Öncesini anlatmayayım; giriş kısmı çok sürer... Ayın 3'ünde kura çekimi için yetişmiştim ama 15'ine kadar kararname bekledik. Doğrudan sabahından başlayayım. (15 Eylül 2003)
İlçeden köye giderken yaptırdığım tahta divanın üstünde bir sünger, bir yastık, bir tane de battaniyem vardı ilk gün lojmanda. Bakımsız bir lojmandı ve benden önce 5-6 yıl ailesiyle bir öğretmenimiz kalmış. Bildiğimiz basit bir köy okulu lojmanı. Su tesisatı bile yoktu... Zaten her zaman su da olmazmış köyde, elektriğin durmadığı gibi. Sabah erkenden kapım çalındı ve yan tarafımda sağlık personeli olmayan sağlık evinde kalan astsubay, beni karakola kahvaltı yapmaya çağırdı. Hazırlandım ve karakola gittik köyün öbür tarafının biraz dışına. Güzel bir kahvaltı yaptık ve komutan ne yapacağımızı sordu. Ben de neyi yapacağımızı.
Lojmana bakım şart dedi ve boşta olan tüm askerlerin toplanmasını ve gerekli malzemelerle köye gitmelerini söyledi. Ardından biz de geçtik ve komple lojmanın bakım çalışmalarına başladılar. 3-4 gün lojmanla uğraştılar. (Hepsinden Cenab-ı Allah, ayrı ayrı razı olsun.) Lojman ile uğraşırken okulla ilgilenmemiştik. Çocuklar da yoktu ortalıkta... İlk hafta hem lojman, hem okul işleri derken iç içe karışık bir şekilde başlamıştı. 5 sınıf birarada, 40-45 civarı öğrenci... Neyi, nasıl yapacaktık ve nereden başlayacaktık. Balıkesir'in göbeğinde üniversite okuyup, Balıkesir'in güzel bir okulunda staj görmekle olmuyordu bu işler. İş, işbaşında öğrenilirdi. Öğretmenlik de öyle...