Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
(bunları da yazarken eleştiriye açık olduğunuzu düşünerek yazıyorum umarım kırılmazsınız )
Yapıcı eleştiriyi her zaman desteklemişimdir.
Şahsıma aleni hakaret içerdiği için, yönetim tarafından silinen mesajları yazan arkadaşlarıma bile kırılmıyorum.
Eleştirilerinizdeki haksızlık payına rağmen, size kırılmam mümkün değil.
Bilakis duygu, düşünce ve davranışlarımı açıklama
fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.1-Öğretmenlere karşı kendi içinizde ben onlardan daha bilgiliyim ve üstünüm bunu nasıl ispatlarım çabası oluşmuş
Yaşım ve imkanlarım gereğince, forumdaki
BAZI öğretmen arkadaşlardan daha bilgili olduğumu düşündüğümü daha önceki mesajlarımda belirtmiştim.
Bu durumunda normal olduğunu düşünüyorum.
Bütün öğretmenlerin benden daha bilgili olduğunu düşünmek normal bir davranış mıdır?Üstünlük izafi bir kavramdır. Bazı konularda öğretmen arkadaşlarım üstündür, bazı konularda ben üstünümdür. Bunu kesin sınırlarla ayırmak mümkün değildir.
Ben forum arkadaşlarıma daha fazla nasıl yardımcı olabilirim çabası içinde olduğumu düşünüyorum.
Siz farklı bir çaba içinde olduğumu ifade etmişsiniz.
Yanıldığımı nasıl anlayabilirim? Beni, benden daha iyi bilmeniz mümkün mü? 2-Burada size yazılan her türlü yazıda karşınızdakini bir bozma-ters köşe etme-hatta övgülere bile ters cevaplar vererek üst benliğinizin ne kadar geliştiğini gösterme
Yazdığım cevaplara muhataplarım neden bozuluyor? Neden ters köşe oluyor? Övgüleri kabul etmemem neden ters cevap olarak ALGILANIYOR?
Birilerinin bana bozulmasını neden isteyebileceğimi (böyle bir şey istemediğim için) anlayamıyorum.
Ders aldığım eserlerde övgüleri kabul etmenin mahzurları belirtiliyor. Bu mahzurlara istinaden övgüleri kabul etmemek hakkına sahip değil miyim?
Övgüleri kabul edilmek zorunlu mudur?
3-Yazılan yazıları gizli aşağılama ve buna da aldığım eğitim böyle-gördüğüm terbiye böyle diyerek sanki beni bu hale getirenler de öğretmenler,onlar böyle yetiştirdi her şeyin suçlusu sizsiniz aslında imajı verme ve bunu alttan alttan gizli gizli empoze etme
Öğretmen arkadaşlarımın çoğunun,
"Eğitim ve öğretimi" tekellerinde görme yanılgısı içinde oldukları şeklindeki düşüncemi daha önce de ifade etmiştim.
Forum arkadaşlarımın ısrarlı isteklerine uygun olarak,
bir ifademde yaptığım kısaltma yanlış bir anlaşılmaya sebep olmuş. Bu nedenle söz konusu ifademi, yanlış anlaşılmaya imkan vermeyecek şekilde eklemeler yaparak yazmak istiyorum:
Yetiştiğim ortam ve aldığım eğitim ikna hususunda "mantık" yöntemlerini kullanmak üzerinedir. (Bediüzzaman Said Nursi, Nevzat Tarhan, Üstün Dökmen, Doğan Cüceloğlu, Polat Doğru, Ebru Üzümcü gibi kişilerden) aldığım eğitim üzerine hareket ediyorum.
4-aslında siz de şöylesiniz-böylesiniz FARK ETTİNİZ (SAYEMDE...),GELİŞTİNİZ(SAYEMDE) demeye getiriyorsunuz,bunu ben yaptım ben başardım havası var sözlerinizde fakat farkında olmayadabilirsiniz
Benim ne DÜŞÜNDÜĞÜMÜ, ne HİSSETTİĞİMİ nasıl anlayabildiğinizi bilmiyorum. Ama en azından yanlış bir ALGILAMANIZ olabileceğini dikkate alamaz mıyız?
Neden yazılanları olduğu gibi kabul etmeyip, altında farklı manalar arıyorsunuz?
Yazdığınız mesajların altına farklı anlamlar gizlediğiniz için benim de öyle yaptığımı mı düşünüyorsunuz?
Mesajlarıma gizli anlamlar yerleştirmediğim için, hiç kimsenin mesajlarına gizli anlamlar yüklediğini düşünmüyorum.Eğer yazılan mesajdan anladıklarımdan bir tereddüt içinde olursam, "Mesajınızdan bunu anlıyorum, doğru mu anlamışım?" anlamında sorular sorarak, anladığımın doğru olup olmadığını teyit ettiriyorum.
Siz neden benzer bir uygulama yapmıyorsunuz? Bir yanılgı içinde olduğunuzu öğrenmekten mi korkuyorsunuz?
Switched at bird isimli dizinin 1. sezon altıncı bölümünde eşler arasında geçen konuşmanın bir cümlesi şu şekildedir :
- Bundan uzun bir zamandan beri bahsediyordun... ve artık seni duyuyorum.Çevremizdeki insanlar, zaman zaman bir şeyleri tekrarlayıp dururlar,
biz onları DUYMAYIZ. Yaşanan bir gelişmeye bağlı olarak defalarca söylenmiş olan bir şeyi DUYARIZ.
Mesajlarımda tekrarladığım hususların DUYULMASI mümkün olmayacak bir şey midir?
5-ÖRNEKLENDİRME YÖNTEMİ;Bir öğretmen edasıyla örnekleme yapıyorsunuz FARKLI BAKIŞ AÇISI DİYORSUNUZ YA;tam tersi okuyucuları belirli kalıplara sokuyorsunuz inanın ben sizde farklı bir bakış açısı göremedim tamamen KÜLT bir bakış açınız var
"Öğretmen edası" öğretmenlere mahsus bir durum mudur? Başkaları örnekleme yaparken bu tavrı takınamaz mı?
Anladığım kadarıyla elimdeki silahı görenler benim ifade ettiğim kalıba giriyorlar diyorsunuz.
İnsanlara akıl nimeti verilmiştir ve herkes bu nimeti kullanır. Kimse kimseyi "belirli kalıplara sokamaz."
FARKLI BAKIŞ AÇISI ortaya koyduğumu ifade ettiğim konularda sizde fikirlerinizi belirtebilirsiniz.
Bu şekilde ben farklı bakış açısı ortaya koymamışsam, siz farklı bakış açısı ortaya koymuş olursunuz, ben dahil herkes bakış açınızdan faydalanır.
Ayrıca,
pozitif bilimlere dayalı yaptığım açıklamaların da gözünüzden kaçtığını sanıyorum. 6-BİR EĞİTİM SİSTEMİ DİYORSUNUZ BİR DE NARSİSTLİKTEN BAHSEDİYORSUNUZ eğitimi mi narsistleştirmeye çalışıyorsunuz yoksa narsistleri mi eğitmeye onu da pek anlayamadım
Toplumumuzda kalıp düşünme sistemi çok yaygındır.
Çoğu insan bir şeyin sadece iyi veya sadece kötü olabileceğini, veya bir hususun her yönüyle doğru / her yönüyle yanlış olduğunu düşünür.
Bir şeyin iyi ve kötü yönleri olabileceğine ihtimal vermez.
Bir hususta doğru yönler, yanlış yönler olabileceğine ihtimal vermez.
Narsist olmak hususu da referans alınan noktaya göre iyi veya kötü olarak değerlendirilebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus referans alınan noktanın
FARKINDA OLMAKTIR.Benim yaptığım narsist hususundaki
derlediğim bilgileri paylaşmaktır. Eğitim ve narsitlik arasında hiç bir şekilde bağlantı kurmadım.
Bir bağlantı kurmadığım için, bağlantıyı anlamamış olmanız normaldir.
7-burada yazacak çok şey var... tabii aklımdan geçip de söyleyemediğim sözlerdi bunlar ve beklemede kalma sebebim de BELKİ YANLIŞ DÜŞÜNÜYORUMDUR 'dur...
Yanlış düşünüyor olabileceğinize dair açık kapı bırakmanız isabetli ve incelikli bir davranış.
Açıklamalarım, yanlış düşünüyor olabileceğiniz hususları anlamanıza yardımcı olur ümidindeyim.
Risale-i Nur külliyatı (Sözler isimli eserin 1. sözü) şu cümle ile başlar :
Ey kardeş! Benden birkaç nasihat istedin. Sen bir asker olduğun için, askerlik temsilâtiyle, sekiz hikâyecikler ile birkaç hakikati nefsimle beraber dinle. Çünkü, ben nefsimi herkesten ziyâde nasihate muhtaç görüyorum. Vaktiyle sekiz âyetten istifade ettiğim "Sekiz Söz"ü, biraz uzunca, nefsime demiştim. Şimdi, kısaca ve avâm lisânıyla nefsime diyeceğim. Kim isterse beraber dinlesin.
Forumdaşlarımın büyük çoğunluğunun öğretmen olduğunu göz önünde bulundurarak,
öğretmenlik ile ilgili bir örnek vererek bir açıklama yapmak istiyorum.
Hepimizin bildiği gibi bir sınıftaki çalışkan öğrenciler genellikle sevilmez. Çünkü çalışkan öğrenci başarı çıtasını yükseltmekte daha çok çalışma gereği ortaya çıkartmaktadır.
Bazı öğrenciler çalışmak yerine, çalışkan öğrencinin bilgisinden istifade etmeyi tercih ederken, öğrencilerin büyük bir çoğunluğu çalışkan öğrenciyi dışlamak, küçümsemek, alay etmek eğilimindedir.
Ben derslerime çalışıyorum, derslerime çalıştığım ortaya koyduğum mesajlarda görülmektedir.
Dersine çalışmayan forumdaşlarımın beni dışlamalarını, küçümsemelerini, alay etmelerini normal bir davranış olarak değerlendiriyorum ve onlara kırılmıyorum.İnşallah bir gün onlarda derslerine çalışmaya başlayacaklardır ümidindeyim.
Daha önce bir mesajımda belirttiğim gibi :
- İmkan dahilinde, öğrendiğim bilgiler ile ilgili makale türü yazılar hazırlayarak bilgilerin kalıcı olması için gayret gösteriyorum.
Burada paylaştığım bilgiler kendim için hazırladığım derslerdir. Bir çok forumdaşım bu ayrıntıyı göremiyor.Dersine çalışan bir öğrencinin, arkadaşlarına yardımcı olmaya çalışmasının normal bir davranış olduğunu düşünüyorum.
Mesajlarımın uzun olması hususu da yanlış değerlendirilen hususlardan biridir.
Mesajlarımı uzun olduğu için okumakta zorlanan arkadaşların bir hususa dikkatlerini çekmek istiyorum.
Uzun dediğiniz o mesajın hazırlanması için harcanan zaman ve emek hakkında bir fikriniz var mı?Büyük bir kısmının okunmayacağı bilinildiği halde neden uzun mesajlar hazırlandığı konusunda ön yargısız olarak hiç düşündünüz mü?
Neden bazı bölümler koyu yazılıyor? Neden bazı bölümlerin başına madde işaretleri konuyor?
Çoğu kimsenin sadece koyu yazılmış bölümleri okuduğu bilindiği halde, neden sadece o bölümleri yazmakla yetinilmiyor?
Bu soruların cevabı üzerinde düşünülmeden, ön yargılı olarak bir takım düşünceler ifade ediliyor.
Öncelikle şunu belirtmeliyim mesajlarımda ön yargılı davranmadan her düşünceden kişilerden alıntılar yapıyorum. Konunun farklı boyutlarına dikkat çekiyorum.
Kendi düşüncelerimi ifade ettiğim bölümler çok kısadır.Bir forumdaşım bir alıntıyı önemserken, başka bir forumdaşım başka bir alıntıyı önemsiyor.
Herkesin ihtiyacını karşılayacak mesajlar yazmaya özen gösteriyorum.Mesajlarımın uzun olmasının en önemli sebebi budur.
Bir çok kişi hafıza teknikleri, sunum teknikleri hakkında bilgi sahibi değildir.
Bir hususu anlatırken bir olayla bağlantı kurarak anlatmak, hikaye şeklinde bir sunum yapmak verilmek istenen mesajın akılda kalmasına vesile olur. Doğal olarak bu teknikleri kullanmak mesajın uzamasında etkili olmaktadır.
Uzun mesajlar konusunda bu kadar
sır açıklamak yeterli olur sanıyorum. Sırlarımı daha fazla açıklamak mahzurlu olabilir