Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı tubilig01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 4.423
  • 2.021
  • 4.423
# 17 Nis 2014 14:02:23
 

Ayrılık Gelmeden Git Sen 
 
 
 kimsesiz bir gökyüzüne
 lâl bir dilin tüm sesiyle haykırması kadar sağır,
 karanlık sularda,bir âmânın gözlerini araması kadar kör;
 yani anlamsızlığa yeni anlamlar yükler gibi
 yalnızca yalnızlığa anlatıyorum kendimi…
 çıkmaza düşmüş şiirlerin koynunda
 bir uzun yol oluyor kalemden süzülen her harf
 her hece aklımın kabristanlarında yankılanan
 sahipsiz bir ölüm çığlığı,
 masumiyeti sesimde eskiyen…
 ve dudaklarımın ucunda bitmek bilmeyen acılı tiryakilikler
 ve sonrasızlığın deminde keder dökülüyor kağıtlara
 hâsılı aşk; ölü doğmuş bir çocuk şimdi
 yüreğimin sevda çukurlarında…
 hadi yâr kendini al gecelerimden
 al ve git!
 zaten bir uzak düştü benimki;
 ertelenmiş zamanlarda resmedilirken mavinin imkansızlığı,
 şiirler nice sevdaya küs bakış hüküm giymişken,
 ezbersiz acılar eşliğinde gözlerinde tükenmek
 ve ölebilmek kirpiklerinin iz düşümünde
 hani meçhul bir izbede seninle el ele…!
 oysa mutluluğu çoktan rehin bıraktım ben
 bilmem hangi şehrin emanetçisinde
 ve senden habersiz,
 adından acılar türetiyorum şimdilerde…
 dilimin ucuna geliyorsun bir zaman
 yaşamak soruyorsun!
 yaşamak; kör bir sancıdır sol yanımda,
 dönüşsüz bir türkünün kambur sesinde yitip giden…!
 ve dinledikçe kendimi,
 kâbus olup büyür geceler karanlığın uğultulu yollarında…
 ben kaçmak isterken her şeyden
 gözlerin adına kendime sefer üstüne sefer eylerim.

   KAHRAMAN TAZEOĞLU

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 17 Nis 2014 14:15:00
Ay Hikayeleri I   

gece güzeldir
ay hikayeleri
dolunay
ilk dördün
son dördün
hilal, ah hilal
sendin başımı belaya sokan
aydınlık gecelerinde
karanlık kasabamın
ışığınla avundum
kundakta bebek gibi
aya şavkın vurdu
buz gibiydi gece
varlığınla ısındım
yaz diyemedim.
Güzlendim
denizlere çağırma beni
med olur cezir olur
büyüktür dalgaları denizin
kıyıları yeter bana
kıvrım akan deremizin
taş kalpliyim değil mi
sana git derken
git ve kurtar beni
tunç heykelleri gibi
yeryüzünün
duygusuz olmalıyım
gülümsemen
karda ateş gibidir
tunçtan katılaşmış yüreğim
yakma beni
kalıplarım dayanmaz
kalın duvarları
yasak şehrimin
bir, bir yıkılmakta
tut ellerimden diyemiyorum
dimdik durmalıyım ayakta
gecenin karanlığında
kol kola yürüsem yeter
ışığınla baş başa
sen beni bilmiyorsun
ben var ya ben
iflah olmaz biriyim
yokuşlarında sevdanın
ansızın tükenebilirim.
ağrılarım benimdir
bedenim gibi
yüreğim sende kaldı
sana yanarım
istasyonsuz duraklarında
trenlerin
makas değiştirir hainler.
şiir mi bir ayrılıktır ölümü
çok şeyler saklıdır ötelerden
duygusuz suratsız
tunç heykelleri evrenin
gülümseme nedir bilmezler.
ve dondum kaldım öylece
beni Ege'nin sularına gömmeyin
ve heykelbol şehri ülkemin
İzmir de kalmasın ellerim.
Bursa belki
şeftali kokusu
"mermer şadırvanda
şakırdayan su"
zamanı var her şeyin
ölmekte acele etme
bekle sevdiceğim
 
Erkan Bal

 

Çevrimdışı sylar4

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 115
  • 2.268
  • 115
  • 2.268
# 17 Nis 2014 15:37:35

Seni dağladılar, değil mi kalbim,
Her yanın, içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık.

Sensin gökten gelen oklara hedef;
Oyası ateşle işlenen gergef.
Çekme üç beş günlük dünyaya esef!
Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.259
  • 230.599
  • 29.259
  • 230.599
# 17 Nis 2014 17:04:34
Bir martının boğazda süzülmesini hayal edersin,
öyle kusursuz, içten ve kendiliğinden..
Oysa ki tefekkür yalnızlığındaki dualarının
tek hecesi eksiktir hep..
Bir nefes eksiksindir hep,
bir nefes, bir bakış bazen bir sarılış,,
hepsinden eksiksindir, bir elif miktarınca..
Özetiyse bazı şarkılar eksikliğinin,
istemsiz şiirler geliyorsa gözlerinin önüne,
her baktığın yer içten içe buğuluysa eğer,
gönlüne elif perdesi çekilmiştir bir kere,
gözlerindeki buğuya sarılır yatarsın geceleri,
sabahları da boğazında bir düğüm, rüyalarından kalma..
hepsi sana özlemdir, bir elif miktarınca..

Hikmet Anıl Öztekin
Elif gibi Sevmek kitabından..

Çevrimdışı öğretmen 54

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.993
  • 12.962
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.993
  • 12.962
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 17 Nis 2014 19:45:02
ÇOCUKLARIM
Yoklama defterlerinden öğrendim sizi,
Benim haylaz çocuklarım !
Sınıfın en devamsızını
Bir sinema dönüşü tanıdım;
Koltuğunda satılmamış gazeteler?
Dumanlı bir salonda
Kendime göre karşılarken akşamı,
Nane şekeri uzattı en tembeliniz?
Götürmek istedi küfesinde
Elimdeki ıspanak demetini
En dalgını sınıfın!
İsterken adam olmanızı
Çoğunuz semtine uğramaz oldu mektebin
Palto, ayakkabı yüzünden.
Kiminiz limon satar Balıkpazarında
Kiminiz tahtakalede çaycılık eder;
Biz inceleye duralım aç tavuk hesabı,
Tereyağındaki vitamini
Ve kalorisini taze yumurtanın!
Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta,
Çevresini ölçtük dünyanın,
Hesapladık yıldızların uzaklığını
Orta Asya'dan konuştuk laf kıtlığında.
Neler düşünmedik beraberce
Burnumuzun dibindekini görmeden
Bulutlara mı karışmadık.
Hazan rüzgarında dökülmüş
Hasta yapraklara mı üzülmedik.
Serçelere mi acımadık, kış günlerinde
Kendimizi unutarak !
RIFAT ILGAZ

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 17 Nis 2014 20:25:26
      h.n.a.


YAKARIŞ -1

Anlamayız hayatı felsefeyle, ilimle;
 Hayat çelik ellerle atılan zar olmalı.
Rahat yatakta ölmek acep olmaz mı çile?
Kanlı sınır boyları bize mezar olmalı.

Aşık nasıl bulursa iç açan bir serin su
Sevdiği bir güzelin som yalaz dudağında,
Sönecektir bizim de gönlümüzün tamusu
Tanrıların gezdiği yüce Tanrı Dağında.

Tanrı Dağı! Tanrılar, tanrılaşanlar Dağı!
Orda on üç asırdır bizi bir gözleyen var.
Savaş türküleriyle aylı kızıl bayrağı,
Kefensiz ölülerin ruhunu özleyen var.

Ulu Tanrı! Kür Şad’ın yenilmeyen ruhunu
Yüce Tanrı Dağında biraz daha barındır!
Geleceğiz yakında! Yarın bütün oralar
Demir bileklerdeki çelik kılıçlarındır.

Tasa mıdır yakarsa bir kurşun kalbimizi?
Ne çıkar süngülerle delinirse bağrımız?
Bu kurşunlar, süngüler öldüremezler bizi,
Belki diner onlarla ezeli kalp ağrımız.

Gözümüzde bir hasret parlayarak düşünce,
Toprak ana elbette bize açar kolunu.
Onun kadar düşünmez bizi hiçbir düşünce,
Kendi koynunda saklar can veren her oğlunu.

Yurt ve şeref uğrunda sen seril de toprağa
Varsın hiçbir dudakta anılmasın er adın!
Kan sızarak göğsünden huzuruna varınca
Iztırabı dinecek belki o gün Kür Şad’ın.

Gam mı ceylan gözlüler bizlere yar olmasa?
Yeter ki kılıçlarla süngüler yar olmalı,
Rahat yatakta ölmek sanki değil mi tasa?
Savaş ve er meydanı bize mezar olmalı.

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 18 Nis 2014 07:49:32
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza, siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir, södü lambalar
Uyu da turnalar girsin Rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki, ben, Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar Su kenarında
Ki, ben, Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev Alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler, o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki, kapalı gece ve güne
Altın bilezikler, o kokulu ten

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza, siyah güller, ak güller.

Çevrimdışı sergüzeşt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 326
  • 4.376
  • 326
  • 4.376
# 18 Nis 2014 09:42:23



MONA ROZA

Mona Roza, siyah güller, ak güller

Geyvenin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kuş merhamet ister

Ah, senin yüzünden kana batacak

Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar

Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa

Mona Roza, bugün bende bir hal var

Yağmur iğri iğri düşer toprağa

Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek

Mona Roza seni görmemeliyim

Bir bakışın ölmem için yetecek

Anla Mona Roza, ben bir deliyim

Açma pencereni perdeleri çek…

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi

Bende çıkar güneş aydınlığa

Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi

Seni hatırlatıyor her zaman bana

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ve vardır her vahşi çiçekte gurur

Bir mumun ardında bekleyen rüzgar

Işıksız ruhumu sallar da durur

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların

Bir nar çiçeğini eziyor gibi

Ellerinden belli oluyor bir kadın

Denizin dibinde geziyor gibi

Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Saat onikidir söndü lambalar

Uyu da turnalar girsin rüyana

Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları

Konar bahçenin incirlerine

Kiminin rengi ak, kimisi sarı

Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine

Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza bulurum seni

İncir kuşlarının bakışlarında

Hayatla doldurur bu boş yelkeni

O masum bakışlar su kenarında

Ki ben Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Henüz dinlemedin benden türküler

Benim aşkım sığmaz öyle her saza

En güzel şarkıyı bir kurşun söyler

 
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı

Dinle ve kabul et itirafımı

Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı

Alev alev sardı her tarafımı

Artık inan bana muhacir kızı

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Meyvalar sabırla olgunlaşırmış

Bir gün gözlerimin ta içine bak

Anlarsın ölüler niçin yaşarmış

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler o kokulu ten

Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne

Bir tüy ki can verir bir gülümsesen

Bir tüy ki kapalı gece ve güne

Altın bilezikler o kokulu ten

Mona Roza siyah güller, ak güller

Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kuş merhamet ister

Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!

Mona Roza siyah güller, ak güller

Çevrimdışı asigelincik

  • B Grubu
  • 27
  • 203
  • 27
  • 203
# 18 Nis 2014 11:12:31
Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 18 Nis 2014 12:17:31
Ben Yokum (proterst)

Güzellik bu denli ucuzsa
ve bu denli çirkinse yaşamak
nankörse emek
çıkarsa her kapının anahtarı
ben yokum

ben yokum
bir gecelik ilişkiler kadar değersizse aşk
parayla ölçülüyorsa dostluklar
ihanetler, savaşlar, karanlıklar üzmüyorsa
ve utandırmıyorsa yoksulluklar
ben yokum

erdem bu denli küçükse
ve bu denli büyükse yalanlar
hayaller yoksa
umutlar yoksa
çiçek açmıyorsa sevda bahçeleri
özlemi anlatmıyorsa karanfil
ben yokum

yaşam dediğiniz
zamanı tüketmek
maviyi kirletmek
yiyip içip yan gelip geğirmekse
ve küfretmekse sizden olmayana ana avrat
doğru dostum ben aykırıyım

varsın sizin olsun
din, yalan, sahtekarlık
sizin olsun
marklar, arabalar, dolarlar
konfor, lüks, şan, şöhret, mevki

bana bir dilim şiir
bir nebze sevgi yeter

yeter
bir içten gülüş
bir tutam düş
ve güneşin yedirengi

Nuri CAN

Çevrimdışı uyuzz

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.562
  • 13.073
  • 2.562
  • 13.073
# 18 Nis 2014 14:05:29
SÖZLER, YAPRAK

bazı sözler karanlıkta söylenir, diyorum uykularımın birinde
bazı sözler hiçbir zaman, diyorum kendi sesime uyanırken
bazı sözler karanlıkta söylenir
bazı sözler hiçbir zaman
diyorum armaların birinde
öyledir, iki yanı ağaçlı yollar, arasından
geçip gitmektir şiir
ağaçla, yolla, ne tarafa
ve hangi zaman

imgenin şiddetiyle çoğalır anlam
parçalana parçalana

geçtiğimiz yollardan
onca yaprak düşer
birkaç şiir kalır yalnızca
o derin ağaçlardan

kendi sesimize uyandığımız rüyalarda

MURATHAN MUNGAN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 19 Nis 2014 08:20:21
Biraz Değiştim & Değil

Biraz değiştim,
 Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
 Değiştim,
 Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
 Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
 Ben benimle savaşıyorum,
 Seninle değil!
 Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın
 Ne kazanabileni ne de kaybedeniyim,
 Sorun değil!

Elbet alışırım,
 Biraz alıştım,
 Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
 Alıştım,
 Varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma,
 Ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum,
 Bir yanım bırak diyor bir yanım –ma,
 Kesin değil!

Henüz tanıştım,
 Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
 Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık,
 Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda,
 Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda…
 Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha,
 Samimi değil!

Bir hayli kırıldım,
 Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
 Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
 Gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
 Aslında ne sana, ne olanlara…
 Kendime kırgınım…
 Maziye hiç değil, an’a kırgınım.
 Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına,
 Dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara,
 Beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına…
 Bir hayli kırgınım…
 Beni ben kırdım oysa,
 İyi değil!

Galiba yoruldum,
 Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
 Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
 Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
 Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum!
 Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum,
 Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum,
 Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık,
 Ki seni sorgulamamasını nasıl beklerim,
 Toprağa bakan yanım senden zaten ayrı,
 Sana bakan yanımsa toprakla aynı,
 Ne yaparsan yap gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin,
 Gözlerim yorgun, dudaklarım hissiz,
 Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır,
 Sarılmadan geçip giden uğurlamaların kavuşmaları hep beklentisiz,
 Söyleyemediklerini söylesen de şimdi, sesine aşina yanım onca sessizlikten sonra artık sağır!
 İsteyerek değil!

Çok çalıştım,
 Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı “git” izine,
 Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine,
 Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen,
 Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için çok çalıştım,
 Daha önce de gitmiştim, kendi isteğimle!
 Anladım ki daha önce sevmemiştim,
 Çok çalıştım inan,
 Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye,
 Her defasında daha da tozlaşan canımı kırmadan korumaya,
 Ve alışmaya kendime, bu göz gözü görmez dumanlı halime,
 Çok alışmaya çalıştım hem de,
 Tanıştım seninle doğan yanımla da ölen yanımla da,
 Birini yaşattım, yaşatıyorum da hala ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da!
 Yorulmak dinlenmekle geçmiyor,
 An be an çöküyor insanın içindeki güç,
 Işığı sönüyor, beyaza dönüyor rengi gitgide, hissizleşiyor,
 Ne yormak istedim seni ne de yormak kendimi,
 Çok çalıştım,
 Gitmeye de kalmaya da,
 İkisi de aynı acı,
 Kolay değil!


...

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.259
  • 230.599
  • 29.259
  • 230.599
# 19 Nis 2014 15:52:42
SABREYLE GÖNÜL SABREYLE
Mihneti yaman dünyanın
Sabreyle gönül sabreyle
Gecenin sonu sabahtır
Sabreyle gönül sabreyle
Zengine sefa gösterir
Garibe cefa gösterir
Bu hâli reva gösterir
Sabreyle gönül sabreyle
Dertlensen derdin duymazlar
Hak desen hakka uymazlar
Adamdan bile saymazlar
Sabreyle gönül sabreyle
Başında yolun durmuşlar
Düzeni yaman kurmuşlar
Haramî olup vurmuşlar
Sabreyle gönül sabreyle
Özgürlük gelir sevdayla
Alınır haklar kavgayla
Yıldızla, güneşle, ayla
Sabreyle gönül sabreyle
Döner elbet bir gün keser
Doğruluk rüzgârı eser
Sevdamız mührünü basar
Sabreyle gönül sabreyle

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 19 Nis 2014 18:48:59
Osman Konuk - Şiir Savaşlarım

ben yine buralardayım, siz burdasınız, ötekiler burda
ötekiler,
çorap, kitap, nişan yüzüğü, gözlük kullananlar,
sevimli kafası çalışan iyi insanlar.
benim açlığımla beslenen,
hava durumuna göre din değiştiren,
boş zamanlarında acı çekenler,
çoğalan,
çoğala çoğala tükenenler.

yedekte beklettiğim duygular; işte, korkun.
hayırsever biriyim, bundan da korkun.
batıda yoksul, doğuda varsıl, turnuvalarda sonuncuyum
adam olmaya doğuştan yeteneksiz.
içimiz konusunda ciddiyim.

sadece kederlere yardım ederim.
bir güzelleşme fırsatı yakalarsanız,
değerlendiririm.
görüyorsunuz ikiparalık iyiniyetimle,
elimden ne gelirse
çünkü hep buralardayım, yanıbaşınızda
hayvanlık ağlıyor biliyorsunuz
ötekiler ağlıyor
ama bana inanmayın rol yapıyorum
ekmek yiyorum, "nasılsın" lara teşekkür ediyorum
bebelere tütün içmesini öğretiyorum

tüm bunlar bir yana
aslında iyi bir iş arıyorum

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 20 Nis 2014 00:19:27
Keder Denizi

Yürekler vardır ki Devran elinden,
Onlara gam sunulduğunda,
İri güller gibi kan ağlayıp
Sessiz, dünyayı seyrederler...

Yürekler vardır ki onlar,
Kırgınlık ve yalnızlığı tadınca;
Sokak gösterilerinde yakılan,
Taşıt lastikleri gibi,
Alevli ve gösterişli yanarlar...

Yürekler vardır, gam denizi derinlerinde
Mürekkep balıklarıdır ki,
Onlara sitem eriştiğinde,
Deniz içine ağlarlar...
Laciverd ve dilsiz.
 
Hüsrev Hatem

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK