Eyy gidi günler. 25 öğretmeni olan büyük bir yiboyA atandığımı düşünürken okulun kapandığı şokunu yaşadım. Seminer döneminin ilk haftasını ilçede yaptık. İkinci hafta kapanan bir okula gittik ben ve 6 kişi. Kocaman bir okul düşünün içinde herşey var klimalı sınıflarına kadar ama içerde yaşam belirtisi yok:( eskiden depo olarak kullanılan 1950 lerden kalma bı harabede yan tarafta. Burda çalışacaksın demişlerdi. O 6 kişiden hepsi bir yolunu bulup merkeze görevlendirme yaptırdı. Hergün servise bir kişi eksik biniyorduk. Kadrolu 6 kişiden 2 kişi birleştirilmiş sınıf olarak o yandaki harabede kalacaktı. Tabi norm kadro yönetmeliğine göre en düşük puanlı ilk benim gitmem lazımdı ama daha atanalı bi hafta olmuş bilmıoyorumki. Müdür de dahil herkes gitti. İlk öğrenciler geldiğinde sınıfa giremedim koku bana çok ağır gelmişti
birleştirilmiş sınıfta çalışmak istemeyip memlekete yakın yerlerdense uzaklara gelmiştim ama sınıfçının kaderinin bu olduğunu bilmıyordum. Okul düzenle tuvalet yaptır falan derken 1 ay ders falan olmadı bahçede çocuklarla kitap okurduk inşaat olurken yandaki o yibonun malzemesi ilçede bi güzel paylaşıldı kamyonlar geldi geldi gitti
gelen evrak giden evrak o malzemeyi say ver bunun kaydını düş
2 ay sonra anca iyi kötü düzen oturttm. İlçeye gidip geliyordum nede olsa. 7 ay kaldım o köyde ben bu okulun üstünde norm fazlasıyım diye gittim geldim aylarca milli eğitime stajyersin yerinden oynayamazsın dıyen herkese inat defalarca dilekçe yazdım. Sonunda norm fazlası taını olup müstakil okula geçtim. Aradan 6 yıl geçti oradaki öğrencilerim hala ararlar beni çoğunun yüzünü unutmaya başladım. İlk göz ağrılarım o olumsuzluklarda hep onlara sığınırdım. Çok üşürdüm sarılayım sizede ısının öğretmenim diyen , küçükler diye soba yaktırmazdım onlara ki ben de birçok arkadaşım gibi o okulda öğrendim siz çok beyazsınız öğretmenim evdede biz yapıyoruz diyen saf veletlerim, çikolata alıp götürdüğümde evdeki kardeşim bundan hiç yemedi deyip peçeteye sarıp eve götürenler
ve daha nicesi..... Üff efkarlandım gece gece