Öğretmenin Karizması

bence de karizma falan kalmadı.bakanımız sağolsun...

o eskidendi hocalarım.şimdi işler değişti.veli sana çocuğunun bakıcısı,(ha bir de çocuğun 24 saati senden sorulur )müdür  sinirlendiğinde potansiyel rahatlatıcı,halk ise sürekli yatıpta çok maaş alan memur gözüyle bakıyor.yanlışım varsa düzeltin .ben öyle gözlemledim.kendi öğretmenlerimi hatırlıyorum.biz karşılarında sevgi karışımı bir saygıyla zor konuşurduk.ailemiz desen baba sözü öğretmen sözünden sonra gelirdi.şimdi...






 

size aynen katılıyorum

karizma mı nerede  ben hala bulamadım da
 öğretmenin karizmasını  zaman alıp götürmüş
  ben ilkoklu 1989 yılında bitirdim. ilkokul öğretmenimi gözünmün önüne getiriyorum   bir de şu an kendimi kıyaslıyorum köprünün altından çok sular geçmiş

Bir arkadaşım çok güzel yazmış... Öğretmenlerin kendilerine duyacakları saygınlık veya toplumdan görecekleri saygınlık üniversite yıllarında son buluyor. niye mi? bir öğretim görevlisi gelir(hazar kendisi de öğretmendir) ve şöyle der:
-- öğretmen değil misiniz? sizden ne olur?

öğretmenlik mesleğine giriş diye bir ders vardı(ömg) ilk konus kimler öğretmen olur...
1. Orta gelirli aile çocukları
bakın okuduğumuz eğitim kitabında bile öğretmenlerin kimlerle karşılaştırıldığı gözüküyor...

toplumda bir saygınlık kalmadı. konuşmayı bilen ve bir yerde makam almış kişiler hemen başlar öğretmen hakında konuşmaya.. maaşınız az, tatiliniz fazla, yan gelip yatıyıorsunuz diye... bunu söyleyen kişi bir diş hekimi ve aylık geliri 16 milyar(11 milyar üniversiteden 5 milyar ise özelden alıyor) ama gözünü bizim 1300ytl ye dikmiş kişi.

yok ben diş hekimiyim sizin avcunuza hiç kusan oldu mu? şehriye çorbası? vb.....

tabi bu kişi hiç düşünmüyor? birinci sınıfta öğretmenlerin ne zorluklar çektiğini...

toplumumuzda bu tür kişiler oldukça yani ."Makamı büyük kendi küçük insanlar" bizim mesleğin saygınlığı daha çok yerlerde gezer.....

öncelike kendimize saygı gösterelim ve maaşımız mevzu bahis olduğunda ne kadar aldığımızı tam olarak söyleyelim)ekderslerle birlikte) bilyiorsunuz bu devirde paran varsa adamsın....

Öğrenciler üzerinde etkili olabilmesi için ben-iletileri üç öğeyi taşımalıdır.
1-Sorun oluşturan davranışın tanımlarını içermelidir: Öğretmenin, kendisi ile neden yüzleştiğini kestirmek zorunda kalmamalıdır. Öğrenci iyi bir ben-iletisi yorum içermeyen haber gibidir. “Kabadayılık ettiğin zaman...” Yargılama ile başlayan ben-iletilerine “kılık değiştirmiş sen-iletileri” denir. İyi bir ben-iletisinde zaman belirten bir bağlaç vardır. Öğrenciye sorun teşkil eden davranışın zamanını belirtmek çok önemlidir. Öğretmen, öğrenciye değil onun belli bir davranışına kızmıştır.
2-Öğrencinin kabul edilmeyen davranışını öğretmen üzerindeki kesin gerçek, somut etkisinin ona söylenmesidir. “Senin uzun saçlarını görmeye dayanamıyorum” somut etki açıkça söylenmiş ise ben iletisi başarısız olur. Ben-iletilerini kullanmaya başlayan öğretmenlerin yapacakları ilk iş kabul edilmez öğrenci davranışlarını iki grup içinde sınıflandırmak olmalıdır. Somut etkisi olanlar ve olmayanlar.
3-Duyguların dile getirilmesi: Ben-iletisi, davranış, etki ve duygu zincirinden oluşur. Ben-iletisinden nasıl dönülür? Vites nasıl değiştirilir. Ben-iletileri, sen-iletilerine göre öğrencileri daha az savunmaya iter. Fakat her şeye rağmen iyi bir ben-iletisinden bile öğrenci incinebilir. Öğretmen bunu fark edince hemen, yüzleşmeden etkin dinlemeye geçmelidir. Bu bir tür vites değiştirmedir.
Öğretmenler Kendilerini Nasıl Kızdırır: Kızgınlık, öğretmenin üç bölümlü ben-iletisini, duygu bölümünde olduğundan, yüzleşmeler öğrenciler tarafından suçlama ve bastırıcı iletiler olarak algılanır. Kızgınlık ikinci bir duygudur. Her zaman daha önce yaşanan başka duyguların sonucunda oluşur. Öğretmen bahçede dolaşırken, çocuklardan birinin attığı taş başını sıyırıp geçer. Öğretmenler kızgınlık iletilerinin bir işe yaramadığını bilirler. Işe yarasalardı dünyanın kuşaklar arası tüm sorunları yıllar önce çözülmüş olurdu.Öğretmenin ilk duygusu korkudur, ikinci duygusu kızgınlıktır. EÖE kurallarında öğretmenle birinci duygularını öğrencilerine iletmeleri öğretilir.

Öğretmenlerin karizması eskisi gibi değil. Biz öğrenci iken utangıcımızdan öğretmeni gördüğümüzde yolumuzu çevirirdik. Şimdiki öğrenciler ise tam tersini yapıyor. Öğretmenin apayrı bir yeri vardı o zamanlar.

öğretmende karizma mı kaldı?kendisini bilmezler çizdirdiler yalan mı arkadaşlar?öğretmen dürüst,güvenilir,doğru sözlü ,iyi örnek kişiler olmamız  gerekmez mi işte böyle olmayanlar tarafından karizma kalmadı

Öğretmeni, aldığı ücret nedeniyle pazarlarda ikinci iş yapmaya zorlayanlar karizmamı bıraktırdı.Büyük şehirlerde çalışan tek maaşlı arkadaşların büyük çoğunluğu ek iş yapıyor.Ben, gece kulübünde çalışan,şoförlük yapan arkadaşlar biliyorum.

arkadaşlar sistemden kaynaklanan bazı sorunlarımızın olduğu doğru, ek iş yapmak zorunda kalan meslektaşlarımız da var elbette... ancak bizler yine de öğretmeniz... önce biz kendimize haksızlık etmeyelim... toplumun örnek insanları  yine bizleriz diye düşünüyorum... paramız olmasa da...

Arkadaşlar öğretmenliğin karizmasını anlatıyoruz hangi karizmadan bahsediyoruz acaba KARİZMA DİYE BİRŞEY KALMAMIŞKİ

evet  karizma kalmamış

günümüz koşulları karizma mı bıraktı öğretmende!!!

Bence öğretmenin karizmaya değil saygınlığa cok ihtiyacı var.Karizma yerine saygınlık desek belki daha doğru olur.Tabi benim fikrim.
Ayrıca gülöğretmenim ne güzel anlatmışsın suanki durumu...

şimdi karizmaya bakmıyorlar,kadrolumu sözleşmeli mi ona bakıyorlar ama yine de herkesin gözünde öğretmenler çok değerli...yani en azından tanıdığım insanlar için öyle..

seviyeli aynı zamanda sıcak kanlı olmalı ki dengeyi kurabilelim..