Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 09 Eki 2014 21:20:03
İkimiz de güvercini sustuk
gökyüzü her günkü yerindeydi
leylakların günü sonra
süsenlerin günü
sonra güller bütün bir yaz
o yoktu tek
uzun boynundan bilirdik
kanat seslerinden

her şey yerli yerindeydi
tek oydu eksilen
ikimiz de güvercini sustuk
balkon soldu

Gülten Akın/ Güvercin Ağıdı

Çevrimdışı ertugrul43

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.318
  • 2.536
  • 1.318
  • 2.536
# 10 Eki 2014 09:00:44
İklimler çileme çare bulmuyor.
Mevsimler halimi sormuyor Ayşen...
Sakiler derdime derman olmuyor.
ŞarkIlar yaramI sarmIyor Ayşen...

İlkbahar, yaz derken hazanım soldu.
Murada ermeden miyadIm doldu.
Kalb gözüm, ellere bakar kör oldu.
Senden başkasını görmüyor Ayşen...
.......
Ardından çilemem, çağlamam diye,
Yas tutup karalar bağlamam diye,
Kaç kez and içtiler ağlamam diye,
Gözlerim sözünde durmuyor Ayşen...

Ey alev yanaklım, volkan dudaklım,
Ne bir hilafım var, ne gizlim, ne de saklım,
Her şeye erdi de zavallı aklım,
Seni unutmaya ermiyor Ayşen...

DostlarIm namıma Ferhat dese de,
Ruhum aşk elinden imdat dese de,
Kör şeytan resmini yırt at dese de,
Ellerim bir türlü varmıyor Ayşen
 
Cemal Safi
 

Çevrimdışı bunyamin02

  • B Grubu
  • 729
  • 580
  • 729
  • 580
# 10 Eki 2014 09:34:16
BEKLENEN


Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti  istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?







Necip Fazıl KISAKÜREK






Çevrimdışı sergüzeşt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 326
  • 4.376
  • 326
  • 4.376
# 10 Eki 2014 11:20:38
Emre aydın
Kimse olmadı senin gibi....

Çevrimdışı gül-ü yekta

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 463
  • 2.810
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 463
  • 2.810
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eki 2014 11:22:00
 O'NA...

şu alışkanlıklar var ya
işte vazgeçemediğimiz
açma dersin gönlüne
dinlemez seni
bitti dersin,
tekerrür eder.
söndü dersin,
alevlenir.
södüremezsin , hava gibi
dört yanını sarmış.
su döktükçe alev,
terk ettikçe ateş .
bıraktıkça çaresizlik.adını sen koy.

B.Y.

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 10 Eki 2014 14:48:45
Kırılgan

Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı.



Murathan Mungan

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 10 Eki 2014 20:12:06
     

       h.n.a.


TOPRAK & Mazi

Gel arkadaş, gel seninle az dertleşelim:
Okuyarak hayat denen koca kitabı
Gönüldeki yaraları biraz deşelim.

Gömdüm kara topraklara melekten iyi,
Perilerden nazlı, güzel bir sevgiliyi.
Derin derin sızlıyor gönlümde yaram,
Bana artık her saadet olmuştur haram.

Beni sardı kefen gibi mazinin tülü,
Yere batsın bu toprakla bu korkunç mazi!
Orda çünkü sevgilimle sevgim gömülü…
Hey arkadaş sözünü bil, hem kendine gel,
Bahtiyarlıklara olmaz ölümler engel.
Bir sevgili kızı senden aldıysa toprak
Bun a katlan, toprak için çünkü bu bir hak!

Hem yaratan, hem büyüten topraktır bizi,
Üzerinde işitiriz ilk ninnimizi;
Fışkırttığı serin sular bize can verir;
Ormanları gönlümüze heyecan verir.

Hey arkadaş sende insaf duygusu yok mu?
Sana her şey veren, seni büyüten toprak
Senden bir tek kız aldıysa acaba çok mu?

Doğup ölmek… Millet için bunlar bir hızdır,
Toprak bizim beşiğimiz, mezarımızdır.
Toprak bizim anamızdır… İnsan yasına
Kapılarak nasıl söver öz anasına?

Hakikat ne şu göklerin derinliğinde,
Ne suların şairane serinliğinde…
Aristonun mantığında zerresi yoktur,
Fisagorda, Eflâtunda nebzesi yoktur.
Mefkûreler âleminde olunca kıtlık
Kafaların içerisinde başlar çıfıtlık:
Bir budala “zulüm yeter!” diye haykırır,
Bir it çıkar “proleter” diye haykırır!

Bir hayvanda hâkim olur cinsî heyecan,
Froyt denen yahudiye gider verir can…
Kimi kördür… Kendisine büyük gelir pek
Lenin denen o maskara vatansız köpek…
O ne felsefe ne de “din”in “hiç”inde,
O, toprağın asırlardan beri içinde…
Hakikati bulmak için onu eşmeli,
Yükselmekten bir şey çıkmaz, derinleşmeli…
Göğe doğru yükselenler bir gün yorulur,
Derinleşen hakikati toprakta bulur.
Şu ne başı, ne de sonu olmıyan toprak
Gömdüğümüz vücutlardan gıda alarak
Bize hayat verir, bize tarih, mazi yaratır.
Mazi köhne kitap değil, şanlı bir satır…
Mazi ırkın yarattığı çoksun bir seldir,
Mazi bizim alnımızı göğe yükseltir,
Geçmişlerin gecesinden ışık alırız…
Bir düşünsen mazideki olan işleri
Hâdisatın büyüklüğü seni şaşırtır.
İstersen gel yadedelim o geçmişleri…
Kaynar elbet damarında halis Türk kanın,
Damarında çünkü kanı var “Atilâ”nın,
Avrupanın her ırkından toplanan ordu
Onu Galya ovasında zorla durdurdu.

İradesi yenilmeden sinirle ete
Vatan için karısını bırakan “Mete”
Yasa için kardeşini öldüren “Çingiz”
Yeryüzünde bırakmadan küçücük bir iz
Geçip giden milyonlarca adsız kahraman,
Ki her biri bugün bize vermektedir şan,
Bu erlerin cisimleri toprakta kaldı,
Hangisini hangisinden üstün tutmalı?
Her birisi bu toprağın, bu ırkın malı…
“Tonyukuk”un gizlenmiştir dehâ kanında,
Bismark onun at uşağı olmaz yanında…
“Alp Arslan”la “Kılıç Arslan” şanlı bir fasıl
Avrupayı rezil eden “Yıldırım”… Nasıl?

Düşünsene ne biçim bir kahraman erdir
Ankara'da Yıldırımı eriten “Demir”…
Bu kadar mı? Bu saydığım ancak bir kaçı!
“Katerin”le neler yaptı acaba “Baltacı”?
Anafarta cephesinde kim durdu en son?
İlk dayağı kimden yedi kuduz Napolyon?

Sevdiğin kız şu toprağa eğer girdiyse,
Sen toprağı eskisinden fazla benimse.
Bil ki toprak ebediyen senin olmuştur.

Bu dünyada bizim bir genç kızı sevmemiz
Filhakika gayet doğru, hem de çok temiz
Bir gayedir… Fakat bunun hududu dardır…
Sevgiliden sevgili bir mefkûre vardır.
Biz kız solar, yahut senin tükenir aşkın,
İnsan kalmaz uzun zaman neşeli, taşkın…
Ya mefkûre? Ebediyet onunla birdir,
Kişioğlu müebbeden ona esirdir.

En mukaddes iki “Var”a böyle söversen,
Toprak ejder, mazi kanlı bir gece dersen,
İleriye bakamazsın, gözün kamaşır.
İstikbali kucağında bu mazi taşır…
Arkasında olmasaydı şanlı bir mazi
Bu milletten çıkar mıydı bir büyük “GAZİ”?
Kara toprak yine bizden gıda almasa
Kalır mıydı aramızda türe yasa?
Mazi bizim atamızdır, toprak anamız,
Biri bizi yetiştirir, biri verir hız.
Bu toprağa nasıl dersin kara bir ölü
Ki bağrında bütün şanlı ecdat gömülü.

Yabancılar bir gün yine akın ederse,
Ve zaferi kendisine yakın ederse,
Sevgilimi aldı diye bu kara toprak
Tarihin ün meydanında uzun kalarak
O toprağın uğruna sen can vermez misin?

Bu maziyle bu toprağa küfürden sakın,
Kendine gel, iradeni üstüne takıl!
Savaşları, türeleri, yasalarıyla
Zaferleri, bozgunları, tasalarıyla
Mazi ırkın yarattığı bir şaheserdir…
Hey arkadaş, sapıtmışın, doğru yola gir;
Hakkı neyse ver maziyle kara toprağın…
Onlar değil efsaneyle cansız bir yığın!

Bu ikisi ebediyen kutlanacaktır…
Ve bunları inkar eden, bil ki alçaktır…

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.200
  • 230.169
  • 29.200
  • 230.169
# 10 Eki 2014 20:42:24
Irmaklar akmaz yukarı
Aksın istiyorsan şair ol
Çünkü şairler akıtır ancak
Durgun ırmakları yukarı
Şairlik mi / biraz kaçıklıkmış
Birileri bana şair diyeli /
Bunu daha iyi anladım...
Celâlettin KURT

Çevrimdışı deva35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.396
  • 11.769
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.396
  • 11.769
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eki 2014 20:52:16
Gözlerim Gözlerinde 

Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? 
Hep böyle içinde uzak bir işik mi yanar? 
Bakişlarinda beni dinlendiren bir şey var; 
Kiyisindaymiş gibi en sakin denizlerin...
 Bir yelkenliyim şimdi ben senin limaninda 
Firtinalardan geldim sende dinleniyorum. 
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum; 
En eşsiz dakikalar sürsün senin yaninda... 
Hiç yumma gözlerini, işigin eksilmesin, 
Gündüzüm aydinligim, ipek böcegim benim! 
Güz bahçemde açilmiş o son çiçegim benim! 
Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin; 
Ayirma gözlerimden çocuksu gözlerini, 
O sakin o yalansiz, o kuytu gözlerini. 

Ümit Yaşar Oğuzcan

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 10 Eki 2014 23:02:06
Kuş Koysunlar Yoluna

bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. hep böyle mi bu?
bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer...

kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben’im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.

niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına?
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına?
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?

"öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.

Nilgün Marmara

Çevrimdışı zeynep_zehra

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 11 Eki 2014 00:04:52

Gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba
Hep Kanlica'da Emirgan'da
Kandilli'nin kursuni safaklarinda
Seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda
simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layik olmasam da
Ey çagdas Kudüs (Meryem)
Ey sirrini gönlünde tasiyan Misir (Züleyha)
Ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Daglarin yikilisini gördüm bir Venüs bardaginda
Köle gibi satildim pazarlar pazarinda
Günesin sarardigini gördüm Konstantin duvarinda
Senin hayallerinle yandim düslerin civarinda
Gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda
Ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda
Verilmemis hesaplarin korkusuyla
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layik olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünüm benim

Ülkendeki kuslardan ne haber vardir
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir
Ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir
Yoktanda vardan da ötede bir Var vardir
Hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir
O sarkiya özenip söylenecek misralar vardir
Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir
Ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir
Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir
Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir
Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

Sezai KARAKOÇ

Çevrimdışı paptyaeylüler

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Eki 2014 00:42:37
Hoş geldin
beklemiyordum seni
hiç gelmezdin
dağınıklığını bağışla gönlümün
kırıklığını
yorgunum
güneşi uğurlamıştım az önce
bahar da ardından çıkmıştı
geceye dönmüştüm daha yeni
geç otur baş köşesine hüznümün
üşüdün mü
yakarım şimdi gözlerimi
açarım yüreğimin türküsünü
çay yapayım sana
aşk yeni bitti
yanına şiir koyayım
az da umut
içer miyiz ?

Türkan Emren

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.200
  • 230.169
  • 29.200
  • 230.169
# 11 Eki 2014 09:50:53
"Sana zorsa, bırak yanayım.
Kolaysa esirgeme..."
A.Cahit Zarifoğlu

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Eki 2014 13:34:14
Yazık sevgime diyor birisi
Güzel gözlü bir çocuğun bile
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar
Ve o kadar

Tavrım bir şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
Kış geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse

Eylül toparlandı gitti işte
Ekim falan da gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar..

Turgut Uyar..

Çevrimdışı Eğitimci35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.562
  • 91.098
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.562
  • 91.098
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 12 Eki 2014 00:51:34
 Yüreğimde Yara Sesi

 Bir bıyık niye uzar, kıyametteyken sen?
 Ayna sırrını döker mi hüzünden, unutulmaktan?
 Hani öz yüzüne bakamazsın ya,
 Hani suyu kirletir ya ellerin.
 Ki o eller devrim ateşi taşırdı,
Yüzü gülsün diye ayazdakilerin.
Şimdi saklanacak yer ararlar.

 Bir el niye utanır kendinden hoca?
 Sadece birbirine tutunur karanlıkta usulca?
 Ah elleri salhaneye sokmamalı,
Susuz ellere denizi göstermemeli,
 Ne yapacağını bilmez şaşkınlarım.
 Tutar bir su sızıntısına kanar da, deryadan olur.
 Ama ne bilsin bunu yağmurla beslenen nilüferler.

 Eller mi suçlu de hoca?
 Açlık mı, susuzluk mu?
 Açlık; çarık yedirir derdi de masal amcam,
 Bir türlü anlamazdım.
 Bir el niye bilmez ölçüsünü,
 Panikler, saf sevda karşısında?
 Hata sinsice bekler kapısında.

 Niye büyükçe kirlenir çocukların elleri?
 Peki, bilir misin ellerdeki o kahredici kederi?
 Neden bunca kolay kundaklanır,
 Köy evlerine benzer yürekleri?
 Büyümese daha mı iyi olur köy çocukları?
Köyünde kalsa, kirletmese kentleri, kentlileri.

 De hoca, daha mı iyi olur?
 Kirli çocukları beslemeyip asıp kurtulsak,
 Ah de hoca?
 Köylü yürekli, kına bakışlı,
Bir yürek neden öldürür kendini, yetmeyince kendine?
 Bir bakış neden uzar tırnak tırnak?
 Neden her günah ille de bir el arar?
 Peki eller neden mezar kazar?
 Omzum ortasında iğneli fıçı,
Çengelli sorularla tetiklenen.

 Bir yürek neden yanıtlayamaz mantıklı soruları?
İflasını verir mantık maliyesine, kendini fesheder.
 Kaybettiği kanla sarar yine yarasını.
Olur olmaza ilikler yakasını,
Öylece köylü durur zulmün önünde, sökülür diş diş.
Sustuğunu unutturmak sayar ahmakça.

 Ellerim günah rengi hoca,
 Tütün basıyorum yangınıma,
 Acı acı yansın, külden beter olsun.

 Bir el niye imdat ister batarken günah batağında?
 Ellerimde havar sesleri.
 Bırak boğulsun ellerin kendi çığlığında.
 Bir el ne ister hoca, başka ne?
 Çatısı niye çöker bir yüreğin?
 Kan ağlar göçünce kırlangıçları.
Bırak yıkılsın başına dünyası,
Yıkasın ölüsünü kendi kanında ne çıkar?
 Tabutunu öz ırmağı götürsün kim bakar?

 Bir yürek kaza sonucu nasıl ölür?
 Ölürse iyi ki mi ölür, yolun, havanın hesabı sorulmaz mı?
Ohh, öldü de kurtulduk mu olur?

 Ah hoca.
 Yüreği mahkeme salonu, aklı kürsü,
 Adil olduğunu bildiğim yargıtaysız merci,
 Kestiğin boynumdan kan akmaz bilesin.
 De, bir yürek niye yargılatır kendini bir başka yüreğe?
 Neden öyleyse bir yürek kendine ağır,
 Kendi ipinde sallanır ve böylesine birbirine sağır.
 Asma yaprağı gibi titremesi, asılacağını bilmesinden mi?
 Yoksa asma dalı gibi birbirine sarılmasını bilmemesinden mi?
 Nasıl küfür gibi durur göğsün elinden bir yürek?
 De ha, herşeyi bilen Şahrud, de…

Tunay Bozyiğit

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK