Osmanlıca Eğitimi

"Türkiye'de, cenazelerine namaz kıldıracak bir kişi bile bulamayan zavallı Müslüman köylüler, ölüyü namaz kılınmadan defnetmiştir."

En yakın arkadaşımı 90 yıllarda yatsı namazı sonrası camide kalıp kuran okuduğu için artık ne suçsa hapiste kaldığı yıllara bizler şahitlik ettik. Şapka takmayıp ta asılanlara değil niceleri gören gözlerle körleri oynamayı tercih ettik. Bu sayfaya yazmaycaktım, zorla yazdırdınız.

Hocam şapka takmadığı için asıldığını söylediğiniz İskilipli Atıf  ,Kurtuluş Savaşı yıllarında "halkı TBMM'ye  isyana teşvik etmek" suçuyla yargılanmış ve İstiklal mahkemesince idama mahkum edilmiştir.

Yunan ve İngiliz uçaklarından atılan bildirilerde İskilpli Atıf'ın imzasını taşıyan sözler:

1920 – İslam yüceltme derneğinin bildirisi :

“Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır.
Hiç de zararlı bir topluluk değildir.
Asıl kafası koparılacak mahlûkat Ankara’dadır.”
İSKİLİPLİ ATIF  

Hocam şöyle ki genelleme yapılarak bahsedilmesi şık olmuyor. Elbette kötü insanlar oldu. Ama bu millet Kuran okumayı da saklanarak öğrenmedi. Bazı arkadaşlar bu tarz anlatıyor

Hocam siz aldığınız eğitim gereği aslında pek çoğumuzdan daha çok şey biliyorsunuzdur tarih ve gidişatı konusunda.
Bazen öyle çirkin şeyler duyuyor, okuyorsunuz ki aklınız almıyor. Burada da her şey yazılmıyor işte...
Ramses1 hocam demiş aslında benim söyleyemediğimi, söylesem arkası gelir diye sustum sadece.

Ne yazık ki oldu, yakınsınız bize buyrun gelin tanışın o fidan gençlerle... Bir de büyüklerimden dinleyin Bingöl'de Erzurum'da bir gecede yok olanları...

Ben çok iyi hatırlarım o günleri... Amcam ile babam çukur açıp kıssaları, ellerinde Arapça yazılı ne varsa gömerlerdi. Yıllar yıllar sonra onları çıkardık da çürümüştü çoğu... Rahmetli anam ne ağlamıştı ya...

Hocam şapka takmadığı için asıldığını söylediğiniz İskilipli Atıf  ,Kurtuluş Savaşı yıllarında "halkı TBMM'ye  isyana teşvik etmek" suçuyla yargılanmış ve İstiklal mahkemesince idama mahkum edilmiştir.

Yunan ve İngiliz uçaklarından atılan bildirilerde İskilpli Atıf'ın imzasını taşıyan sözler:

1920 – İslam yüceltme derneğinin bildirisi :

“Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır.
Hiç de zararlı bir topluluk değildir.
Asıl kafası koparılacak mahlûkat Ankara’dadır.”
İSKİLİPLİ ATIF  

hocam lutfen kişler hakkında iyice araştırma yapmadan,bir kaç kitapla yetinerek konuşmalım.hele ders kitapları veya 1980 yılı basımlılarından özellikle kaçının.

Ben çok iyi hatırlarım o günleri... Amcam ile babam çukur açıp kıssaları, ellerinde Arapça yazılı ne varsa gömerlerdi. Yıllar yıllar sonra onları çıkardık da çürümüştü çoğu... Rahmetli anam ne ağlamıştı ya...

Hocam cidden paralel evrenlerde yaşıyoruz!Nasıl yazışıyoruz,ona bile şaştım şimdi!

Hocam cidden paralel evrenlerde yaşıyoruz!Nasıl yazışıyoruz,ona bile şaştım şimdi!

Çok uzun değil 80 darbesinde yaşananlardı bunlar değerli öğretmenim.

O zamandan öncesini de dedelerim, nenelerim anlatırlardı. Tarihi onlardan öğrendim

Çok uzun değil 80 darbesinde yaşananlardı bunlar değerli öğretmenim.

O zamandan öncesini de dedelerim, nenelerim anlatırlardı. Tarihi onlardan öğrendim

Hocam 80 darbesini yapan Kenan Evren meydanlarda Kur'an dan alıntı yaparken ,uçaklarla da yine Kur'an alıntılı bildirler dağıtılıyordu.Yapmayın...

Hocam 80 darbesini yapan Kenan Evren meydanlarda Kur'an dan alıntı yaparken ,uçaklarla da yine Kur'an alıntılı bildirler dağıtılıyordu.Yapmayın...

Öğretmenim ben yaşadıklarımı biliyorum ve onları belirttim. Kimseye de yalan borcum yok sayın hocam. Bu bahsi de burada kapatıyorum.

Türkiye'de Kur'an öğrenimi, resmi olarak 24 yıl boyunca yasaklandı.  yani yöreden yöreye bölgeye göre değişen bir şey değildi ...

Öğretmenim ben yaşadıklarımı biliyorum, ve onları belirttim. Kimseye de yalan borcum yok sayın hocam. Bu bahsi de burada kapatıyorum.

Peki hocam...

Peki hocam...

Teşekkür ederim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Hocam cidden paralel evrenlerde yaşıyoruz!Nasıl yazışıyoruz,ona bile şaştım şimdi!

Aslında güzel tespit. Paralel evrenlerde yaşıyoruz. Bu yüzden de herkes kendi yaşadığını biliyor.
80 darbesi deyip geçmemek gerek. Bir yandan hizbullahı kurar, dinciliği ( dindarlığı demiyorum ) körükler, bir yandan da insanların dini öğrenmesini engeller. Öğrenilecek bir din varsa o da devletin ya da o zamanki güçlerin diyelim öğreteceği dindir.  Çünkü diğer türlüsünde Mevlana'nın hoşgörüsü vardır, Yunus'un insancılığı. Bu duygular, bunlarla öğrenilen din işine gelmez birilerinin.
Hepimiz bir yerimizden eksiliriz, üstelik bir de birbirimizle uğraşırız. bunları yapanlar da keyfini sürer.
Yaşasın paralel EVRENler

Dedeler, nineler o dönemleri Allah demenin yasak olduğu dönem olarak anlatırlar ...