Narsist Misiniz?

Çevrimdışı DORUK17

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 569
  • 1.024
  • 569
  • 1.024
# 04 Şub 2014 02:06:40
 :)

Çevrimdışı DORUK17

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 569
  • 1.024
  • 569
  • 1.024
# 04 Şub 2014 03:03:34
asumanoz hocam turgutkuzan beyle çok tartışmış biri olarak, verdiğiniz cevaptan dolayı sizi alkışlıyorum.
turgut beyi ikna etmek için kendinizi yormayın. tartışmanın eşit tarafları olarak sizi görmediğinden, modern bir sokrat gibi(çakma sokrat diyelim çünkü, asla "kendini bil"mez.) sizin fikirlerinizi didik didik edip sinirlerinizi bozar. bunu da kötü niyetle yaptığını sanmıyorum ama bu da onun huyu...huyu kurusun.
narsizmin ilksel olarak yanlızlık durumu içinde kendini kandırmış bir varoluş olduğu ile eğitim gibi toplumsal bir yapıyı,öğretmen olarak da bu yapıdaki herhangi bir işlevi yerine getiren bir bireyi, temel hemde en temel; tam belirleyici obje olarak görmek yanlış.olmadı turgut bey tıpkı felsefe tartışmasındaki gibi düşünsel özgürlükle başlayıp, işi mistizmin sarsılmaz kanatlerini ıspata getirmeniz gibi zorlama bir tartışma açmışsınız.

Çevrimdışı DORUK17

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 569
  • 1.024
  • 569
  • 1.024
# 04 Şub 2014 03:28:09
turgut bey eğer uzun bir cevap yazarsanız okumayacağım.Lütfen kısa olsun.kısa kısa tartışalım.zaman kaybı oluyor.
hatta beni adam yerine koymayıp cevap vermezseniz çok sevinirim.

Çevrimdışı asumanöz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Şub 2014 04:31:34
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
asumanoz hocam turgutkuzan beyle çok tartýþmýþ biri olarak, verdiðiniz cevaptan dolayý sizi alkýþlýyorum.
turgut beyi ikna etmek için kendinizi yormayýn. tartýþmanýn eþit taraflarý olarak sizi görmediðinden,
modern bir sokrat gibi(çakma sokrat diyelim çünkü, asla "kendini bil"mez.) sizin fikirlerinizi didik didik edip sinirlerinizi bozar. bunu da kötü niyetle yaptýðýný sanmýyorum ama bu da onun huyu...huyu kurusun.
narsizmin ilksel olarak yanlýzlýk durumu içinde kendini kandýrmýþ bir varoluþ olduðu ile eðitim gibi toplumsal bir yapýyý,öðretmen olarak da bu yapýdaki herhangi bir iþlevi yerine getiren bir bireyi, temel hemde en temel; tam belirleyici obje olarak görmek yanlýþ.olmadý turgut bey týpký felsefe tartýþmasýndaki gibi düþünsel özgürlükle baþlayýp, iþi mistizmin sarsýlmaz kanatlerini ýspata getirmeniz gibi zorlama bir tartýþma açmýþsýnýz.



 Eyvallah hocam:)
Elinize sağlık.

Çevrimdışı kollektif-01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.020
  • 4.972
  • 2.020
  • 4.972
# 04 Şub 2014 12:56:06

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Konuya gösterdiğiniz ilgiye özellikle teşekkür ederim.

1) İlk olarak "buna rağmen farklı milletlerle kıyasladığımızda," ifadenize istinaden düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Eğitimciler ve öğretmenler, öğrencilerin (ve evlatların) birbiriyle  kıyaslanmaması gerektiğine sık sık vurgu yaparlar.
Öğrenci (veya evlat) sadece kendisi ile kıyaslanmalıdır görüşüne katılıyorum.
Benzer şekilde topululukları da  birbirleriyle değil, kendileriyle kıyaslanmak daha doğru olur inancındayım.

2) Benzer sorgulamayı "Eğitimhanenin de  birçok özelliği ile birçok eğitim sitesine göre paylaşıma açık ,samimi ,narsistlikten uzak olduğunu düşünüyorum." ifadeniz için yapmak istiyorum.
Egitimhane'yi diğer eğitim siteleri ile değil kendisi ile kıyaslamamız gerekir.

Mesaj başlığınızda bulunan (İngilizce Öğretmeni) ifadenize istinaden şu soruları yöneltmek istiyorum:

- Egitimhane üyesi olan sınıf öğretmenleriyle diyaloğunuzun yeterli düzeyde olduğuna inanıyor musunuz?
- Egitimhane yönetimiyle diyaloğunuzun yeterli düzeyde olduğuna inanıyor musunuz?
- "132 günde ingilizce" başlığıyla yayınlamış olduğum, Türkiye genelinde ilgi gören çalışmama istinaden benimle olan diyaloğunuzun yeterli düzeyde olduğuna inanıyor musunuz?
vs.
Örneklendirdiğim bu diyaloglardan  bir veya bir kaçı yeterli düzeyde değilse sebebi ne olabilir?

Şu hususa dikkatinizi çekmek isterim:
Sınıf öğretmeni egitimhane üyelerinin kendi aralarında kuvvetli bir diyalog olduğuna inanıyorum.
Benzer şekilde ingilizce öğretmenlerinin de kendi aralarında kuvvetli bir diyaloğu vardır.
Tıpkı egitimhane yönetiminde bulunan forumdaşlarımın kendi aralarında kuvvetli bir diyaloğu olduğu gibi...

Diyalog konusunda gözlemlediğim problemi ifade edebildiğimi umut ediyorum.
  
Aklınıza şöyle bir düşünce gelebilir, "Ben ingilizce öğretmeniyim, bir sınıf öğretmeni ile diyalog kurmaya ihtiyacım yok. Veya egitimhane yönetimiyle diyalog kurma ihtiyacı hissetmiyorum. vs."
Vurgulamaya çalıştığım husus budur. Tüm egitimhane üyelerinin "ORTAK" bir hedefi vardır ve bu ortak hedef çerçevesinde birlikte hareket etmek zorundadırlar ve diyalog içinde olmalıdırlar.
Ortak hedefimizi  "Öğretimin ön planda olduğu toplumumuzda EĞİTİMİ ÖN PLANA çıkartmaktır." cümlesi ile ifade ediyorum.
Ortak hedefi ifade etmekte başka bir cümle kullanabilirsiniz veya başka bir ortak hedef gösterebilirsiniz.
Göstereceğiniz ortak hedef en verimli şekilde çalışmalar ortaya çıkarmamıza vesile olacaktır.

3) "farklı başlıklar açtığınızda da beklediğiniz ilgiyi göremediğinizde de bunu narsistlik olarak düşünmenize de gerek yok." ifadenize istinaden de şunları yazmayı uygun görüyorum.

Açtığım konuların ilgi görmemesi ile ilgili bir ÖN YARGIM var. Bu ön yargım egitimhane üyelerinin narsist olup / olmaması ile ilgili değildir.
Bu konu "FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI" ortaya koymak için açılmıştır.

Açtığım konuların ilgi görmemesi benim açımdan çok önemli değildir. Mesajlarımı düşüncelerimi netleştirmek için hazırlıyorum.
Bir kaç kişiye faydası olur diye egitimhane forumunda paylaşıyorum.
Diğer bir deyişle mesajlarımı yayınlasam da yayınlanmasam da hazırlıyorum.



Ben diyalog içinde olmam gerekenlerle yeterli seviyede diyalog içindeyim.



Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Şub 2014 13:42:35
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
1)Eğitim camiası içinde yer alan öğretmenlerimiz zaten bir amaç etrafında bir araya gelmiş insanlardır.
Bu amaca ortak oldukları gün “öğretmen andı” ile başlar.
Okulda yapılan kurul toplantılarının altına attıkları imzalarla devam eder, yetiştirdikleri bireylerle şekillenir ve hiç bitmeden meslek hayatları boyunca devam eder.
Yani sizin benim bulduğum bir amacım var haydi bunun etrafında toplanın demenize gerek yok.
Yıl için yapılan özel ya da kurumsal çalıştaylarda, sempozyumlarda, panellerde, proje geliştirme çalışmalarında öğretmenlerimiz amaçlar etrafında bir araya gelip efor sarf ediyorlar zaten.
Öğretmen andını okudum. Çok geniş kapsamlı bir tanımlama mevcut.
Benzer bir uygulama milletvekilleri içinde yapılmaktadır.
Tüm milletvekillerinin aynı amaca, aynı yöntemlerle hizmet ettiği söylenebilir mi?
Diğer bir deyişle milletvekillerinin ettikleri yeminden anladıkları şey aynı mıdır?
Söylenen sözlere (yeminlere) değil yapılanlara bakmayı tercih ediyorum.
Önceki mesajımda belirttiğim gibi ifadelendirdiğim hedef şahsıma ait değildir, öğretmen andının içerisinde yer alan bir hedeftir.
Öğretmen sıfatıyla eğitim ve öğretim ile ilgili çalışmalar yapıldığının da bilincindeyim.
Sorguladığım  "Egitimhane üyesi" sıfatı ile neler yapıldığıdır?
Diğer bir deyişle "Egitimhane üyesi" sıfatı ile eğitim adına neler yapılmaktadır?
Bu konuda örnekler vermeniz beni memnun edecektir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
2)Evrensel bir kavram olarak tüm birey yetiştirme/geliştirme işlerine “eğitim” diyoruz. Eğitimi sadece sözlük anlamıyla değil tüm dünyada kabul gören bu anlamıyla ele almak gerekir. Eğitim-öğretim kavramları birbirine geçmiş, birbiriyle örtüşmüş bir hal almıştır.
"Eğitim-öğretim kavramları birbirine geçmiş, birbiriyle örtüşmüş bir hal almıştır." ifadesinin evrensel kabul gördüğüne inanmıyorum.
Bu durum ülkemizde uzun yıllardır eğitim ve öğretimin birlikte yürütülmeye çalışılmasından kaynaklanan bir ALGIDIR.
Son 10 yılda aktif olarak kullanılmaya başlanan "Duygusal Zeka" kavramını irdeleyen kitaplarda yer alan bilgiler eğitimin, öğretimden farklı olduğunu, eğitimin biyolojik temelleri olduğunu göstermektedir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
3) Evet okullarımızda iyi eğitim veremiyoruz. Çünkü eğitimli birey öğrendiklerini sosyal hayatında uygulayabilen bireydir. Her çocuk yerlere çöp atılmaması gerektiğini, arkadaşlarıyla kavga etmemesi gerektiğini, büyüklerine saygı göstermesi gerektiğini vs. çok iyi biliyorlar. Bu konularla ilgili sorulan sorulara da hep doğru cevap veriyorlar. Ancak okul bahçesinde bunu davranışa dönüştürdüklerini göremiyoruz. Bu çocukları her gün 10 saat bu konularla ilgili bilgisayar uygulamalarına, animasyonlara, filmlere de tabi tutsanız sonuç değişmeyecek. Doğru bir öğrenme gerçekleşmeden eğitim olmuyor.
Şu hususu net şekilde ifade etmek istiyorum:

- Bilgisayarları kullanarak "EĞİTİM" veremezsiniz. Bilgisayarlar sadece "ÖĞRETİMDE" kullanılabilir.

"Bu çocukları her gün 10 saat bu konularla ilgili bilgisayar uygulamalarına, animasyonlara, filmlere de tabi tutsanız sonuç değişmeyecek."
ifadesi bu nedenle yanlıştır. Çocuklara doğru davranışı kazandırmada en önemli etken öğretmen ve ebeveynlerdir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
4)   PİSA sınavların amacı tam da hayat başarısına yöneliktir. PİSA da bilgi değil bilgiyi günlük hayatta kullanabilme becerisi ölçülür. PİSA örnek sorularına incelemek için zaman ayırırsanız göreceksiniz.
Anlayabildiğim kadarıyla "Hayat başarısı" kavramını "bilgiyi günlük hayatta kullanabilme becerisi" olarak tanımlıyorsunuz.
Öğrendiğim kadarıyla genel kabul gören "Hayat başarısı" tanımlaması şu şekilde :

- Kendisi ve yaşadığı toplum ile barışık olmak
- İletişimi ve ilişkileri güçlü olmak
- Somut hedeflerin yanısıra soyut hedefleri de olmak
- Gelecekten umutlu olmak
- Özgüveni olmak
vs.
PİSA sınavları bunları ölçebiliyor mu? Ya da Finlandiyalılar bu özelliklere sahip bireyler olarak mı yetişiyorlar?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
5) FATİH projesi beni de heyecanlandıran bir proje. Fakat uygulama safhasında gördüğüm ayrıntılar maalesef bu projenin 5-6 yıl sonra okulları bir akıllı tahta çöplüğüne çevireceğini gösteriyor. Akıllı tahta ve tabletler, yenilenmeyecek, garantisi bittiğinde arıza giderleri okullar ve veliler tarafında karşılanacak. Proje ile ilgili eğitim alan bir arkadaşımın dediğine göre en sık rastlanan arızasının maliyeti 800 TL civarında. Evet FATİH projesi okulların teknolojik altyapısını iyileştirecek ancak gelir kaynağı olmayan okulların üzerinde bir kambur olarak kalacak(Eğer bununla ilgili bir düzenleme yapılmazsa tabi)(Umarım yapılır).
Eminim ki bu yazdıklarımı 3-5 kişi dışında kimse okumayacak. Okuyanların da bazıları burun kıvıracak, bazıları zaten bildiğim şeyler diyecek. Tıpkı sizin yazdıklarınıza verilen tepkiler gibi. Su üstüne yazı yazmak gibi.
Hemen herkesin tahmin ettiği / gözlemlediği problemleri, projeyi tasarlayanların göremediğini düşünmek hata olur.
Bu problem için çözümler üretilmemiş olduğunu düşünmekte benzer hatayı tekrarlamaktır.
Egitimhane üyelerinin ÖN YARGILI olarak hareket ettikleri bir başka konuda yazdıklarının çok az kişi tarafından okunduğunu / değerlendirildiğini düşünmeleridir.
Google dahil, (egitimhane üyeleri haricinde) bir çok birimin forumda yazılanlarla  yakınen ilgilendiklerini biliyorum. :)
Yazılanları su üzerine yazılanlar gibi görmek kendimizi ve Egitimhane'yi küçümsemektir.
Ayrıca yazılanlara gösterilen TEPKİLER kadar, TEPKİ GÖSTERİLMEMESİNİ DE dikkate almanız gerekir.
Kurumlar TEPKİ GÖSTERİLMEYEN / AZ TEPKİ GÖSTERİLEN fikirleri daha çok önemserler.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Eğer Türk Milli Eğitim sisteminde çığır açmak gibi bir niyetiniz varsa bunu egitimhane üzerinden yapacağınız klavye hareketleriyle gerçekleştiremezsiniz.
Niyetim Türk Milli Eğitim sisteminde açılmış bir çığıra bir nebze olsun katkı sağlamaktır.
Emekli oldum diye, kimse benden yan gelip yatmamı beklemesin :)

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Son Söz: Aynı yöntemleri deneyip farklı sonuçlar bekleyen adamdan daha çaresiz kimse yoktur.
Albert Einstein'in
- Aynı deneyi, aynı ortamlarda defalarca yapıp farklı sonuçlar elde etmeyi hayal etmek aptallıktır.
sözünü okumuş olmalısınız.

Sürekli "FARKLI BAKIŞ AÇISI" vurgulaması yapan bir kişiye bu hatırlatmayı yapmak biraz haksızlık olmuyor mu? :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Şub 2014 13:48:29
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
açıklama ne güzel. (turgutkuzan)
sadece açıklamış. isteyen istediği kadar alır. kapasitesine bağlı.
eline sağlık. yüreğine de.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Şahsıma yönelik övgü nitelikli mesajlardan rahatsız oluyorum.
BUNUNLA BİRLİKTE emeğinizi karşılıksız bırakmak istemedim.
Teşekkür ederim.

Çevrimdışı yuceoglu

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 53
  • 2.481
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 53
  • 2.481
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Şub 2014 14:23:39
Narsist kişiler her zaman, tüm ilgiyi kendi üzerlerine çekmeye çalışırlar, sürekli her konuda kendi laflarının geçmesini isterler. Narsist kişilerin her zaman amacı en mükemmele ulaşmak, toplumda parmakla gösterilen nadide insanlardan olmaktır. Narsistler kendilerini her zaman büyük bir özveriyle en ufak ayrıntısına kadar mükemmele ulaştırmak için çalışır. Bu şekilde sadece ilgiyi kendi üzerinde toplayan narsistler başka insanları görmezler, onların haklarına saygılı olmazlar. Kısaca iş birliği gerektiren işlerden her zaman kaçınırlar. İş birliği yapamazlar.

Bu kriterlerden:
*Narsist kişilerin her zaman amacı en mükemmele ulaşmak, toplumda parmakla gösterilen nadide insanlardan olmaktır.

*Narsistler kendilerini her zaman büyük bir özveriyle en ufak ayrıntısına kadar mükemmele ulaştırmak için çalışır.

Bunları sayarsak Narsist sayılır gibiyim :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Şub 2014 14:30:13
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Konularınız akıl verme tarzında olmasa, insanların inançlarını sorgulamasa( dua engellisi misiniz konusu gibi mesela), eğitim sistemini kurtarabilirim modunun dışına çıksa, makale gibi cevaplarınız olmasa daha az antipatik olacak.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Sık sık ÖN YARGI vurgulaması yapıyorum.
"Dua engellilerden misiniz?" başlığıyla açmış olduğum konuya yazdığım ilk mesajı bir kez daha okuyabilir misiniz?
Mesajımda inançları sorgulayan bir ifade var mı?
Yoksa olması gereken "soyut bir hedef" için gerekli bilgileri mi içermektedir.
ÖN YARGILI olmak yanlış ALGILAMAYI beraberinde getirmektedir.

BUNUNLA BİRLİKTE sorgulanmayan her bilginin / her inancın, çürümesinin / çürütülmesinin kaçınılmaz olduğunu da unutmamalıyız.
Herkesin sahip olduğu bilgiyi / inancı sorgulaması gerekir kanaatindeyim.

Sizin tabirinizle konularımın akıl verme tarzında olması sizi neden rahatsız ediyor? Başkasının vereceği akıla ihtiyacınız olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Hedefim "Eğitim sisteminini iyileştirilmesine katkı sağlamak ise" yazdıklarımın bu çerçevede olması doğal değil midir?
Bir kitapta anlatılabilecek bir konuyu bir makaleye sığdırabilmek oldukça zor bir iştir.
Eğitimhane üyelerinin kitap okumak için yeterli zaman ayıramadıklarını düşünerek, okuduğum kitaplardan edindiğim bilgilerin özetlerini makale boyutunda sunmaya çalışıyorum.
Daha kısa anlatımların verimli olmayacağına inanıyorum.

Yazılarımı ve beni antipatik bulanlar bunun sebebini kendilerinde aramalıdır.(Kendilerine "Neden antipatik buluyorum?" sorusunu sormalıdırlar.)

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öğretmenler burada dosya, fikir, deneyim, öneri paylaşıyorlar, benim için burası bir öğretmenler odası.
Belki meslektaş olmadığımız için beni anlayamayabilirsiniz, ama inanın biz burada yeni bir harfi nasıl vereceğimizden tutun da, karne süsüne, pano için görsel birşeyler tasarlamaya kadar sayfalarca yazışabiliriz.
"Burası bir öğretmenler odası" cümlenizi sorgulayabilir miyiz?

- Burası öğretmenler odası mıdır?
Ya da
- Burası öğretmenler odası mı olmalıdır?
Olan ile olması gereken arasında bir fark olamaz mı? Fark olmazsa nasıl ilerleme sağlanacaktır?

Benzer şekilde "... tasarlamaya kadar sayfalarca yazışabiliriz." ifadenizi de sorgulamak istiyorum.

- Egitimhane'de yapılması gerekenler bunlar mıdır?
- 5 yıl önce Egitimhane'de yapılanlar ile bugün Egitimhane'de yapılanlar arasında ne gibi farklar vardır?
- Egitimhane'nin revize edilen hedefleri olması gerekmez mi?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Eğitimhane benim için bu.
Değişik fikirler görüşler tartışılabilir, görüşler belirtilir ama şık olursa ..
Birisi tutup da neden "narsist misiniz"  yada "dua engell imisiniz  desin ki? ( bence en kötü başlık oydu kusura bakmayın ama size ne değil mi benim duamdan,parayla imanın kimde olduğu bilinmez, sizin gibi mütefekkirler daha iyi bilir bu hususları)
Bu konu açılmadan önce kaç kişi "Narsist" kelimesinin anlamını biliyordu acaba?
Muhtemelen hiç bir Egitimhane üyesi "Narsist" olup olmadığını sorgulamamıştı.
Eğitim - öğretim sistemimizdeki yanlışlık nedeniyle "çoğu şeyi sorgulamayan" bireyler durumundayız.
Öğrendiğim bilgiler çerçevesinde yeni sorgulama konuları açarak "Sorgulayan bireyler" haline gelinmesine katkı sağlamaya çalışıyorum.
Yanlış yaptığımı mı  düşünüyorsunuz?

Yazdığınız her cümleyi, söylediğiniz her sözü soru haline getirin, hayata bakış açınızda ne gibi değişiklikler olduğunu gözlemleyin. Sonuçtan memnun kalacaksınız.

Çevrimdışı asumanöz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 04 Şub 2014 15:31:37
Sizin sayenizde narsist kelimesinin anlamını öğrendik, Cok sağolun turgutkuzan, gerçekten Cok guzel konulara dikkat çekiyorsunuz, iyi ki varsınız,sağolun.

Dermisim:)

ALLAH selamet versin.

Çevrimdışı calmustical64

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.671
  • 37.235
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.671
  • 37.235
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 04 Şub 2014 18:23:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Sık sık ÖN YARGI vurgulaması yapıyorum.
"Dua engellilerden misiniz?" başlığıyla açmış olduğum konuya yazdığım ilk mesajı bir kez daha okuyabilir misiniz?
Mesajımda inançları sorgulayan bir ifade var mı?
Yoksa olması gereken "soyut bir hedef" için gerekli bilgileri mi içermektedir.
ÖN YARGILI olmak yanlış ALGILAMAYI beraberinde getirmektedir.

BUNUNLA BİRLİKTE sorgulanmayan her bilginin / her inancın, çürümesinin / çürütülmesinin kaçınılmaz olduğunu da unutmamalıyız.
Herkesin sahip olduğu bilgiyi / inancı sorgulaması gerekir kanaatindeyim.

Sizin tabirinizle konularımın akıl verme tarzında olması sizi neden rahatsız ediyor? Başkasının vereceği akıla ihtiyacınız olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Hedefim "Eğitim sisteminini iyileştirilmesine katkı sağlamak ise" yazdıklarımın bu çerçevede olması doğal değil midir?
Bir kitapta anlatılabilecek bir konuyu bir makaleye sığdırabilmek oldukça zor bir iştir.
Eğitimhane üyelerinin kitap okumak için yeterli zaman ayıramadıklarını düşünerek, okuduğum kitaplardan edindiğim bilgilerin özetlerini makale boyutunda sunmaya çalışıyorum.
Daha kısa anlatımların verimli olmayacağına inanıyorum.

Yazılarımı ve beni antipatik bulanlar bunun sebebini kendilerinde aramalıdır.(Kendilerine "Neden antipatik buluyorum?" sorusunu sormalıdırlar.)
"Burası bir öğretmenler odası" cümlenizi sorgulayabilir miyiz?

- Burası öğretmenler odası mıdır?
Ya da
- Burası öğretmenler odası mı olmalıdır?
Olan ile olması gereken arasında bir fark olamaz mı? Fark olmazsa nasıl ilerleme sağlanacaktır?

Benzer şekilde "... tasarlamaya kadar sayfalarca yazışabiliriz." ifadenizi de sorgulamak istiyorum.

- Egitimhane'de yapılması gerekenler bunlar mıdır?
- 5 yıl önce Egitimhane'de yapılanlar ile bugün Egitimhane'de yapılanlar arasında ne gibi farklar vardır?
- Egitimhane'nin revize edilen hedefleri olması gerekmez mi?
Bu konu açılmadan önce kaç kişi "Narsist" kelimesinin anlamını biliyordu acaba?
Muhtemelen hiç bir Egitimhane üyesi "Narsist" olup olmadığını sorgulamamıştı.
Eğitim - öğretim sistemimizdeki yanlışlık nedeniyle "çoğu şeyi sorgulamayan" bireyler durumundayız.
Öğrendiğim bilgiler çerçevesinde yeni sorgulama konuları açarak "Sorgulayan bireyler" haline gelinmesine katkı sağlamaya çalışıyorum.
Yanlış yaptığımı mı  düşünüyorsunuz?

Yazdığınız her cümleyi, söylediğiniz her sözü soru haline getirin, hayata bakış açınızda ne gibi değişiklikler olduğunu gözlemleyin. Sonuçtan memnun kalacaksınız.
Turgut Kuzan Beyciğim,
1- Çok bilmişlik yaparak milletin tatilde sinirlerini ayağa kaldırmayın.
2- Tereciğe tere satmayın( Öğretmen değilsiniz, ne anlarsınız eğitimden- öğretimden)
3- Eğitimhane bir yerlere geldiyse öğretmenler sayesinde gelmiştir.Senin değil.
4-Sana ne benim  kitap okuyup, okumadığımdan.
5-Narsist kelimesinin anlamını bilsem ne olur, bilmesem ne olur. çok mu önemli?
6-Burası öğretmenler odası,siz yanlış yerdesiniz.
7-Herkesin inancından sana ne?
8- Öğretmen andını bir daha ağzına alma.
Önerim: Uzunca bir tatile çık ve bizi rahat bırak.

Çevrimdışı snowman

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.650
  • 4.660
  • İngilizce Öğretmeni
  • 1.650
  • 4.660
  • İngilizce Öğretmeni
# 04 Şub 2014 18:43:12
Evet narsistim.hayir narsist değilim. Ama narsist olmak istiyorum ve narsist eğitimi almak istiyorum.

Çevrimdışı leopar

  • B Grubu
  • 332
  • 345
  • 332
  • 345
# 26 Şub 2014 21:16:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
************************Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Açıkladığınız fikirleriniz için teşekkür ederim. Fikirleriniz ile ilgili düşüncelerim şunlardır:

1) Üyelerin farklı amaçlarının olması ORTAK bir amaç için bir araya gelinemeyeceği anlamına gelmez.

2) "Öğretimin ön planda olduğu toplumumuzda EĞİTİMİ ÖN PLANA çıkartmaktır." olarak ifade ettiğim hedefi şahsıma mal etmeniz beni onurlandırdı.
BUNUNLA BİRLİKTE bir kaç hususa dikkat çekmek istiyorum.

- Okullarımızın bağlı olduğu bakanlığın ismi neden EĞİTİM dir?
- Web sitemizin ismi neden EGİTİMHANE dir?
- 2010 yılında açıklanan F@tih (Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi Projesi) hedefi nedir?
- Özellikle son 10 yılda Milli Eğitim Bakınlığının uygulamaya koyduğu projelerin ne kadarı öğretim, ne kadarı eğitim ile ilgilidir?
vs.

90'lı yıllarda bir vesile ile şu cümleyi kullanmıştım :

- Öğretim bilgisayar da yapılabilir, öğretmenin görevi eğitmek olmalıdır.

Öğretimi tüm yönleriyle (bilgi kazanım, değerlendirme vs.) bilgisayar destekli olarak yapmak mümkündür ve Fatih projesinin nihai hedefi de öğretim için öğretmen ihtiyacını minumum seviyeye düşürmektir.
Bilgisayar bulunan her yerde öğretim yapmayı hedefleyen bir sistem, neden yeni okullar açmakta, okulları iyileştirmekte, öğretimde öğretmene ihtiyacın azalacağını bilerek öğretmen yetiştirme konusunda projeler üretmektedir?
Bu soruların mantıklı açıklamasının okulların birer "Eğitim Yuvası!" haline getirileceği olduğuna inanıyorum.
Şu tevafuka bakın ki web sitemizin sloganı da "Egitimhane.Com ::. Eğitim Yuvası!" şeklindedir :)

3)  
Bu sözü okullarımızda "iyi eğitim veremiyoruz" şeklinde ALGILIYORUM ve katılıyorum. Zaten amacımızda "Nasıl daha iyi eğitebiliriz?" sorusunun cevabını bulmaktır.
Gerek Prof. Dr. Nevzat Tarhan beyin kitaplarında, gerekse psikoloji konusunda yazılmış diğer kitaplarda yapılmış deneylerden örnekler verilerek "akademik başarının, hayat başarısını getirmediği" anlatılmaktadır.
Eğitim yapısı gereği dayatılabilen bir şey değildir. Kişinin benimsemesi gerekir.
Bir kişiye istemediği bir şeyi zorla öğretebilirsiniz.
Fakat benimsemediği bir davranışı kontrol etmediğiniz zaman yapmasını sağlayamazsınız.
Örnek trafik kurallarını öğretebilirsiniz. Kişilere bu davranışı benimsetmeyi başaramazsanız "Cezası kaç paraysa veririm" der.

4) Maalesef PİSA sınavlarında hayat başarısı ölçülemiyor. :)
Finlandiya'da uygulanmakta olan sistemi ayrıntıları ile inceleme imkanım olmadı.
BUNUNLA BİRLİKTE başka ülkelerde uygulanan sistemleri bire bir ülkemizde uygulamak mümkün değildir.

Bu durumu şu şekilde örneklendirmek mümkündür.
2012 yılı Dünya Bankası verilerine göre Finlandiya'nın nüfusu 5,414 milyondur. (Yaklaşık Ankara nüfusu)
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde yer alan verilere göre nüfus artış hızı 0.29'dır.

Bilgileri daha anlaşılır kılmak için şöyle söyleyebiliriz: Her dört aileden birinde 1 çocuk vardır.
1 çocuk yetiştirmek için seferber edilebilecek 8 yetişkin ...

Rabbim o çocukların yardımcı olsun :) Biz iki yetişkinin kontrolünden kaçabilmek için kaç takla atıyoruz :)
Bu kadar çok kontrol olsa sonuç ne olur acaba?

5) Eğitimin olmadığı durumlarla ilgili yapılmış deneyler hakkında Prof. Dr. Nevzat Tarhan beyin kitaplarında bilgi bulabilirsiniz.

Açtığınız başlık ve konulardan hareketle çok okuduğunuz, entellektüel birikime sahip olduğunuz kanaatine vardım. Sizi anlamak için en az sizin kadar bilgi birikimine sahip olmak gerekir diye düşünüyorum ve burada size önyargılı olarak cevap yazanların asla sizi anlayamadıklarına (çünkü böyle şansları yok) inanıyorum. Öğretmen olup olmadığınızı bilmiyorum. Çünkü ben buralarda pek dolaşan biri değilim.

Ancak, yazdıklarınız,  (mesleğiniz ne olursa olsun, bu hiç önemli değil)  oldukça fazla bilgi birikimine sahip olduğunuzu kesinlikle kanıtlıyor. En içten duygularımla tebrik ediyorum.

Çevrimdışı leopar

  • B Grubu
  • 332
  • 345
  • 332
  • 345
# 26 Şub 2014 21:23:42
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dünyanın en narsist toplumu Türklerdir, bakın yeşilçama örneğin bir Türk hakanı tek başına bir devleti haklar, yakışıklıdır, yiğittir, zekidir , merttir, hümanisttir, bilgedir, ama Türk düşmanlarına bakın korkak, sinsi, çakal, çirkin, yabani, vahşi ve alçaktırlar.
bu millet narsist değil de kim narsisttir?
Sadece sinemada değil okulda askerde fıkralarda hikayelerde her yerde durum böyledir Türk kahramandır ve tüm düşmanlar aptal ve alçaktır,
Dünyanın neresinde böyle bir şey vardır ''araplar bizi arkamızdan hançerlemişlerdir''diye bir halk aşağılanmış, düşmanlaştırılmış ama aynı zamanda bir Arap kahramanı olan battalgazi ise Türk diye yutturulmaya çalışılmıştır?


Kesinlikle katılıyorum.

Çevrimdışı kirsehir

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.952
  • 12.252
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 10.952
  • 12.252
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 26 Şub 2014 21:27:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Açtığınız başlık ve konulardan hareketle çok okuduğunuz, entellektüel birikime sahip olduğunuz kanaatine vardım. Sizi anlamak için en az sizin kadar bilgi birikimine sahip olmak gerekir diye düşünüyorum ve burada size önyargılı olarak cevap yazanların asla sizi anlayamadıklarına (çünkü böyle şansları yok) inanıyorum. Öğretmen olup olmadığınızı bilmiyorum. Çünkü ben buralarda pek dolaşan biri değilim.

Ancak, yazdıklarınız,  (mesleğiniz ne olursa olsun, bu hiç önemli değil)  oldukça fazla bilgi birikimine sahip olduğunuzu kesinlikle kanıtlıyor. En içten duygularımla tebrik ediyorum.

Öyle olabilir öğretmenim de üslubu yanlış bana göre. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, biraz daha yapıcı ve sade dille yazılsa Turgut Bey hedef alınmayacak. Belki bizleri düşünmeye sevk etmeye çalışıyor ama bu böyle dil çıkarır gibi olmaz...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK