Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı musteagzm

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 44
  • 374
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 44
  • 374
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2014 13:13:59
Arkadaşlar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Uzun yıllardır edebiyatla uğraşan bir öğretmenim. Yaklaşık olarak iki senedir üzerinde çalıştığım "Başka Yüzler" isimli ilk romanımı tamamlamış bulunuyorum.

Romanımın çıkış öncesi tanıtımı için facebook, instagram, twitter gibi sosyal ağları kullanmaktayım.

Günümüzde hemen herkesin bu sosyal ağların en az birinde hesabı bulunmakta. Siz değerli meslektaşlarımdan ricam bu ağlardaki hesaplarınızdan sayfalarımı beğenmek ve arkadaşlarınızla paylaşmak. Eğer kısa bir zamanınızı ayırıp bunu yaparsanız çok mutlu olurum.

Facebook sayfa adresi: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Instagram sayfa adresi: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Twitter sayfa adresi: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Sağlıcakla kalın.

Saygılarımla...

Mustafa OKUMUŞ

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2014 13:46:28
Çocukların uçurtmalarına benziyorsun
Biliyor musun...
Rüzgârı hiç dinmeyen bir mavilikte
Güneşli sular gibi gülümsüyor yüzün.
Ve ben çok aşağılarda
Katı ülkesinde toprağın
Tutulmuş heyecanına
Titreyerek izliyorum süzülüşünü...

Bir hazin hızla uzaklaşıyor her şey...

Şükrü Erba

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 14 Nis 2014 14:10:16
Ömür
Gözümüz saatte söyleştik hep,
Koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık.
Hep yetişecek bir yerler vardı

Aranacak adamlar, yapacak isler..
Bir sonraki günü telası bir öncekine bulaştı..
Başkalarının hayati bizimkini aştı.

Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine
Kuşluk vakti, kızarmış ekmek kokusu
veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini
Ha babam erteledik.
20'li yaslardayken 30'lara kurduk saatin alarmını
30'larımızda 40'lara, belki sonra 50'lere..

Lakin öyle karmaşık kurgulanmış ki hayat,
Kuşlukta uyanma fırsatı sunduğunda size,
Artık uyku girmez oluyor gözlerinize..

Doyasıya söyleşmek,
Telaşsız sevişmek için bol zamana
kavuştuğunuzda,
Söyleşecek, sevişecek kimsecikler kalmıyor
yanınızda..

Özenle sakladığınız bir sari lira gibi
ömrünüz;
Vakit gelip sandıktan çıkardığınızda,
Birde bakıyorsunuz ki,
Tedavülden kalkmış.



Can Dündar

Çevrimdışı sylar4

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 115
  • 2.268
  • 115
  • 2.268
# 14 Nis 2014 16:49:13
Acaba

Uyuyan göllere ay ışığında
Sevginin resmini çizsem kim anlar?
Tomurcuk ayrılıp, gül açtığında
Yağmurun saçını çözsem kim anlar?
*
Bir mekân kaplamış ne varsa nerde
Kendi ötesini saklar her perde
Sonsuzluğun sona erdiği yerde
Huduttan bir kulaç kazsam kim anlar?
*
Aşk, kömür beyazı; kin, süt karası
Eklenir yarama her dost yarası
Et oldum bıçakla kemik arası
Cellatla ahdimi bozsam kim anlar?
*
Doğumda yalan var, ölümde gerçek
Bir şeyler anlatır balık, kuş, çiçek
Kırık gönülleri toplayıp tek tek
Toplayıp göğsüme dizsem kim anlar?
*
Gün geldi zamanı gömdüm kabire
Dağ oldu aklımın verdiği fire
Bağlasam telaşı çelik zincire
Sabrın derisini yüzsem kim anlar?
*
İçte deprem olur dışın düğümü
İhlâssız çözülmez işin düğümü
Aklımdan geçeni, düşündüğümü
Okusam kim dinler, yazsam kim anlar?


Abdurrahim Karakoç
 

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.259
  • 230.599
  • 29.259
  • 230.599
# 14 Nis 2014 19:33:21
HER YERDESİN .. NERDESİN

Bir anıt yapmak için,tırmandığım dağda sen.
Çekicime ilk değen,taşların içindesin.
Hiç kimsesiz ,sessizce oturup ağladın mı?
Dilime tuzu gelen,yaşların içindesin.
Uzaktan her kımıltı, senden bir haber bana.
Arkası bana, dönük başların içindesin.
İçimde çınlar sesin,her yerdesin nerdesin.
Gündüz,gece gördüğüm düşlerin içindesin.
Rüyama başkalarıda giriyor ,zaman zaman
Sen uyanık, uyanık gördüğüm düşlerin içindesin.
Yağmurda ,fırtınada ,şimşeklerde yine sen.
Penceremi ilk döven,damlalar içindesin.
Sırdaşım karanlık gecelerde,
Uzaklardan göz kırpan,yıldızlar içindesin.
Dinlediğim her seste,çizdiğim resimlerde sen.
Okudugum kitabın ,harfleri içindesin.
Bilmiyorum,kiminlesin nerdesin.
Şuracıkta çarpan kalbimin içindesin.

ERDAL ERİÇYEL
1972 Ankara

Çevrimdışı muysal82

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 160
  • 283
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 160
  • 283
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2014 20:56:35
MASA DA MASAYMIŞ HA

Adam yaşama sevinci içinde 
Masaya anahtarlarını koydu 
Bakır kaseye çiçekleri koydu 
Sütünü yumurtasını koydu 
Pencereden gelen ışığı koydu 
Bisiklet sesini çıkrık sesini 
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu 
Adam masaya 
Aklında olup bitenleri koydu 
Ne yapmak istiyordu hayatta   
İşte onu koydu 
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu 
Adam masaya onları da koydu 
Üç kere üç dokuz ederdi 
Adam koydu masaya dokuzu 
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında 
Uzandı masaya sonsuzu koydu 
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür 
Masaya biranın dökülüşünü koydu 
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu 
Tokluğunu açlığını koydu. 
Masa da masaymış ha 
Bana mısın demedi bu kadar yüke 
Bir iki sallandı durdu 
Adam ha babam koyuyordu.
 
Edip CANSEVER

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.259
  • 230.599
  • 29.259
  • 230.599
# 14 Nis 2014 22:26:36
Gidişinin ardından asırlar geçse de,
Gelişinin muştusunu Melekler fısıldar hâlâ her yetimin kulağına…
Hâlâ, bakışları sana benzeyen bebekler bırakılır annelerin kucağına.
Âmine’nin sevinci kadar derin bir aydınlık üfürmesede gecelerimizi,
Adının nuru düşer kalbimizin dudağına…

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 15 Nis 2014 08:53:02
AYSEL GİT BAŞIMDAN



Aysel git başımdan ben sana göre değilim
Ölümüm birden olacak seziyorum.
Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
Aysel git başımdan istemiyorum.

Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
Dağıtır gecelerim sarışınlığını
Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Benim için kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

Islığımı denesen hemen düşürürsün,
gözlerim hızlandırır tenhalığını
Yanlış şehirlere götürür trenlerim.
Ya ölmek ustalığını kazanırsın,
ya korku biriktirmek yetisini.
Acılarım iyice bol gelir sana,
sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.

Sevindiğim anda sen üzülürsün.
Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
Sakın başka bir şey getirme aklına.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
Aysel git başımdan seni seviyorum...


ATTİLA İLHAN

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 Nis 2014 10:09:16
Üç nokta; aşktır...

Her nokta gizli bir (ah!)tır.

Seviyorum diye haykıramamaktır.

Boğazda düğümlenen iki çift sözdür.

Dilin lal, gönlün melal olduğu andır.

Gözlerden süzülemeyen iki damla gözyaşıdır.

Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır.

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır.

Üç nokta; hayattır... Hüznüyle, sevinciyle...

Üç nokta; bitmeyendir... Bitemeyendir...

Üç nokta; ölümdür... İçinde sonsuzluğu barındıran sondur.

Üç nokta; dünün güzelliklerine duyulan özlem, yarına duyulan hasrettir.

Geçmişle gelecek arasında kurulan köprüdür üç nokta, üzerinden bugünün geçtiği.

Üç nokta; bir an durmaktır... Bir nefeslik moladır... Bazen korkudur, heyecandır... Bütün duyguları içinde barındırandır...

Üç nokta; 'yar'dır her noktada bir harfin gizlendiği...

Üç nokta; bitmeyen duamdır ve hediyemdir sizlere!
 
Yaşanacak daha çok şeyiniz olsun diye...

Çevrimdışı materrazi

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.788
  • 27.156
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 9.788
  • 27.156
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 16 Nis 2014 01:12:44
Sokakta giderken,kendi kendime
Gülümsediğimin farkına vardığım anlarda
İnsanların beni deli zannedeceğini düşünüp
Gülümsüyorum...

Orhan Veli

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 16 Nis 2014 10:07:29
Öylesine Sevmiştim


Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencereme konan yusufçukları da
Bana karanlığı bırak
Beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşun
Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşun
Öyle sağlam, öyle bir de vuruşun
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangının

Şimdi gidiyorsun, git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin


 İbrahim Sadri

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 16 Nis 2014 13:19:56
3. ŞAHSIN ŞİİRİ

beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım


ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım


akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım...

Attila İLHAN

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.259
  • 230.599
  • 29.259
  • 230.599
# 16 Nis 2014 22:43:42
EY SEVDAM
Papatya masumluğunda
Bir devri devrandır yaşattığın
Yürek dokunuşların gün ışıklı
Dehşetengiz bir feveran
Sarıp sarmalıyor delice
Sevdan, çilenin çıkrığı gibi
Her dem beni, an be an
Ey sevdam, ey sevdam...
İlkyaz türküleriyle karşıladın
Uğurladın ilk yaz türküleriyle
Gördüm ki sevda seslerin
Hâlâ bende inci mercan
Bırak kavursun kanlı ay
Hasretin dem vaktini
Sen yüreğinde yine beni an
Ey sevdam, ey sevdam...
CELALETTİN KURT

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Nis 2014 07:36:41
BEN SANA MECBURUM
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam  ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziran  da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız   fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin...


Attila İLHAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 17 Nis 2014 09:16:33
KARAHAZER ÇİÇEĞİM -

Ah bir dağda bırakıp bir dağda bulacağım
Leyla menekşesi
Olursa bir yağlı kurşundan birde senin elinden olur ölümüm

Bir seherde açsınlar bağrımı
En deli rüzgarlar essin
Ne yiğitti desinler, ne filinta, ne hercai fiyaka
Dönüp baktıkları zaman bir oltu tesbihi
Bir gümüş tabaka
Bitlis tütününden yarım kalmış bir sarma cigara
Şeyh izzetttinin dünyanın bütütn çokcuklarına,
Yaptığı muska
Ve
Sevda adına kurutulmuş bir karanfil bulsunlar
Mintanımın altında

Ah yaban gülü ah Karahazer çiçeği
Ah gurbetin şıvan yıldızı, leyla menekşesi

Yağmurlu bir akşam üstünde duldada
Dedemden öğrendiğim ilk duam gibi
Yeşil ceviz altında koşturan karınca
Harran üstünde her gece parlayan süreyya
Emek gibi, toprak gibi, kan gibi, hoyrat gibi
Adilcevaz fırtınası, yedi dağın eşkiyası gibi
Yasak gibi, bayrak gibi, baskın gibi
Erişilmez birşeydi seni sevmek

Ah leyla menekşesi, ah yaban gülü
Ah karahazer çiçeği, ah yaktığım o içli türkü
Hani o zalım deyen hani o hayın

Şu üç kuruşluk daru dünyada
Göysüme şifasız ecza sürdler
Ve yürüdüler geçliğimin üstünde
Yağmur yağıyordu kuşlarda vardı
Uzandım yıldızlara tutamadım
Saçlarım ağardı şehir zındanlarında
Alem uykudaydı Adilcevaz uykudaydı
Sevdam, menekşem memleket gülüm
Kuyudaydım, saçlarım ağarmıştı
Sahtiyan uykudaydı..
Çıplaktı üzerim, mintanım kana bulanmıştı
Ah karahazer çiçeğim sen uykudaydın
Yıldızlar ve memleket uzaktaydı

Sen böyle gideceksen memleket böyle ağlayacaksa
Ben kabuslarına tabir düzeceksem şehir eşkiyalarının
Kıyamet düzeceksem ve seni bekleyeceksem
Bütün kuyulara bütün suna boyunlu dağlara
Adını haykıracaksam
Yırtılan mintanım, akan kanım, ağaran saçlarım
Ve
Memleket için dön diyeceksem; dön

Dön yaban gülüm
Dön Karahazer çiçeğim
Memleket gülüm
 
 
 
İBRAHİM SADRİ

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK