Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.178
  • 2.227
  • 1.178
  • 2.227
# 03 Eki 2013 11:30:14

''Kaldı işte; Çayımız bardakta..
Çocukluğumuz sokaklarda..
Mutluluğumuz kursağımızda..
Sevdiklerimiz uzaklarda..
Gülüşlerimiz fotoğraflarda...''
                  NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 03 Eki 2013 11:53:44
Neylersin alışkanlık,
için kan ağlarken yüzün güler,
dikilitaş gibi dinelirsin yine.
Yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer,
anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?

Çevrimdışı HAYAT7676

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eki 2013 19:46:39
Aşk, bazen gitmekle kalmak arasında verdiğin en büyük savaştır. Sevmeyenin aklı, gerçekten sevenin kalbi kazanır bu savaşı.
NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı sergüzeşt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 326
  • 4.376
  • 326
  • 4.376
# 03 Eki 2013 20:26:38
Bizim kalbimiz hep kırıktır çocuk.
Ama yine de eksik etmeyiz sol cebimizden UMUDU..

- Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 03 Eki 2013 21:11:15
Kim bilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi
uzaktan seyredemeseydik ruhunu birbirimizin.
Kim bilir felek ayırmasaydı bizi birbirimizden
belki bu kadar yakın olmazdık birbirimize...

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 04 Eki 2013 08:35:07
Yine görüşürüz
dostlarım benim
yine görüşürüz...
Beraber güneşe güler,
beraber dövüşürüz...

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 04 Eki 2013 14:31:42
Ellerinize ve Yalana Dair

Bütün taşlar gibi vekarlı,
hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli,
bütün yük hayvanları gibi battal, ağır
ve aç çocukların dargın yüzlerine benziyen elleriniz.
Arılar gibi hünerli, hafif,
sütlü memeler gibi yüklü,
tabiat gibi cesur
ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizleyen elleriniz.
Bu dünya öküzün boynuzunda değil,
bu dünya ellerinizin üstünde duruyor.
Ve insanlar, ah, benim insanlarım,
yalanla besliyorlar sizi,
halbuki açsınız,
etle, ekmekle beslenmeye muhtaçsınız.
Ve beyaz sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasıya,
göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan.
insanlar, ah, benim insanlarım,
hele Asyadakiler, Afrikadakiler,
Yakın Doğu, orta Doğu, Pasifik adaları
ve benim memleketlilerim,
yani bütün insanların yüzde yetmişinden çoğu,
elleriniz gibi ihtiyar ve dalgınsınız,
elleriniz gibi meraklı, hayran ve gençsiniz.
İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
Avrupalım, Amerikalım benim,
uyanık, atak ve unutkansın ellerin gibi,
ellerin gibi tez kandırılır,
kolay atlatılırsın...
İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
antenler yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa rotatifler,
kitaplar yalan söylüyorsa,
beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,
dua yalan söylüyorsa,
ninni yalan söylüyorsa,
rüya yalan söylüyorsa,
meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı,
söz yalan söylüyorsa,
ses yalan söylüyorsa,
ellerinizden geçinen
ve ellerinizden başka her şey
herkes yalan söylüyorsa,
elleriniz balçık gibi itaatli,
elleriniz karanlık gibi kör,
elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
elleriniz isyan etmesin diyedir.
Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
bu ölümlü, bu yaşanası dünyada
bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.

Çevrimdışı HAYAT7676

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 Eki 2013 12:08:54
Kim bilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi
uzaktan seyredemeseydik ruhunu birbirimizin.
Kim bilir felek ayırmasaydı bizi birbirimizden
belki bu kadar yakın olmazdık birbirimize...
NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 06 Eki 2013 14:58:00
HENÜZ VAKİT VARKEN GÜLÜM
Henüz vakit varken, gülüm
 Paris yanıp yıkılmadan,
 henüz vakit varken, gülüm,
 yüreğim dalındayken henüz,
 ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
 Volter rıhtımında dayayıp seni duvara
 öpmeliyim ağzından
 sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a
 çiçeğini seyretmeliyiz onun,
 birden bana sarılmalısın, gülüm,
 korkudan, hayretten, sevinçten
 ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
 yıldızlar da çiselemeli,
 incecikten bir yağmurla karışarak.
 Henüz vakit varken, gülüm,
 Paris yanıp yıkılmadan,
 henüz vakit varken, gülüm,
 yüreğim dalındayken henüz,
 şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
 söğütlerin altından, gülüm,
 ıslak salkım söğütlerin.
 Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana,
 en güzel, en yalansız,
 sonra da ıslıkla bir şey çalarak
 gebermeliyim bahtiyarlıktan
 ve insanlara inanmalıyız.
 Yukarda taştan evler,
 girintisiz, çıkıntısız,
 birbirine bitişik
 ve duvarları ayışığından
 ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor
 ve karşı yakada Luvur
 aydınlanmış ışıklarla
 aydınlanmış bizim için
 billur sarayımız...

 Henüz vakit varken, gülüm,
 Paris yanıp yıkılmadan,
 henüz vakit varken, gülüm,
 yüreğim dalındayken henüz,
 şu Mayıs gecesi rıhtımda, depolarda
 kırmızı varillere oturmalıyız.
 Karşıda karanlığa giren kanal.
 Bir şat geçiyor,
 selamlayalım gülüm,
 geçen sarı kamaralı şatı selamlayalım.
 Belçika'ya mı yolu, Hollanda'ya mı?
 Kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın
 tatlı tatlı gülümsüyor.

 Henüz vakit varken, gülüm,
 Paris yanıp yıkılmadan,
 henüz vakit varken, gülüm...
 Parisliler, Parisliler,
 Paris yanıp yıkılmasın...
                Nazım Hikmet RAN

Çevrimdışı HAYAT7676

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 303
  • 2.815
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2013 15:07:49
Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...

Ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti:
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
sıcak koyu bir karanlık...

Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazamak sana dair,
hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...

Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
Ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...

Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinde,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken..
NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 07 Eki 2013 08:21:25
YİNE DE SEVİYORUM
Sevmek acı sevmek acı...
Gözlerin ah..ne mazi kaldı ne fani...
Hayatın tamamı acı..sevmek benim işim...
Yine de seviyorumn seni yinede büyüyor göz bebeklerim..
İşte sevmek benim işim..işte sen işte ahh

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 07 Eki 2013 13:47:40
Kırdılar tazecik yeşil dallarımızı
Kırdılar kitap tutan ellerimizi
Kanına girdiler çocuklarımızın.

                                                                                    1960, Nisan
 

Çevrimdışı golgesizisik

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 123
  • 889
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 123
  • 889
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eki 2013 19:12:15
SOSYALİZM
Sosyalizm
Yani şu demek ki dayı kızı
Sosyalizm
Senin anlayacağın yani
El kapısının yokluğu sende
İmkansızlığı
Ekmeğimizde tuz
Kitabımızda söz
Ocağımızda ateş oluşu hürriyetin
yahut, başkası yel de
sen yaprakmışsın gibi titrememek
bunun tersi yahut
sosyalizm
devirmek dağları elbirliğiyle
ama elimizin öz biçimi
öz sıcaklığı kaybetmeden
yahut sevgilimizn bizden ne şan ne para
vefadan başka bişey beklemeyişi
sosyalizm
yani yurttaş ödevi sayılması ihtiyarlığın
yahut mesela
esefsiz
güvenle
emniyetle
gölgeli bir bahçeye girer gibi
girebilmek usulcacık ihtiyarlığa
ve hepsinden önemlisi
çocukların ama bütün çocukların
kırmızı elmalar gibi gülüşü

NAZIM HİKMET

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 08 Eki 2013 08:42:57
Bir silgi olsaydın ne silmek isterdin?
Hatalarını mı yoksa kötü anılarını mı ?
Yoksa başarısızlıklarını mı ?
Kalem olsaydın kimi eklemek isterdin hayatına.?
Seni dinleyecek birini mi?
Sana küçük mutluluklar yaşatanları mı?
Yoksa her daim yanında olanları mı..?
Şimdi durup bir düşün, neler eklemek isterdin?
Neler silmek isterdin?

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 08 Eki 2013 08:53:12
Yoruldun ağırlığımı taşımaktan
 Ellerimden yoruldun
 Gözlerimden gölgemden
 Sözlerim yangınlardı
 Kuyulardı sözlerim
 Bir gün gelecek ansızın gelecek bir gün
 ayak izlerimin ağırlığını duyacaksın içinde
 uzaklaşan ayak izlerimin
 ve hepsinden dayanılmazı bu ağırlık olacak.

 Nazım Hikmet RAN

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK