Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 17 Oca 2015 00:30:18
Nâzım kardeşim
mavi gözlü nazım
mavi yüreğin
ve daha da mavi düşlerinle
sen ki karanlığa derin derin
baktığın zaman
en ufak bir kin duymadan
karanlığı bile mavileştirirsin
nâzım
sen ki bir kadeh şarap
ve güzel bir kadının diziyle
üzerinde sevdanın halk bayrağı
dalgalanan bir deniz köşesiyle
ufukları ağartır
bir pencere açarsın
her şeyin yok olduğu yerde
ve tepelerden taşlar yuvarlanır keyifle
kayıklara kadar
ve sokak fenerinin altında
bir köpek düşlere dalar
nâzım
senin küçük sokak çalgıcılarını gördüm
galata köprüsü üstünde
senden birkaç dize saklıydı
keman kutularının içinde
söylemeye izinli olduklarından birkaç dize
bulutlara bakarak bekliyorlardı
onları söyleyebilecekleri günü
(bazen bir keman nâzım
sıkılmış bir yumruk gibidir
ve sıkılmış bir yumruğun içinde
bir kanat gizlidir)
nâzım
grevci dok işçilerini gördüm
vinçler direkler şiirler arasında
çuvallar sandıklar güller arasında
ve büyük geminin yanında
bekleyen iki mavi ışık
demir almak üzereydi gemi
(kim bilir hangi yolculuğa?)
kavgaydı bu
sevdaydı bu
ve sen nâzım kaptanıydın
sınırlardan öteye yönelen bu yolculuğun
nâzım
biri çıkıyordu geminin merdiveninden
kafeste kanaryalarıyla
pabuçlarının bağları çözük
''günaydın'' demesi gerekirken^
''kırmızı diyen biri
bir kadın ağlıyordu kapıda
balıkçı geçti kimsenin gözüne ilişmeden
saatinin içinde
tozlu camın altında
küçük bir balık bağırıyordu
sen duydun onu ben duydum
ve istedim ki
en karanlık sözcüğü vereyim de
apak olsun yeniden
direttim
bugünkü gibi
her zamanki gibi
hepimiz gibi
işte böyle, nâzım
ama sen nâzım
hangi zindandan
gecenin hangi köşesinden
hangi ölümden olursa olsun
gülümsüyorsun
dünyanın gülümseyişini koruyan
o masmavi gülümseyişinle
nâzım kardeşim
yoldaşımız bizim
merhaba nâzım
nâzım
sen bizi öyle çok sevdin
biz seni öyle çok sevdik ki
küçük adınla çağırır herkes seni
herkes sen der sana
fransa da rusya da yunanistan da
aragon da nâzım
neruda da nâzım
ben de nâzım
özgürlük ki adlarından biridir senin
o senin en güzel adın
merhaba nâzım



Nâzım Hikmet'e / Yannis Ritsos

Çevrimdışı ücü

  • Bilge Üye
  • *****
  • 12.226
  • 55.123
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 12.226
  • 55.123
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Oca 2015 00:31:40
Teşekkürler öğretmenim.

+1

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 17 Oca 2015 00:44:42
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Teşekkürler öğretmenim.

+1

Ben size teşekkür ederim,cesaret verdiğiniz için

+1

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.812
  • 227.456
  • 28.812
  • 227.456
# 17 Oca 2015 16:56:01
Gitmek' sadece bir eylemdir. 'Unutmak' ise kocaman bir devrim... (N.Hikmet)

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 18 Oca 2015 23:00:45
kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin


Nâzım Hikmet

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 19 Oca 2015 08:14:24
Bir tek ülke istiyorum adı "Dünya"
Bir tek ırk istiyorum adı "İnsan"
Bir tek kaynak istiyorum adı "Sevgi"

*Nâzım Hikmet*

Çevrimdışı TANAĞRISI

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 153
  • 4.189
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 153
  • 4.189
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 21 Oca 2015 12:03:24
Bilmezden gelişim, aptala yatışım kaybetme korkumdan değil; karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır.

Nazım Hikmet

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 21 Oca 2015 12:44:16
Kırdılar tazecik yeşil dallarımızı
Kırdılar kitap tutan ellerimizi
Kanına girdiler çocuklarımızın.


Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı sergüzeşt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 326
  • 4.376
  • 326
  • 4.376
# 21 Oca 2015 22:51:39
Bir ölü yatıyor
      on dokuz yaşında bir delikanlı
      gündüzleri güneşte
      geceleri yıldızların altında
      İstanbul'da, Beyazıt Meydanı'nda.

Bir ölü yatıyor
      ders kitabı bir elinde
      bir elinde başlamadan biten rüyası
      bin dokuz yüz altmış yılı Nisanında
      İstanbul'da, Beyazıt Meydanı'nda.

Bir ölü yatıyor
      vurdular
      kurşun yarası
      kızıl karanfil gibi açmış alnında
      İstanbul'da, Beyazıt Meydanı'nda.

Bir ölü yatacak
      toprağa şıp şıp damlayacak kanı
      silâhlı milletimin hürriyet türküleriyle gelip
                                            zaptedene kadar
                                                      büyük meydanı.

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Oca 2015 12:59:53
Türk Köylüsü

O, topraktan öğrenip
kitapsız bilendir.
Hoca Nasreddin gibi ağlayan
Bayburtlu Zihni gibi gülendir.
Ferhattır,
Keremdir
ve Keloğlandır...
Yol görünür onun garip serine,
analar, babalar umudu keser,
Kahpe felek ona eder oyunu
Çarşambayı sel alır,
Bir yar sever,
el alır,
kanadı kırılır
çöllerde kalır,
ölmeden mezara koyarlar onu.
O ' Yunus-u biçaredir
Baştan ayağa yaredir',
Abu içer su yerine.
Fakat bir kere dert anlayan düşünmeye görsün önlerine
ve bir kere vakit erişip
' Gayrim yeter! ...'
demesinler.
Bunu dediler mi,
' İsrafil surunu ürür,
mahlukat yerinde durur ',
toprağın nabzı başlar
onun nabızlarında atmağa,
Ne kendi nemfini korur
ne düşmanı kayırır,
' Dağları yırtıp ayırır,
kayaları kesip yol eyler abıhayat akıtmağa... '

Nazım Hikmet

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 26 Oca 2015 22:47:21
Uyandım bu sabah da
ve yürüdü üstüme doğru karmakarışık :
duvar, battaniye, cam ve plastik ve tahta
ve tavana vuran kararmış gümüşten ışık.
Ve yürüdü üstüme bir tramvay bileti
ve düşümün bu yana düşüp sönen yarısı
ve otel odası denen düşman memleketi,
bir şiirden üç satır ve bir saman sarısı.
Yürüdü üstüme doğru ak alnıyla zaman
ve anılar yağmurlu ve boşluğun yatakta
ve haber ikimizden ve ayrılığımızdan.
Uyandım bu sabahta.


Nâzım Hikmet
6 Eylül 1960

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 30 Oca 2015 20:50:48
13 Aralık 1945

Gece kar birdenbire bastırmış.
Bembeyaz dallardan dağılan kargalarla başladı sabah.
Göz alabildiğine Bursa ovasında kış :
başsızlık ve sonsuzluk geliyor akla.
Sevgilim,
değişti mevsim
            çekişen gelişmelerden sonra bir sıçramakla.
Ve karın altında mağrur
                                       hamarat
                                                    sürüp gidiyor hayat...
 
 

14 Aralık 1945

Hay aksi lânet, fena bastırdı kış...
Sen ve namuslu İstanbulum ne haldesiniz kim bilir?
Kömürün var mı?
Odun alabildin mi?
Camların kıyısına gazete kâadı yapıştır.
Gece erkenden yatağa gir.
Evde de satılacak bir şey kalmamıştır.
Yarı aç, yarı tok üşümek :
                dünyada, memleketimizde ve şehrimizde
                                              bu işte de çoğunluk bizde...
 

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 30 Oca 2015 20:51:59
Zevcem,
              ruhu revanım
                            Hatice Pîrâyende,
ölümü düşünüyorum,
geçen ömrümüzü düşünüyorum.
Kederli
            rahat
                     ve hodbinim.
Hangimiz ilkönce
nasıl
ve nerde ölürsek ölelim,
seninle biz
           birbirimizi
ve insanların en büyük dâvasını sevebildik
                                                — dövüştük onun uğruna —,
«yaşadık»
                 diyebiliriz.
 
 
 

Çevrimdışı zeynep59Ç

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 623
  • 2.035
  • 623
  • 2.035
# 30 Oca 2015 20:54:19
MAVİ GÖZLÜ DEV, MİNNACIK KADIN 
VE HANIMELLERİ 
 

O mavi gözlü bir devdi. 
Minnacık bir kadın sevdi. 
Kadının hayali minnacık bir evdi, 
                       bahçesinde ebruliii 
                                 hanımeli 
                                              açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev. 
Ve elleri öyle büyük işler için 
                          hazırlanmıştı ki devin, 
yapamazdı yapısını, 
                         çalamazdı kapısını 
bahçesinde ebruliiii 
                   hanımeli 
                             açan evin.

O mavi gözlü bir devdi. 
Minnacık bir kadın sevdi. 
Mini minnacıktı kadın. 
Rahata acıktı kadın 
            yoruldu devin büyük yolunda. 
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, 
girdi zengin bir cücenin kolunda 
           bahçesinde ebruliiii 
                     hanımeli 
                               açan eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, 
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: 
bahçesinde ebruliiiii 
                         hanımeli 
                                   açan ev.. 

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 31 Oca 2015 12:33:05
Fanilerin gezdiği yorgun sahillere in;
Ve de ki:
Sevenlerin alnını ölüm eğmez.
Atılın dalgalara beklerken sizi adem;
Elli yıllık ömrümüz hicrana bile değmez...
 
NAZIM HİKMET

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK