzaylıları görürsem onlara hangi dinden olduklarını soracağım'' yazmıştı.
Siz bu mesaja cevaben '' bunu bir ön yargı olduğunu ve hangi inanç sistemi diye sorulması gerekir '' yazdınız.
Cevaben de ''Her ümmete peygamber gönderildiği ve uzayda insan varsa peygamber gönderilmiş olacağından dolayı Müslüman olma ihtimalleri olacağı'' yazıldı. Sizden ne özür geldi ne de kabullenme.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Toplumumuzda yaygın olan yanlışlardan biri de "Kavramları birbirine karıştırmaktır." Hakaret etmek ile hakaret olarak ALGILAMAK kavramları da çoğu zaman birbirine karıştırılır.
Hakaret edildiği zaman, hakaret olan bir söz veya cümle mevcut olur. Bu tür durumlarda site yönetimi çok hassas davranıyor.
Hakaret içeren bir söz veya cümle olan mesaj hiç bir uyarı yapılmaksızın
FARKINA VARILDIĞI ANDA silinmektedir.Hakaret olarak ALGILAMAK kişiye göre değişen bir durumdur. Objektif bir sınırlama söz konusu olmadığı için bu tür durumlarda site yönetiminin yapabileceği her hangi bir şey yoktur.
Hakaret ettiğim İFTİRASINI ATTIĞINIZ mesajım ile ilgili (konuyu bilmeyenleri de göz önünde bulundurarak) hatırlatma yapayım.
İlgili konuda iki ayeti kerime mealini DELİL olarak gösterdim. Bir forumdaşımız ayeti kerime meallerini dikkate almayarak bazı cevaplar yazdı.
Mealleri görmemiş olabileceğini dikkate alarak mealleri tekrar yazdım. Forumdaşımın tutumu değişmedi.
Ayet meallerinin dikkate alınmama sebebi üzerinde düşünmeye başladım. Gençlik yıllarımda yaptığım bir hatayı anımsadım.
O yıllarda yaygın olan uygulamaya istinaden, çalıştığım şirketin iş yaptığı kişilere Ramazan ve Kurban bayramlarında kutlama kartı gönderilirdi.
Standart uygulamayı yaparak, adres defterindeki herkesin isim ve adreslerinin yazılı olduğu zarfları hazırladım, kutlama kartlarını içine yerleştirerek, şirket sahibinin masasına koydum.
Şirket sahibinin onayından geçtikten sonra, postaya vermek işini de benim yapmam gerekiyordu. Şirket sahibi beni çağırdığında postaya vermem için kartları vereceğini sanmıştım.
İki tane zarfı bana uzatarak:
- Bunlar ne diye sordu?
İlk başta ne demek istediğini anlamadım. Zarfın üzerindeki isimlere bakınca
yaptığım hatanın FARKINA VARDIM.Zarfların üzerinde yahudi iş adamlarının isim ve adresleri yazılıydı.
Yahudi iş adamlarının Ramazan ve Kurban bayramının kutlanamayacağı aklıma bile gelmemişti.
Bu olayın aklıma gelmesi ile birlikte aşağıdaki ayet meali aklıma geldi :
HUCURAT suresi 14. ayet :
Bedeviler, dedi ki: "İman ettik." De ki:
"Siz iman etmediniz; ancak "İslam (Müslüman veya teslim) olduk deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiç bir şeyi eksiltmez. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."
Ayet Müslüman olmak ile mümin olmak arasındaki farkı anlatıyor. Kelime şehadeti getiren herkes Müslüman olabilir. Mümin olmak için için kelime şehadeti getirmek yeterli değildir.
Mümin olabilmek için, ayetleri dikkate almak, kayıtsız - şartsız itaat etmek gerekir.
Mümin olma mertebesine ulaşmamış bir kişiden mümin gibi davranmasını beklemek, bir yahudinin Müslüman gibi davranmasını beklemek gibidir.
Ben Müslüman olan herkesten mümin davranışı beklemek hatasını yapıyordum ve bu hatamın FARKINA VARDIM.Hakaret ettiğim İFTİRASINI ATTIĞINIZ mesajımın içeriği bu şekildedir.
Bu mesajım birileri tarafından (Mümin mertebesine ulaşıp / ulaşmamış olmamanın nasıl hakaret olabildiğini anlayamasam da) hakaret olarak ALGILANMIŞ olabilir.
Bu durumda ben neden suçlu muamelesi görüyorum?
Kaldı ki, mesajın muhatabı da mümin olduğu iddiasında bulunmadı.
Mümin olduğunu iddia etseydi, o zaman gösterdiğim ayet meallerini delil olarak kabul etmiş olacaktı.
Düştüğü ikilem karşısında bir
TERCİH YAPMIŞ.Bir forumdaşımın yaptığı bir tercihten neden ben sorumlu tutuluyorum?Yönetim tarafından silindiği için bana yapılan hakaretleri belgelemem mümkün olmuyor.
BUNUNLA BİRLİKTE aleni hakaretlere rağmen çekip gitmek aklımın köşesinden bile geçmiyor.
O forumdaşımız gerçekten hakaret olarak ALGILADIĞI bir davranış nedeniyle forumdan ayrılmışsa bu bir TERCİHTİR.
O kişinin tercihi nedeniyle bana İFTİRA ATMANIZ haksızlık değil mi?
Bazı insanlar sözlü özürleri bir ERDEM olarak değerlendirir.
Kişisel olarak bir hata yaptığım kanaatine ulaşırsam, sözlü özür dilemek en son yapacağım iştir.
Hatamın sorumluluğunu üstlenir ve gereğini yaparım.
Sizin hata olarak değerlendirdiğiniz bir durum için özür dilememi beklemenizi anlayabilmiş değilim.
"uzaylıları görürsem onlara hangi dinden olduklarını soracağım" ifadesinin geçtiği bir mesaj hatırlamıyorum ve mesajı bulamadım.
Mesajın linkini yazarsanız konuyu anlayıp, gerekli açıklamayı yapabilirim.
Yazılan her mesajı okumak / cevap yazmak gibi bir zorunluluğum olmadığını da hatırlatmak isterim.Ne yapmam, ne söylemem gerektiği yönünde bilgiler içeren mesajları "Öğretmen hastalığı" kapsamında değerlendiriyor ve hoşgörüyle karşılıyorum.